Hergün Son toplantı Yazan: F.R. Atay — 1936 senesinin 30 temmuz cuma gününe dahi, hiç tereddüt etmeksizin tarihi sıfatını verebiliriz. Montrö zafe- ri ile yalnız Boğazlar meselesine de- ğil, Türkiyenin emniyet ve hâkimiyeti. ne yakından temas eden mühim bir da- vayı halletmiş oluyoruz. Millet mü - messilleri yaz tatiline karar verdikleri zaman, hükümetin mes'uliyeti ne ka- dar ağır idi ise, bugün, şeref payı o ka- dar büyüktür. Lozan, kılıcımızım hakkı idi: Mon- trö, on üç senedenberi bütün vaidleri- ni yerine getiren sulh ve medeniyet Türkiyesinin milli kuvvet ve enternas- yonal itibarının eseridir. Son hâdiseler, hürriyet, emniyet, kuvvet ve istikrar sahibi bir Türkiye - nim sulh buhranları sırasında nüfuz ve ehemmiyeti ne kadar hesaba katılmak lâzım geldiğini isbat etmiştir. İmdi bu nüfuz ve ehemmiyet, vazife ve mes'u- HEyetlerimizi artırmıştır. Hergün daha kuvvetli olmağa mahkümuz . İstediğimiz şey dört kelime ile anla- tılabilecek kadar basittir: Kendimiz ve herkes için sulh ve emniyet! Harpçi ol- mıyan büyük küçük bütün devletlerin de istemekte olduğu bundan ibaret de- ğil midir? Fakat bu basit kelimelerin rüyası hakikatleştiği vakit, cihan çağ değiştirmiş olur. Temini elimizde olmı- yan ve dört kelimenin basitliği tinde, karışık, güç ve çetin olan cihet budur. Biz sulh ve emniyet nizamını kendi bölgemizde kurmak için mümkün olanı ve olmıyanı yapmakta devam edeceğiz. Ancak bu savaşın da, bütün tehlike ve tehdidleri önliyecek ve hepsine göğüs gerecek maddi manevi kudreti elde bu- lundurmakla yürüyebilir olduğunu bir an unutmıyacağız. Harb gibi, sulh da, ancak kuvvetlilerin eseri olabilir. Za- yıflarm, harb korkusundan ve müdafa- a imkânsızlığından gelen barışçılığı - nın ne kendilerine, ne de başkalarına hayrı olmadığını söylemeğe lüzum var mıdır? Sekizinci Edvard ve zenci askerler Kral Sekizinci Edvard. Fransada Vimy mevkinde Kanadalı maktül as- kerlerin şerefine dikilen âbidenin res- mi küşadına gelmişti. O sırada Kanadalı askerlerin ara - gından bir zenci ileri fırladı, muhafız- kar ve etrafındaki adamlar yeni bir sui- kaa tehlikesi karşısında - kaldıklarını zannederek zenciyi tevkif ettiler. Fa- kat o adam : — Ben yalnız kralla konuşmak isti- yorum, dedi. Sekizânci Edvard adarm kabul etti. Zenci: — Haşmetmeap, dedi. Sizinle Ka - nadada bir kere görüşmüştük. Bu mü- Tâkatin hatırasını hâlâ muhafaza edi - yorum. Müsaade ederseniz bu Vimy- harbinde gözleri sakatlanan sekiz zenciyi size takdim edeyim. Demokrat kral bunu kabul etmiş, Ve hepsile ayn ayrı - g tükten sonra, her birine biner İngiliz lirası pa- ya vermiş. Dünyanın en mes'ut memlekoti | Bütün devlet bütçelerinin açık ver- | diği bir sırada Cenubi Afrikadaki Kap | devleti, vatandaşlardan aldığı vergileri indirmiş, ve fazla varidatı nereye sarf- | deyim diye düşünmeğe başlamış takım füzult masraflar yapıldığı bal- | de, mahalli sarfı olmryan 3 milyon dev- letin elinde kalmıştır. | Yazıyı okuduktan sonra, zengin OH mak için aralara gitmeği kuran kim- selere de hemen şu fena haberi vere - Kim: Kap hükümeti, dışandan — gelerek, orada yerleşmek isteyenleri memleke - te sokmamaktadır. 5 Resimli Makale İK SON POSTA 2 Ağustos aa Eskiden kadının sporla meşgul olmasi ayip sayilir- dı. Bu telâkki bize münhasır değildi. Aşağı yukarı her muhitte hüküm süren kanaat buydu. Kadının tahsil ha- yatına, iş hayatına atılmasından sonra bu kanaat ve te- lâkki de değişti. Çünkü kadın da vücudunu yeni hayat Şeraitine göre çevikleştirmek ve zindeleştirmek lüzumu- nu hissetti. Kadınm sporla meşgul olması, vücudunu sağlamlamakla kalmadı. Ona sıhhat ve kuvvetin temin ettiği güzelliği de verdi. Bu yüzden artık o eski şişman, tembel, ham halat kadın tiplerine tesadüf edilmez, ya- hut nadir tesadüf edilir oldu. Çünkü onun yerine canlı, çevik, sağlam, dayanıklı ve hakikaten güzel yetişti. bir nesil Kadınlar spora ehemmiyet verdikçe hem sağlamlaşa- caklar, hem güzelleşecekler, ve dış güzellikleri sarsılmaz bir sıhhate dayanacaktır. (SÖZ ARAS İngiliz meclisinde Resmiyet ve ananelere Hürmet kalkıyor İngiliz parlâmentosunda artık eski an'anelerin istipdadı kuvvetini kaybet- miştir. Yeni neslin meb'uslarından bir çoğu eski âdetlerin saçmalığından a- çıktan açığa bahsetmeğe başlamışlar - dır. Bir göün muhafazakâr — saylavların hepsi silindir şapka ile mecliste bir me- rasime iştirak ettikleri zaman sol ce- nah mensuplarından — biri, saçsız ve parıl parıl parlayan kafasiyle nazarı dikkati celbetmiş ve kimse kendisine bir şey söyleyememiştir. Geçenlerde Thorir isimli bir meb'us #mademki hatipleri alkışlıyoruz. Ayni zamanda ıslıkla da takbih edebilmeli- yiz» demiştir. Bir başkası da futbol maçlarının in- tizama sokulması hakkında bir kanun lâyihası müzakerç edildiği zaman içe- riye bir hâkem düdüğile girerek beğe mediği yerlerde favül işareti çalmı ağır başlı ihtiyar İngilizleri hayli hırs- landırmıştır. Kraliçe Marl mavi kordelâyı alamadı Dün gelen Fransız gazeteleri İngi - Bzlerin meşhur Kraliçe Mari vapuru- nun mavi koördelâyı alamadığını vinçle yazmaktadırlar. Malüm okluğu üzere mavi kordelâ, Avrupa ile Amerika arasındaki mesa- feyi en çabuk kat'eden geminin döreği- ne takılmaktaydı. Kraliçe Mari bu defaki - selerinde Normandiyadan daha çahuk Amerika- ya vasıl oldu ve İngiliz matbuatı bu za- feri alkışladı. Fakat Fransızlara göre, işin içine hi- le karıştırılmış ve Kraliçe Marinin sü- varisi rotayı değiştirerek Amerikaya daha kısa bir yoldan gitmiştir. Denizin - enginliğinde — yolcuların, bu masum dalâvereyi kavrayamıya - cakları zannedilmiş ise de rekorlarının kırılmamasını istiyen — Fransızlar farketmişlerdir . se- işi Yozgattan yazılıyor: Burada bir ölüm hâdisesi olmuş, Bekir isminde bir adam karısını Sungurlu kazasında memur bulunan oğ- hlunun yanına gönderdikten sonra kendisi de, abıra eşe- ğini bağlamış, evinin sofasında yatmış, uyumuş, bir da- ha da uyanmamıştır. Aradan beş altı gün geçince, Bekirin evine komşu bu- lunan evlerde fena Bir koku hissedilmeğe komşular Bekirin evinin baliçesini aramışlar bir şey bu- lamayınca da kahvede bu meseleyi mevzuu bahsetmiş- lerdir. Fakat kimsenin hatırına Bekirin evinde ölüp ko- kacağı gelmemiştir. Aradan on gün geçtikten sonra Be- kirin karısı Leylâ oğlunun yanından dönmüş ve eve gitmiştir. Kapı kapalı olduğundan ufak bir çocuğu pen- çocuk kapıyı açmıştır. Leylâ yu- İSTER İNAN İSTER İNANMA! cereden içeri sokmuş ve * | HERGÜN BİR FIKRA Allah inandırsın! Meşhediye atfedilen fıkralardandır: Vaktiyle, bir yark — memleketinde, Demiryolları İdaresi müdürünün karşısı na, gikâyeti var diye, bir adam çıkar- mışlar. Müdür sormuş: — Sen kimsin? — Adım Alâsgar'dır; ben inekçi yim., — Şikâyetin nedir?. Yoksa, inekle- rinden birini tren mi çiğnedi? Herif: — Yock! demiş. Fakat sizin tren- ler, benim ineklerin otladıkları çayırın yanından o kadar yavaş geçiyorlar ki, yolcular ellerini uzatıp hayvanlarımın tekmil sütlerini sağıyorlar! H— Dünya yüzündeki Son müstebit de öldü e Katnai adasınm — yegüâne Mösyö Andrey Robinson Bu zat dünyada yaşamış olan müste- bitlerin sonuncusudur. Zira, sahip ol duüğu adada, yollarda otomobil ile do- laşmayı menetmiş. Gene adanın iç de, kimseye alkol kullandırmadığı €igara da içirmezmiş. Ufak ülkenin içi- ne telefon girmemiş imiş. Mumaileyhin vefatı Kaunai adası sekenesini büyük sevinçlere garket - tirmiştir. . Macaristanda her yıl ay şeklinde çörek merasimi yapılır Macarlar ay şeklindeki — çöreklerin 250 inci senesini tes'it etmeğe hazır - lanıyorlarmış., Ay şeklindeki çörekler 1686 senesinde ilk defa Macaristanda yapılmıştır. Bir Macar fırıncısı o tarihte Türklere karşı kazanılan bir harbin hatırasını tes'it etmek için yapmış. Merasim günü 300 fırıncının müşte- reken yaptıkları hilâl şeklindeki çörek ortaya konacak, fakirlere dağıtılacak- tır. ölmüştür. sahibi | KA Kadın ve spor B INDA Devlet reisleri Nekadar Para alıyorlar? Şimdiye kadar devlet hazinesinden en fazla para alan ikinci Vilhelm imiş ve bu parayı da imparator olmadan Jevvel, yalnız Prusya kralı iken alıyor- müuş.Senelik tahsisatı 18 milyon markı buluyormuş .Bu gün kralların en zen- gini Sekizinci Edvarddır. Senelik res- mf tahsisatı 33 milyon İngiliz lirasıdır. Kendisinin de on milyon varidatı var- dır. Cumhuriyetler, bu hususta daha az cömert davranıyorlar. Fransa Reisicumhuru Mösyö Leb - İrun senede 3,600,000 frank, bizim pa- ramızla takriben 300.000 lira almak - tadır. Bonapart general iken 500.000 İfrank alırken imparator olduktan son- İya bu meblâğı, 25 milyona çıkarmıştır. Papa, bunların hepsinden daha zen- gindir. Bütün kilisenin varidatına sa- İhiptir ve hiç kimse kendisinden hesap |soramaz, Her şeye rağmen moda | İngilterenin Huel şehrinde zengin bir fabrikatörün evini soymuşlar. O meyanda, fabrikatörün karısının gard- robunu da ihmal etmemişler, aradan bir müddet geçmiş, madam bir elbise meşherinde jüri meyanında bulunu - yormuş. Bir de ne baksın, karşısına model olarak çıkan genç ve güzel bir kadının sırtında kendi çalınan elbise - si... Elbise birinciliği almış. Derhal po- lise haber vermişler, kadın elbiseyi çal- madığını ve başkasından satin aldığını söylemiş, suçlu yakalanmış... Madam: — Ben şahst davamdan feragat e- diyorum. Elbisem çalınmasaydı, bu « gün birincilik kazanmış bir elbisenin sahibesi sıfatını kazanmamış olacak - tım. Hırsıza hakkımı helâl ettim, de- miş. karı çıkınca safadı şılaşmıştır. Bekirin cesedi hoca ölüye yaklaş başlamış, Nihayet cenaze dığı yerdeki eşya İSTER İNAN İSTER İNANMA! a evvelâ mide bulandıran bir koku hissetmiş, sonra da koçasının kurtlanmış cesediyle kar- Hâdiseden müddeiumumi ve doktor haberdar edilmiş ve Bekirin kalb sektesinden öldüğü anlaşılmıştır. fena halde tefessüh ettiği için hiç bir arak icap eden dint işleri yapmıya yak naşmamış, dinf merasim yapılmayınca da ölünün gö- mülmesi mümkün olamamış ve cenaze ortada kalmıştır. yıkama işi bir nevi mezada konmuş, mutad ölü fikama ücretinin bir kaç misli verilince hoca- lar paranın cazibesine dayanamamışlar ve cenazeyi yı- kamışlar, dini merasimi yapmışlardır. Bekir de bundan sonra gömülebilmiştir. Bekirin yalnız cesedi değil. uzan- da çürümüş ve kurtlanmıştır. Sözün Kısası Tarihi binalar E — Talu B ir — yandan okuyucularıma?| «Temcid pilâvı gibi, isıtıp 1814 tıp bize sunuyor!» dedirtmemek, bit yandan da içlerinde pek çok dostlarınt bulunan belediye erkânını gücendir * memek için şu bizim «Uray » a dokun" mayım derim amma, bir türlü bu ka * rarımda sebat edemiyorum, Nasıl edeyim ki bu şehrin içinde ya* Şgiyorum; ve çok şükür henüz gözle * rim görüyor, Burnum koku alıyor, di mağım da bunca meşakkatli mesaiyt rağmen henüz zindedir. Gezdiğim yerde, etrafımı görüyolf ve muhakeme ediyorum. Vardığım netice de şudur ki bu şehrin belediy€ işleri mühmeldir. Bu ihmalin, çok defd imkânsızlıktan ileri geldiğini de ka* bul eden munsiflerdenim. Lâkin berl yanda, bir takım işlerin de azıcık hüst nüniyetle pek kolay başarılır olduğu * nu bu kısır aklım idrâk ve iddia etmek te güçlük çekmez. t Şimdi, haber aldım ki, İstanbuldi bulunan bazı tarihi binaların belediye: ye devri kararlaştırılmış. Bunların n suretle muhafaza ve idare edileceğini tayin için de hukuk müşavirinden, muhasebe müdür muavininden, ve bes lediye avukatlarından bazılarından mü* Gakikağ bi İcaneyoni taşkil” “olmtelli Hukukçularla muhasebecilerin tarihla münasebetleri ne olabilir suali bizde varid değildir. Bir erkânt harbiye genet ralinin üzümcükiğe dair eser, bir mü| hendisin de âşıkane roman yazdığı bit ülkede, bir muhasebe müdür muavini de pekâlâ tarihçi olabilir. Onun için bi cihete itirazım yok. Fakat şu tarihi İstanbu! şehrinin bar kımsızlıktan mütevellid hali pürmelii line bakıyorum da, belediyem in de, tarihi binaların mukadder â y ni göz önüne getlirip, şimdiden vüre * gim sızlıyor . Ca < . lalıı ——emmamn Biliyor Musunuz? Bhednaeı — etlüiimere çe eee aa ; | — 1917 de Framsanın harbiye nasiff ve meclis reisi kimdi? 2 — Koşinşin nerededir, kimin idare d sindedir?. Merkezi neresidir? ç 3 — Cenubi Amerikadaki Kolombiyf curmhuriyetinin eski ismi nedir? Genişlili ne kadardır?. Eski vaziyetinde hudutlar) dahilinde hangi devletler vardı? 4 — Konfuçyus kimdir? (Cevapları Yarın) | — Yunanistanı Osmanlı ordularile heden İstanbul Fatihi Sultan Mehmettir. — 2 — Kazıklı Voyvodaya, bu isim, kef) | disinin yakaladığı esirleri, Osmasilı elçilt) rini kazıklatarak öldürdüğü için verilmif| tir. Tarih anun on binlerce insanı bu g87 kilde öldürdüğü, çocuklu anaların me: lerini keserek çocuklarının koparılmı Tarına yapıştırdığını, elçilerin sarıklarını bi Asıl isifi kaydeder. d 1 Jarına çivilediğini Vlâddır. 3 — Osmanlıların Balkanları istilksındii karşılaştıkları en büyük vaköp — İsk Beydir. 4 — Darvin meşhur İngiliz tabiyatak) rındandır. Gençliğini tamamile tabiati kikle geçirmiş, cenubi Amerikada yaptli! tetkikatın etasları üzerinde yazdığı kitaPİ| göhret kaznmı Yavaşlık rekoru Fransızların Normandiye v:pu!_“_f dan sonra İngilizlerde Kraliçe Mari minde bir gemi inşa ettile! merika yolunu kısaltmak için ç.ı!ı,—lyor kar. ğ Bu meyanda çeşit çeşit n:lmılsı"bll bahsediliyor. Biz de bu miimışebewu henüz şimdiye kadar elde edilmemi”! bir rekoru hatırlatacağız. İRÜİ’ı. :Gy":'ı-' sinde, iki Norveçli, Pilmot - Nev —,J mesafesini, ufak bir sandalir ve KÜCÜN çekmek suretiyle elli beş günde kat mişlerdi. İlzam ei GA LAMA İ Bör aa kanan d İ K Datarayar —a