Hergün Üçüncü Devre Yazan: Falik Rilki Atay eçenlerde Ankarâda demir — ve çelik mukavelesini imza eden İngiliz mümessillerinden biri, bu mü- nasebetle beyanantta bulunurken, cüm- huriyet rejiminin kudretini beli mkım sonra diyor ki: «... ile hakikatleştirilmeyecek hiç bir ecnebi için cesaret edilmiyecek hiç bir taahhüt yoktur.» Osmanlı idaresi büyük bir kredi iti- maltsızlığı içinde, vergilerini rehnede- rek, ve memurlarının maaşlarını ecnebi #edakası İle ödemeğe çalışarak nihayet buldu. Osmanlılar arasında yalnız kapi- tülasyonları kaldırmak mümkün olma- dığına değil, müstakil bir maliye ve ekonomi idaresini başaramıyacağı - mize: cenebiler tarahudan inandinlmiş olanlar çoktu. Lozandan — sonra, bu zayıf imanlılar, yeni Türkiye ile Avru- pa devletleri arasında her türlü kredi münasebetlerinin kesilmiş — olduğunu ve ecnebi sermayesinin ancak imtiyaz- landırlarak Türkiyeye gelebileceğini iddia edip durdular. Kemalizmin her bususta olduğu gibi, maliye ve ekano- mi hususundaki tam istiklâl mukaveme | Gni kirmak istiyen bazı ecnebi finans otoriteleri, bu iddiayı haklı çıkarmıya çalıştılar. Bu ikinci devrede geçirdiği- miz imtihan hakikat çetin olmuştur. Bt kera y mökeaBizi Biiçar leom mak, parayı müdafaa etmek, bayındır- hk işlerini başarmak, ondan sonra im- tiyazlı şirketlere kapitülâsyonlar devri hatırasını unutturmak, umumf — men- faatlere temas eden ve halk zararına âdeta kapmaca oynıyan bazı ecnebi te- Şebibelerini tasfiyo etmek, bu' yüzden menfaat sahiplerinin içeride dışarıda bin türlü manevralarını önlemek, ni - hayet muzaffer olmak, yeni garp me - deniyet âlemi içindeki bütün muame- lelerde o âleme mensup müstakil dev- letlerden itibar sahibi olanlarla itimat eşitliğini elde etmek lâzım geliyordu. Mücadele Ankara azmi ile, sarsıl - maksızın, gevşemeksizin, değişmez he- def göz önünde tutularak devam et - miştir. Müzakerelerimizde daima güç, titiz ve kıskanç olduk. Çünkü ne ken- dimizi, ne de başkalarını aldatmak isti- yorduk. Tutmak üzere söz vermekte olduğumuzdan, «evetlr demek - için çok düşünüyorduk. Bir takım kimse - ler bu süratsizlikle fırsatlar kaybet mekte olduğumuzu — söylüyorlardı. Halbuki biz bu basiret siyaseti ile, Os- manlı idaresinin maattcessüf Türk ve Türkiye kelimeleri üzerine yapıştır - dığı itimatsızlık ve ciddiyetsizlik leke- sini kaldırmak istiyorduk. On küsur yıllık mücadele, nihayet, memleketin | hayrına çalışanlar lehine kazanılmış -| tır. İngiliz mümessilinin söylediği ha -| kikattir. Hayrı seven mlilyarderler Zengin adamlar ekseriya — hayırla yad edilmezler, fakat içlerinde beşeri- yete çok büyük iyilikler etmiş olanlar da var, Biz bunlardan bazılarını saya- cağız: Carnegie İskoçya ve Amerikada, halkın bedava tenevvür etmesi — için büyük kütüphaneler vücuda getirmiş- tir. Pierpont Morgan 1924 — de Fransa| * harpten yorgun çıkıp da mali müşkü- lât içinde kıvrandığı sıralarda, bütün servetini Fransanın Paris hükümetinin emrine vermiş ve o yolda hizmet et- miştir. Rokfeller 67 yaşına kadar milyon- Tarından başka bir şey — düşünmemiş, ilk seyahatini o yaşta yapmış ve dün- yada para zevkinden başka şeylerin de mevcut olduğunu görmüş, ve mane-| viyatını doyurmak üzere Şikago üni- versitesine 23 milyon dolar, ve Gene- ral Education Boar'de 35 milvan te- “|tılmıştır. Ibcn 725 sene evvel kaleme alındığı an- ıResimli Makale İnsan hastalanır, ölür. Bunu tabü görü- vüz. İnsan harbe gider, ölür, bunu da tabil görebiliriz. Fakat yolda giderken bir otomobilin al- Iıdıhböhıkyıhhınıl-lıo— SON POSTÂ tobüsün freni bozulduğu için yuvarlanıp - tizi öldürmesi affodilir şey değildri Kaza her vakit olabilir. Fakat kazaların miktarını azaltmak, önünü almak bizim e- himizdedir. Şehirde işliyen otomobil ve o- tobüsler, kontrol edilmez, işlemez — halde bulunan nakil vasıtaları serbestçe işlerse, orada hayat emniyet altında değil demek- tr. Sf ihtiyatsızlık ve kontrolsuzluğun kurbanı olmak, faciaların en büyüğüdür. Vatandaşların hayat ve emniyeti her şeyin fevkinde olmak lâzımdır. Otomobil sahiplerini değil, yurddaşları düşünüp ko- | tuyalım. H Kazaya kurban Bi (SÖZ ARASINDA Sabıka!ılar kaç Çeşit dolandırıcılık Usulü kullanırlar Hırsızlığın — ve dolandırıcılığın da çeşidi vardır. Ga- zetelerde — bazan filânın dızdızcılık suretile dolandı - rıldığını, — bazan da gene - falanın vaybabam- cılığa uğradığını - okursunuz. Bun - % p ların ne oldukla - rını anlatmak uzun olacağı için bu - günlük sade dolandırıcılıkların nevile- rini yazıyoruz: 1 — Muslukçuluk, 2 — Zarfçılık, 3 — Mantarcılık, 4 — Balgamcılık, 5 — Vaybabamcılık, 6 — Dızdızcılık, 7 — Kaldırmcılık, 8 — Manitacılık, 9 — Tavcılık, 10 — Dolandırıcılık. ... Negüs ne zaman resim Sıkartmaz ? Negüs her ne kadar Avrupa âdet - lerine tamamiyle vakıfsa da kendi memleketinin an'anelerine de hürmet- kârdır. Londrada bulunduğu zaman Vikon- tes Çurçil ile yemek yerken salona bir fotoğrafçı girmiş ve Negüsün resmini almak istemiştir. Negüs fotoğralçıyı görür görmez, peçetesini ağzına gö - türmüştür. Meğer Habeş an'anelerin - de ağzında lokma ile resim çektirmek iyi görülmez ve uğursuzluğa hamledi- lirmiş. Fotoğrafçı, yaka paça dışarı a- ... Dünyanın Hik antalojisi Antaloji şeklinde tertip edilen ilk kitap Bağdatta bulunmuştur. Bunun yazıldığı tarih tesbit edilmiş ve takri - İaşılmıştır. Antalojiyi toplayan Amdeddinülkâ- tip Esfehan isimli bir İranlıdır ve 1125 örubebidi Balelnıda dğüeai LAÜK d Şamda ölmüştür. Eserde, Suriyenin, Irakın, Mısınn, Mezopotamyaniın, İspanyanın meşhur şair ve ediplerinin yazıları vardır. ... Boks, edebiyat ve siyaset Eski dünya şampiyonu Demseyi mağ- lup eden Tanney boksu - bıraktıktan sonra, edebiyata merak sarmış, ring- te yumruklariyle adam deviren bir in- sanın, sonradan romantik edebiyat apmıya kalkması gülünç olmuş, be- cerememiş. Şimdi edebiyatçılıktan — vazgeçmiş ve Amerikada demokrat fırkasına gi- ARASINDA |) CHERGÜN — BİR FIKRA | Karşılık İkinci Mahmut, hiddetlendiği za - man, ağcını fen& halde bozar, ileri geri sözler söylerdi. Bir gün, durup dururken, şair Haş- met Efendiye kızmıştı. Bağıra bağıra: — Dünyada senden şeni, senden re- zil, senden habis adam yoktur! Deyince, Haşmet Efendi, sureti hak- ftan görüncrek, güya padişahı yatıştır. mak için: — Aman, efendimiz.. kendinizi w - nutuyorsumnuz! Mukabelesinde bulun - du. * Baldvinin sık sik: Geri tepen hastalığı: Uykusuzluk İngilterenin başvekili Mister Bald- vinin arada bir geri tepen bir hııtılııı vardır: Uykusuzluk! — Fakat İngiliz gazetecileri dikkat et- mişler. Bu hastalık hep siyasi buhran- lar sırasında nüksediyor. Meselâ Lâ - val - Hoar sulh plânının İngilterede efkârı umumiyeyi allak bullak ettiği sıralarda Bakdvin uykusuzluk hastalı - ğandan muztarip olmuş ve istirahate çekilmişti. Daha sonra bütçe esrarımın faşedil- mesi yüzünden gene bir buhran çık - mıştı. O zaman da Baldvinin hastalığı gene geri tepdi ve istirahate çekildi. Nihayet son günlerde harbiye'nazı- rı bir takım nutuklar söyledi ve bu yüzden bir takım patırtılar koptu. Derhal Baldvinin hastalığı nüksetti *|ve Baldvin gene istirahate çekildi. Gazeteciler bunu ykusuzluk hasta- lığı değil, kabine buhranı hastalıkları sayıyorlar. ... Hitler ve Şmeling Boksör Şmelingin Amerikada ka - zandığı muvaffakiyet yüzünden AJ - manyada fevkalâde iyi karşılandığı, hattâ Hitler tarafından kabul olundu- ğu malümdur. Bazı Londra gazetelerinin anlatışı- na göre Şmeling ile meşhur güzellerden olan karışı Anni Ondra Hitlere, pro - paganda nazırı doktor Göbbels taza - fından takdim olunmuşlardır. Halbuki Hitler ile Şmeling ve karısı çoktanberi şahst dostturlar. O kadar ki bunlar Al- manyada bulundukça Hitler tarafından davet olunurlar ve onunla birlikte ye- mek yerler. Çünkü Hitler de boks meraklısıdır!. rerek siyasete atılmıştır. Bakalım bok- Maksim Gorkinin Cesedi önünde af Dileyen köylüler Meşhur — Rus muharriri Gorki - nin cesedi yakıl - madan evvel bey- ni çılınluıl mu- Sözün Kısası Dadı Aranıyor! Ermel — Talu illetler Cemiyetine bir hal oldu. Bey« melkmilel siyasi vekarı temsil eden bu müessesede, son zamanlarda vekara mü- nafi, sık sık hâdiseler cereyan ediyor. Geçen gün İtalyan gazetecileri, haşari — mahalk mektebi çocukları gibi, boşlanmas dıkları muallim kürsüye çıkar çıkmaz, et, mediklerini bırakmadılar. Bir gün sonra, Allahın bir avanak yas hudisi, güya kendi yök olursa dünya sey. rini değiştirirmiş gibi beyinsiz kafasına bir kurgun sıktı. Dün de, Dunzig Senatosunun zorlu ve. isi, mecliste bir hayli atıp tuttuktan sonra yerine dönerken, dilini çıkarmiş! Bu gidişle, Milletler Cemiyeti daha da cıvırsa, bizden sonta gelecek olanlara, hiç bir tarih devresinin kaydetmediği bir ka, pazelik nümunesi — teşkil edecezimizden korkarım. Onun için, ele avuca ağmamak istida, dını gösteren yumuürcaklara yapıldığı gibiç Milletler Cemiyeti için de sert bir lâla, ya, hut ki acar bir dadı arayıp bulmak lâzınt gelecektir. Zira şimdiden böyle bir tedbit alınmayacak olursa, yarın öbür gün, tri bünlerden, asamblenin üzetine Himon ka, “|bukları, çürük domates, pis kokulu haplar, ;İakmrtıcı veya kaşındımcı tozlar * nün vereme uğ - ramasının hikâyesi, Gorkinin bütün y | eserlerine taş çıkartacak derecede fe - cıd.iı Kırk yıl önce Gorki, Nijni Novgo - rod köylerinde serseri serseri dolaşıyor du. Yaolda köylülerin sürdüğü bir ara- baya rastgeldi. Bir kadın, arabaya saç- Tarından bağlanmıştı ve araba -kadını sürükliye sürükliye götürüyordu. Bu |kadına, günah işlediği için, köylüler bu cezayı vermişlerdi. Gorki, köylülerle mücadele ederek kadını kurtarmak istedi, fakat köylü- ler onu yere biyhuş serdiler. Bu sıra - da GCorkinin bir ciğeri pek fena yara - landı ve bu yüzden vereme — tutuldu. Zavalh Gorki yıllarca bir tek ak ci - büls ea Kırk yıl önce bu hâdiseye şahit olan köylülerden iki kişi, bir heyetin ba - şında Moskovaya gelerek bu eski suç dolayısile, Gorkinin cesedinden af di- lediler! ... Irakta mahkümlar radyo din, rlar tinin ileri sürdüğü esbabı mucibe u- dur: «Bir saat güzel musiki, mahkümla- rın ruhlınumiıhhıııyhıpımyı- pamıyacağı Münebbi tesiri yapar.» Şimdi mahkümlar her gece radyoda sabaha kadar musiki dinliyor ve dün - ya haberleriyle ı.n.ı.hı oluyorlarmış. Almanyada yeni yemek listeleri Almanlar Olimpiyatlar münasebe - tiyle memlekete gelecek yabancı tü- ristlerin lokantalarda zahmet çekme - meleri için yeni Hateler tanzim ettir - meğe karar vermişlerdir. Bu listelerde yemeğin ismi yazılacağı gibi, yanına renkli olarak resmi de yapılacak ve bu suretle, bizim aşçı dükkânlarında na- sıl camekândan yemeklere bakıyor - İsak Almanyadaki seyyah da resimle- sörden çıkan siyasi ne işler becerecek? İrine hakarak yemeğini seçeceklerdir. İSTER İNAN İSTER İNANMA! Dün arkadaşlarımızdan —:ıhnomdı:ııuhbmmü “ — Dün sabah saat 9da adliye dairesinin kar- şısındaki caddenin kenarına masa kürup rakı iç- meğe başlıyan sabıkalılardan Hayri fazla sarhoş İNAN İSTER İNANMAI « biri zabıta raporlarından İSTER olarak gelip geçenlere sataşmağa başlamış, zabıtanın müdahalesiyle yakalanarak karakola götürülmütür. Güpe göündüz cadde ortasında rakı içen Hayri hakkında tahkikata başlanmıştır. atılacak, belli başlı diplomatların kâğıttan oyma şe. killeri yapılarak, çiğnenip hamur — halind getirilmiş sünger kâğıdıyla tavandan aşağı sallandırılacak, başkasının sandalyesine iğ- me konacak, hokkalar birbirine sicimle rabtg dilerek hep beraber aynatılacak, ve biras daha azıtılırsa koridorlarda uzun eşek, bira dirbir oyunları oynanacak, Habeş İmpara. toru görünür görünmez: Diye hep bir ağızdan tekerlemeler tul. turulacak. Diplamatbk, bir zamanlar, mesleklerizi en ağır başher sayılırdı. Meğer, o eski çamı lar artık bardak olmuş. Şimdi onlar için lâla, dadı aramıyor! E Sia < - ddi Biliyor Musunuz? | — Avusturyanın eski başvekili Dek fis hangi tarihte öldürüldü) 2 — Yugoslavya kıalı Aleksandı — ile Fransız başvekili Barto geçen sene hangi ayda, kaçıncı gün, saat kaçta ve kimin kur- panları ile nerede öldürülmüşlerdir) 3 — Belçika kralı Alber nasıl ve ne za: man ölmüştür? 4 — Şimdiki Romanya başvekili Tata « reskodan evvel başvekillik yapan Düka me zaman, nerede, kimler tarafından, hangi maksatla öldürülmüştür? (Cevapları Yarın) ... Dünkü Suallerin Cevapları 1 — Aşil eski Yunanlıların kahramanı larından biridir. Trova harbine — girmiş, 'Trovalı kahraman Hektörü öldürmüş, ba- eağından yaralamıştır. Yunan — şâiri Ho- Mmerin meşhur İlyadasında bu esatiri kah- ramanın bir çok maceraları vardır. 2 — Roma başkumandanı Aetiüs ile Attilâ orduları Katalonyada çarpışmışlar,; iki taraf ta büyük zayiat verdikleri — için yeniden birbirlerine saldıramamış, çekil » mişlerdir. 3 — Angola müstemlekesi cenubu gar bi Afrikada ve Postekizin idaresi altm « dadır. 4 — Edgar Por Amerikah muharrirle. rin en tanınmışlarından — biridir. — Boston da 1809 da doğmuş, 1849 a aimüştür. Harikulâde müheyyiç, heyecanl hukâyelere ık şöhret almıştır. | 5$ — Hindimanda beş nahirh « İdenilen yer Pencap.