4 Haziran Habeş İmparatoru dün öğleyin Londraya vardı savvurundayız. Habeş imparatorluğu daima mevcuttur ve mütearrız olduğu ilân edilmiş olan bir memleketin as- kert harekâtı ile mahvedilemez.» Mareşal (Baştarafı 1 inci sayfada) Negüs geldiği vakit halk polis kor- Gdonunu yarmış ve Habeş imparatoru - nu çılgınca alkışlamıştır. Habeş elçisi cumartesi günü Habeş sefarethanesinde bir resmi kabul vere- cektir. İtalya sefirinden başka bütün kordiplomatik davet olunmuştur . Londra, 3 (ALA.) — Deyli Telgraf gazetesinin ÖOksford vapurunda bulu- nan muhabiri, Necaşiye Habeş dava- «m bizzat müdafaa etmek üzere Ce - :'nn gidip gitmiyeceğini sormuş - Badoglio Romada Roma 3 (Hususi) — Mareşal Badog- lio, Habeşistan fatibi mfatiyle Napoli ve Romada fevkalâde tezahürlerle karçılan- mıştır. Napolide Velinhi ve hükümet erkâ- nı ile coşkun bir halk kitlesi Mareşalı iztik- bal etmiş. Mareşalın şerefine 21 top atı- maştır. Romada Musolini Badoglioyu kar- playarak kucaklamış, kırk binden — fazla balk mareşalı hararetle alkışlamıştır. Halk, Badoglionun etomobilini taşıyarak kendi- sine karşı beslediği hisleri göstermiştir. SON POSTA |_ Spor l Finlândiyalılarla üçüncü maç Bu akşamki maçın çetin olacağı tahmin ediliyor karşılaşacaktır. ları ikinci müsabakayı büyük bir 5 -3 kazandı Şehrimizde iki mühim meç yapmış olan Finlandiya güreş takımı, bugün — Taksim #stadyomunda güreşçilerimizle üçüncü defa Finlandiyahların ilk müsabakalarım ve- purdan çıktıktan bir esal sonra yapmaları netice üzerinde mühim bir tesir jcra — et- mişti. Nitekim dinlendikten sonra, yaptık- farkla lmparator, şu cevabı vermiştir: — Milletler Cemiyetinden adilâne | Mareşala Napolid bir hal sureti bulmasını istemek — ta -| rasim de yapılmıştır. e ve Romada askeri me- Şimdi, mümkün olduğu kadar dinlen- miş olan Finlandiyalılar oyun — tarzımız hakkında az çok bir fikir edinmiş — olduk- larından bu akşam yapacakları müsabaka- mın daha çetin ve o nizbette zorlu olacağı gada el ADĞ l ae İtalya hudutlarda hazırlık mı yapıyor? (Baştarafı 1 inci sayfada) — Bu karar suretinde Milletler Cemiyeti Hzasından, cemiyet tedbirlerin ibkası ve seferber edilmesine çalışlması ilti- yam olunacaktır. Yugoslavya Başbakanın nutku R: 3 — Yugoslavya MWMW!M» g &ıı;':ılt—'yı-ulhlhnınnım—h—““—'ih— Tâzım geldiğine işarot etmiştir. 4 ve Tükğk 'Türkiye İktisadi mahafili de zecri tedbirlerden büktinie | bti bububatının bu yüzden çok zarara uğradığını söylemeğe B Z (San Postar Ba kâberi Rema Radyo kumpanyan vermiştir. Bislm — büyle bir şeyden haberimiz yoktur. Afişaj işi gün geçtikçe tuhaf safhalar arzediyor tahmin edilebilir. Hüseyinin —ikinci müsabakada mağlüp terkedişi hafif geçilir bir mağlâbi- yet değildir. 61 kiloda pek hâkim bir güreş yapama- yan Yaşar da kazandığı galebeyi pek Ür tün bir şekilde elde etmemiştir. Finlandi- yalılara karşı yaptığı ilk maçı kaybeden büyük Hüseyin kendisinden beklendiği ka- dar cesur bir güreş yapmışsa da mağlübk yetten kurtulamamıştır. Hüseyinin ayni ra- kiple son bir defa daha karşılaşması onun hakikf kıymetini kolayca ortaya koyacak- tır. Birinci müsabakada beklenilen büyük hâkimiyeti gösteremiyen Mustafanın ikin- ci bir maçı bu noktadan dikkatle takip e- dilecektir. Serbest güreşte rakibini güç te olsa 56 kiloda büyük ümidimiz olan küçük minderi ları diye kovalıyan bu afacan birdenbiğii bir kız çocuğu gibi sessiz oluvermişti. Mürebbiye kendi kendine: — Öldüğünü anladı mı?, Diye soruyordu. Ve sonra: — Nereden anlar o ölüm nedir bilir öf diye düşünüyorlardı. Rugan patiklerinin patlak burunlarına bakışları donuklaşan simsiyab gözlerini dik- Mişti... Lüle, lüle ve ibrişim gibi yumuşak sarı saçlarının süslediği minimini başını önüne eğmişti. Yüzü pek solgundu. Dudakları bile bembeyazdı amma... Onda bütün bu sol- gunluktan başka her hangi bir telâş ve he- yecanı belli eden hiç bir fevkalâdelik yok- tu. Mürebbiyesi ihtiyar bir kadındı. Kol - tukta oturuyordu. Bugün nedense yün ör- müyordu. Hareketsiz oturuyor ve gözle - rinin ucile odanın ta ortasında duran küçük Mehmedi tetkik ediyordu. Fildişi yüzlü minimini delikanlı haki - katen de gayet garip bir şekilde odanın Genç ölünün mezarının üstünde taze çh çekler açmıştı. Ölüm gününün üstünden tanf beş buçuk ay geçmişti. Mehmet bir gün annesinden bııhırıı-ı.ıA miş, annesinin ölümünü anladığını kim © seye ihsas etmemişti. Kendisine ne za * man annesinin hâlâ hastanede olduğunu söyleseler, hep inanır ve kanar görünmüşe tü. (Baştar'ztı 1 inci sayfada) elline yol açmıştır. Vergi Pazarlığı Köprü başında bir saatçi mağazası var- dır. Bir gün buraya mültezimin tahsildarı gelmiş, 30 Bralık bir afişaj resmi ihharna- mesi bırakmıştır. Mağaza sahibi bu ihbar- Bamenin ne biçim bir mükellefiyetten bah- vettiğini düşünüp durürken, bir ikinci tah- vildar gelmiş, © da kendi takdirine göre #yni ilân için 50 liralık bir ikinci ihbarna- me bırakmıştır. Bittabi mağaza sahibi bu yaziyette gaşırmış ve hemen ticarethane- nin hukuk müşavirine koşmuştur. Bu arada da dükkâna bir üçüncü tahsildar gelmiş. Bunun da yeni bir ihbarname yazmak Üze- ve bulunduğunu gören mağaza müstahdem leri hemen mağaza sahibine haber vermiş kerdir. Mağaza sahibi gelip te bunlardan bir gey anlamadığını ve elinde iki tane ihbat- name bulunduğunu söyleyince üçüncü tah- sildar: — Adam sen de kulak asıma demiş, ben bir kolayını bulurum. 25 Hiraya sulh olu- ruz, bele sen parayı ver demiştir. Fakat mağazanın bukuk müşaviri bu- na razı olmamış, üçüncü tahsildarın da yaz- dağı makburla birlikte her üç makbuzu bir ketidaya raptederek Vilâyete — bir şikâyet betidası vermiştir. Söylendiğine göre vilâyete böyle tamam 54 tane istida verilmiştir. Haftalık Tahsilâtı Bir çak müesseselerden taksitle tahsi- Kdt yapılmak istenilmiştir. Verilen — ihbar- Bamelerde tarih ve imza yoklur. Bunlar tıplı belediye makbuzları şeklindedir. Al- tında «T. C. İstanbul belediyesi ilân afi- Baj işlerin yazıh bir mühür vardır. Bu mü- İngiliz - Mısır Müzakereleri Askeri meseleler henüz | Musolininin damadı Ha- halledilemedi Londra, 3 (ALA.) — Siyasi mahafil, Mınıdaki İngiliz fevkalâde — komiseri Sir es — Lampson'un Londraya gelmesi- Be büyük bir ehemmiyet atfedilmektedir. bngiliz - Mımr müzakereleri, — bir çok Roktalar üzerinde bir anlaşmayı derpiş et- Ürecek derecede ilerlemiş olmakla bera- ber, sücl mahiyetteki meseleler hakkında bir tarzıhal bulunamamıştır. - Keza Sudan meselesi hakkında da he- Büz bir hal sureti bulunamamıştır. Fransız Kabinesi Paris, 3 (ALA.) — Nazırlar, müşterek ifanamelerini imzalamak üzere yarın top- Tanacaklardır. Müteakiben Saro , islilana- Meyi Cumhur Reisine takdim edecektir. hür bittabi bir manâ ifade etmemektedir. Ne resmi bir müessesenin, 'ne zesmi bir to- şekkülün, me de belediyenin bir müdüri- yetinin. bir gşubesinin ismini lıımırn-ıhy dır. Bu garip mühürlü ihbarnamelerle bir mağazadan bir haftalık taksit olarak 3 lira, bir mücsseseden bir senelik 480 Hra, bir mücsseseden de 105 lira GÜkuruş istenilmiş- tir. Bu paralar birer tek afiş ücretidir. Bil- farz 480 lira istenilen mücssesenin şehrin |mağlüp eden Çoban Mehmedin #lafranga yapacağı müsabaka, belki de, verbest gü- reşten çok daha çetin olacaktır. Bugün Kamşılaşacak Güreşçiler Bu akşam sekizde karşılaşacak gürer çiler şunlardır: 56 - k. Mustafa-Perttunen (Grekoromen) 66 « « Yusuf - Ranta » 79 - »» Adnan - Veckelen gibi hareketsiz, üdeta cansızdı. Mürebbiyesi: çündü. Ve bu düşünce ile müthiş endişe duy - #ldüğünü anlamasaydı. neden bogün her günkü neşesini böyle kaybetmiş ve bu ka- BZ »a B. Mustafa » Korhonen .. SAA if yerlerinde büyle yüz tane daimi d frmen dar ciddi bir tavır takınmaş olurdu. Evet 1“.7"—“2"ıı. ’;'ılnı: Üa akandika " vande || AUE e'7 KM S TRRRE muhakkak... Muhakkak ki o annesinin ö- 4 *y KY B B l küaakkarz, | DB eat Ahrmet » Lanaş * — İlümünt anlamıştı. AraaLa ağlliye vağle Si etdi emlama| ZZ Ü g0 FT NL Kokko (Serbest) | Yilmız dün akşam ölümden iki üç saat Halbuki YY' t aa 56- « Ömer - Perttunen * İgonra aben annemin yanınıt gideceğim» geliri ancak 6 bin lira olarak .ıııı;i mir| 662 £ Vetik- Ranta: << ÇÖREiKEremeiü | Sağar aai 'nanE e CAnüğa “ CSli tir. Yalnız Taksim meydanında — bir ilân| 79 —. Mevlut » Vecksten — (Serbest) (, a.er yanına girilemez uyudun — cevabinı için bir mücsseseden bin, diğer bir mücs-.| 67 - ,, Seyyit Ahmet - Korhonen ». İ yermişti. seseden 1300 lira istenilmiştir. Ağır - Samsunlu Ahmet - Yörvinen « Mehmet buna hemen inanır görünmüş- tü. «Pekir demişti. Esasen © annesinin Mültezim Ne Söylüyor? Bu işi iltizama alan müessesenin müdi- Ti umumlsi dün kendisiyle görüşmek iste- yen muharririmize demiştir ki: — Bu iş hakkında yalnız Vali Muhid- din Üstündağ söz söyleyecektir. Bahsedil- diği şekilde bir haksızlık ve usulsüzlük ya- pilmiş, tetkikat neticesinde böyle —usulsüz tahsilât vuku bulduğu tahakkuk etmiş de- ğildir. Biz Daimi Encümenin kabul ettiği ta- rileyi tatbik ediyoruz. Maamafih yapılan tetkikat yakında neticelenecektir. © zaman bu şikâyetlerin ne için yapıldığını söyle- rim. Selimiye sahasındaki futbol maçı Pazar günü Selimiye sahasında Üskü- darspor klübü ile Kadıköy spor klübü bi- rinci ve ikinci takımları arasında futbol ma- çı yapılmıştır. İkinci takımlar müsabaka- sında Üsküdar spor Kadıköy eporu .0 mağlüp etmiş, birinci takımlar maçında ise müsabaka 2 - 2 ye berabere cereyan eder- ken, oyun yarıda kalmıştır.. Fi hastalığına tam sekiz aydır alışmamış mıy- di? * Onun evdeki hıçkırıkların sesini duy - mamasına imkân var mıydı? Mehmet hem bu hıçkırıkları duymuş, hem de yanma gi- reelerin kıpkırmızı gözlerini ağlamaktan siş burunlarını farketmişti. Hepsinin sesini nezleli gibi boğuk olduğunu işitmişti Yanına girenler sanki kabahatli imişler tibi Mehmedin yüzüne, Mehmedin gözle- Klübünde Feneryılmaz spor klübü başkanlığından: Klübümüzün yıllık idman şenliği 7/6/. 1936 parar günü Bozkurt alanında —enat ikide yapılacağından değerli üyelerimizin bu kutlulamada bulunmaları. —e çok büyük bir adammış, çok saydıkları bir karışan bir alâka gösteriyorlardı. — Ne istiyorsun yavrucağım. — Ne var canımın içi, — Peki gülüm. Belediyedeki Tetkikat Belediye tetkiklerine devam etmekte- dir. Komisyon dün bu iş etrafında geç vak- te kadar meşgul olmuş. komisyona bir ara- lık Vali Muhiddin Üstündağ riyaset etmiş- tir. Vali bu işle bizzat meşgul olmaktadır. Yavrularınızı benim gibi tombul, neşeli, Sıhhatli isterseniz katle, sevgiyi, sevgi ile ödemek istiyorlar- di. Mehmet; bir metreyi bulmıyan küçücük . a İtalyada siyasi we p K 5 cek yaşa gelmiş miydi?.. Bp gayri tabilliği deglşıkhkler farkediyer muydu? Nıd:öiı geceden- beri yalnız bu sabah bir kere anmesini esor- muüşlu. — Annem uyandı mı? — Gece sen uyurken onu hastaneye gö- türdüler. Hastanede ameliyat yapacaklar. İyi olunca gelecek. Mehmet bu söze de mukabele etmemiş ve anasından uzak kalmağı isyansız kabul etmişti. — Onu görmeğe gidecek miyiz2 Bu suali üzerine odadaki teyzesi hıçkı- rarak kapıdan fırlamıştı, İhtiyar müreb - biyesi ise hiç değişmiyen yüzile: — Elbet te cevabını vermişti. Ve işte © saattenberi hiç bir - hırçınlık yapmıyan Mehmet pek uslulaşmıştı. Yal. mız kalır kalmaz iskemleleri devirip at ya- parak üstüne binen ve yahut karşısına çı - kan hizmetçileri babasının bastonile; «Ben Habeş imparatoruyum, kaçınız düşman- riciye Nazırı oluyormuş Paris, 3 (A.A.) — «Agence Econo- migue et Financie'in Roma muhabiri Musolinin damadı kont Gallazzo Cia - nonun hariciye nazırı olacağını ve L talyan siyaset adamları arasında mü - him tebeddüller yapılacağını - bildir - mektedir. Bottainin mühim bir memuriyete tayin olunacağı ve Alessandro Paolini- nin faşist fırkası umumi sekreterliğin- de Staracca halef olacağı ve Suvich ile Aloisinin mühim paytahtlara sefir ola- rak gönderilecekleri söylenmektedir. besleyiniz ortasında durmuştu. Minimini bir heykel — Galiba öldüğünü anlıyor. diye dü - du. Evet öldüğünü anlıyordu galiba. Eğer rinin içine bakamıyorlardı. Sanki Mehmet şahsiyetmiş gibi ona karşı âdeta hürmete Ve evdekiler sanki tabiatin yaptığı fe- nalığı ondan ebediyen çaldığı şefkati, şef- boyile bu minimini adam... Bunları seze- Evdekiler bunun için kanaat getirmiş « lerdi: — Mehmet annesinin öldüğünü anla « madı. * Beş buçuk ay sonra idi. Bir gün Meh « met oturma odasındaki halının üstünde Wa zanmıştı. Ve önünde — eski mecmulj vardı. Onu karıştırıyor ve resimlerine bga kıyordu. Kenarda mürebbiyesi yün örü « yordu. Babası henüz işten gelmiş gazeiğk sini okuyor, büyük annesi köşe minderjiğe de, boş gözlerle yalının penceresinden süe ların akışına bakıyordu. Kimse Mehmetlğ meşgul değildi. ! * Mehmet mecmuanın yapraklarını çeyle rirken bir yesmin Üzerinde mazarları du « rakladı. Ve siyah gözlerinin içi birdenbirg donuklaştı. Mehmet yerinden kalktı. Mecs muayı göğstünde kapamıştı. Babasının yâe — Ne var oğlum?.. — Annem nerede?.. — Hastanedet.. — Hayırt.. Annem hastanede değil.. — Ya nerede yavrum?.. — İşte burada, Göğsünde sakladığı resmi babasına H4 zattı. Bu mezarlık tesmi idi, — Mehmet... Mehmet şimdi kendini babasının kucar ğana atmıştı. Ve beş buçuk aydanberi bih yük bir asaletle gönlünde taşıdığı mate e mini hıçkırarak mini, mini kalbinden bö « şaltıyordu: — Annem... Anneciğim, annemi isteı Tim. * Büyükler âdeta saygı ile Mehmede bakı tılar... Demek büyüklerin isyan etmedem, ağlayıp çırpınmadan çekmeğe tahammül edemedikleri bu ölüm acısının feci yükiğ mü, o beş buçuk aydanberi mini, mini kab binin üstünde taşıyor ve sesini çıkarmıyom du öyle mi? ? Babanı oğlüle beraber ağlarken. mü « rebbiyesi; — Şu çocuklar ne harikulâde, ne aei mahlüklardır. Nelere tahammül edebilire dü. Lehistanda bir polisi — öldüren Yahudi Minsk, 3 (A.A.) «Vargova civa- rında»n — Bir yahudi sokakta tabanca ile bir polis memurunu öldürmüştür. X â Halk yakalanan ve karakola sevkedil. — mekte olan katili linç etmek istemiş « tir. Buna muvaffak olamayınca bazı yahudi dükkânlarının vitrinlerini kıre mış ve sahiplerini hırpalamıştır. , ! j N