Grrküknleekdnüzi ——— Hergün Avrupanın Ummacısı in korkuyorlar? . Bir küçük mukayese »* Avrupanın Ummacısı © talya Habeşistanı ilhak etti. ı Cemiyetine meydan okudu. İagiltere - nin tehdidine, diğer devletlerin öceri ted - Bür tatbik etmelerine aldırmadı ve icabın- da hepsini harple korkutlu Almanya Lokarno muahedesini bozdu. Ren sahasını işgal ederek — askerileştirdi. Biraz görüktü, patırdı. Sonunda emri va- kü kabulden başka bir şey yapılmadı. Yarın Almanya müstemleke istiyecek, hudutlarını genişletecek. Cene etrafta k- yamet kopacak. Bir sürü notalar ve mü - zakereler olacak, fakat o kadar, Boğazlar konferansında da bazı dev « Yetler ihtirazi kayıllar ileri sürüyorlar. Ko- nuşacaklar, münakı edecekler, fakat so- nunda bizim teklifimizi kabule mecbur ©- İncaklar. Çünkü Avrupa devletleri bugün artık harbi göze alarak istediklerini kabul etti- tecek vaziyette değildirler. Harp bugünkü Avrupanın ummacısı o muştur. Harp ilâhı kendisini gösterir gös - termez, dedhal yelkenler iniyor, itirazlar Milletler #usuyor, ve emri vakiler kabul ediliyor. * Niçin korkuyorlar? A kadar çok korkuyorlar? Çünkü: 914-18 harbinde Rusya 2,750,000 ölü, 5,000,000 yaralı vermiştir. Almanya 2.000,000 ölü, 4,000,000 ya- zalı ile harpten çıkmıştır. Fransanın — zayiatı 4,500,000 / yaralıdır. İtalya 600,000 ölü, 1,000,000 yaralı vermiştir. İngiltere 900,000 ölü ve 2,000,000 ya- yahı vermiştir. Bu tecrübe görz önünde ve henüz © facianın eserleri kafalarımızda iken, yeni bir harbe girmek mes'uliyetini hangi dev- Tet omuzlarına almağa cesaret edebilir? vrupa devletleri niçin harpten bu 1,350,000 &ölü, * Bir küçük mukayese T kiyede ilk mekteplerde okuyan talebenin miktarı 8600,000, Bulgaristanda 1,000,000 dur. Türkiyede orta mekteplerde okuyan ta- Ürkiyenin nüfusu 18 milyon, Bul - garistanın nüfusu 6 milyondur. Tür- İebenin miktan 31,000 dir. Türkiyede üniversite talebesinin mik - tarı, bütün yüksek mektepler talebesi de dahil olduğu halde, 5,000 i bulmaz, Bul- garistanda 8,000 dir. Bulgaristanda gazetelerin günlük satışı 75-80 bin nüshadır. Bulgaristan daha dün bizden aynlan küçük bir Balkan devletidir. Ba küçük mw- kayese bizim aleyhimizdedir. Bizim için yegüne teselli tarafı, son senelerde bizde de şakkamların birdenbire kabarmağa başlamasıdır. Avrupa milletlerinden vaz geçtik, Bal - kan milletlerine nıııııı-ıı gılısılını Emdıkl Sağir ve Mılıl.v Musolini yeni bir kararla sağır ve 60,000, — Bulgaristanda Analık dünyanın en istıraplı, en ü- zücü, en güç bir işidir. Yeni bir hayat yaratmak ve onu büyütüp yetiştirmek vazifesi bir kadını yıpratacak, öldüre- cek, eritecek kadar ağırdır. Fakat her acının kendine göre bir de zevki vardır. İstırapla zevki analık ka- |dar birleştiren hiç bir meslek yoktur. Yavrunun bir tebessümü, bir tatlı sö- zü, bir neşeli hareketi, ananın bütün yorgunluğunu gidermeğe kâfidir, ço - cuk annenin hem istırabı, hem zevk kaynağıdır. Çocuük yapmak istiyen — kadınların, analığın yalnız istirap tarafını düşü - nenler bu zevki bilmiyen ve anlamıyan- lardır. Halbuki dünyada evlât zevkinin yerini tutacak başka bir zevk gösteri - lemez. Dünyanın en mes'ut insanı, sıhhat ve neş'e içinde yavrusunun büyüdü - ğünü gören anadır. SON POSTA Resimli Makale Erkek elbisesi giyen Kadınlar Gittikçe çoğalıyor Fransada ka - dınlar — arasında erkek elbisesi giy- mek modası gün- den güne revaç bulmaktadır . Bilhassa — bu yaz keten erkek kostümleri yaptı- yanı kadınlar pek gçoktur. Erkek elbisesi giyme taraftarı o- lanların iddiaları yerinde bir iddiadır. Diyorlar ki: «Eskiden erkekler de kadınlar gibi dantelâh, göze çarpar renklerde elbi - Öelke giriyorlardı. Fakat bunların hiç de hoşa gitmiyen şeyler olduğunu Bugünkü kadın giyimi de eskideki er- kek giyimi gibi cicili bicili, fakat mâ - nasızdır. En iyi giyinen erkeklerdir. Kadın lar da artık onlar gibi pantalon ceket giymelidirler.» ... Sakalı ele veren parlâmento relel Fransız parlâmentosunda reis veki- K olan Mösyö Albert Paulin nihayet ilk defa kürsüye çıkarak, meclisi ida- re etmiştir. Bugüne kadar o şerefi Heryo kim - seye vermiyordu. Sakallı bir zat ©- dilsizleri bekârlık vergisinden — muaf tutmuş, bunun üzerine bir kongre ha- Tinde toplanan sağır ve dilsizler bu ka- Farı protesto etmişlerdir. Protestonun sebebi de şudur: — Bu vergi zamnen demektir ki: Sağır ve dilsizler kadınları teshir ede- mezler ki evlensinler, halbuki bizim de gönlümüz ve çarpan kalbimiz vardır.» Sağır ve dilsizler verginin yeniden vaz'edilmesi için teşebbüsata girişe - ceklerini söylemişlerdir. ... Uçan adam Sverdlovsk'ta paraşütçü Kosenko, 700 metre irtifada uçan bir tayyare - den paraşütle atlıyarak yere inmek is- terken, birdenbire, yukarı çıkan hava cereyanlarının yükaek tesirine tutul- muş ve bu suretle 400 metve daha çı- karak 1.100 metreye kadar yükselmiş- lan Albert Paulin: — Acaba meclisi idare edecek ka « dar nüfuz sahibi olabilecek miyim, di- ye düşünürken arkadaşları : — Sakalınız vaz. Heybetli gözükür- oünlke Nüya küsü Slalyealir dü - mişler. Kürsüye çıkınca otorite temin ede- yim diye o kadar bağırıp çağırmış - ki, nibayet herkes kendisiyle alay etmeğe başlamış ve mübarek adam sakalı ele yvermiş, Beyoğlundan kalkıp Sundiyeye, yahut şöyle bir gözden geçirelim: B Koclz 't Mle odteyeblari dö> dayısile, 21 dakika havada kalmış ve nihayet, paraşütünü açtığı mahalden 10 kilometre ötede ancak yere inebil. — mişlir. anlayıp — bıraktılar. * İSTER İNAN İSTER Yaz münasebetile tatil günleri balk kendisini kırlara, sayfi- ye yerlerine, gazino ve yazlık eğlence mahallerine atıyor. Boğaza giden bir ailenin yapmağa mecbur olduğu masrafı Suadiyeye gitmek isteyen için: Kadıköye vapur gidip gel me 21 kuruş, Suadiyeye tramvay gidip gelme 25 kuruş, Sua- y—— Bidip gelmesi en aşağı (sözAARAŞ HERGÜN — BİR FIKRA Sülâlenin haysiyeti Sabıkalı Cizbız Hüseyin, üç yıl.ı mahküm olarak yattığı kovuştı yor, ne içiyor, sadece pis pis yordu. Onun bu vaziyetini haber alan hapis- hane müdürü, yanına kadar gidip, se : bebini anlamak istedi. — Neyin var, Hüseyin? diye sorda. Hüseyin, kederli bakışlarını müdüre doğru kaldırıp: — Evden, kötü haberler aldım, mü- dür bey! dedi. — Vah, vah! Ne imiş bu költü ha - ber? — Ne ohrık -Hıı bey? Bizim bi- ! — Nesi iyi, be babacığım? Yedi ku- şaktır harsızlıkla mam almış bir sülâle - nin haysiyetini berbal etli, kerata! Denizin dibinde Yapılan nikâh Carbi Amerika sekenesinin garabet ve merakı ile meşhur bir Seattle şehri vardır. Burada bir gemi kaptanı hem ga- rip bir tarzda evlenmek, ve hem de ni- kâha kimseyi davet etmemek için en münasip olarak denizin dibini bulmuş, kendisi, karısı ve papaz dalgıç elbisele- ri giyerek dinizin dibine inmişler, ni- kâhları orada kıyılmış. Resim, yeni evlileri, suyun üzerinde başlıklarını çıkardıktan sonra göstermektedir. Büyükadaya, yahut Boğaziçine giden || diye plâjında bir şişe bira 120 kuruş. Garson parası filân. İNAN !STER INANMAı İSTER * |Derslerini, talebelerini bırakıyor INDA ) Aşk yüzünden Sekiz aydır güneş Yüzü görmeyen adam İsveçte — vuku bulmuş bir hâdi- seyi Fransız ga- zetelerinde oku - duk ve aşkın ân - sana neler yaptı - rabileceğini — bir kere daha öğren - dik. Navak gağari İsveç muallimle - rinden biri bir kız Fakat kızın babası evlenme- lerine razı olmuyor. Kız kaçmağa razı olduğu halde, muallim - bu ru bir hareket olmadığını : tam dört yıl hemen her gün babasına yalvarıyor. Fakat her gün de menfi cevap alıyor. Bunun üzerine hayattan beziyor. seviyor. ve bir kömür ocağında ameleliğe başlı - yor, Dört sene de böyle geçtikten son- ra gene kıza nail olamıyor, çünkü o başkasiyle evleniyor, bunun üzerine muallim «hayat bana zindan oldu» di- ye maden kuyusuna giriyor ve bir da- ha toprağın üzerine çıkmamağa ahte- diyor. Şimdi sekiz aydır güneş görmedeüi toprağın altında yaşıyormuş. ... Dünya şampiyonu bir kadın yine kadındır Gazeteler, geçen sene - Fransadan Japonyaya kadar uçan, * bir - kaç gün evvel de göklere çıkarak, 14443 met - ve yükselip, yüksek uçma tekorunu kıran Mari Hilz isminde bir bayan - dan bahsettiler. Bir kadın için hakika- ten büyük bir rekor olan bu uçuştan sonra Mari Hilzin etrafını tabii gaze- teciler sarmışlar ve ihtisaslarını sor - muşlar. O büyük bir tevazü ile tayya- resinin alt kanadına oturmuş, başından başlığını çıkarmış: — Size söyleyecek hiç bir şeyim yok. Çıktım ve gene indim! demiş... Bundan sonra göklerde bile yanın - dan ayırmadığı çantasını çıkararak du- dağını boyamağa başlamıştır. İNANMA! Adam başına iki lira. Büyükadaya gitmek isteyen için: Vapur gidip gelme 37 ku- ruş, Yorgoluya araba 100 kuruş, arada bir kahve 25 kuruş, ı bir bira 80 kuruş. Yani adam başına iki lira. için de hesap ayni hesaptır. Dört kişilik || bir ailenin şöyle evinden kalkıp biraz hava alıp eğlenebileceği on liralık bir masraf Merkeb yarışı Ermel Talu T ramvayla geliyordum. Önüm « deki sırada, elinde açık bir ga- zete tutan birisi yanındaki dostile Haş- bihal ediyordu: — «Be birader! diyordu. Şu Adala t güzelleştirme cemiyetine bir içerli. yorum ki! Mübarek yer, yıllardır. su- suzluktan çayır cayır yanar, Buna bir çare bulmazlar, sonra da - eşek yanışi tertip ederler.. bunu yapacak yerde, Adanın suyunu temin etmenin yolu - nu gösterene bir mükâfat daha iyi olmaz mı? Gene buna göre yapılacak neler var? Maksat, Adaya karşı halkın rağbetini gekmek, arttırmak ise, bu, eşek yarış- tırmakla olmaz. Cazino, lokanta, otel tarifelerini, araba ücretlerini ucuzlat- tırmağa, aileler için vapur, yemek, o- tel, araba ücretleri bir arada, tenzilâtlı vikend - hafta sonu - biletleri - tertip etmeğe, —ucuz pansiyonlar, mese- Iâ Büyükadanın — Maden de, Heybelide, — Papas altına — tesadüf eden âlem, — ikişer, üçer odalı — yazlık ahşap — bungalov'lar, yani ufacık köşkceğizler yapmağa baksalar daha pratik olur sanırım. Bugünkü günde, yazım — iki, üç ayını Adada geçirmek, © kadar pahalıya maloluyor ki bir çok- ları Varmaya, Köstenceye gitmeyi ter« cih ediyorlar. Adaları güzelleştirme — cemiyetinin de işi yoksa eşek yarıştırsın!.» Bu adamın dedikleri doğru idi. Ha- kikaten, Adalara rağbet uyandımak için tutulan yolun pek de rast olmadı ğına ben de kaniim. Lâkin, eşek yarışı bahsine gelince, kendisinden biraz ayrılacağım: Zira, nice vakittir, Avrupa devlet « lerinin, karada, denizde, havada silâh- lanma yarışıma, yüreklerimiz hoplıya, hoplıya şahit olmaktan bıktık, usan « dik. " Varalım bugün de biraz, eşek yarışi gibi, müslihane bir yarış seyredelim. Hiç değilse bunun sonunda beşeri - yet için bir zarar yoktur! aa Biliyor ü_ıısn;_ız 2 1 — Zübeyde kimdir? 2 — Sultan Cem kimin oğludur. ve frenkler kendisine ne isim verirler? 3 — İslâmlarca mukaddes süyun mene baz olan zemzem kuyusu nerededir? 4 — Tanganika netededir? (Cevapları Yarın) adasalar, cihetin « mektebinini arazide, harcı- * Dünkü Suallerin Cevapları: t — Kırmızı, yeşil, beyaz ve beyazın artasında sağ elile bir kılıç tutan aslanın #ırtında güneş olan bayrak İranlıların baye Tağıdır. 2 — Paristeki Bastille kalesi 1370 de kral 5 inci Şarl tarafından — yaptırılmağa başlandı. 1382 de ikmal edildi. 3 — Şilinin nüfusu 4,038,000, mesahaj sathiyesi 750,000 kilometredir. 4 — Cook İngiliz denizcilerinden biri « dir. 1728 de doğmuş, Büyük Okyanusta bir çok seferler yapmış, 1779 da Sandwich adalarında yerliler tarafından öldürülmüş: tür. — Garip bir evlenme Wlânı Kielde çıkan Nachrichten gazete - sinde okunmuştur: «Yirmi yedi yaşında mütekâmil bir insanım. Hiç bir tahsil — görmediğim halde şahsiyet sahibi oldum; şimdi Ni- çenin fevkalbeşer dediği tipi yaratmak istiyorum. Bir kelime ile dehşetli bir ladamım. Milyonlarca kadının arasın « da, hangi millette olursa olsun, benim |derecemde ve benim seviyemde tutu - nabilecek birisi varsa gelsin, kendisini İşmtihan edeyim, beğenirsem alırım.» Herkes bu milyonlarca kadının ara- sından çıkacak müthiş insanı merakla bekliyormuş.