Yirmibeşinci yıl No. 6634 Çarşamba 10 Haziran 1936 Atatürk Ankara'yı Şereflendirdiler !ş İzanun u, Turkıye Hergüu sabahları çıkar, siyasal gaulodir. içinde rejimin ana. hatlarına uygun olarak çıktı. R. Peker, bu münasebetle ühim bir nutuk verdi. —— e ——— İş alanlarla verenler milli ve kudretli bir blok halinde İıedefe dogru İzoşacaklardır. Kamutayın Ankara B (AA) bugünkü mtısında İş kanumu nun veye Kü müz e Kütahy yanatla adaşlar, Lüyihasmın — hazırlanı ömek çek derin bir ilgi uzun yıllar ile en d ân Büyük Mil müzakere dü veye ke- yor. Bu fir-J araşarıp — bulmak let Meelisinin ettiği iş kanunu vulmak — üzere bi saltan — istilade edip yeni Türkiye vamuriyeti reğiminin €m esaslı ——— | recek bürkaç esas noktayı size a. zetmek istiy Arkadaşlar, Bir defa bu İâyiha biraz geç Fakat biki. | Prens Pol dün Bukroş mn Bılgrıd a hareket elti k ıtılafta Askeri ınlışmı yapacaktır. Romanya - Yugoslavya | mutabıktırlar | — Bükreş 9 (Radyo) — Yu- | göslavya saltanat naibi prens Pol, dün saat 17 de Belgrd'a | hareket etmiştir. Prens, istas- yonda Romanya kralı Karol, Çekoslovakya reisicumuru M. Benes, veliahd Mişel, Çek dış bakanı, Romen nazırları, ku- mandanlar, sefirler ve hariciye memurları tarafından uğurlan- mıştır. Paris, 9 (Radyo) — Küçük itila erkarübürbiye rötsleri bu- günlerde bir araya gelerek - | askeri vaziyeti tetkik edecek- şkat hükümet ve medlis ve Culüsül — hayatımiza en uygün — şekilleri bulmak ve nüne kün olan bu mevrzuda mümküş siyasal olduğu kadar hatalardan kaçımmak için devamlı çalışma / ile en iyi formülleri — bulmaya — uğtaşmıştır. Öte taraf'tan kananun geç kalınası hakiki Hayata esakh bir zarar dü lerdir. Romanya ve Yugoslavya bu hususta şimdiden mutabık kal- mışlardır. ve icabeden tedbir- leri ittihaz etmişlerdir. Küçük itilâf devletleri, ani hâdiseler karşığında şaşkın va- ziyete düşmemek için — şimdi- den azami bir hazırlık ve faa- Kabinesinde Bazı Değişik- likler Oldu. Hükümeti- mizin bü yük misafiri ve müttelik Yu- göslavya'nın devlet nazırı Şevki Beh- men, bera- berlerinde re- fikaları bulun- duğu halde seyahat lerine hususi trenle Ankara'dan şeh- | rimize gelmışlerdı! | Dost devlet nazırı dün İzmir'e geldi ——— . —— Halkın - Alkışlarile Karşılandı, Yarın Istanbul'a Gidecek. SEZARAZ tahsis edilen Misafirimiz Dr. Aras ve Çetinkaya ile beraber Tren, sat 20 de Basmaha- —Sonu 5 inci sayfada— Bir İtalyan gazetesi: Parti genel sekreterimiz eğildir. Çünkü iş katumu Recep Peker nu 2inci sahifede— —| liyet- göstermektedir. B eee rerera ae e LA LerArA LA AA LALEARAKAA AA rALAKALALA A LEKEELArALA LA KA LA LA AAA talardan — birini susundaki telâkkisine Dürıyaya karşı Türk sporunun ! yüzünü ağartan gene İzmir olmuştur Istanbulla 1-1berabere kaldık. Yedi- gimiz golü de kendikendimize attık ©: .:00 Takımımız oyuna yarı yanya sakat olarak çıktı. Vahab yoktu. Ankara takımı Viyana'ya 4-0 gibi büyükçe bir farkla yenildi. Çocuklarımız geliyorlar. İstanbul, 9 (Hüsusi muha- | —- Olamaz. birimiz bildiriyor) — Bugün, |Telefonda: Biz on kişile | oynuyoruz.. Biz, oyunlardan | Cehdit savuruyor! ——em—— Büyük devletlerin tasvibi olmadan küçük- [ Roma, 9 (Rıdyo) — Rn- İzmir muhteliti, İstanbul muh- | telitile oynadı ve oyun ikinci devrenin otuzuncu dakikalarına doğru — 1-1 beraberlikle tatil edildi. Sebeb şudur: İzmir oyuncularından Basri | birinçi devrede sakatlanmış, yerine ikinci devrede İsmail girmişti. İbrahim de sakatla- niınca bizimkiler çarnaçar Bas- ri'yi İbrahim'in yerine koymak | istediler, bundan ihtilâf çıktı. dibinde - "vaziyet İstanbul — idareci- Tribünlerin konuşuldu, leri: tesbii edilen onaltı oyuncudan | şimdi sağiçe koyabilecek oyun- | | ı cu bulamıyoruz. Talimatname | | bariçten almamıza imkân ver- | miyor. Siz de oyuncu değişti- | remezsiniz. Dediler. İzmir kafile reisi Suad şu cevabı verdi : — Biz bir oyuncu değişti- relim. Siz de hariçten alın, bize karşı on bir oynayın ! — Olamaz ! - Hakem de ayni şeyi tekrar- ladı —Sonu 5 inci sayfada— kişi ile | | | | ler birşey halledemezler diyerek Küçük ıtılafa fa çatıyor. ma'nm takip ettiği siyaset, Avrupa davaları üzerinde mü- şareket Fakat İtaya zecri tedbirlerin kaldırılmasını tedir. Bu hüsusta Popolo Di Ro- ma gazetesi yeni malümat ver- mekte ve şunları yazmaktadır: “İtalya; Avrupa'nın kümelere ayrılmasına taraftar. değildir. İttihat ve müşareket — tarafta- ridir. esasına — müstenittir. ileri sürmek- Uluslar sösytesi İâzım ve faydalıdır. Fakat bu husustâ islahata ihtiyacı vardır, İtalya bu ıslahat üzerine sosyetede mevki alâbilecektir. İtalya ile Almanya daki münasebetlere - gelince : İtalya herkesle dost olmak, fakat hürriyetini hiçbirşeye fe- da etmemek siyasetini takip etmektedir. Bunun için Al- manya ile İtalya arasında gizli hiçbir anlaşına ve mukavele —Sonu 5 inci sayfada— arasın- ——— 'Bizimkilerin Anlattıkları!.. Teb- rik Telgrafları Yağıyor. Akşam saat yirmide telefonda İzmir kafile reisi Suad Yurdkoru ile konuştuk. Bize şunları söyledi : — Takımımız, yarısından fazla sakat olarak bu oyuüna girdik. Ankara maçında Vahab'tan başka Basri, İbrakim ve müdaf ilerimiz de sakatlanmışlardı. En ağır sakatla- nan Vahab'tı. Bize karşı çok sert oynandı. Bugün, Va- hab'in iştirak etmemesine rağmen takımımız çok güzel oynadı. Vahap ta oynasaydı, muhakkak İstanbu'la galip gelecektik. xralıırn in bacağında büyük bir yara var. Rica ettik, birinci devrede oynayıp ta ikinci devrede — Sonu 5 inci sayfada — Sağda İzmir muhtelitinin Üç ortası Viyana kalesi dibinde, solda Sait bir hücumda, aşağıtda kalecimiz Cahit bir kurtarış, yapıyor, yanında Vahab'ın şık bir pozu.. l Taşlar: Ah Bu İstanbul Zihniyeti! Şu bizim İzmir sporu, her nedense, İstanbul'da sporun kafası mesabesinde bulunanlara bir türlü hoş görünemi- yor vesselâm. Çocuklarımızın mavi boncuk takmağa lâyık ne kadar güzel muvaffakıyetleri olursa olsun, ancak dudak ucu ile, lütfen veya nezaketen birkaç ilti- fat buyurulayor. Zavallı İzmir, İstanbul'a oyuncu doğurup hazır ele- man yetiştirmek için, bu kadar kıvrandığı, bu kadar sancı çektiği halde, gene kendisini sevdiremiyor. Bizim çocuklar, ilk maçı Viyana ile oynamışlardı. Ço- cüklar, Türkiye'de hiçbir takımın yapamadığını ve daha yıllarca yapamıyacağını çatır çatır yaptılar. Meşhur Vi- yana yı, İzmir'i çekemiyenlerin gözü önünde 4-1 ve mü- kemmelen tokatladılar. O gün sahadaki radyoda spiker- lik yapan zat - her kimse - dallandıra, ballandıra maçı anlattı. Ertesi gün Ankara ile oynadık. Bu defa ayni zat, sanki Ankara'lı bir oyuncu veya idareci imiş gibi, oyunu tamamen Ankara cephesinden görmeğe başladı. Ankara'lılar inerken, spikerin yalnız; — İniyorlar.. İniyorlar.. İşta. sağ açık topu yakaladı. Mükemmel.. Güzeeel, Ankara iniyor, Ankara! Dediğini değil, hattâ kalp çarpıntısını bile duyuyor- duk. Bizimkiler inince, kısa bir-iki kelime : — İzmir indi. Fakat top gene Ankara'da.. Vahab, sa- hadan çıkıyor galiba.. Aksaya aksaya gidiyor. Ve, Vahabın hakikaten oyundan çıkıp çıkmadığını bile söylemiyor. Hele dünkü İstanbul maçında ayni zatı din- lemek, İstanbul dışında öluran bir vaftandaş için ne ka- dar zordu,-ne kadar sinir uyandırıcıydı? Bizimkilerin de Türk çocukları oldukları ve işte Böyle oynadıkları bir türlü hazmedilmek istenmiyor. Ah bu İstanbul'luluk, bu İstanbul görüşü, bu İstanbul zaviyesi, bu İstanbul zihniyeti ahl. SAPAN