A yy gg MAŞA MŞAŞ MENEM rma IT API EN o ösüyorlar.» 2 Sayfa Hergün —— Karışık Haberler er taraftan şaşırtıcı haberler geli yor. Dün, Londra'dan gelen bir H telgraf, Musolini'nin bir İngiliz gazete- cisine beyanatını hülâsa etmekte idi. Bu beyanatın esaslı noktaları şunlar - dır: «| — İtalya'nın ne Sudan ve Mi sır'da gözü, ne de Filistinde menfaati vardır. 2 — Habeşistan fethi İtalya'yı sömürge bakımnıdan tatmin edilmiş devletler arasına koymaktadır. 3 — Habeşistan'da, İtalyan otoritesi, tam o- Jarak kurulmalıdır. 4 -— Milletler Ce miyeti tensik olunmalıdır: Cemiyetin vazifesi, kudreti ile, mütenasip olma- hdır. Roma'dan gelip, yan resmi İtalyan mabhfillerinin fikirlerini hülâsa eden i- kinci bir telgrafta sunlar vardır: | — Habeşistan artık İtalyanın bir parça - sından ibarettir. 2 filletler Cemi - yetinin vazifesi tir. Çünkü mev- cut olmıyan bir memleketi himaye e - demez. 3 — İtalyanın genişleme ha - reketi, Habeşistan fethi ile bitmiş de - ğildir: Başlamıştır. Londra'dan gelen başka bir telgraf, İngilizlerin Milletler Cemiyeti reforma- sı için neler düşündüğünden bahsedi - yor: İ — Versay andlaşması ile Mil Jetler Cemiyetinin alâkası kesilmelidir. 2 — Dünya bir takım bölgelere ayrla- rak, karşılıklı yardım teahhütleri bu kısımlara hasrolunmalıdır. Her bölge- de bulunan devletler, taarruz olduğu zaman, hemen karşılıklı yardımda bu- İunmağa mecbur olmalıdır. Mösyö Eden Avam kamarasında ba- zı suallere cevap verirken, Amerika Birleşik cumuriyetleri Milletler Cemi- yeti azası olmadıkça 16 ımcı maddenin tam tatbik edilmesine imkân olmadı - ğımı, zecri tedbirler daha şiddetlendiril- teydi, İtalya ile çarpışmak lâzım gele- cek idiğini ve İngiltere'nin harbı göze #lnsdığımı söylemiştir. Fransa ve İngiltere'den gelen diğer — telgraflar, Milletler Cemiyetinin ancak bir Habeşistan kalmak şartı ile, bir Af- rika barışını kabul edeceğini bildirmek- tedirler. Hattâ bu telgraflarda, Irak” - ın İngiltere ile münasebeti misal ola - rak gösterilmektedir. Fransa'da halk cephesinin Milletler Cemiyeti meselesini nasıl görmekte ol- duğunu biliyoruz. Bu görüş, İtalyan fikrine zıd olduğu gibi, eğer doğru i - se, İngilizlerin reforma düşüncelerin- den de farklıdır. Bundan başka Millet- ler Cemiyetinin, Habeş meselesinin son y —i Yazın e F.R. Alay wi |ölçülerin birincisi, hak Resimli Makale İnsanların medeni se- viyesini ölçmek için kullanılacak en şaş maz, ve en yanılmaz mefhumuna verdikle - değerdir. Medeni insan, kendi hakkını tanıyan, ve herkesin hakkını da ayni dere cede tanıyan insandır. Medeni cemiyette hak- kın yerini bulmasım temin edecek teşkilâtı kuran, bu teşkilâtın iy çalışmasını gözeten ce miyettir. O halde bir cemiyette adalete ne kadar saygi gösterili- yorsa, o cemiyet o de- rece medenidir ve ber cemiyetin bu bakımdan seviyesini tayin etmek mümkündür. ir SON POSTA " BM Emniyet ve adalet BG Ağjni derecede mü- him olan bir ölçü, em- kı tanımanın hem esa- #ı, hem gayesidir. Hak- sında emniyet (hissi emniyet içinde kökle - şir, emniyet adelet sa- ve adalet hüküm sürer- medeni insanlar muhiti olur ve se o muhit © muitte yaşıyanların hepsi de huzur ve re- . faha kavuşurlar. Hülâsa adalet ve em- niyet, insanlık ve me- deniyetin en şaşmaz ve en yanılmaz ölçüleri- dir. (söz ARASINDA Boyu mütemadiyen Uzayan adam Mısırda dülgerlik eden Mehmet Ab- durrahman isminde X bir adam 20 metre yükseklikteki iske- Telerden düşerek sa katlanmış, kendisi- ni derhal hastane- ye kaldırmışlar, üç gün orada yattık. tan sonra, bütün tas | babet üleminin şa hâdise Oolmuz, Mehmet uzamağa (başlamış. Tak. riben günde bir buçuk © sântimetre uzuyormuş, hayli © zayıflamış, bir zaman gelmiş ki, karyolasına sığamaz ol- muş, doktorlar mütemadiyen uzıyan bu adamın karşısında elleri kolları bağlı ba- ka kalınışlar, ve nihayet adam uzamakta ölmüş. şracağı bir Abdurrahman ve İngiltere kralının daktilo ve stenoları İngiltere kralı sekizinci Edvardın sara- yında 25 tane steno ve daktlo vardır. Bunlar pretekol nizamına uyarak muayyen formada ve muayyen renkte elbise giyer- ler ve ancak günde beş saat çalışırlarmış. Bu küçük bayanlara evlenecekleri za - imtihan safhasını nasıl atlatacağı dalman ömürlerinin sonuna kadar kifayet €- henüz bir muammadır. Acaba cemiyet, vazifesini yaptığını, fakat harbı me - netmeğe muvaffak olamadığını söy - liyerek, aza devletleri kendisini tedavi etmeğe mi davet edecektir, yoksa bir şekil kurtarma kaygısına mı düşecek - tr? İtalya Habeşistan fethi ile, Musoli- ni'nin dediği üzere, doymuş mudur, yoksa Roma yar resmi mahfillerinin söylediği gibi, 950 bin kilometrelik ko- ca br ülkeyi sadece bir aperetif olarak mı almıştır? Bugün ne söylense erken olur. İyi decek bir trahoma temin edilirmiş. Evlen- miyenler ise, genç yaşlarında tekaüde sev- İkedilir, ve hazineden gene tuvaletlerine kifayet edecek derecede munş alırlarımış. * Uzun yaşayanların memleketi Tiflisin Abkazi ismindeki (o kazasında insanlar her yerden çok yaşamaktadırlar, Burada yüz yaşına gelenleri herkes daha genç telâkki etmektedir. Geçenlerde Kanara Knowt isminde biri 155 yaşında olduğu halde ölmüştür. Ma- iagva isminde bir ihtiyar 150 yaşındadır bütün ihtimaller, bir takım memleket-| sapasağlamdır ve mükemmelen gazete ©- lerdeki harp iradesine karşı, bir takım memleketlerdeki harp iradesizliği yeri- “ne, harbı menetmek iradesinin geçme- sine bağlıdır. Harp korkusu bir zaaftır: Kuvvet, dünyayı harpsızlaştırma e - nerjisinden gelebilir. Özlü sözler: Diyorlar ki... «Divani hattı ile bakkal defteri nerede tutulur? Hind abâdisinden şeker külâhı yapılır mı? Kişmir şalından mavnz yelkeni kim görmüş? Halbuki edebiyat bunların hepsini yapıyor. Bazı genç kalemler ma - Iimat ve mantıkları ile yoğuramadıkları harrurları edebiyattan bir oklava ile açınak Fazıl Ahmet kumaktadır. Tlatban 125 yaşındadır. Be- bin 127, Binaza 100, Ebeyt 105 yaşında- dir, e Tiflis hükümeti, bu ihtiyarlardan, uzun yaşamalarını temin etmek için biç bir şey esirgememektedir. HERGÜN BİR FIKRA Bu ne biçim mahalle? Tamahkâr adamın biri bir gün & - vinde oturmuş, pis pis düşünüyormuş. Bir aralık zihninden şunu geçirmiş: — Keşki biraz et olsa da bir yahni pişirip yesem! Tam bu sırada kapı açılıp, komşu - hun çocuğu elinde bir tasla içeriye gi- rerek: — Babam mahsus selâm etti. Biraz et suyu istiyor! Deyince, tamahkâr: — Sübhanallah! demiş; bu ne bi - çim mahalle? Burada komşular haya- lin de kokusunu alıyorlar! RULMACA 123456789 | — Mah, payitahtmız. 2 — Memle- ket, hastalık alâmeti. 3 — Ve saire ve sai- re için kullanılır üç harfli bir kelime, bir silâh. 4 — Bir meyva. 5 —- Külbanbey - lerin fiyaka dedikleri, ışık verir. 6 — «Nes manasına gelir kaba bir telâffuz, mağara. 7 — Bir millet, nota. 8 — Uzağı gösteri riz, nota, tabaka, Yukarıdan aşağıya: 1 — Bir şimal hayvanı, inatçı, 2 — Ar- paya benzer, nota. 3 — Koku. 4 — İsim, ant, 5 — Fransanm eski ismi, üçüncü şa- his, 6 — Kışın yağar, kondurmak. 7 — Beyn, beyaz. 8 — Bir H ilâvesile yol o- har, ağabeyin muhaffefi. 9 — Bir diş is mi, heykel. Dünkü Bulmacanın Halli; Soldan sağa: 1 — Tencere. 2 — Bal, itaat. 4 — Al, Fransanın En genç meb'usu Fransada yapılan son seçimde 26 yaşında bir avukat namzedi, Saint Bon Bet - Embreuseden meb'us seçilmiştir. Haberi büyük bir heyecan ile alan genç avukat gaze- tecilere o şu yolda > beyanatta o bulun ' Gel muştur: — Bir buçuk ay- danberi seçim mücadelesinde nefesim tü- kendiği için evvelki gün bir davada der- dimi hâkime anlatamadım. Reis meb'us seçildiğimi duymuş, bana: — Haydi genç avukat, dedi, heyecan nelesini tıkamış, muhakemeyi talik ediyo- rum, sükünet bul da öyle gel * Makdonaltın kızının işleri yolunda Eski İngiliz Başbakanı Makdonaldın kı- uzun zamanlar bubasına hususi kâtip-| ie lik ettikten sonra bir otel açarak çalışma- ğa başlamıştı. Son gelen İngiliz gazeteleri otelin, müş- terileri istiaba kâfi gelmediğini ve Mis Makdonaldın işini genişletmek (niyetinde olduğunu haber veriyorlar. Şimdi eski 0- telin yanıbaşına yeni bir paviyon inşa edi- yorlarmış. * Kırk derde deva sarmısak Dünkü nüshamızda sarmısağın damar sertliğine ve Tension derdine iyi geldiğini yazmıştık, Son tıbbi kitaplarda gördüğü- müze göre bu mübarek nebatın daha nice marifetleri varmış ta bizim haberimiz yok- muş. Meğerse, sarmısak ayni zamanda ro-| Ur. matizmanın birinci derecede düşmanı imiş. Sarmısak yemek suretile o romatizmalarını tedavi edenler, bir daha o ağnlara, uğ - ramazlarmış, zira sarmısak, kandaki asit ürik gibi romalizmayı intaç eden bütün muzır Toxüneleri de izale edermiş. na, bar. 5 — Sanat, tav. 6 — Acı 7 — Baç, mat. 8 — Saik, lâf 9 — Aza, ör, o. Yukardan aşağıya: 1 — Tebasbun. 2 — Âlâ, sn. 3 — Nal, nabız. 4 — aka, 5 — İntaç, 6 — Tâ, lâ 7 — Elâ, timar. 8 — Aba, af. 9 — Pata- valsız, ©. 4 e er aa e ak) j İstanbul Türkiyenin en büyük şehridir. Şehirde her sene tifo salgını olur, yüzlerce yurddaşı alıp götürür. Buna rağmen hâlâ, Ortaköy deresi açık bir lâğım halindedir. Kurbağahdere etrafa hastalık yayan açık bir lâğımdır. Dolapderede lâğımlar açıkta akar. İSTER STER İNAN İSTER İNANMA! Samatyada lâğımlar meydandadır. Kasımpaşa deresi Bu hastalık yatak! artık, İNAN İSTER İNA bir mikrop yuvasıdır. ları böyle açık kaldığı müddetçe, İstanbul halkının tifo ve hastalık o salgınından O kurtulabileceklerine, NMA! wiyettir. Emniyet hak- | Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı kere eke) İstianibni Barosu sağlam olur. Adalet Avukatların ın tekaütlüğü için bir kanun projesi hazırladı Avukatlık kanun liyihasının ans hatleri yesinde kuvvet bulur. |, geçen günkü sayımızda okuyuculan « Bir muhitte emniyet|miza bildirmiştik. Bu kanun Tâyihasi hazı landığı sıralarda İstanbul Barosu da ave katlar için tekaüt ve yardım sandığı teşkili hakkında bir kanun projesi hazırlamış, " Vekâlete teklif etmişti. İstanbul Barosunun tekaütlük hakkına daki fikirlerini de kanunun kabulünden evvel neşretmeği faydalı bulduk. Baronun hazırladığı, tekaütlük kanun projesi 16 maddeden ibarettir. Ve 6 ği ayrılmıştır. Birinci fasılda sandıkların idare önlüğü rinden bahsedilmekte ve sandığın Anka rada beş kişilik bir idare hey'etine tevdi edileceği, hey'etin baro levhasında kayıfe hı olanların onda biri nisbetinde seçileceği murahhaslardan mürekkep umumi hey'el tarafından intihap olunacağı yazılıdır. İkinci fasılda sandıkların gelirlerinden bahsedilmektedir. Proje varidat © olaraliğ müdafaa pullarının ihdasını derpiş etmeke tedir, Müdafaa pulları, asliye mahkemelge riyle Şurayı devlette muayyen o mebliğiş havi olmak üzere ikame olunan her nevj hukuki, ücari ceza, ve idari davalarda da» va arzuhalile, dava zabıtlarına yapıştırılae cak muayyen kıymette pullardır. Pulları yüzde 65 şinin, varidatı sandığa mal edis lecek ve mahkemeler müdafaa pulları ilsalj edilmemiş evrakı almıyacaklardır. Bu pullar avukat tarafından takip edis lecek evraka yapıştırılacaktır. Bundan başka varidat sandığına vakl teberrular, mevcudun netcesinden © eldâ edilecek menlâatler, ve Baroya kaydedik lecek avukatlardan bir defaya mahsus a“ lmacak beş lira ücretten ibaret olacaktır, Tekeüdiye Türk barolarına mensup an, vukatlarla, vefatları halinde | zevceleriyl4 çocuklarına, ve muhtaç halde | bulunan kocalarına verilir, avukatlara verilecek tes kaüt maaşının miktarım yakında aşağıda yazılı, dört derece nazarı itibara (o alınırf Nüfusu yüz binden yukarı olan şehir bas rolarında kayıtlı olanlar, elli bin ile yüz bin arasında bulunanlar, 30 bin ile 50 bin arasında bulunanlar ve 30 binden aşajı o» lanlar, Bir avukat mesleğindeki müddetinin en çoğunu, hangi mahal barolarında geçirmiş onun derecesindeki maaşı alır. Ve tçe kaüdiye alan avukat artk avukatlık edge mez, Tekaüt sandığı namına yapılacak sende vi masraf tekaüt sandığı varidatınm yüze de beşini geçmez. Müdafaa pulları müekkillerden alınmas yacak bunu avukatlar kendileri verecek lerdir, Yapıştırdığı müdafaa pulu bedeli. ni müekkilinden alan avukat mensup oldur du baro inzibat meclisinin karariyle ilk des fasında bir ay, ikinci defasında bir sene müddetle ve bir daha tekerrürü halinde müebbeden avukatlıktan menedilir. Tekaüt aylığı kanun mer'iyete girdike ten beş sene sonra verilmeğe başlanacak* Biliyor Musunuz ? ———— | — Paristeki Bastil hapishanesi Fran sız ihtilâlinde halk tarafından kaç tarihine de, hangi ayda ve kaçıncı gün zaptedilmiş* tir? 2 — Baküs kimdir?. 3 — Türkiyede ilk defa hangi istasyons da ve hangi Padişah zamanında trenlerin hareket emri için utamami» diye bağınle muştar? 4 — Fatih Sultan Mehmet İstanbulu hangi ayda, hangi yün ve bangi saatte al muştur? (Cevapları Yarın) (Dünkü Sunllerin Cevapları) I — Ankara keçisinin hususiyeti tüy“ lerinin uzun ve parlak olmasidır. 2 — Örümceğin sekiz ayağı vardır. 3 — Harbi zaferle bitirince kılıcını kıs © mna sokan ve: «Söz şimdi kaleimindir!ğ diyen başkumandan Bismarktır. 4 — Budistlerin peygamberi Sakya Me nidir. Şarkta 470 milyon kişiyi peşinde sürükliyen bir din ortaya çıkarmıştır. 5 — Venüs eski Yunanlıların güzellik ilâhesidir. Deniz köpüğünden doğduğu id* din edilir. â i / rm lk © ein in yn “ese