22 Mayıs 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Hergün S —- —— Güzel iş Güzel iştir F ilistinin hılcagesi F Cet _ Güzel İş Güzel İştir ün Umum Matbuat — Müdürlüğü M D dilen «La Turguie Kemalist» in kolleksiyo- nunu gördüm. ' Baskı nefis Resimler fevkalâde güzel. Tablolar mükemmel, Mevzular itina ile seçilmiş. İlk bakışta bir Avrupa mecmuası sanı- yorsunuz. ÜN iY e * İĞLE SATALİ Türkiyeyi ecnebi matbuata — tanıtmak 'çin bundan güzel bir eser neşredilemez. Matbuat Umum Müdürlüğünün — diğer neşriyatını beğenmiyebiliriz, tenkit edebi- liriz.  Fakat güzel iş, güzel iştir, bunun da ' hakkını vermeğe mecburuz. ğ Filistinin- Hikâyesi di muhaceretinin hikâyesini bilir misiniz? : Cihan harbinde Loid Corc Başvekil ve 4': Harbiye Nazırı. ilistinde hergün bir kaçı kesilen ve büyük bir isyana sebep olan Yahu- İngiltere kara harbine evvelce hazırlan- mış olmadığı için top, mühimmat kâfi de- ; gill Loid Corç bütün fabrikaları seferber " sediyor, bütün istihsal vasıtalarını hareke- — te getiriyor. Az zamanda çok mühimmat yetiştirmek İâzım. O vakit bir zat çıkıyor ve İngiliz hükü- metine mühim bir teklifte bulunuyor. Tek- hfi beğeniliyor, kendisine salâhiyet verili- yor ve derhal tatbikata geçiliyor. Bu ada- mın bulduğu silâh tanktır. Ve bu yeni silâh sayesinde İngilttere Tmühimmat ve silâh noksanını telâfi ediyor. Garp ecephesinde bu mühim silâhla düşmanları şaşırtıyor ve K harbi kazanıyor. g Harp bitince Loid Corç bu zatı çağıı- yor. — Dile dilediğini, diyor. . K - ğ Bu adam bir milyonerdir. Paraya ihti- - — yacı yoktur. Para teklifini reddediyor. — Bir ünvan, bir nişan falan, diyorlar. — Hayır, diyor. — Bizden bir istediğin yok mu, diyor- lar. O vakit şu isteği gösteriyor: — Yahudiler bütün dünyada zulüm gö- rüyorlar. Bunlara sığınıp rahat — yaşayabi- lecekleri bir yer lâzım. Filistinde bir Yahu- "; di vatanı kurunuz. Bu teklif İngiliz hükümetinin de hoşu- — na gidiyor. Çünkü Süveyş kanalını iki tara- fından teminat altına almağa yardım ede- , cektir, kabul ediliyor ve bugünkü Yahudi — Vvatanı kuürülüyor. T Fakat o gün bu Yahudi. . muhteriinin — dindaşlarını kurtarmak kaygusu — ile ileri sürdüğü bu dilek bugün onların aleyhine — dönmüş, ve Filistin bugün için de, yarın — için de bir cehennem haline gelmiştir. Ya- —, hudiler kurtulmamış, fakat Süveyş kurtul- muştur. - Özlüsözler: . Hayat bir fincan çaya benzer. Ne ka- - dar çok içersen o kadar çabuk biter. B Faydasız olan hayat yalnız kadınların ’_- hayatıdır. Disrael L*' Hayat küçük şeylerden yapılmış bü - ıx, yük bir demettir. Oliver Wandel Holms ' Hayatımız. fırtınalı bir gecedir. Bi Lord Herbert Of Cherbury Hayat bir uykudur ve ihtiyarlar en çok y ayuyanlardır. Uyandıkları zaman artık öl- — mek zamanının geldiğini farkederler. La Brujere Bir insanın hayatı kısa bir parlayış ve uzun bir soluştuı- Ulîln'nd Çm:uklarımhı oynıdıl&lan gı'Bı. bâ:ı' h yatları ile- ai fqı- tarafından Fransızca olarak neşre- SON*FOSTK0” K Fayatın ilkbaharı Bi Çocukluk hayatın ilkbaharıdır. Bahar çiçek ve güzellikse, çocuk ta neş'e, sıhhat, Çocuk neş'eli, şen, sıhhatli ve sevimli olabilmek için bakıl- mak ihtiyacındadır. Gıdasmı almayan, sokaklarda çamurlar içinde büyüyen çocuk sönbahar gibi söner, ihliyırlıır, nq'uini nasıl neş'e, sevinç, | kaybeder. sevimlilik demektir. Çocuğun neş'esi yüzünden okunur. Gül gibi rengi penbe çocuk mutlaka neş'eli olur. Onu neş'eli yaşatmak bizim için borç, sıhhatli olmak istemek onun için bir haktır. Dünyaya çocuk getirmek kâfi değildir. Ona hakkını verebilmeli, sıhhat ve neş'esini temin edebilmelidir. (SÖZ / ARASIN Şoförler ceza İle değil, mükâfatla Yola getırılıyorlar Amerikada Munt Eı ) ' Vernon belediyesi şoförleri ceza ile uslandıramayaca - ğını anlayınca, mü- kâfat ile yola ge- tirmek yolunu tut- muş, ve her köşe başına dikilen be- lediye memurlarına 0&?0 leti vermiştir. Yavaş yavaş giden akıllı us- lu hareket eden, gürültü yapmayan şoför- bir sürü sinema bi- lere, bir sinema bileti verilmiştir. Şayanı dikkat olan cihet mükâfatın şoförler üze- rinde cezadan daha müessir olmuş bulun- masıdır. * Davla kupası ve Davisin evlenmesi Meşhur bir Davis kupası vardır. Tenis oynayanlar her sene bu müsabakalarla a- lâkadar olurlar. Müsabakaların ehemmiye- ti ne kadar büyükse, verilen kupanın da şekli o kadar kötüdür. Ve kazananlar ku- paya (dünyanın en kötü çorba kâsesi) is- mini vermişlerdir. Her nehalse... Bu kupayı ortaya ko- yan Davis evleniyormuş, müstakbel karısı evlenmeden evvel şu şartı ileri sürmüş: — Kupaları seçmek hususundaki tabi- atsızlığını gördükten sonra, evin — gümüş takımlarını, senin reyini almadan yalnız ben mübayeaya karar verdim. Bunlari ben a- lacağım. * Sineması olmıyan iİkl devlet Evet iki devletten bahsediyoruz. — İki kasaba veya köyden değil, hem de Avru- panın gobegınde iki devletten: Bunlardan birisi Sen Marin cumhuriye- t ve diğeri de Lichtenstein prensliğidir. ikisinin mecmu nüfusu 25 bini geçmez, fakat ikisi de müstakil ve ikisi de hukuku düvel müvacehesinde isimleri geçen dev- letlerdir. Bu iki cumhuriyette henüz sinema açılmamıştır. Ve ora halkı hudutları geçe- rek civar memleketlerin sinemalarına git- mektedirler. * Gaz maskesi taşıma rekorü Baltık denizindeki Sövyet donanması- nin 12 tayfası 218 saat yüzlerinden maskesini çıkarmamak süretiyle, gaz müas- kesi taşıma dünya rekorünu kirmışlardır. Ayrıca 30 kilometre yolu 4,30) saatte yine maskeli olarak yürümüşlerdir. DA ) | HERGÜN N BİR FIKRA Banka memurunun cüzdanı Meşhur İngiliz banker Rikett, ayni xa- manda sayılı bir dolandırıcı ve yanke- sici idi. Bir gün başka bir bankaya, kendi na- mına gönderilen bir havaleyi almağa Bitti. Fakat üzerinde hüviyetini isbat e- decek hiç bir vesika yoktu. Onun için de, yordu. Rikett kızdı. Memura: — Başkalarından hüviyet vesikası is- tiyorsunuz amma, bakalım sizin kendi- nizde var mı? Diye sordu. Memur: yokladı ki, cüzdanı yerinde yok, Telâşla: — Cüzdanımı çalmışlar.. dedi, Rikett, el çabukluğu ile aşırmış oldu- ğu cüzdanı uzattı: — Buyurun! imdi benim Rikett oldu- ğuma inandınız mı? — Hiç şüphem kalmadı, efendim! Memur bu defa bilâ tereddüt parayı verdi, Akşam üzeri, macerayı banka di - 'ektörüne hikâye edince, direktör: — Hata etmişsiniz! dedi. O adam ma- dem ki cüzdanınızı iade etmiştir, o hal- de Rikett değildi! *« Canı ııkilan İ Diplomatların kurdukları İki yeni devlet “Lozanda bulunan genç diplamatların son zamanlarda canları sıkılmış olacak Astoria namında mevhum bir devlet tesis İi —— —— memur havaleyi ödemekten imtina edi - | — Elbette var! diyerek, bir de cebini | Ramanyada Bütün garsonların Saçları kesilecek Bükreş belediye- si, bütün — erkek garsonların saçları-. nı kökünden kes- melerini emretmiş- tir. Saçlarına itina ile bakan Roman- yalı garsonlar bu emre Yena halde kızmışlar, ve müş- —- terek bir grev yap- mağı kararıaştırmışlardır. Garsonlar, bele- diyenin elâlemin saçlariyle ne hakla uğ- raştığını bir türlü anlamamışlar, ve bu fi- zuli müdahalenin kaldırılmasını — dilemiş- lerdir. __Xf/' * İskoçyalı zelzeleyi mi, yoksa misafırl mli tercih eder? İskoçyalılar hasis olmakla marufturlar. Bir tarihte İskoçyada şiddetli bir hareketi arz olmuş, zavallı bir anne 15 ve 16 yaşın- da olan iki evlâdının hayatını kurtarmak için, çocukları dayılarının yanına gönder- miş. Bunlar misafirliğe gelince, dayıları fe- na halde kızmış, bu iki delikanlının, yapa- cağı masrafı düşünmüş, ve kız kardeşine şu telgrafiı çekmiş: «Evlâtlarını geri al, ve zelzeleyi bura- ya yollar. * Aktörlerden ders alan eski Relslcumhur Ka Amerika reisi cumhurunu, halkın na- zarında kıymetlendirerek — intihabatı ka- zanmasını temin eden şey, radyoda soyle- diği nutuklar, ve sesinin halâveti imiş. 2Bu- na mukabil sabık Reisicumur Hoover ise, çok kura konuşuyor ve sesi, halkın üze- rinde iyi tesir yapmıyormuş, halbuki son zamanlarda Hoover Cumhuriyet fırkasının * kiye nazaran çok daha iyi konuşuyormuş, gazeteler bu dereceye gelmek için kendisi- nin maruf bir aktörden hitabet dersi aldı- ğını iddia etmektedirler. sünnem etmişler, ve milyoner bir Cenubi — Ameri- kalıyı da sefir tayin ve Londrada AÂstoria devletinin sefarethanesini tesis ederek mat- bu davetiyelerle ziyafetler vermişlerdir. Kravoni hükümetinin prenslerinden birini ' |Astoria kraliçesiyle evlendirmeğe — kalka- 'rak, coğrafyası zayıf bir sürü insanı düğüne çağırmışlar. 'Yukardaki davetiye Fransızca, Alman- ca ve İngilizceden bozma bir lisan ile söz- de Astotia lisaninda yazılmış bir daveti- yedir. : ki (* Kocamustafapaşada Hacı Hamza- mahallesinin Hacı Piri / eaddesinde numara 110 da oturan dabağ Mehmet dün mat - baamıza geldi, derdini yandı, anlattığına göre 10-1-935 te Kocamustafapaşa nüfus dairesine müracaat etmiş, ayni tarihte doğan çocuğu Mübeccel için nüfus tezkeresi istemiş, gerek ken- disinin, gerek refikasının, gerek diğer iki çocuğunun nüfus tez- kerelerini de ibraz ederek kütükte kaydının kolayca bulunma- — şini temin etmek istemiş, nüfus tezkerelerini almışlar. ISTER geliyormuş, şimdi gitmiş, gene derdini yanmak is İNAN — Bugün git, yarın gel demişler, o gündenberi hâlâ gidip kaybolmuş. Dün gene bu iş için Kocımuıhhpaşı dairesine — Buğün git, yarın gel demişler, Nahiye müdürüne çıkıp — Olmaz, müdür beyin yanına çıkılmaz diye önlemişler, İSTER İNANMA M I sanc maollünüe İNANMA! nüfus dairesinde kendi nüfus tezkeresi de temiş en güzel hatiplerinden biri olmuşmuş. Es- | İş bu kadarla kalmamış, yine mevhum | h. Çaldarisin k&kluııı başına geldi AÇAY N T '_ d  . ç v - İçtimat Hastalıklar E, Ekrem-Talı emleketimizin tanınmış doktor- larından biri, İstannul radyo « sunda içtimai hastalıklara dair bir se- — ri konferans verecekmiş. K «İçtimat Hastalık» tabirinin tıp İis sanında ne demeğe geldiğini bilmiyo « % rum. Bizim dilimizin mehengine vu 4' racak olursak, o zaman bu tabirden — biz, büsbütün başka dertler anlarız. «&İçtimat Hastalık» denilince, filha- kika, aklımıza ilk gelen meselâ züğürt-« lüktür. Ve eğer sayın doktorumuz bis ze züğürtlükten bahsedecekse, boşuna yorulmasın! Tedavi yollarını göstere- cekse o da beyhudedir. Zira, züğürt « lükten bahse en az salâhiyettar dok « torlar olduğu gibi, gösterecekleri kur« tulüş yolları da çoktan malümumuz & dur amma, ne edelim ki beceremiyo — ruz. ş i K İkinci hatıra gelen, modernizm iptis lâsıdır. Bunun da şifası neye mütevak- kıf olduğunu biliriz. Nasıl ki tababet; bir frengiliyi tedavi için ona sıtma mik- robu aşılarsa, modernizm müptelâsıni kurtarmak için kendisine züğürtlük ax — şılamak kâfidir. Bakın o zaman, züp » — peleşmeğe vakit ve fırsat bulabilir mi3 ğw Kdi aa ç Üçüncü içtimai hastalık kumardır, İçki, bununla at başı beraber gider. Sonra: Mürai'lik, dalkavukluk, haset, sinsilik, kalleşlik de, ön safta gelen iç- timat dertlerdendir. Fakat zannetmem ki, he; hangi bir kimse çıkıp ta bunlara dair radyoda konferans verebilsin, Cesareti medeniye kıtlığı da içtimaf hastalıklardan biridir! VA ER AA —0 Biliyor Musunuz ? ! | — Modern tarihin babası kimdir?. 2 — Uyurken uykudan kaldırılıp udüş« man yüz bin kişi ile geliyor! Halbuki biz 50 binizl» dendiği zaman «biz de yüz bin kişiyiz. 50 bin askerlerim, 50 bin de _'benl..» diyen kumandan kimdir? 3 — Goşolar kimlerdir? 4 — Hayvanları konuşturarak. büyük ve meşhur bir masal kitabı yazan kimdirğ (Cevapları Yarın) Dünkü'Süallerin Cevapları: 1 — Fransız ihtilâlinde «biz burada halkın arzuüsile bulunuyoruz, buradan an- cak süngü ile çıkarız» sözünü Fransız ihti- lâlcilerinden Mirabeau söylemiştir. 2 — Monteskiyonun en meşhur eserj — | «Esprit des lois» Ruhulkavanindir. 3 — İngilterenin tarihi fırkaları iki tas nedir. Liberal olan Torylarla, muhafaza « — kâr olan Whizlerdir. SATK. ] Zenciler arasında çıkan Moda mecmuası ; Bir zenci kadın tarafından, Afrikada, - | 6 aydan beri bir moda mecmuası cıkarıl- maktadır. Gazetenin sahibesi şu beyanati vermiştir: j — Beyaz kadınların giydiği kumaş ve renkler bizimkilerine uymaz biz tezadları daha iyi gösterebiliriz. İki ayrı âlemin ay- ti modası olmalıdır. Bu fark, siyah ile be- yaz kadar mühimdir. : Mecmua rağbet kazanıyormuş. * Çaldaris çok münevver bir adam ol — masına rağmen, bâtıl itikatlara inanırmışı Venizelos ve arkasından Kondilis tekerles« | nince, birdenbire bedbin olmuş. a — Hak oyunu üçtür, demiş, —yaşımızı _ da aldık, galiba yolcuyuz. | Fakat arası geçmeden, Demircis ölün« $ ce: — Benim yerime o kurban oldu de«s miş, maamafıh hak oyunu üç'olmannış dört —— olmuş ve “zavallı Çaldarisin ynkaeım bir. eh 'rakmımıştır

Bu sayıdan diğer sayfalar: