TIBBİ BAHİSLER RUH HASTALARI 2 . Morfin Bu keyif verici zehir yüzünden ailesini, mesleğini, arkadaşlarını terkeden ve nihayet hastahanelere düşen eski bir doktorun anlattıkları Ruhan ,hasta yaratılmış olanların muhitin de yardımıyla Bir cemiyet hastalığıylır. kullanmak suretiyle ken- bir (zevk) şadıklarına şahit oluyoruz. Morfini haşhaş bi tılan beyaz üsareden İt «morfina dilerine — mahsus âlemi ya- akı- A- nadolunun bir çok şehirlerinde penbe baş- ları — çizilerek ediliyor h çiçek açan ve Avrupaya ihracı suretile iktisadi bir servet kaynağı olan bu madde ecza fabrikalarının makineleri — arasından geçtikten sonra bize ubba yarıyan bir ilâç halinde dönüp geliyor... Ve bu ilâcı da her hangi bir sancıdan şikâyet eden bir hastaya tatbik eden hekim, derken — bu hastayı alıştırmış oluyor. iztırap dindi - teyim ilâcin — tesirine Hekim elile yapılan bu aşı, kum sancı- sını, bacak ağrısını, uykusuzluğu izale et - meğe en yardımcı bir kuvvet oluyor. Fa- kal eğer bu hasta ruhan zayıf ve keyif me- raklısı ise tehlike o zaman baş gösteriyor. Artık bü hasta için verilen bütün ilâçlar kâfi gelmiyor. iştiyakını tadil etmek, iğne yemek bir emri tabii ha- ancak morfinin line giriyor. Morfin alışkanlığı gayet tabil görünen bu yoldan evin içine gitince sari bir has - talık gibi bütün ev halkına geçmeğe baş- hyor. Kayınvaldenin siyatik ağnsını din - diren morlin iğnesi, gelin bayanın başa; rılarına da şifa verdiği gün evin içinde mor- fin iptilâsı yerini bulmuş demektir. yüksek sınıf- ta daha çabuk mevküni alıyor. Bunlarda- ki rağbete sebep hiç şüphesiz maddi ve - fahin temin edilmiş olması, keyif için sar- Morfin deliliğini ekseriya fedilecek bir varidat kaynağının mevcut bulunmasıdır. Biz hekimlerin günde sekiz santigramım düşüne düşüne sarfettiğimiz bu ilâç alışanlar için bir gramı değil, sekiz gramına kadar bir günde sarfına imkân ve- riyor. Ve muayyen bir devre içinde vücut bu en kuvvetli ve öldürücü zebire karşı mukavemetini muhafaza edebiliyor. Morfini iğne suretile kullananlarda bu iptilâ saali yaklaştığı zaman önüne geçe - bilecek bir kuvvet kalmıyor. Cebinden küçük pravazımı çıkararak — bulunduğu ğuk ter döken, nefesi tıkanan, elleri titriyen, yüzü sararan ve ar- bir mecliste soğuk 20j tık konuşamıyacak bir hale gelen morfin delisi pantalonunun üstünden iğneyi cil - dine batırıyor ve şırınganın muhteviyatını kanına aşılamakla n aztıraplarını bir an içinde unutmuş olüyor. Tozlarla, pislikle geçen ve cerahat yapan mikroplar bu has- tanın cildinde yaralar, bereler açıyor. Bazı gık kadınların bu morfin iptilâları yanla » mına sokulduğu zaman akan yaralarının pia Yalnızlık Ve Kimsesizlik aYaşım 28, Anadolu — kazalarından birinde 60 lira maaşlı bir memurum. Askerliğimi yaptım. Fakat buna muka- bil hayatım tam bir yalnızlık, kimsesizlik ve perişanlık içinde geçiyor. Bol bol pa- ra sarfettiğim halde bi gun bir yemek bul bile yattığım oluyor. Muhit muteassıp.. Bana bakacaâk ihtiyar bir kadın bile bu- lamıyorum. türlü temiz ve uy yorum. Bazan aç Bütün bu maddi çaresizlik içinde bir Yaşım kemal devresini bulduğu için benimle anla - şacak bir kızla evlenmek istedim. Fa- kat burada böyle bir kız bulamadım. Bir kere muhitte iptidal yaşayıştan kur- de ruhi yalnızlığım var, tulmuş bir tek kız yok. Sonra hemen bütün muhit türkçe konuşmuyor. Bu yüzden bir kaç kere izin âlmak istedim, muvaffak olamadım. Na yapa- cağımı bilmiyorum. Bana bir vol gös - terir misiniz? deliliği kokusile daha uzaktan kendilerini bize ta- nitmağa vesile oluyor. Maorfinaman bir üptür. İçine çöken gözlerinin altında çevrele - İnen siyah halka, tabil kanlı rengin toprağı andıran sanlığı, göz bebeklerinin gittikçe küçülmesi, bir kansere tutulmuş, bir verem illetinden aylarca yatmış gibi çöken omuz. lar ve bir deri, bir ket zayıllama, titriyen elle denecek derecede bu sarsak mor - delisini bir an içinde tanımak © kadar güç bir iş değildir. Ahlakan gayet dürüst tanıdığımız, yük- sek tahsil görmüş bir aile reisinin çok mü- kemmel olan karakterini değiştiren, evin - deki yavrularının ve ailesinin sokakta sü rünecek derecede sefil bırakacak — kadar izzeti nefsini unuttuğunu pek çok gördük. Sokakta dilenmeğe kadar tenezzül eden bu eski büyük şahsiyet şundan bundan top- hyacağı beş on para ile çıldırasıya sevdiği morfinini tedarik edebilirse onun için iri- şilmez saadetlere kavuşulmuş demektir. Morfin delileri arasında eczacılar, kim- yagerler, hekimler, avukatlar, yüksek mek- tep talebaleri, kibar sosyetelere devam e- den aile kadınları, bankacılar, memurlar, iliç fabrikalarında Çalışan ameleler, hasta nedeki hastabakıcılar, muallimler, sana - toryomdaki yardımcılardan bir çoğu vardır. Tib ha de hirliler köylüye nazaran daha kolay teda rik ettikleri için şehir halkı arasında mor yasak edilen bu zehri 4 fin iptilâm daha fazla yer tuttuğunu teebit edebiliyoruz. Medeniyetin hediye bu zevk vasıtasını şehirde yaşıyan halkın ettiği münevver tabakasından, cemiyetin Üst kı- sım sınıfından başka bazı küçük vilâyet ve kaza merkezlerinde halk tabakası da al- yonu ağızda çiğniyerek zevklerini tam lamağı biliyorlar. Anadolu içinde bir mek- | tepte büyük yaştaki talebelerden bazıla - rında bu iptilâya da tesadüf ettim. Morfin kullanan bazı hekimlerin, ec - zacıların bu keyif vasıtasını ihzar ettikleri | ve nihayet bu yüzden yakalanarak ciheti adliyeye sevkedildikleri de ve duyulmuştur. Geçenlerde yakalanan bir hekim ile ko- Bana şöyle anlatıyordu: — Ne zamandanberi morfine alıştınız? — Yirmi iki senedenberi. — Nasıl? — Bir harp sonu idi. Bacağımda bir kurşun kalmıştı. Ameliyat olmadan evvel lmüş nuştum. nt dindirtmek için morlin yapıyor - dum. Ömrümde o gün duyduğum zevki asla unutamıyacağım. — Peki sonra ayni zevk devam etti mi? — Ne yazık ki asla devam etmedi. Bir santigram ile başlıyan bu iptilâm — ş$imdi Okğlum, yalnızlığın ve kimse: büyük bir ıztırap olduğunu bilirim, bu sebeple size bak veriyorum. Fakat bu vaziyetten kurtulmak için biraz canlan- manızı, sizden uzak veya yakın dost - larınızı vaziyetten haberdar etmenizi ve tavassutlarını rica etmenizi tavsiye ede- rim. Bütün bunlardan bir netice alama- dığınız takdirde mutlak surette epeyce tızun bir izne sahip olmanız lâzımdır. * «Evli bir kadın seviyorum. O da ba ma büyük bir sevgi ile bağlı. Fakat ka- dinin bir çocuğu var, Bu bana azap ve- riyor. Histediyorum ki ufak bir hare - ketim kadının bana gelmesine ve be - nimle evlenmesine sebep olacak. Ne ya- payım, nasıl hareket edeyim? » Zonguldak: M. Yanık En seri ve meşru hareket kadınla der. hal alâkanızı kesmenizdir. Bir — yuvayı bozmak, zavallı bir yavruyu anasız ve yahut babasız bırakmak kadar vicdan- SON POSTA « Son Posta ,, nın müsabakası: 40 Tarihi Vak'a Ve 40 Tarihi Tablo 20- Waterloo dönüşü Waterloo meydan muharebesi Fransız ordularının hezimeti | srette karşılanacaklarımı anlatan Mareşal Sult'u dinler gibidir. ile erimesi ile neticelenmiş, Napoleon için artık her şey bitmiştir: | Napoleon kat'i kararını vermek üzeredir: |Sonsuz ihtiraslarına, parlak hayallerine ebediyen veda edecektir. Fransada kalmıyacak, Amerikaya gidecek ve orada Parise dönmiyecek, kendisini Marcus Stone'in bu tablosunda gördüğümüz Napoleon, başında | bekliyen yeni ve meçhul maceralara atılacaktır. Fakat bir kere imparatorluğun altın defne yapraklarından yapılmış aşıyan adam değildir İmparator, Waterloo'dan Parise çekilirken bir Fransız köylü- | sünün evine uğramıştır şerel ve küvvet kazandıran sontuz. muhareBede evlâtlarıni ver- mü, Napolcon da bunları İspanyada, İtalyada, O Fransız köylüsü ki, Napoleona şan, garbi Almanyada, YS0 İocak başında oturan çelengini | bir İngiliz harp gemisine ayak basiınca onu Afrikanın cenubu sahillerinde Sent - Helen adacığına sürecekler ve aslan Korsikalı bir ada uşağı olan Napoleon, son yıllarını gene bir adadâ geçirerek ölecektir. Köylü kadınların yüzünde, Waterloo hezimetinin derin acısı okunmaktadır. Elindeki trampet ile askerliğe özenen oğlancık; mağlöp kumandanın müstakbel zaferlerin- n buzlı a Wi loco'd. l Rusyanın buzlu ovalarında ve nihayet Waterlco'da milyonlarla e Ülmmakü Bağadar:ani' naa yaklır. ha daD Szaki Hİ barcamıştı. Va: yüreği milli bir gururla çarpardı. Napoleon bir köy evine uğramıştır: dedir. Gözleri ocaktaki aleve dalm Ve gene o Fransız köylüsü ki, Marseyyez'i Mosko- öyleten bu adamın resimlerini evinin duvarlarına asarken, Çökmüş, bitmiş bir hal- Pariste ne kadar feci bir da meme emen ikinci oğlunu da feda edecektir. Matem esvabı Bgiymiş ve nişanlısını kaybetmiş genç kız, Napolcona karşı nefret | duymamaktadır, yalnız odanın bir köşesinde onun hayalini gö- rür gibidir. —— Reşad Ekrem Koçu Kimyevi gıda yapmağa çalışan âlimler muvaffak oluyorlar mı? Bir Amerikan Üniversitesinde beyaz fareleri münhasıran kimyevi gıdalarla yaşatmağa başladılar Kurunu vüsta âlimleri «hayat eksirini» bugünün bulmak için nasıl uğraştılarsa modern flimleri de ayni mevzuu başka bir bakımdan tetkik ederek, kimyevi gıda me- selesini: balle uğraşıyorlar. Ve itiraf et - meli ki, her geçen gün kendilerini uğraş- günde sekiz grama kadar çıkmıştı. Çılgın İgibi idim. Yemek içmek, arkadaş, meszlek her şeyi her şeyi ihmal ettim. Dostlarımı, evimi, ailemi unuttum ve terkettim. Bu - Küçük evir bu sefil ih para ile te « rada Adada oturuyorum. in köşesinde — sönmiyen tiyacını gidermek için artık dariki imkânı olamıyan bu zehiri kendim vaktile getirdiğim afyonları eriterek mor - fin istihal ettim. Satmıyordum, kendim için, hayatımı söndürmek için hazırlıyordum. Yakalandıktan geçmek için bir mecburiyet duydum. Bakalım vaz sonra — vaz geçebilecek miyim? Bir t mevkiü arkadaşının, bir — ilim manin iztırabini. ifade eden bu muhavere derdin ve istilâi veklini de ifade edecek kudrettedir sanırım. meslek içtima- yerinde, ade- içtimali ehemmiyetini Morfin delilerini bu iptilâlarından vaz geçirecek sanatoryomlar, müesseseler ve mosfin deliliğine namzet olanları bu yol - da alışkanlığa sevketmiyecek şekilde mun- tazam ve muayyen bir disiplin kullanmak lâzımdır. Her morfin delisini başlangıçta bütün zaafı irade ve ruhisine rağmen kurtar - mak mümkün olabilir.. Bunun içindir. ki morfine alışanları iyi bir kontrol altında bulundurmak evvelâ ailelerin üzerine dü- şen bir borçtur. Biz hekimler de halâskârı olmağa çalışmalıyız. Dr. Etem Vassaf enların tkları gayeye eriştiriyor. Lâboratuvarlarda- ki meraklı tecrübeler, hayatın esrarını çöz meği istihda fediyor, bu uğurda göz nurları dökülüyor. İnsan vücudunu teşkil eden maddeler nelerden ibarettir? Eskiden meçhul olan bu mesele bugün tamamile aydınlanmıştır. Kimyevi maddelerin vayiç fiatma göre in- sana paha biçmek hususunda bir eürü ma- nasız hesaplar yapılmıştır. İnsanı koyun e- ti gibi telâkki eden bu bhesapların yanın - da da İâboratuvarlar, uzvi maddenin ter- kibini elde fetmişlerdir. etmek için milyonlar sar- Los Angelasta maruf bir profesör o - lan doktor Max Dunn 'un yer altındaki lâ- | uzamaktadır. boratuvarlarında bu gayeye çok yaklaşil- mıştır. Kimyagerleri, hayatın esratını teş- kil eden maddeleri imale muvaffak ol - muşlardır ve öyle uzvi maddeler terkip et- mişlerdir ki onların insan vücudu ile mü - nasebeti, ün ile ekmeğin arasındaki mü- nasebet kadar yakındır. Proteinelerin âmili olan Amino « aci - desler yapılmıştır. Ve Proteinelerde kan, adele, deri, saç gibi maddelerin asli un- surudur. Proteinolerin terkibi 6 kadar karışıktır ki, bugüne kadar hiç bir kimyager onu tah- Kl ve terkip edememişti. Bugün lâboratu- varlarda ördek ve kaz tüyleri, balık bar - Ve Pro * edilen maddeler hazırla » mıyor, Amino - acideslerin binbir şekilde birbirlerile imtizaç edebilmeleri, çok — çe- gtli Proteinelerin meydana gelmesine hiz- met etmiştir. Ve gene âlimler tetkik etmiş- Iııdıı ki yaşıyan bir uzviyette Amino - a- den eser kalmayınca o uzviyet öl - Biz Proteineleri nebatlardan, ve- ya nebat ile gıdalanan bayvan etlerinden sakları, insan saçı kaynatılıyor. teine — ji almaktayız. Midemizdeki midevi usareler Proteineler üzerine tesir ederek onlari Amino - acides şekline sokmakta ve o su. retle deverana karışarak vücudu beslemek- tedir. Bu itibarla Amino « acidesler vücu « dun inkişafında mühim rol alan Hormone- lerin vücutta meydana gelmesine de hiz « met etmektedir. Kimyevi gıdaların istikbali: Şimdiye kadar 22 çeşit Amino « acides keşfedilmiştir. Daha ne kadar oldukları malüm değildir. Yalmız bunların içinden Cyetine ismi verilen bir çeşidi saçların w zamasına hizmet etmektedir. Cystine verle len koyunların tüyleri ve yünleri fevkalâde Diğer bir nevi Amino - a. cides daha - keşfedilmiştir ki ismi Acide Glutamiguedir. O da ete malüm olan lez- zeti vermektedir. Bu maddeden et yemi « yen memleketlere senede bir iki milyon do- larlık ihracat yapılmakta, ve Acide Glu * tamigue sebzeli yemeklere karıştırlarak et lezzeti verilmektedir. Petroldan istihsal e - dilen ve İntervine namı verilan bir mad « de de şeker hastalığına müptelâ olanlara verilmektedir. Liverpol üniversitesi - profesörlerinden Baly, gaz karbonik su, nitrat dö potat ile karıştırarak Glucose — istihsal — etmeğe muvaffak olmuştur. İllincis üniversitesinde beyaz farelere, münhamran kimyevi maddelerden mü - tekkep bir gıda verilmiş ve farelere on ye- di çeşit Amino - Acideden mürekkep ye« mek temin edildiği halde hayvanlar öl « müşlerdir. Aradan bir müddet geçmiş, on yedi çeşide bir on sekizinci ilâve edilmiş, bu sefer, fareler müşkülâtla yaşamağa baş- lamışlardır. Sun'i vitaminler de meydana çıktıktan sonra, ele alınan bu dava her hülde halla dilecektir.