Haziran SON POSTA Londra zabıtasına karşı 6 muharrir: 6 —< Polisin zıyaretı Son Posianın tefrikası : 55 ——— İngilterenin en tanınmış altı zabıta romancıst Anthony Berk- ley, Freeman Vills Crofts, Fat- her Ronald Knox, Drothy Sa- yers, Rassell Thorndike kahra- manları meçhul altı zabıta roma- nı yazıyor ve katillerin keşfini İngilterenin en maruf zabıla çıkarmağa yardım eder, Sonra iki taraf da birer vasiyet yaz- mış ve bütün malını öbür tarafa bırak- mıştı. Zabita Eddinin Amerikada bir çiftliği bulunduğunu ve karısının A- merikaya gitmek üzere . olduğunu anlayınca hâdiseyi biraz daha derinleş- |* tirmek ihtiyacını hissedecektir. BULMACA 6 Soldan sağa Yazan: J. H. Rosny Ainâ Ludovic Grosselyn (Lüdovik Groslen) şöyle anlattı: Babam öldüğü zaman ben on Üç yaşım- | da idim. Zavallı adam varını, yoğunu kay- betmişti: Bize ancak bir kaç yüz frank kal- dı. Evimiz, büyük bahçe, küçük tarla, ço- cukluğumun saadet yıllarını geçirdiğim bü- tün o yerler, büyük annemindi. Kız kardeşimden iki, erkek kardeşim » den üç yaş büyüktüm. Onlar vaziyeti an- hyamıyorlardı ama ben fıkara olduğumu- zu, bizi beslemek için büyük annemin evi Çeviren: Nurullah Ataç — Bir şey değil yavrum... Saçma şey « ler... h Bazan da, kendi kendine söylenir gibil ilâve ederdi: — Benim çok şansım var, çok... ** 4 Bir perşembe günü öğle yemeğindt hep beraberdik; öbür günler ben şehizd€ bir başıma karnımı doyururdum. O günkü yemek çok iyi idi; sonunda da, büyük aa nemin doğrusu pek ustaca pişirdiği bir tağa hyı yiyecektik... Tam sofraya bu tatlı kos müfettişi «George Cornishv e Kettiden daha başka noktalarda da K satması lâzım geleceğini biliyordum; bü- | nacağı vakit, ikisi candarma, birisi sivil Üğ petlar.> Büzlerilii Bönlağ || siifedo eildiksel k'::ı_ Mürtelin İyer, Kari'larda bezden yapılan uğinecek İrün bunları düşündükce içimi müdbiş bir | kişi gelip bizim dostumuzla konuşmak ise eserlerini okudunuz. Polis mü- |İkocasına ait yazıhaneyi açıp evrakın: ::mıı:':.ı:k seale bağırma. 3 — Has- | vüzün kaplardı... tediklerini söylediler. . fettişi de fikrini anlattı. Şimdi altıncı muharrir Anthony Berk- ley'in eseri başlamıştır. Bu eser bitince gene polis müfettişinin katili nasıl tayin | etti kendi ağzından dinleye- I ©e EZ. Zabıta müfettişi iş başında okuduğunu görmüş, belki de onun ko- casından evvel hamama girip orada bi- raz kaldığım sezmiştir. —. ü Bütün bunlar zabıtaya birer ipucu- ur. Hizmetçilerin kendilerine —mahsus bir hali vardır. o da geçinemiyen karı koca karşısında ya kadının, ya erkeğin Bu eseri okuduktan sonra muharri-|tarafını iltizam etmeleridir. O halde rin meraklı eser yazmakta muktedir, |Ketti, bu hâdisede erkeğin tarafını il- leri fakat işi ve faili keşfolunamıyacak bir|tizam etmiş bulunuyorsa onun söyli- cinayeti tasvir etmekten âciz olduğunu | yeceği çok şeyler vardır. anladım. Gerçi eseri okuyanların çoğu Mirtel tarafından hazırlanan cinayetin kolay kolay keşfedilemiyeceğine inanmışlar- dir, bununla beraber, zabitanın — işine yarayacak bir çok noktalar bırakılmış- tir. Bir kere hizmetçi Ketti var. Kan koca bunun abdal, sersem bir kadın ol- duğuna inanıyorlar, Halbuki hizmet- çilerin çoğu, sahipleri tarafından zan- nedildiği derecede kör ve sersem değil- dirler. Ketti de söz söylemek fırsatını elde edince herhalde bir çok şeyler söy- liyecek kabiliyettedir. Zabıta memuru- nun ihmal etmiyeceği bir nokta da bu- dur. Ketti belki de esaslı bir şey söyle- yemiyecektir. Fakat zabıtaya mühim ip uçları verebilir. Meselâ: 1 — Hüâdiseden iki gün evvel Eddi hamama girerek kapanmış, Mirtel de Nihayet zabıtanın Eddi tarafından yazılan hatıraları ele geçirmesi ihtimali mevcuttur. Bu hatıraların ele geçmesi, Mirtelin tarassut altına alınması demek tir. Çünkü katil olmak isteyen zevcin maktul düşmesi, mukabil bir tedbire kurban gitmiş olması ihtimalini kuv- vetlendirir. Fakat Mirtelin lehinde azamt müsa- mehayı gösterelim. Ve bütün hâdise- |. lerin ona karşı müssit bir şekilde cere-|, yan ettiğini farzedelim. Mirtelin evinde kimya işlerile alâ- kadar olduğunu gösteren bir çok izler vardı , Kendisi odasına kapanarak ki- taplarını yeniden tetkik etmiş ve bir in- filâk maddesi yapmıştı. Zabıtanın bu izi bulmamasına imkân yoktur. Zabıta | bu iz üzerinde çalışacak ve her halde çok mühim neticeler elde edecektir. Mirtel kendisinden şüphe edildiğini görünce, herhalde şaşıracak, belki de evin çatısına çıkarak kapısını kilitle-| birbirini tutmıyan ifadeler verecektir. dem Eddi harıl harıl yazı yazmakla İnfilâk maddeleri mütehassıslarının meşguldü ve yazı yazdığını saklamak-|da bu mesele üzerinde söyliyecekleri | ta idi. Bu da göze çarpmamış mıydı, |sözler, yapacakları denemeler vardır. acaba? Bunların verecekleri raporlar da zapı- 3 — Mirtel kocasının ne yaptığını |tanın işine yarayacak ve katili bulmıya biliyor, ve onun hareketlerini ediyordu. Bu da hizmetçinin gözüne çarpmamış mıdir? takip|yardım edecektir. Zabıta mütdhassısların raporlarına dayanarak infilâk maddelerinin izleri- 4 — İnfilâktan kısa bir zaman önce|ni bulduktan sonra Mirtelin tevkif o- hamamda bir hareket vukubhulduğu|lunmasıma mani kalmaz. muhakkaktır. Hizmetçi acaba bunu da| Hülâsa hikâye çok meraklı ve mu- hissetmemiş midir? vaffakiyetle yazılmış olmakla katili Hülâsa bu esaslar dairesinde yapıla-|kurtaracak mahiyette değildir. cak tahkikat bir çok şeyleri meydana Kiralık SON Emlâk Galata Kemankeş Kara Mustafa paşa caddesinde 43 - 68 - 70 Mağaza ve odanın 10/36 hissesi ta olanlara söylenen kibarca bir kelime. 4 — Sicim, yıkmaktan emrihâzır. 5 — Koltuğun eşi, beyaz. 6 — Akis, yukanıda bir numarada tekrar edilen şey. 7 — A- mının — yaptığı — kemel — B — Etr - kek, kuru bir yemiş. 9 — Kadımların kir- piklerine yapıştırdıkları, koyu çorba. 10 — Ünsiyet peyda etmiş. Yukarıdan aşağıya: 1 — Köylü ayakkabısı, kızların giydik« küçük şapka. 2 — Bir patates şehrimiz. 3 — Çirtçi öküzünü dürterken söyler, M- sırdaki meşhur nehir, su. 4 — Allah başka yerden vere manasına gelen arapça bir kelime, vücudumuzda kayışı bağladığımız yer. 5 — Rütubetli, günlerden biri. 6 — Bir nevi dans, 7 — Heykel, adaleli bir vü- cut. 8 — Kalemle yazdığımız, ağzımızda dilimizin üstü. 9 — Erkek, bir erkek ismi. 10 — Kralların başlarına giydiği, yaka « mıza bağladığımız. Dünkü Bulmacanın Halli: Soldan sağa: | — Büyükada. 2 — Uyumak, ya. 3 — Revir, taab. 4 — Atatürk. 5 — Nar, Ner- gis. 6 — İL, kani. 7 — Ala, süld. 8 — Me- kik, cani. 9 — 4 10 — Kedi. Yukarıdan 8 1 — Burun, amik. 2 — Üye, aile, 3 — Yuvarlak. 4 — Ümit, iyi. 5 — Karanlık. 6 — Ak, ter, ki 7 — Türkücü., 8 — Ar- Eı_dı 9 ıkıu. nal. J0 — Rıb simil. Bu Akşamki Program İSTANBUL (plâk); 20,30: Stüdyo orkestraları; 21,30: Son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu ajansının gazelelere mahsus havadis servisi verile - cektir. b A 20,05: Salon kuarteti; 20,30: Leh ope- ralarından parçalar; 21,15: Uzaktaki va- tandaşlara sözler; 22: Piyano »- keman konseri; 23,15: Dans; 24: Koro. BELGRAT 20,30:; Milli neşriyat; 22: Subotika'dan nakil; 22,30: Oktet konseri; 23: Haber - Jer; 23,20: Lokanta' musikisi; 24: Dans ,plâkları. PRAG 17,50: Piyano koönseri; — 18,05: Hafif musiki; 18,55: Almanca neşriyat (musiki ile); 20,15: Karışık neşriyat (Şarkı, or - kestra); 21,45: Ejdenceli musiki; 23,15: Plâk; 23,30: Parkotelden nakil (Dans). BÜKREŞ 16,15: Askeri bando; — 19,15: Küçük radyo okestrası; 20,20: Konserin devar 21.,20: Dans; 22,45: Orkestra; 23,45: Ha- Büyük annem talihine boyun eğmiş, me- lek gibi bir kadındı; annem ölünce bizi ya- mina almış ve bize kul, köle olmuştu. Evi satmak, hele onu yok pahasına el - den çıkarmağa mecbur olmak kadıncağı- za pek ağır geliyordu. Bizim memleket Fransa'nın en güzel ve en münbit toprak - larından biridir ama her nedense ahali ora- dan çekilip duruyor. Yalnız bizim köyde, bir türlü müşterisi çıkmıyan, altı tane ka - dar boş ev vardı. Büyük annem: — Elimizden geleni yaparız, Ludovic". ciğim! diyordu. Dini bütün bir kadın olduğu için der: — Allahtan ümid kesilmez; demeği u- nutmazdı. Ama ev kadınlığına doğrusu hiç diyecek olmıyan nineciğimin bütün idaresine rağ- men, elimizdeki para eriyip gidiyordu. ... Bir bahar günü akşamı biz, bir çorba, biraz patates ve bahçeden koparılmış bir- kaç yemişten ibaret yemeğimizi bitirmek üzere idik, sokak kapısının çalındığını düy duk. Gidip açtım; henüz genç, Üstü başı pe- rişan, saçı sakalına karışmış bir adam a- ğar ve tatlı bir sesle: — Açım, yavrum, dedi; bana bir parça ekmek verebilir misiniz? — İçeri buyurun, dedim. Hiç korkum yoktu; bizim köyümüzde kimsenin evine hırsız falan girdiği hiç gö- rülmüş şey değildi. Zaten o adamın göz- leri, parlak, fakat hoş mavi gözleri hoşu- ma gitmiş, bana bir sıcak gelmişti. Onu mutfağa götürdüm; büyük annem bir büyük parça ekmek kesti ve çorbadan Öteden beriden konuşmağa başladık. İş anyormuş, kendisi iyi bir bahçıvanımış. Büyük annem: — Bizim bahçede, tarlada iş var, var ama ben şimdilik «ize para veremem kil dedi. — Onun zararı yok. Hele bir tecrübe edelim. Bana öyle geliyor ki epeyce bir iş | g' görürüz. Fıkaralık insanın gözünü — pekleştirir. bahta bağlanmağa sevkeder, Zaten büyük annem herkese inanan, itimad eden bir ka- dındı. O adamın teklifini kabul etti. ... Doğrusu işler fevkalâde iyi gitti. Bizim tanrı misafiri çalışkan, becerikli, yorulmak bilmez bir adammış... Onun sayesinde bah- çeden boal bol sebze, yemiş aldık; küçük tarlada patates mahsulü her yıldan bere- ketli oldu; ağılda domuzlar, kümeste ta- vuklar çoğaldı. Bolluğa kavuşmuştuk. — İyice karnımızı doyuruyorduk, artanı da dostumuz en ya- kın şehrin pazarına götürüp salıyordu. Dostumuz sapsarı kesildi, gözleri dol dolu; yine ağzının içinden: «Çok şane sım var, çok!...» dediğini duydum. Ayağa kalktı, kendisini pek iyi ımyd ların yanına gitti. Tıknaz, uzuf vil de ona dikkatle bakıp: h — Siz Mathicu Longebarre Lonjvar) sınız... Altı yıl oluyor, hapisli neden kaçtınız. İnkâra kalkmayın, a ' vermez. Gelin bakalım ardımız sıra, Jacguerin derin derin içini çekti, yels viğ şefkat dolu gözlerle baktı ve ellerini ka « vuştürüpı — Beni affedin, dedi. Ben namuslu klıı selerin evine gelmemeli idim... Ama sişf bütün kalbimle, bütün ldb'anlc sevdim Ve #izin için canimı verirdim! Ben ona doğru koşmuştum; o, ııuıı.ı hüngür ağlarken ben onu kucaklıyordutii, — Büyük annem de gelip kucakladı ve: — Allah böyle şeylere elbette mıhıığ €etmez, dedi. Candarmalar da müteessir olmuşlardış onların yanındaki adam bile: — Alfedensiniz, dedi, ama ne yapaymaş — benim de vazilem.., Bizim zavallı dostumuz, kendisine belki elli frank bile getirmemiş, fakat zorbecii bir hırsızlık yüzünden altı yıl hapse kümmuş. İşin içinde bir de kadın parmı varmış; zaten öyle bir şey olmasa biziğii dostumuz delilik edecek bir adam değildi; — Beş yıl yatmış, sonra kaçıp anlattığımi gibi bizim eve gelmişti. Tam ihtiyacımız ole" duğu bir sırada sanki onu bize Allah ı!— derdi. Büyük annem de, bütün köylüler de * nürken günün birinde hapishane müdürüm den bir kâğıt geldi. buna Mathicu Lan 4 gebarre'in da bir mektubu iliştirilmişti. Mük — dür, bedbaht dostumuzun kendini öldür e — düğünü bildiriyordu. Langebarre'ın mek- tubu birkaç satırdan ibaretti: «Anam babam gibi sevdiğim ve ı da ömrümün en xüzel yıllarını dostlarım, hal ı:ınıa—ıııııı ra sizinle Vİ: 7_ Üİ dünyadan bütün bütün dostunuz Mathieu Langı Bu mektuba kıymetli bir eşya gibi salı — ladım. Bazan, içimin burkulmasına ve göde — lerimden yaşlar boşanmasına rağmen oni açarım ve gönlüme yeisli, fakat yeisli ol ğu kadar da derin bir şefkat dolar. --a Ölçü üzerine Fenni Kasık Bağları Mide, barsak, böbrek Galata Şahkulu Caddeikebir 591/601 dükkân zine haberler; 24: Konser nakli, Biz yeniden kavuşmuşa dönmüş- Korsalar Şenlikdede Yeniyol 39 Ev. BUDAPEŞTE tük; işin içine şans da karıştı; akrabadan p olçi Kabataş Ömer Avni Dolmabahçe 195/203 dükkân 19,30: Bulmaca geceti (Caz ve Çiğan |biri ölüp bize küçük bir miras düştü, bu _n""!"""ı_i el Kabataş Ömer Avni Dolmabahçe 197/205 dükkân lorkestrası); 20,30: Konuşmalar; 21: Or- | Para ile ben de, kardeşlerim de mektebe Em u Kabataş Ömer Avni Dolmabahçe 199/207 dükkân kestra; 24: Çingene musikisi. /gidebildik. —Artık tamamile bahtiyardık. |B | M"»"M" eli Komazlıar Ediğ güğrük 5€ MOSKOVA Bizim misafir bir yolunu bulup biraz top- Tel. 20219 Galata Şahkulu Kulekapı 22/1 dükkân £200 Beğele eeRO BÜL Oğata tare ZAHARYA çaları (Solist artistlerle); 21: Arzu edilen Oreopuloa — * Galata Sultan Beyazıt Yenişehir 42 ev havaleri 22: Konmimalır. ket sebzelerini, nadir yetişen çişekleri Pa- |)| Taklitçilerden : BqîldışŞııılHıüY-yuIZıv VİYANA 20,30: Hafif musiki; 21,45: Günün şa- via'li bir toptancıya sattı. Ben, köyümüze en yakın şehirde, More- (Matiyğ —— Ş | mişti. Acaba bu hâdise hizmetçinin | Zabıtanın bu karışıklıktan istifade ede- MEŞ DT kalamı da (birkaç Tokmalık bir gey) önüne | diP onun Jehinde şahitlik ettiler ama faya | gözüne çarpmamış mı idi? rek işi derinleştireceğinde şüphe yok- k '5;92"“' h'ı'::hl; (El:): ::3#'2": koydu. Adamcağız iştiha ile yedi ve: dası olmadı, yine hapishaneye gönderildi. Z N m3 (9,15: ehf plâklar; 19,30: ni y K z Fakat çıktığı zaman tekrar yanımıza gee 2 — Hiüdiseden bir kaç gün mukad-|tur. cuk saati: Hikâyeleri 20: Hafif parçalar AĞA Hadin zapi saarA l a. ğırmağa karar vermiştik. Biz bunu düşü e — sakınınız. k Galata Yenicami Fermeneciler 124 dükkâti kaları; 22: Skeç; 23: Haberler; 23,10: |le - les - Fougeres'de iyi bir mektepte o- Galata Yenicami Fermeneciler 122 dükkân Film bahsi; 23,35: Maâ Reger musikisi: kuym;lıım Bazan Jbuyuk annem, dostu -| —— Galata Yenicami Mehmet Alipaşa han 43 yazıhane 24,30: Dans musikisi. muz Jacguerin'e (Jakren): k Galata Yenicami avlusunda o oda İSTANBUL — Sizi bize Allah gönderdi! derdi, ADEMi iKTiİDARİ| t 28 /Haziran/Pazar O hiç cevap vermezdi; sadece yüzün - ö Galata Sultanbeyazıt 6 ncı vakıf han 1 nci kat 3 No, oda berler; 19,15: Muhtelif plâklar hele akşam üzerleri, böyle bir gam çöktüğü | Galata Sultanbeyazıt 6 ncı vakıf han 2 nci kat oda drrsnr 'a0 Sekilii (plâk); — ';;';; Şaimar oluik geylerdendi. Biği basıa marak HO R M 0 B İ N Yukarda bulundukları yerlerle cinsleri yazılı vakıf malların 31/5/937 so- |Srüdyo orkestralarış 21,30: Son haberler, |*dip sorardım: Tabletleri R #muna kadar kiraya verilmesi 22/Haziran/936 gününden itibaren bir ay müd- 12,30: Muhtelif plâklar ve Halk musi- kisi; Dans musikisi (plâk); 19: Ha - Saat 22 den sonra Anadolu ajansının de, ancak benim farkedebildiğim bir hü zün belirirdi. Fakat onuün mavi gözlerine, — Öyle ne düşünüyorsunuz. Jacgue - ve Belgevşekliğine karşı Her eczanede arayınız, S Tateilât; Poris kutumu 1258 HORMOBİN —| detle pazarlığa bırakılmıştır. İsteklilerin hergün Beyoğlu Vakıflar Direktör- ııwdııımh—hıvıhmnnlı MMM (8513) e cektir. tak daha satın alımıştı; yanına bir de yar- dımcı buldu ve orada yetiştirdiği memle l l_ o. tatl nesi ile cevap verirdiz ıE