(Baştarafı 1 inci sayfada) Bir aya yakın zamandanberi çalışan konferans bu gece mesaisini tamamla- Yyacak ve hazırladığı tarihi vesikavı im- zalayacaktır. Saat onda Saat ona doğru herkes mes'ut da - kikanın hulülünü sabıraızlıkla bekli - yord in murahhaslar, Hariciye Veki- limiz Doktor Rüştü Arasın verdiği zi- Yafette idiler. Montrö'yü saran sevinç havası Hepsi de memnundular. Çünkü bir hayli zamandanberi hep muvaffakı - Yetsizlikle neticelenen konleranslar-| ., biri Mukavele N Jvermekte, sulh davasına yeni bir isti - nat noktası temin eylemekte ve bir İtanzim işi çerçevesini taşarak — bey - nelmilel anlaşma sahasında milletlerin önünde daima genişliyecek olan bir devreye nişanesini koymaktadır.) —— Baylar, bu neticeye etişmek için, hiz- lerden her birimiz tarafından mühim ta- [viıludc bulunmak icap etti. Herhalde Tür- kiye en az tavizde bulunan devletlerden biri değildir. Memleketim — münhasıran İmnilli olabilecek ve fakat bir teşriki meski îmiuıi olmasını tercih ettiği tarzı halle e- rişmek içindir ki en mukaddes haklarında fedakârlıklara katlanmıştır. Bütün millet- lerle sulh ve yakınlık siyasetimiz elde edi- len netice il mamile tatmin edilmiş bu- Junmaktadır. Ve genb bu netice sizlerden ertiği içindir ki e- de tatmin dan sonra uğursuzluğun koltığını, ta-,emmiyeti fevkalâde büyük bir manâ ikti- lihsizliğin yenildiğini göseteren — ilk Parlak netice alınıyor, devletler anla - Şarak, ve müsbet bir iş başararak ay - rılıyor ve bu hâdise beynelmilel hayat- ta yeni, ve uğurlu bir ufuk açıyordu. Bilhassa Türk heyeti murahhasası, çok neş'eli idi. Gazeteciler de delegelerin bulundu - ğu salonun yanıbaşındaki — salonda kendilerine verilen ziyafette bulunu - Yordu. Matbuat müdürü Vedad Nedim Yemekte söz söyleyerek gazetecilerin Mazha rolduğu teveccühten ve İsviç- relilerin mihmannüvazlığından bahset- ti, Ziyafet bittikten sonra murahhaslar &rup grup yemek salonundan çıkmağa ve merasim salonuna doğru gitmeğe başladılar. İmza merasimi Salon, çok geçmeden mahşeri bir ka- labalıkla doldu. Murahhaslar hep bü - Yük üniformalarını giymişler, nişanla- rını takmışlardı. Ortalık, şşşaa ve ihtişam içinde yü- züyordu. Nihayet vakit- hülül etti ve murahhaslar yeşil masa etrafında dizil- “diler. Ortalık derin bir süküt içinde di Nihayet kâtibi umumf ayağa kalka- Tük, murahhasların heca harfleri sıra- ile masa başına geçip imza edecekle - !ini söyledi ve Bulgar murahhasını İmza için çağırdı. Tam saat onda Bulgar murahhası Muahedeyi imzaladı ve diğer —devlet Murahhasları onu takip ettiler. En son imza eden murahhas Yugoslayya mu- Tahhası idi. Bütün imza merasimi 28 % devam etti ve mukaveleden on bir nüsha hazırlandı. Umumi kâtip imza olunan mukave- in Paris arşivinde muhafaza oluna- Cağını bildirdi. İmza sırasında ve imzadan sonra fo- toğrafçılar resim alıyor ve her murah- hasın resmini imzasını atarken —ayrı 2'"' çekmeğe ehemmiyet veriyorlar - Tevfik Rüştü Arasın nutku Bundan sonra Tevfik Rüştü Aras Ayağa kalkarak şu nutku söyledi: «Baylar; mühim ve mânalı bir hâ- dise vukua gelmiş bulunmaktadır. Bir- kaç dakika evvel kaydettiğimiz mes'ut Heticeye varmak için bir aya yakın bir Rayret sarfetmek icap etti. Montrö Mukayelesi müracaatımıza cevap ve ğ Ten devletlerin sıkı teşriki mesaisi için- de imzalanmıştı. j Bundan böyle dünyada diyebiliriz i, milletler her türlü uzlaşma düşün - Sesiyle mütehassis oldukları vakit en Müşkül meseleler bile hal ve tesviye tdilebilir. Ve her biri tarafından doğru Ve adilâne maksatlarla — sarfedilen Rayretler muvaffakıyetle tetevvüç e- der, Bizi anlamış ve Kemalist Türkiye | Siyasetine milletler arasında — karşılıklı İtimada, teşriki mesaiye olan imanını Tarsin etmek imkânını vermiş olduğu- Duzdan dolayı sizlere Türk milleti na- TMina teşakkür ederim. Montrö muahedesi harp sonrası si- ı_';etînde bir merhale teşkil etmekte - 'Bunıch tezahür eden anlaşma, yesa düşen bir çok yürekleri kuvvetlendir - © Mekte, dünyaya yeni blr ümit ateşi * sap etmektedir. Boğazların geçişini sizinle tanzim ettik. Fakat bu herkes içindir. Diğer milletlerin de bazıları doğrudan doğruya bazıları ma- nevi müzaheretlerile bize iltihak — edecek- leri hususunda ümütler perverde ettik. Bu netice ile bizim için olduğu gibi sizler için de herkesin hasret çektiği bu eseri tahak- kuk ettirmiş olduk. Bu salonda vukua ge- len mes'ut hâdiseden sonra son umumi top- lantıda mümtaz ve aziz teisimizin söyledi- ği sözlere bir kere daha avdet edeceğim: aylar, büyük harbin en kahraman ve ayni zamanda en tahripkâı safhalarından bi rini teşkil eden kanlı hâdiselerin Stanley Bruce'ü siyanet ederek kendisine burada Boğazlar meselesinin muslihane bir tarzda hal ve tesviyesine riyaset imkânını vermiş olmasından dolayı memnun olmalıyız. Mumaileyhte yalnız beynelmilel mü- zaketelerin idaresinde calibi dikkat bir şahsiyot değil fakat ayni zamanda herkes için muhabbetkâr bir dost bulduk. Mont- rö konferansı onun Tiyasetiyle şeref — bul- müştur. Onun ismi memleketimde her Tür- kün yüreğinde yer tutmuş olan bir davaya bağlı olarak kalacaktır. Kendisine samimi ve derin minnettarlığımızı burada bir ke- Te daha teyit ederim. Dostum B. Politi nü bize 4Türkiyeyi dünya karşısında yük- selten her gey Türkiyenin dostları için bir kazançtır.» dedi. Burada temsil edilmekte olan bütün devletler murahhas hey'etleri nin memeleketime karşı göstermiş olduk- ları samimi dostluk sayesinde elde edilen muvaffakiyetin derin sebebi, bundan daha iyi bir surette ifade olunamaz. Baylar! Bundan daha fazla dostane ol- masına imkân olmıyan bu sözler her biri- nizin bize kendi memlekeliniz dostluğunu bildiren müzakerelerini hulâsa etmektedir. Bu sözler ayni zamanda dostlarımız ve müttefiklerimize karşı bizim kendi hissiya- hımıza da sadık süretle tercüman olmakta- dır. Muhterem ikinci reisimiz memleketle- rinizin daima teali ve muvalfakiyeti hak- kındaki temennilerimle birlikte benim biz- zat size söylemek istediklerimi belâgatle ifade etmiştir. Ş Ş Bizim mukavele projemize verdiği yeni şekille işimizi çok ziyade teshil etmiş olan İngiliz murahhas hey'etine bilhassn teşek- kürlerimi bildirmezsem bir kadirnaşinaslık etmiş olurum. Fakat Büyük Britanya —mu- rahhas hey'eti tarafından bu derece dosta- ne bir surette hazırlanan —esas üzerinde bütün diğer murahhas hey'etlerin Türkiye» ye karşı ibzal ettikleri itimad ve dostluk- ları gördük. Barada, Sovyetler Birliği gibi gn beş sanedenberi Türkiyeye karşı olan dostlukları bütün sahalarda tecrübe edil- miş memleketlerle, yahut Fransa gibi ken- dilerine karşi çok samimi bir dostlukla mütehassis bulunduğumuz — memleketlerle ve Balkan Antantı miRttefiklerimiz gibi sa- dakatie tecrübe edilmiş müttefiklerle mü- zakerelerde bulunduk. Fakat şunu tebarüz ettirmek isterim ki bu konferans esnasında , geçen cumartesi gü- asıl İmzalandiı # SON(POSTA — murlar göndermesine medyun bulunuyoruz. Kendisine Türkiye namına teşekkür e- derim ve eminim ki konferans ta kendisine karşı minnettarlığını bildirmek — için bana | iltihak edecektir. Konferansımızın fahri reisi B, Motta, İsviçrede bulunmadığından, kapanış celse- mize tiyaset için gelememişlir. Bu akşam; kendisine hürmetkâr ve dostane selâmları- mı bildirir ve yüksek federal meclise bütün minnettarlık hisstiyatımı ilâveten beyan ey- lerim. Bir ay burada, bu füsunkâr memleket- te Vaud Kantonu ve Montrö Kamunu makamlarının misafirperverliği, dalima uya- mık tekayyüdü arasında çalıştık. Bu ikame- timizi bu derece memnuniyetbahş bir ha- le getirmekle bu makamlar, işlerimizi ko- laylaştırmışlardır. Kendilerine — minnettar- lığımı bildiririm. » Tevfik Rüştü söz söylerken Litvinof not alıyor ve bir kâğıda bakıyordu. —Tevfik Rüştü her devletten bahsedip teşekkürünü sunarken o devletin murahhası eğilerek karşılıyordu. İngiliz murahhasının sözleri Tevfik Rüştüden sonra İn; murahhası söz söyledi ve kon- feransın muvaffakiyetle netice- lenmesinden memnun olduğunu, bu muvaflfakiyeti Türkiyeye borçlu olduklarını, beynelmilel usule teban yapılacak bir teşebbüsün muvaffak olacağına bundan daha mükemmel bir örnek bulunamıyacağını anla- tarak neticeden memnun olduğunu söyledi. Sovyet murahhasının sözleri Daha sonra Litvinof söz söyledi. Litvinof konferansı “Mes'ut kon- ferans,, sıfatiyle andıktan sonra “15 senedenberi Türkiye ile Sov- yet birliği arasında kırrlmaz ve kırılamaz bir dostluğun devame t- tiğini,, söyledi. Bunu müteakip “Lozan muahe- desinin Boğazlar kısşmı Türkiyede emniyet vermiyordu. Türkiye yeni mukavele ile bu emniyete ka- vuşmuştur. Bugün eski Osmanlı İmpııımduğu yerinde — gürbüz bir Atatürk Türkiyesi vardır. Ve Karadenizde emperyalist emeller takip eden Rusya yerine bütün komşularile dost olan ve hepsi ile sulh içinde yaşayan bir Sovyet Birliği vardır.,, dedi. Ve nihayet murahhas — heyetlere — teşekkür ederek “Bu konferans beynelmi- lel teşriki İ Romanya murahhasının sözleri Bundan sonra Romanya mu- rahhası Titülesko söz söyledi. Titülesku, Romanyanın Tür- kiye hakkında hududsuz itimat beslediğini anlatarak bu itimat dolayısile muahedeye zevk ve emniyetle imzasmı — koyduğunu söyledi ve Tevlik Rüştü Aras'ı selâmladı. Tevfik Rüştü de bil- mukabele onu selâmladı. Titülesko Atatürke ve İsmet İnönü- ne hürmetlerini bildirerek ve — şahsi bu memleketler kadar dost —Japonya-ve | muhabbetlerini anlatarak sözlerini bi- Bulgaristanın bize mürüvvetli yarzdımlarını vermek suretiyle Türkiyeye karşı dostluk nişaneleri ibzalde biribirleriyle yariş eder- cesine hamleler göstermeleri keyfiyetinden Ten meşru bir tefahur duymaktayız. Baylar, Sözümü bitirmeden evvel müsande e- diniz de kıymelttar teşriki — mesâileriyle Montrö konferansını beynelmilel toplantı- lar arasında imtisal nümunesi haline getiren B. Contzesco ve Possi ve Agnides'e de teşekkür edeyim. Ödenecek daha bir şükran bozcum var: Eğer işlerimize en mükemmel bir intizam içinde devam edebildiysek, bunu Milletler Cemiyetinin muhterem Genel Sekreteri B. Avenol'un talebimizi sempati ile kargıla- miş olmasına ve Montröye mümtaz — me- N i z Kai ! tirmeden evvel şu şayanı dikkat beya- natta bulundu: #«Romanyanın eski bir an'anesi var- dır. 17 inci asırda krallarımız. muh - telif düşmanlar arasından birini seç - mek - istedikleri zaman — muhakkak Türkü seçerlerdi. Çünkü Türkün, dü- rüst, âlicenap, vefakâr ve ciyanmert bir düşman olduğunu bilirlerdi. Bugün Türkiyeyi dost safında görüyoruz ve eski yüksek hasletleri ve faziletlerin - den dost olarak istifade ediyoruz. Japon murahhasının sözler Monr Zaferi kutlu Olsun! (Baştarafı 1 inci sayfada) Üzerinde, tarihin en büyük adamı ATATÜRK'ün gölgesini bir şeref ik- lil gibi hâlâ taşıyan ve kıyamete ka- dar taşıyacak olan Çanakkalenin bağ- rında, süngüsüne, yahut ki topunun namlusuna dayanârak nöbet bekleyen Türk neferi, nefes aldıkça, ciğerlerine, Akdenizin iodlu havasiyle beraber, tam bir istiklâlin eşsiz kıvancının da dolduğunu hissediyor. O nefer, o asil Türk delikanlısı dün, |yüce başkumandanının peşi #ra, tari- hinin en güzel merhalelerini jve nasıl baş döndürücü ve gi bartıcı bir hızla aştığını hatırlıyor. Önce harp! Top, tüfek, süngü.. İnönü.. Sakarya.. Tumlupınar.. İzmir.. Sonra siyaset! Mudanya.. Lozan, Ve bugün Montrö ve Boğazlar!, ATATÜRK'ün yüce varlığile kül teşkil eden bu mefahirden hiçbiri yeryüzünde — yaşayan hiçbir millete bu türlü nasib olmamıştır! Nasıl olsun ki ATATÜRK, bir tane- dir!. Ve onu yetiştirmek de bize, Türk milletine nasib olmuştur. Her zaferimiz, her muvaffakıyeti - miz, her ileri adımımız, her sevincimiz ancak ve ancak O'nun sayesindedir. Her Türk bunu bilir. Her Türk bu inancla ve bu güvençle yaşar. Ve her Türkün kalbi, o büyük varlık için ku - rulmuş bir mabettir! Bunu, bu mutlu günümüzde, hepi- miz bir kere daha duyuyor, bir kere daha usul usul, kendi kendimize tek- rarlıyoruz. Çünkü, O'nun işareti, O'nun tensi- bi, O'nun irşadiyle, İsmet İnönü hükü- metinin Montröde kazandığı son zafe- rin, aziz yurdumuzun istiklâli ve hâ- kimiyeti bakımından benzeri hemen hemen yok gibidir. Bu hâdise, bizzat Ulu Önderin bu- yurdukları gibi: «Milletin yüksek se- ciyesine, ordunun bükülmez bâzusu - 'na ve medeni beşeriyetin aldatılmaz bon sensına dayanarak ve güvenerek kullanılan zekâ, lojik ve enerjinin, bütün insanlığın muhtaç olduğu -sulh ve huzur bahşeden neticeler doğurabi- leceğine delil olmak itibariyle cidden. sevinmeğe ve sevindirmeğe değer ta- rihi bir hâdisedir! Bu yüksek hakikati takdir ederek bugün candan kopup gelen bir sevinç- le bayram eden bütün yurtdaşlara Montrö zaferi kutlu olsun! Bdi Hi Tn Türkiye vücut buldu. İsmet İnönü - nün Lozanda hayranı olduğumuz me- ziyetlerini burada Tevfik Rüştü Aras ile Numan Menemencioğlunda — gör- dük. Türkiyenin böyle rical yetiştir - mesi iftihara değer. Hükümetim na- mına ileri sürdüğüm ihtirazi kayıtlar, sır£ Japonyanın Milletler Cemiyetin - den çıkmış olmasından ileri — geliyor. Bununle beraber imzaladığımız muka- veleyi harfiyen tatbik edeceğiz ve o- nun her hükmüne bağlanacağız.» Dedi. Fransız murahhasının sözleri —ei Fransa murahhası Pol Bonkur da a- ğır ve vakur ifadesiyle dedi ki: p «Biraz evvel murahhaslardan - biri Türkiye ile 15 senedenberi dost olduk- larını ve aralarında kırılmaz - bir dost- luğun hüküm sürdüğünü söyledi. Be- nim memleketimle Türkiye arasında- ki dostluk, asırdidedir. Birinci Fransu- vanin zamanında Türklerle Fransızlar arasında ittifak yapıldı.» Dedi ve «büyük bir sulh &bidesinin temelini atmış bulunuyoruz ve bunu Türkiyeye medyunuz» diyerek sözle- |rini tamamladı. Yunan murahhasının sözleri ——HHH—— Daha sonra Yunan murahhası Po- litis söz söyledi ve «ben Çanakkaleyi dünyanın en güzel yerine varan bir ge- fçi! tanırım. Temenni ediyorum ki Bo- | daleli Karadeniz Boğazında (Baştarafı 1 ci sayfada) kete müheyya bir halde bekliyorlardı. Saat 22 ye 15 dakika kala deniz batar- yesi taburu kumandanlığına emir verildi. Topçularımız ve bataryalarımızın 27 nu - |maralı araba vapuruna irkâbına — başla « nildi. $ | Bütün sabil halkla dolmuştu. Eşi emsali görülmemiş coşkunlukla halk askeri se « lâmlayor, meşaleler tutuyor, aslan Meh « |metçiklerimizin yüzlerini görmiye çalışıyor. lardı. Herkee sevinç yaşları döküyor, genç let bize bu büyük günü göstermiye muvaf- fak olan Atatürke hayranlıklarını haykırı- yorlar, ihtiyarlar onun başımızdan eksik ol. mamasına dualar ediyorlardı. y Muzika mütemadiyen çalıyor, çelik a- rlerimiz her biri bir kale gibi duran toplarımızı büyük bir şevkle va - purlara yükleyorlardı. Hiç yorgunluk his- setmiyorlar, işleçini bir an evvel bitrip yo- la çıkmıya çalışıyorlardı. Saat 11,30 olmuştu. 27 numaralı ara- ba vapuruna yapılan irkâp ameliyesi hi - tam bulmuş, bir kısam toplar ve topçular » |bu vapura bindirilmişti. 27 numara iskele- den yavaş yavaş ayrıldı ve Boğazın sula- pında Kavaklara doğru ağır ağır ilerleme- ğe başladı. 27 numara ayrılırken iskeleye 26 mumaralı vapur yanaşıyordu. Daha vapur iyice rampa etmeden top- lar yüklenmeğe başladı. Aslan Türk yavru- lanı yorulmak bilmez bir azimle çalışıyor- lardı. İrkâp ameliyesi büyük bir intizamla devam ediyordu. Topların irkâbı tam saat 24,15 de hi- tam buldu. 26 numara da iskeleden ayrıl- dı. Şirketi Hayriyenin 63 numaralı vapuru da sant 11,30 da Üsküdar iskelesine ya- naşmıştı. Komutan hey'eti ile piyade kıt'a- 81 bu vapura bindiler. Son vapur iskeleden 12,15 de ayrıldı. Karadeniz Boğazını işgal edecek olan askerimizin irkâbı ameliyesine General İb- tahim nezaret ediyor, bütün harekâtı bizzat idare ediyordu. Vapurlar Boğazdan geçerken halk (ya: şa...) , (Yaşasın ordu) diye haykırıyor, alkışlarla bütün sahiller inliyordu. Saat üçü tam on geçe vapurlar Anado kakavağına muvasalet etmişlerdi. İlk önce iskeleye 68 numara yanaştırıldı ve ihraç ameliyesi yapıldı. Piyade kıt'ası üç batare ya mevkündeki bahçeye gitti. Bundan sonra araba vapurlarındaki topçulı edildi. çei n Şafak sökerken - kıt'alarımız yaptılar ve eski müstahkem mevkilere gir- diler. Boğazlar tamamen işgal edilmişti. Bugün şirket vapurları bedava işleye- cek. bu büyük günü — kutlulamak — isteyen halkı bedava — Anadolukavağına — taşıya- çaktır. F Hayri Bir hafta içinde 53 kaçakçı yakalandı Ankara, 20 (A.A.) — Geçen bir haf ta içinde gümrük muhafaza örgütü, biri ölü biri yaralı 53 kaçakçı, 1120 kilb rük kaçağı, 209 kilo inhisar kaçağı, kik le S10 gram esrar, 62 gram heroin, | tü- fek, 2 tabanca, 123 mermi, 3320 çakmak taşı, 7205 defter sigara kâğıdı, 1000 Türk krası, 2 kayık ile 15 kaçakçı hayvanı geçirmiştir. Yunan kralının yıldönümü Atina, 20 (AA.) — Atina ajanıt bi diriyor: Kralın doğumunun yıldönümü müna- sebetiyle, bugün Atina baştan başa dona- tılmıştır. NELEAEDE LA AEAR eeet EKEEaE NN sesakananAke anenken eee sRSsnan sulh — saadete sun.» dedi. i Bulgar murahhası da söz söyledik - ten sonra reis söz aldı ve bütün mu - rahhaslara gösterdikleri gayretten dolayı teşekkür etti, konferansın me- saisini tamamladığını,, — binaenaleyh konferansı resmen kapadığını söyle - di. eriştirici bir yol ol - rahhaslarla vedalaştı ve odasına çıka- ryak eşyasını alıp istasyona gitti ve murahhaslarla gazeteciler — tarafından tesyi olundu. Tevfik Rüştü Aras yarın dinlene - Bundan sonra Japonya murahhası | ğazlar, dostumuz - ve müttefikimiz |cek, belki de akşam üstü İstanbul ha « söz söyledi ve «1923 de yepyeni bir| Türkiye için ve bütün insanlık için|reket edecektir . yürüyüş Herkes, reisi gösterdiği himmet ve bitaraflıktan dolayı tebrik etmekteydi. — M. Bonkur da bu gece hareket etti. Reis bunları söyledikten sonra mu - —