Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
YS P e ” OA FY ÇĞ « S *A B A EE e ı İ Si y - Belediye ilân mahiyetini haiz ;Say_fı b. Hergün Ingiltere için bir belâ Afiş meselesi —T N Ş İngiltere İçin Yeni Bir Belâ F ilistin İngiltere için bir belâ olma- İngiliz tayyarelerinin tehdit edici — nü- mayişlerine, İngiliz askerlerinin tabanca ga başladı. ve mitralyöz kullanmalarına rağmen Arap | isyanının önüne geçilemedi. Hâlâ şehir şe- hir, yer yer isyanlar devam ediyor. Bom- balar patlıyor. Resmi binalar yıkılıyor. Ö- tede beride Araplar grev ilân ediyorlar. İngilizler vaktiyle takip ettikleri siya- setin bugün cezasını çekiyorlar. - Cihan harbinde İngiltere Arapları aleyhimize tah- rik ettiği zaman onlara bir Arap hükümeti kurmayı ve Arap ittihadı vücuda getirme- ği vaadetmişti. Meşhur Lawrance bu vaa- dile Arapları ayaklandırmış ve aleyhimize Harp bitince Balfur kabinesi İsgik ea terenin bu vaadini yerine getirmişti. İrakı kendi mandası altına aldı. Suriyeyi Fran- sızlara verdi. Filistini de Yahudi — vatanı haline koymağa çalıştı. Araplar uzun müddet beklediler. Niha- yet nevmit oldular, Fazla olarak yurtları- na ecnebilerin yerleştirilmesine — şahit ol- dular. Bugün Filistindeki isyanın içyüzü budur. İngiltere *bu isyanı bastırabilir. Fakat Mısır, Suriye, İrak, ve diğer Arap memle- ketlerini de onlara yardıma sevketmekten | ve Arap dünyasını rencide etmekten kork- tuğu için pek ileri gidemiyor. Fazla olarak bunun İslâmlara sirayetinden de endişe e- diyor. Nitekim Mısırlılar daha şimdiden Filistin Araplarına paraca yardım ediyor- lar. Bu sebeple İngiltere Filistinde hakika- ten mühim bir mesele karşısındadır. * Afiş Meselesi B mesele. Afiş hakkı belediyeye u da bir mesele oldu, ve mühim bir bırakılmıştır. olan teşhir vasıtalarından bir afiş ücreti alacaktır. İs- tanbul belediyesi bu hakkmımı kendisi — isti- mal edecek yerde yapılacak tahsilâtın yüz- de ellisi kendisine ait olmak üzere hususi bir müesseseye devretmiştir ve bütün de- dikodular bu yanlış hareketten tur. Çünkü: Afiş ücretlerinin tahsilini üzerine alan hususit müessese, yalnız tahsil ile doğmuş- kalma- mış, alınacak resmin miktarını, ne gibi teş- hir vasıtalarından ücret alınacağını tayin etmeğe de teşebbüs etmiş, hattâ mağaza ve ticarethanelere bir de resmi beyanna- me dağıtarak onlardan borçlarını muayyen bir müddet zarfında —ödemelerini, —aksi takdirde haklarında takibat — yapılacağını bildirmiştir. Hususi bir müessesenin belediye hamı- na bu şekilde hareket etmesi, tefsirlere ve vergi tarhına kalkması bir nevi kanunsuz- luk ve bu kanunsuzluk da umumi bir şikâ- yet doğurmuştur. Bizim tahkikatımıza göre belediye bu hakkını o hususi müesseseye 6000 lira mu- kabilinde devretmiştir. Halbuki İstanbulda yirmi binden fazla mağaza, ticarethane ve dükkân vardır. Dükkân ve mağaza başına iki Hira teşhir ücreti alınsa 40 bin liraya ya- kın bir para toplanabilir. Bu asgari bir tah- mindir. Maamafih bizce mesele para meselesi değil prensip meselesidir. Belediyenin böy- le bir hakkını hususi bir müesseseye dev- retmesi doğru değildir. Kendi vergilerini olduğu gibi, bu afiş resmini de kendi ve- saitiyle toplaması lâzımdır. kanaatindeyiz. Özlü sözler: Ölürken demişler ki... Bu başı, Fransanın en büyük başını tut. (Ölüm yatağında hizmetçisine) ” Mirabeau Adaleti sevdim, haksızlıktan nefret et- tim, İştle bunun için menfada ölüyorum. (Romadan kaçmağa —mecbur Napoli civarında kederinden ölürken) Papa 7 inci Greguvar olup dlan Münihte bir Resimli Makale BSesi B dirler. Aldatmak nedir bilmezler. Biz sevgiyi bulüğdan sonra başlar sanırız. Halbuki sevgi da- ha çok küçük yaştan başlar. Bir erkek çocuğun bir kız çocuğa karşı gösterdiği alâka, duyduğu sempati sevginin bir tezahü- ründen başka bir şey değildir. Yalnız onlar çocuk oldukları, hayatın iyisini kötüsünü bilmedikleri için sevgilerinde samimi- Biz yaşlandıkça bozuluruz. Tabiat ve ahlâkımızda hale getirir. başla- heyecaniyle yaşarız. samimi ve dürüsttür. Fakat heyecamı kaybettiğimiz gün, sevgi bir istırap ve felâket kaynağı olur. Göz yaşları sevgiyi acı bir yan bozukluk sevgimize de sirayet eder, gençlikte — sevginin Bu heyecan devam ettiği müddetçe sevgi Sevginizde çocuk sevgisinin sadeliğini, güzelliğini, samimi- yetini ve dürüstisini muhafaza etmeğe çalışınız. Hem mes'ut | olur hem mes'ut edersniz. (söz . ARASINDA Biranın 500 üncü ; Senei devriyesi Almanlar, bi- rayı su yerine iç- mekle maruftur - lar. Hemen he- men herkes bira 'içer ve buna kü- çük yaşta başlar- lar. Geçenlerde biranın vatanı o- merasim yapılmış, ve bu merasim bi - ranın beş yüzüncü senei devriyesi münasebetiyle büyük tezahürata vesi- le teşkil etmiştir. * * $ Habeş prenslerinin elbise merakı Habeş kraliçesi ile prensesleri Ku düse varır varmaz, derhal modayı ta - kip ederek elbiseleri değiştirmeği dü - şünmüşler, ve kral, masasının başın - da derin derin düşünüp dururken, şehrin bütün terzilerini toplayarak, ye- ni yeni elbiseler diktirmeğe başlamış - lardır. Yaptırdıkları elbiselerin renkleri hep kırmızı imiş. Prenslerden biri: — Şimdi ihtiyacımız olan elbiseleri yaptırıyoruz, suvare elbiselerini flân sonra düşüneceğiz! demiştir. — * k & Britanyadan kraliçe Mariye İngilizler, — İngiltere ile Amerika a- rasında işlemek üzere 1840 senesinde 1000 tonluk bir vapur yapmışlardı. Meşhur muharrir Dikens de bu gemi ile Amerikaya gitmiş ve hatıratını şöy- le yazmıştı: «— Fırtına dehşetli idi, sofranın ü- zerindeki yemek takımları yerlere dü- şüyordu. Gemi bir taraftan öbür tarafa devriliyor. Biz yerimizden kalkamıyor- duk. Güverte baştan başa dalgaların isitlâsına maruz kalmıştı. Buna rağ - men ÂAmerikaya kadar sağ ve salim geldik. Fennin yarattığı harıkaya ba - kıp da hayran olmamak kabil değil - dir.» Bugün 80 bin tonluk Kraliçe Mari vapuru ile o günleri kıyas edersek, ge- ne fennin yarattığı harıkaya bakıp ta hayran olmamak elden gelmıyecektır | HERGÜ ÜN BİR FİKRA Ehvoııi şer Geçenlerde, bir kadın meclisin- de oturmuşlar, konuşuyorlardı. İçlerinde, ayni zamanda iki kıs- meti birden çıkmış olan bir de genç kız vardı. Bunun taliplerinden biri zengin ve şöyle böyle bir adamdı, Diğeri ise, genç, güzel, her meziyeti cami, fakat çok fakirdi. Kızın ahbapları bu iki talibi muka- yese ediyorlardı. Ekseriyet, fakir delikanlıya taraf - tardı. İçlerinden biri: — Saadet para ile, pulla olmaz! Diye ortaya bir hikmet savurunca, | kız: — Haklısınız, amma., dedi, hiç de- gilse bedbahtlıdımız konfor içinde ge - çeri * & Din adamlarının siyasi nezaketi Müstakbel Fransız Başbakanı Müös- yö Leon Blumun dahiliye nezaretinde Mösyö Saro ile görüşeceğini duyan Paris başpapazı da kendisiyle tanış - mak için oraya gitmiş., Saro, Blumu, papaza tanıtmış, bir müddet sonra pa- pas giderken, dini akidelere inanma - yayan Blum : — Kusura bakmayın, duanızı ve Rahip gülümsemiş ve su cevabı ver- mş: — Canabıhakka sizin için dua ede- rim. * * * Nişan yüzüğü ve kuşkonmaz de kazma kazarken nişan yüzü - ğünü — kaybetmiş, bunu — uğursuz - luk sayarak müteessir olmuş, aradan bir kaç ay geçmiş, ektiği kuşkonmaz- ların bir tanesinin üzerinde yüzüğü görmüş. Meğer üzerine kuş kondur - mayan nebat yüzüğe bir şey dememiş, ve sahibine ıade etmiş. T ak e 3 En pahalı taç Dünyanın en bahalı tacı müstakbel Hint İmparatorluğunun tacıdır. Bu tacın. üzerinde tamam GZÜ0Ü tane pırlanta vardır. Ve bizim paramızla bü tacın milyon 200 bin lira tutmaktadır. Z kıymeti 4| *| Tavşan mı hızlı gider Yoksa güvercin mi? d Bu işin merak- hları, hayvanla - rın süratini tet- kik etmeği lü- zumlu görmüş - ler, ve yaptıkları hesaplar netice - sinde tavşanın sa- atte 62 kilometre sür'atle gittiğini, guvercınm lse 72 kilometre sür'atle uçtugunu tesbit et- lerdir. ; Deve saatte . 16 kilometre gıtmçk suretiyle, çöllerde beygirlerden iyi yü- rüdüğünü isbat etmiştir. Zira beygir - bu gibi yerlerde ancak dokuz kılomet— re gidebilmektedir. — # &* * Amerikada bir meb'usun yaptıkları Nevyorkta Rokfeller meydanında garip bir hâdise olmuştur . Amerikan meb'uslarından Marion Zion karısiyle beraber oradakai havuzun başına otur- muş ve ayaklarını yıkamağa başlamış- tır. Tabit gelen geçen herkesi başına toplanmış ve gülüşmeğe başlamıştır. Marion Zion meb'usluğu alay için yapmaktadır. Parlâmantarizme mu - haliftir. Bütün kanunlara bilâistisna, muhalefet eder, garip garip fikirleri vardır ve actayip işler yapar, Meselâ bir gece telefon rehberindeki bütün a- bonelere telefon ederek, herkesi ayak- landırmıştır. * & &* İkl vapurun sigorta Ücreti İngilizler Kraliçe Mari 360 milyon franga sigorta ettirmişler- dir. Verdikleri sigorta — primi senede 2.75 imiş. Fransızlar ise Normandiya vapuru için yüzde İ.25 prim veriyorlarmış ve gemiyi 125 milyon franga, yani Kra - yorlarmış.sdr sdr sdr sdr sdr sdrısdrı liçe Marinin üçte birine sigorta ettir - mişlermiş. cı başına giyecek olan bahtiyar insanı has- Hint milliyetperverleri bu kiymetli ta-iretle beklemektedirler. Bir arkadaşımız yazıyor: «Dünkü Türkiye - menliğini görüp tanımak oldu. İSTER İNAN | Finlândiya güreş müsabakalarında en büyük kazancımız Finlandiyalı güreşçilerin harikulâde sport- Galibiyet ve mağlübiyet taraflarına gelince, sporda bu ta- rafları pek aramayız. Fakat organizasyon cihetinden sıfırdan bir iki numara yüksektik, Bunu yazışımız, gazetecilere daveti- ye verilmediğinden ileri geliyor sanılmasın. Çünkü çoktanberi, para vererek müsabakaları seyretmek âdetlerimiz arasına gir- l mak zannediyorsak yalnız bu kâfi değildir.» İSTER iSTER İNANMA! : ISTER INAN İNANMA! di. Bundan da memnunuz. Çünkü tenkit ettifimiz zaman hem bedavaya giriyorlar, Bir Türkiye - Finlandiya güreş müsabakası böyle tertip e- dilmez. Bir Türkiye - Finlandiya müsabakasıma bu kadar az diyalılar etrafında bu kadar az alâka uyandırılmaz. Bunlar, hep organizasyon acemilikleri neticesidir. Eğer organizasyonu içeri bir tek bedavacı sokmadan yap- hem de tenkit ediyorlar diyorlardı. vapurunu | <X Kâğıt oyunu Ve politika bacak yerine günün ileri gelen politi « kacı şahsiyetlerini temsil eden yeni ©- yun kâğıtları yapıliyormuş. Her şeyde değişiklik yapıldığı, her ' Ermel - Talı ngiliz gazetelerinde gözüme ilişti? Amerikada, bildiğimiz papas, kız;, bir çağda iskambil kâğıdlarının böyle bir istihaleye uğraması bazılarınca bels ki de tabii görülür. Ben bu fikirde değilim. Dünya yü- (sokmuş ise, altüst etmiştir. Bunun, iki kere iki dört eder gibi bariz bir hakikat olduğu kabul edilirse, zaten kavga ve nizaa çok müsait bulunan kâğıd oyu « nuna bir kavga unsuru daha ilâve et« menin mânasızlığı ve İüzumsuzluğu kolay anlaşılır. Diğer taraftan, papas, kız ve bacas ğın tebdili hüviyet etmeleri yeni bir şey değildir. Fransa İhtilâli Kebirinde, Konvansiyon meclisi, kâğıdların üze « rinde, krallık devrini hatırlatan suret« retle papas meşhur filozoflardan birt» ni, kız her hangi bir fazileti, bacak da bir kahramanı temsil eder oldu. Kahs velerde, altmış altı oynayanlar Aniba- lin üzerine Jan jak Rusoyu kırip oyun çıkıyorlar, pokerde Sokratı, Eflâtunu, Katonu, Deskartı bir sıraya getirenler ortadaki paraları çekiyorlardı. İmparatorluk teessüs edince, bu demokratik kâğıtların yerine kibarlari ikame edildi. Kupa papazını Kardinal ! |Rişliyö temsil ediyor, Jan Dark yağlı meyhane masalarının üzerin — maça kızı olarak upuzun yatıyordu. İskambil kagıdlarma böyle zemin ve zamana uygun şekil vermek müna- sebetsizliği bir hayli müddet- ediyordu. Derken Fransada, 1889 se- mahud general Bulanjenin taraftarlari onun propagandasını yapmak için o- istediler. O vakit hükümet müdahale etti; imalini yasak etti. Şimdi, Amerikalılar ayni yeniliği ihya ediyorlarmış. Fakat politika de- dikodularından başları şişen insanla »« 'yın, kafa dinlendirmek ve gönül eğlen- dirmek için oynadıkları kâğıd oyununaâ da siyasetin sokulmasını iyi karşıla « yacaklarını ben hiç tahmin etmiyorum. Ç ae ” N eZ A Biliyor Musunuz ? yük dostu kimdir? katili olan padişah kimdir? 3 — İstanbulda eski Bizansın at oyun« nerede idi? nin kralıdır ve asıl ismi nedir? 5 — İnsanların maymun şeklinden gel- diğini iddia eden âlim kimdir? (Cevapları Yarın) * Dünkü Suılîenu Cevapları: dir. lavya kralı Piyerdir. Boğazın ismi Behrenk boğazıdır. fiından uğursuz addedilmesinin sebebi bam: başkadır. Bu âdet Bizanslılardan bize geç" miştir. İstanbul salı günü Osmanlılar tarâ* suz addetmişlerdir. Çü . MAT M aKar ASA d ELAR Ka şeyin, zamanın gidişine uydurulduğu- — zünde, politika her nereye burnunu . lerin değiştirilmesini emretmişti. Bu su- - nelerinde diktatörlük hevesine düşerni - yun kâğıdlarından da istifade etmek d ve kadimdenberi bilinen ve kul « — lanılan şekiller haricinde oyun kâğıdi — 1 — Meşhur Hun hukumdın Attilâ vi |aın hem en büyük düşmanı, hem de en bür — 2 — Osmanlı tarihinde ilk defa kardq larına, şenliklerine sahne olan Hipodrom — © 4 — Demirbaş ismile anılan kral nere* 1 — Mikrobu keşfeden İsveçli Lumâ' 2 — Marc Awurele Roma imparatorla * — 'İrından biridir. 3 — Avrupanın en küçük kralı Yugos' — 4 — Amerika ile Asyayı birleştiren 5 — Salı günü bazı kadınlarımız tara * findan alındığı için Rumlar bugünü ug!ll"' | 6 — Cinaft romanların mucidi Amcrıklh y ; muharntlerden Edgaz Pos'dir. — İ devam « — etti; Her inkılâb bu kâğıdlara da tesir — (h B ğ S W