3 Mayıs 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

3 Mayıs 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA LÜM V YO K SA B Polis müfettişi iş başında paraları ne kadar arttırdığı belli de - gildi. Blunt fazla içki kullanıyor. Fa- Bu adam tam selâmete kavuştuğunu sandığı sırada bir##bıta — memuru ile İngilterenin altı meşhur zabıta ro- manı muharriri iz bırakmadan işlen- miş altı cinai vak'a kaleme almışlar, Londra zabıtasının en tanınmış za- bıta müfettişlerinden biri de bunla- rı halletmeyi üzerine almıştır. Altı muharrirden Grofts'un romanını o- kudunuz. Şimdi bütün Londranın tanıdığı polis müfettişi George Cor- nish bu muammayı halle uğraşıyor. Polis müfettişinden sonra ikinci mu- harririn eseri başlayacaktır. Sonra Blunt'un kulübesinde bilhas- İrar sefaletin pençesine düşerdi. sa mektup, muhtıra ve her çeşit yazı-| — Blunt gibi parayı ılolnııdırı_rıl _elde ği ve onu tanımadığını ya âzami ehemmiyet vererek arardım. |eden bir adamın parasını kulübesinde dir. Fakat ben bu ip Bir şey bulmasam ve Bayan Parot'dan |muhafaza etmesine imkân yoktur. İduğuna karar kat hayatında daha başka bir değişik-|karşılaşır ve kendisi ile Blunt arasın- Tiktyoktu. da bir münasebetin keşfolunduğunu Bütün bu şeraiti tetkik ettikten İgörürse hali ne olur? a sonra Blunt'un bir miktar para birik-| — Tabit Haslar, zabıtanın ne bulduğu- tirdiğini ve bununla ilerisini temin et- 'nu, zabıta tarafından yapılan tahkika- me kistediğini anlamak mümkündür. İtın ne derece ilerlediğini bilmiyor. Bil- Hoaslar, gerçi Blunt kadar yaşlı de-İmediği için tahkikatın hangi — safhada gildi. Fakat o da genç değildi. Günün olduğunu tayinden âcizdir. Binaena - birinde Haslar ölebilir, ve © zaman|leyh aksülâmeller derhal göze çarpar Blunt açıkta kalırdı. Yahut Haslar bir| ve şüphe uyandırır. kazaya uğrar ve bu yüzden Blunt tek-| — Muhakkak olan bir nokta Hasların Blunt ile her münasebetini inkâr edece- söylemiyeceği- ucunun mübini ol verir, ve Haslar'ın heye- bir şey anlamasam bile önun parmak |Çünkü bu hareketin tehlikeli olduğunu (cana uğradığını kissederim; onu der - izleri kâfidir. Bunlarla onun bütün ma- zisini keşfetmek ve Jamison adını taşı- yan adamın Blunt olduğunu anlamak işten değildir. Bu böyle olduğuna göre Blunt'un Mazisi bizi Haslar'la, yahut cski adile Matyoa'la karşı karşıya getirir ve bize bir ip ucu verir. Çünkü Blunt'un Mat- yos'u kandırarak bankadan para a- şırmağa sevketmesi ve kendini kurtar- ması bizi Matyos'la fazlaca alâkadar eder ve bunun nerede bulunduğunu, ne ile uğraştığını araştırmaka sürük- ler. Gerçi Matyos'u bulmak güçtür. Fa- kat acaba onun Avusturalyaya gitti - ğini, adını değiştirdiğini ve Haslar a- dını taktığını bilen bir dost veya akra- ba yok mu? Matyos'u Blunt'dan e_vvel görüp onu teşhis eden bir tek kimse bulunmuyor muydu? z Bana yardım edecek hiç bir şey lıu lunmadığını, talihin yüzüme gülmedi- ğini farzetsem bile Matyos'u bulmak, onun Haslar namile İngiltereye nvdea ;:*iiini meydana çıkarmak pek mühim ir iş değildir. E'z'lîünğ bu mütalâalarım, kulübede bir tek kâğıt bulmamak esasına istinat ediyordu. Bundan başka Blunt'un her bangi dost veya akraba ile muhabere- de bulunması ihtimalini de tamamile kaldırmıştık. Bununla beraber Blun - tun Haslar ile muhabere ettiğini _hı'îî— yoruz. Blunt'un cebinde veya lıı!u!')eî sinin bir köşesii Haslar'ın adresini bulmak kuvvetle mühtemeldir. Bu bulunmazsa belki de Haslar'ın teleton Nnumarası bulunur. Blunt, Haslar'la telefon muhabere- leri yapıyordu. Onun bu telefon nu - Marasını ezberlemeden önce bir tara- fa kaydetmiş olması lâzım gelir. Ken- disi daha sonra bu numarayı eıbfıle— miş olabilir, fakat her halde ilk önce Uunutmamak için bu numarayı bir ye- re kaydetmiş olması icabeder. Haslar, Blunt'la her alâkasını ortadan kaldır- mak — mecburiyetinde olduğu halde Blunt ayni mevburiyette değildi. —— Haslar, hasmmı öldürmeyi düşün - düğü zaman onun bir şey yazıp yaz -|j Di lduğunu da düşünmüş, cü bir şahsın bu vesikaya muttali ol - ması ihtimalini göz öm:ıîmuıî Fa bu düşünceyi manasız u. kat böyle bir vesikayı yazmak ayıı, telefon numarasını bir kenara yazmak &) . P rizalar'in unuttuğu mühim bir nok- ta budur. li Onun ehemmiyet V'f'“'a'*' bir nokta daha var. Blunt, bir radyo ma- kinesi almak istediğini — söyledikten lar'ın telefon numarasını bulduğumu- zu farzedelim. Tabit numara ile bera- bilir. Fakat Blunt'un bankada da he -İhal alır ve Blunt'un tesedi sabı yoktu. Çünkü banka her yeni karşıya getiririm, müşterinin hüviyetini anlamak ister.| p, ü İ gb * Fakat Blunt'un bir kasa kiralamasına kâ“t:ir.möi::ckcü E)_hhî_::m":;ıî Erra "k'“"km“::;:": bütün pa-|zatmam isin bundan daha küvvetli bir ralarımı, evrakını 4 bunları o -İşey yapılamaz. lur olmaz her hâdiseye karşı muhafaza Haslar'ın telefon nu: et DiREM OK . |auktan başka bir de Blunt'un kiralık Blunt'un Haslar ile münasebetlerine İkasa anahtarını ele geçitecek 'oluriam :lııir bir şey :—;f';- N :u'h—dn -at vaziyet büsbütün değişir. Çünkü ora- laması şart de; ur. Pakal m“nvn'dıbukcağ 'ak ile Haslar'ın ma - tile Haslar, yahut eski adile Matyos i- zisini l;ışf:l:rev;uuı: eeihd' len Matyos le birlikte yaptığı banka dolındınr::lı—ladm, ııışıdığmı' anlar ve'ba Matyos'un ğina ait mahkeme evrakının — suretini| Blunt ile geçen maceralarmı öğreni - HSAT a A ütün . z0 Flaşbir'a göstermlk'ber bukde'fey | © yakde Havler İle iklaci defa görüğ tüğüm zaman kendisine son derece mühim sualler sorarım. Cevaplar, ta- bit, kaçamaklı yalanlar olacak. Bunun MA N TAK bi Yü tesilen Bedsal tır. Fakat ta memurunun ilk vazi- | ”E7 fesi, derhal ba numaraları tahkik et -|'atibe başlar. Şayet H:'l"' bu :::ı: mek ve bu numara sahibi ile görüş - memleketten Pk'f""Ğ'h ”ebbüf mektir. Haslar ile görüştüklerini ve |©: derhal tevkif olunur ve cani oldu- Blunt'u tanıyıp tanımadığını sordu -| guna kanaat hâsıl olur. ğ farzediniz. Diğer taraftan patlıyan maddeyi ğumuzu ' pati ma Haslar, Blunt ile karşılaştığı günden- |muhtevi kutunun izlerinden bütün bul- beri iztırap içinde yaşıyordu. Onun ci-İduklarımı ele geçirir ve hepsini müte- n:;ıti irtikâp ettiği sıradaki vaziyeti, İhassıslara havale ederim. kopacak derecede gerilen bir adamdı. (Arkası var) Deniz Ticaret Müdürlüğünden : 'arnadan — gelecek muhacırların nakli için yapılan pazarlık ilânına mü- ıı:ılvıüwMW4/S/mmdıiıi—tldıu. "kTıI"l;"ıı.ııuhdeolınWEıın%'lj teminatı mu - yakkateye ait Banka mektup veya makbuzile Deniz Ticareti Müdürlü - ğünde müteşekkil - komisyona ııünaılılmlıdhîıııııiı_ı_m_ ——— ile karşı O halde, Blunt'un bir cebinde Has- ev;et Demiryolları ve Limanları İş'etm3 Umum idarsi ilânları Yumurta nakliyatına tenzilât 15/5/936 tarihinden itibaren «Yumurta» nakliyatına tenzilât ya- M.Twi#w“wş edilmelidir. «930» 42358 * t «933n «2359» T. H.K. PİYANGOSU'nun bu yılın tali şampiyonu Altın gişe olduğunu unutmayınız. ALTIN GİŞEDEN Bu defa bir bilet alarak taliinizi tecrübe ediniz. ADRESE DİKKAT: Beyazıt Okçularbaşı No, 100 telefon: 23347 hiç bir yerde şubemiz yoklur. No Yazan: Anatole France V G Mavi s#akal, Cingöz doktorun tavsiye et- tiği devayı işitir işitmez dirildi ve çok dü. şünmeye Kizum görmeden halasırlın kızı Anjel dö La Garandinle evlendi. Bernarın bu kızı tercih etmesinin sebe- | bi şu idi: Bir defa kız güzeldi. Sonra bil - gili, becerikli bir şey değildi. Kız, herkes- ge basit, alelâde bir mahlük telâkki olu - nuyordu. Ve büylesi de, kadından yana canı çok yanımış olan Mösyö dö Mobüragü. ya en uygün geliyordu. Öyle ya.. oynağını “J|aldı; başına hal getirdi; çok bilmişi ile ev- lendi; başa çıkamadı. Toy, cahil bir ka- dın nesine yetmezdi! Mavi sakal, Anjelle evlendikten sonra, işin, hiç te, düşündüğü gibi çıkmadığımı gö- rerek mütecssir oldu. Anjel uysaldı; An - jel saftı ve kendisini de seviyordu. Gel ge- lelim, her şeye, her - söze çabuk — kanı - yordu. Fenalık nedir bilmezdi; fakat fe- nalıkların en fenasına sürüklenebiliyordu. Kurnazlar şöyle dursun, en beceriksizler bile, onu, — istedikleri gibi - oynatıyorlar - di. Ona: #Anjel, şunu yap! Yoksa cin çar- par. Anjel, buraya gir! Girmezsen, seni gulyabani yer.» denildi mi, iş olmuştur. Saflık, bu kadarln da kalsa iyi. <ona: «Gözlerini kapa ve şu ilâcı iç!» diyenleri de dinlerdi. İlâç, uyku ilâcı.. kadın güzel.. artık şirretlerin keyfini siz düşünün! Mavi sakal Mösyö dö Montragu çile . den çılayordu; çünkü karısının başından geçen her macerayı, noktası noktasına, öğ- reniyordu. Söyleyen de bizzat Anjeldi. Blânş dö Jibomeks, yaptıklarını söyle- meden Bernari incitmişti. Anjel ise akıl al- mıyacak şeyler yapıyor ve üstelik te söy- küyordu. Bu fazla saflık, zavallı adamı ya- ralıyor, yarasına zehir de ekiyordu. Kansı: «Filân bana şunu söyledi. Fa - lan bunu yaptı. Ne gördüm bilmezsin! His- lerim nasıl gıcıklandı, bilsenl» gibi baş - Jangıçlarla başına gelenleri anlattıkça, Ma- vi sakal, kıvranıyor, çıldırıyordu. Aman yarabbi.. köşkünde, ahırlarında, bahçelerinin ağaçları altında ne kadar cin- daka, necat fidyesi dağıtıp durmuş. İyi kalpli, sabırlı Mavi sakal, kendini tutamıyor, karısma: «Çok hindi beyinli! sin!s diyor. Çok canına tak ettiği zaman - Tercüme eden; M. Râüsim Özgen l'aıdı da kadını tokatlanıaktan kendini e- lamıyordu. Ötki karıları zamanında, «Talihsiz pren. setler adasın, hiç yoktan, şenmet yuvası addedilmekle derebeğini lekelemişti. An- jelin yediği tokatlar ise, Mavi sakalın sır tına birer gaddarlık yahtası gibi yapışıyor, nleyhindeki iftiralara hakikat şekli verdiri. —© yordu. Ayıcı Kolet, «Talihsiz prensesler oda' « san nin arka kapısında kaybolmamış mı j di? Sarhoş Jan, bu odadan, imdat! Can kurtaran yok mü? diye bağırarak, Mösyö Montragunun elinden hayatını kurtarmağp çalışmamış mıydı? Çiftçi kızı Jigon, şüp: heli bir ölümle ölmemiş miydi? Hele. Blânş dö Jibomeks “Talihsiz prensesler odasmı- nda ne feci ve esrarengiz bir şekilde öldü- Tülmüştü! Anjelin tokat yemesi, hizmetçi ağzın « dan çifiçilerin kulaklarına ulaşlıkça, © e- ki hâdiseler hatırlanıyor.. şato ve Mavi sar kal, korkunç bir mahiyet alıyordu. Bir gün, Mösyüö dö Mantragu bildircin avında idi. Madam Anjel, köşkün kapısı önünde oturmuş, bir bebek gömleği dikir — yordu. Birdenbire önüne, dilenci bir pa - pas dikildi. Bu din adarmı, kadını güzel ol: duğu derecede saf görünce, ona, kendisi. nin hizir olduğunu, ne isterse dileyebile. ceğini söyledi. Kadın, bir çok düşündükten sonra ha- tırına, ecennette bir köşke istemek geldi. Papas, derhal muvafakat — etti ve köşkü göstermek için de, onu bindiği merkebin üstünde önüne aldı; ormana: daldı. Anjel ne oldu? Bilen yok ki... © hal de.. «Talihsiz prenscsler odasın na ve Ma- vi sakala, gözler, bir daha şüpheyle çev- rildi. Köşke, şimdiye kadar beş kadın, telli duvaklı birer gelin olarak girmişlerdi. Fa- kat âkibetleri karanlık.. karanlıktı. Evet., her biri, az çok birer müdder, iyi kötü bi« rer hayat sürmüşlerdi. Sanra ne olmuşlar. di? Köyde, bu, herkesi merakta bırakan bir mesele idi. ortalık kararınca, köy evle- Tinde konu komşu toplanır, şatonun tekin- sizliği, Mavi sakalın esrarengiz halleri ko- nuşulurdu. Neler.. neler anlatılmazdı; din Teyanlerin tüyleri ürperirdi. Bir gün.. köyde, Mavi sakalın tekrar ev- lenmek üzere olduğu haberi şâyi oldu. Or- talığı, şiddetli bir merak sardı. Öyle ya., köşke, bir kurban daha gidiyordu, Gelecekte: Mavi Sakalın altıncı karısı ei meaz ge ZO CA0i Hüvi Sa Geçenki bilmecemizde kazananlar (Dünkü nüshadan kalan kısım) MÜREKKEPLİ KALEM 192 Mehmet, Yedikule 43 üncü mektep 2/D dan 45 Vedat, Vefa lisesi 3/B den 773 Sermet, Beşiktaş Ihlamur cad. 143 de Reran. LOSYON Yerebatan Şengül hamam çıkmazı 13 de Yaşar, Paşabahçe avukat K. Hikmet oğlu Metin, Boğaziçi lisesi 195 Selim Ke - mal, MUHTIRA DEFTERİ Paşabahçe ilkmek. 285 —Orhan Enç. Balıkesir erkek orta mektep 1/C den 138 Sait Ermen, Gedikpaşa Esirci Kemalettin Cami sokak 16 da Kadri Alkaya, İstanbul 15 inci mek. 283 Müzeyyen, Ankara Sa- buni mahallesi Ceviz altı sokak 22 de Lütfiye, Turgutlu Kemal Halit eczahanesi İbrahim Kılıç, Kuzguncük Nakaş No. 75 de İhsan, İst. Erkek Hisesi 1/E den 569 H, LÂSTİK TOP İst. 49 uncu ilk mektep 140 Mehmet Raif, İst. 54 üncü mektep 3/B den 315 Mehmaet Ali, Kadırga 3 üncü mektep 5/B den 285 M. Yılmaz. BÜYÜK SULU BOYA Kumkapı orta mektep 104 Turgüt Pe- çel, Teprbaşı Pehlivan sokak 8 de Yusuf Erdeniz, — İst. 11 inci mektep 137 Hadi. Bursa orta mektep 1/D den 620 Cemil. KÜÇÜK SULU BOYA Kızıltoprak 6 ci mektep 5 den $. Ya- hm, Konya İstasyon memutlarından Ga- lip kızı Münevver, Cumhuriyet orta mek- tep 2/5 Hüsniye, Beyoğlu 17 inci mek - tep 4/B den 388 İbrahim Bekir. ALBÜM Galatasaray Bastellâ apartmanı No. 3 de Fiki, İst. 20 inci mektep 167 Nüzhet Tür- kân, Sivas Zara Gazi mektebi 2 de 188 , ep 292 Fatı Tokat orta mektep 2/B den Sakt, Fatih 18 inci mektep 2/B den 358 Osman, Kü- İstanbul 49 uncu mektep 4 üncü şınıf | Sükayasolfya 4 de Hakkı KART Şehremini Mimar Acem mahallesi 2 'd4 V. Şen, Sivas şekerci Veysel oğlu Kemal Şeker, — Davutpasa orta mektep 1/D dert 575 Muammer Deniz, İs. — Erkek İlisesi 2/A dan 153 Muharrem, Kocaeli Ulg Gazi mektebi 4/A dan Nahide Bilçer,; Kadıköy Yasa cad. 29 da Bağcı Edip Ers kin, Şişli Sıra serviler sokak 115 de Magır, Bursa Muradiye 2 inci Murat mahallesi & de Erdem ve Turan, Beyoğlu Çukur Cuma camü sokak 33 de K. Tohi, Elâziz orta o« kul 1/4 den 708 Bürhan, Tokat orta mek« tep 2/B 332 Cihat Başaran, Beyoğlu Ese- yan mektebi Haygühi Kastor oğlu, Kayse, ri lise mektebi 1/B den 338 Settar, Bür- haniye ceza evinde Mehmet, Ankara Ata« türk kız mektebi 75 M. Yılmaz, Tarsus pastahane karşısı No, 101 de Ahmet oğlu Sabri, Tarsus Misaki milli mektebi 4 den 145 İlhan Ege, Düzce Bey köyü tlebele « Hulüsi kızı Medjha, — Bolu orta mektep 1/B den 340 Eşref Talu, Boyoğlu Esayan mektebi Bedik Şirinyan, Uşak İstasyon tel- graf memuru — Bilâl oğlu Nejat, Kayserij Kor. Bş. Eg. Yb. 2. k oğlu Arslan, Mal- kara Top. A. 10. Bi. Başçavuşu A. Arinş Denizli polis memurlarından — Süleymai? saygı, Samsun İisesi 1/C den 413 Halilç Urfa askeri ihtisas hâkimi Yarbay Avni kız zı Nermin, Ankara Hacı Bayram inişi | de Kemal, Ankara Divanı muhasebat müras kıplarından Seyfi kızı Memdude, Kadıköy, Cafer ağa Rüşen sokak 10 da Alis, Beyazif 59 uncu mektep 3/A dan 161 Ruhiye, Fatih 14 üncü mektep 2/A dan 551 Kas yahan, Pertevniyal lisesi ., Öyüne, Anka« rTa Atatürk kız zihe — BULCA W Şi rinden Fitnat Bayrakdar, Sivas telgrafçı — mektebi 4/A dan 516 Nes ö « 4 £| 4 i : l K

Bu sayıdan diğer sayfalar: