6 Sayfa —— Biri erkek, diğeri kız olan ana katilleri İsviçreden kaçarak Fransaya gittiler, fakat bir barda yakalandılar eğlenirlerken Şarl ve Marsel İvon Cenevreden yazılıyor: Bestekâr Uldri'nin karısı yatak oda- sında öldürülmüş olarak — bulunmuş- tur. Hâdise akşamı evine biraz geç dö- nen musikişinas yatak odasına girince karısını kanlar içinde yerde yatıyor bulmuş, ortada da kırılmış iki şişe par- çası görmüştür. Gördüğü manzaranın dehşetinden şaşıran musikişinas he - men telefona koşmuş, polisi çağırmış- tır. Gelen polis memurları, kısa bir tah- kikat ile kadının hırsızlık maksadiyle öldürüldüğünü tesbit etmişler, hemen faaliyeta - girişmişlerdir. Musikişinasın karısı kocasının ver- diği harçlıktan ayırarak — bin İsviçre frangı biriktirmiştir. Bu ailenin biri er- kek birisi kız iki evlâdı vardır. Aile- nin Şarl ve Marsel - İvon isimlerinde- ki iki çocuğu pek sefihane bir hayat geçirmektedirler. Gece yarılarına ka- dar kabarelerde dolaşmakta, çok defa- lar sarhoş olarak evlerine dönmekte - dirler. Anneleri daima kendilerini -tekdir ve muahaze etmektedir. Para koparmak için bir kaç defa da gürültü yapmışlar, hattâ bir defa an- nelerini dövmüşlerdir. Cinayetten son- ra tahkikata el koyan müstantik bu hâdiseleri tesbit ettikten sonra genç - leri isticvap etmek istemiş, fakat iki- sinin de ortada bulunmadığını gör - müş, tevkif edilerek getirilmelerini em- retmiştir. O gün bütün İsviçre aranmış, fa- kat gençlerin Fransaya geçtikleri an- Taşılmış, bunun üzerine de müstantiğin şüpbeleri artmıştır. İsviçre zabıtası da bu iki gencin yakalanması için Fransa — zabıtasına muracaat etmiştil ——— 10——— 99 —— 9 ——— CONÜL İŞLERİ Okuyucularıma Cevaplarım... Beyoğlunda, Bulgar çarşısında. Ba » yan «H. M ©1 " — Ben kabahati sizde görüyorum: Mad- di ve manevi seviyenizin üstüne çıkma- ğa çalışmanız doğru değildir. Madem ki dir, madem ki yaşadıkları muhit daha göz alcı daha konforludur, üstelik gü- dır, kocanızın bu güzelliği daha fazla görmesi, madem ki zayif tabiatları var- «dır, yeni muhitin bahsettiğiniz Üstün - kKüklerine kapılması pek âlâ mümkündür. ©O halde sizin için yapılacak en basit gey kendi çevrenizde kalıp, daha üstü- ne çıkmağa çalışmaktan vaz geçmek - tir. Aksi takdirde mutlak surette gülünç olursunuz ve bahsettiğiniz tehlikenin içi- mc tam manasile düşmüş bulunursunuz. — Muhiti aşmaya çalışmanın faydalı ve Cenevrede inanılmayacak bir fa:'iâ İki kardeş para için analarını öldürdüler Çöken Boğaziçi: 6 Hipodrom aranıyor Hipodrom'u arayan İngiliz arkeolog'la- rından profesör Bakster yine İstanbula gel- di; ve Sultanahmette —Arasta sokağında 70 amele ile hafriyata başladı. Profesör beş altı ay kalacakmış, gazetecilere: «Haf- riyata iki koldan başladım. Birinde geçen yıl bulduğum saray zemininin diğer aksa- mini meydana çıkarmak; öbüründe, Sul- tanahmet camü avlusu ile onun cenubun- daki arsa altında bulunduğunu sandığım Hipodrom'u bulmak istiyorum. Hipodrom için ancak 15 . 20 gün sonra izler bula « cağım kanaatindeyim» diyor. Hipedroml.. — Hipodrom!.. — Bizansın meşhur sirki. Milâdın altıncı asrındaki çıl- gin hayatından utandığın için mi yerin di- bine geçtin. Bir gün seni bulacaklardır. O zaman taşların dile gelip bize o çılgın ha- yatından neler anlatacaktır? Altıncı asır başlarında Bizans fesadı ah- lâka uğramış bir şehir idi. Fuhuş aleni, şeh- rin her tarafı umumhanelerle dolu idi. Ki- Hiselerin, manastırlatın civarında bile bu levler vardı. Her yerde gece gündüz kumar oynanırdı. Rahipler bile kumarbanelerde ltınlara hirs ve tama'la - bakarlar, elle -| Eeki büyük bir yalının gölgesi, yemyeşil rini, gözlerini, kulaklarını en — müstekreh (suyun içinde yıkanıyor. temaslarla kirletirlerdi. Fakat ahlâk fesa-| Derenin dar kenarlarındaki sazlar sula- dının başlıca merkezi Hipodrom idi. ra başlarını eğmişler, yeşillikler, yeşillik- Lion zabıtası — gençlerin Lionda bulunduklarını ve 500 franga bir oto- mobil kiraladıktan sonra kabareye gi- dip eğlenmekte olduklarını tesbit et- miştir. Bundan sonra kabareye gi- dilmiş ve büyük bir neş'e içinde dans eden iki kardeş tevkif edilmişlerdir. - Polis' dairssina — getirilen — gençer 7 KA T L e besini Ayasolya İlile inki öyüşüyor ilk sorgu üzerine cinayetlerini — itiraf |gibi bir âbide ile her gün hatırladığımız | — Solda evi sağda tarlalar var, tarla - etmişlerdir. imparator Jüstinyen: #Halkı eğlendirmek, |ların kenarındaki çitlerin Üstüne mavi, ye- İtiraflarına göre iki genç — o gece|bunun için de oyunlar lâzımdır!» derdi. İşil, kızıl tüylü kuşlar konup kalkıyor. Sol- analarından para istemişler, anneleri |H"ik. Hipodromda yapılan araba yarış -|daki yalının kafesleri sökülüp atılmış, ge- parasının olmadığını söylemiş, halbu- -— ” niş pencerelerinin önünde hülyalı bakışlı ki onlar annelerinin 1000 frangı oldu- Bi gunu biliyorlarmış, bunun üzerine er- kek çocuk orada bulunan bir su şişesi- ni anasının başına indirmiş, kadın kan- lar içinde yere yuvarlanınca diğer bir bakıyor. Daha ilerde bir bahçede yaşlı ve enta- pili bir (adam) tamir edilmekte olan ve ; karaya çekilmiş bir sandalın başında duru- yor.. ileride dişlerinin bir kısmı çarpılınış ve goğu çıkmış bir koca karı ağzına benzi: bir mezarlık, bütün mezarlıklarımız gibi ö- lüme karşı duyduğumuz, sonsuz lâkaydi- nin en açık bir ifadasini veriyor. Ve göv- deleri oyulmuş ihtiyar #servi ağaçları insanların el etek çaktiği ve semti- ne uğramadıkları bu mezarların başında nöbet bekliyorlar. İhtiyar sandalcı bakışlarımın seyrini ta- kibediyordu galiba: şişeyi de kafasına yerleştirmiş, bu ara- da kız çocuğu anasının ağzını bir men- dil ile tıkayıp bağırmasına mani ol-l muş, annesi de ağzı tıkandığı için bo- gularak ölmüştür. Gençler — anneleri- nin öldüğünü görünce sakladığı yer- den 1000 frangı alarak kaçmışlardır. Lion zabıtası bu iki ana katilini İsviçre hükümetine teslim etmiştir. Ce SEr yela — Ba mezarlık Türklerin İstanbuldaki Muhtaç talebe için kamp ilk mezarlığıdır. İstanbulu fetha gelen ilk sie ilk İaru ve hattâ hayvan avları, insanlarla |Padişahla buralarda çarpışan Türkler bura- Bü eikiö yez "'fı' ""“”_’d“ ilk | e hayvanlar arasında tertip edilen gü- |İara gömülmüşler. mektep — talebelerinden — himayeye | . y ri.. canbazlar, soytanlar, baletler, tis| — Sandalcı kendi kendine konugur gibi muhtaç çocuklar için kamplar kurula- | yatro oyunlarile eğlendirilirdi. Bazen Hi-| sözlerini rüzgâra terkediyor. Küreklerini caktır. Pendikle Erenköyde yapılacak | podromda imparator tarafından — Bizans |#uları okşar gibi kullanarak bizi derenin iç- olan bu kamplar iki ay devam edecek-| halkına mükellef ziyafetler verilirdi. Jüs - |lerine doğru taşıyor. tir. Kamplar ikişer devre olacak ve el - |tinyen, bu suretle her gün bugünkü hesap- | — Solda meşhur Göksu değirmeni... Gali. lişer kişiden mürekkep olacaktır. Her|la dört milyon frank sarfederdi! lıı ı_ıtıl. işlemiyor.. sağda iki fabrika, biri mektepten himayeye muhtaç talebele- Bütün Bizana halkı, rahiplere varınca.|ip diğeri testi fabrikası... ğ SA ÖT 3) .|Ye kadar Hipodroma devam ederdi. Na-| - Küçük ve diışinden rin yeyip içme ve sairesi temin - edil - miş olacaktır. Himayeye muhtaç olmıyan ve kam- pa iştirak etmek isteyen talebeler 15 pek — iptidal rücülerini imparator Bizzat tebrik eder ve|?rir gibi elden ele testi, çanak, küp kava- bununla iftihar ederdi. Bizans halkı, Hi -İnoz alıp atıyorlar. lira ücretle bu kampa girebilecekler - | podromdaki araba sürücülerinin esvaplar-| — Hop, dir . ,pa göre yeşiller ve maviler diye ikiye ay-| — Hop.. rilmıştı. Ve asırlarca, bu arabacıların şere- | — Hop.. '_I Çîmn. güya vatan uğranda cenkleşiyorlarmış | — Hop.. gibi, birbirlerile döğüşmüşlerdi. yazan şairlerden, onlara refakat eden er- genonculardan, muganni ve çalgıcılardan, nizam ve intizama bakan memurlardan, hademelerden, — gardevrilerden, — esvapcı- lardan, rakkaselerden, canbazlardan, pe - tendebazlardan, seyislerden, hayvan bek- kah çilerinden, — serserilerden, — sofihlerden, K muhabbet tellâllarından mürekkep büyük yuyor gibiyiz.. laşan yok mu?... — Siz doğma, büyüme Hisarlı mısanız? Bi myettin Bo — Evet ben burada yetiştim. igenç bir kadın, belki de görmeden bize ! Mayıs 5 Göksuda bir gezinti & & & Sahile çıkıpta bizi gezdiren kayıkçıya pazarlığımız mucibince 30 kuruşunu verdiğimiz zaman yüzünde okuduğumuz memnuniyet Göksu âlemleri yapan- ların nekadar azalmış olduğunu pek açık gösteriyor Yazan: Suat Derviş sugünkü Göksü dan bir manzara dan daha yirmi beş, otuz sene evveline kar dar burası İstanbulun — gözbebeği olaral ikalmıştı. Her cuma pazar günü zincir gibi kayıklar birbirinin arkası sıra gelirlerdi Ama ne kayıklar... Sırma örtülerle süs « lenmiş, yaldızlı. kayıklar, bol şalvarlı hilâlf gömlekli, gürbüz kayıkçılar, sonra danteax lâhı, ipekli şemsiyelerile Türk kadınları, eç nebi sefirler, İstanbul kibarları ve zena ginleri hep buralarda — görünürlerde Bugün para kazanmanın imkânı yold tur. Biz © günlerin sonuna — yetiş « tiğimiz halde günde bir san alz tın liraya sen misin demezdik. Yaşardık vak Jahi yaşardık... Kayıkçılık iyi zanaattiş Ben gül gibi giyinirdim. Çoluk çocuk lorf gibi yaşardı. Hele buralarda gece safalr m, büyük yalıların zengin beyleri, paşala ları güzel sesli hanendeleri, iyi iyi sazene ideleri toplarlardı. Cacaleri bu dereye “de rilir ve şarkı okunurdu... Amma o ne sağa lerdi.. İçimizden çok genç olanı soruyor: — Kadınlar da beraber mi gezerlerdili — Mümkün mü?.. Eskiden bir kayığaç kadınla erkek beraber binsin, iki kardeş veya karı koca bile olsalar buna müsaad( yoktu. Kadınlar ayrı, erkekler ayrı dola şırlardı. Sandal buz üzerinde kayan bir kızall gibi garip sesler çıkarmağa başladı. Yü « züyor mu yoksa #ürünüyor mu? — Bu ses nedir diye soruyorum. — Buralan pek sığ.. bütün kum tı doldu güya belediye buraları temizliy deniliyor amma senelerdenberi gitgide d hluyor.. muslu kadınların oraya gitmesi — yasaktı. | görünen ikinci imalâthanenin önüne bir| — İri çınarların, iri servilerin süslediği agı Hipodromda yarışları kazanan araba sü -|kayık yanaşmış, sergilerde karpuz yerlep|hili gösteren kayıkçı: — Buraları görüyor musunuz diyor eşe kiden burada kahveler, tiyatrolar — vardk Abdi' oynardı Kel Hasan oynardı. Bura « ları tiklirm tiıklım dolardı. Yalnız orası d&« #il bu derenin üstü de kayıktan görün; (di. Kel Hasanın sahneye çıkacağını bel : Ve sandalımız uzaklaştığı halde bu kim- |eden davul gürültüsü duyuldu mu yalnıf Hipodromda imparator için manzume | sesiz derenin içinde bu sesin uğultusunu du- |iSerdekiler değil kayıklardaki insanlar dâ gülmeğe başlarlardı. Hele Hasanın bir ei zü duyuldu mu bu derenin üstü kahkahâ — Burada bizden başka sandalla do -| * dalzalanirdı. Şimdi derenin üstünde hafif, hafif esen — Yok efendim.. artık buranın itiban |bir Tüzgârın hazin dalgalanığı var.. — İşte ârtık buraya geldik şuraya yange şayım da biraz dolaşınız.. Seçtiğiniz genç kızın bilgisi sizi tat - min ediyorsa üst tarafını aramaya lü - zum yoktur, diploma denilen şeyin hari- ce karşı bir tastikname olduğunu bilir. siniz. Karınızı çalıştırmağa ise ihtiyacı- için, bu muayyen akidenin istilzam et. Hiği dış görünüşü de temin etmeye çalış- mak zaruridir. Fakat sizin bu vaziyette olmadığınız anlaşılıyor, © balde asır » lardanberi teessüs etmiş bir itiyadın d pna neden çıkacaksınız, neden herkesi kendinizden bahsettireceksiniz? Esa - sen doktorlar da bu işte zarar değil, fayda görmektedirler, .. e kanai bir kalabalık yaşardı. En kibar simalar, o- rada mcılar, soytarılar, umümhane müdürleri ve fahişeler —arasına karışırdı. |/ Kibar saraylarındaki sohbet mevzularını — Buranın eski halini elbet te bilirsi-|, — İlerliyoruz. İlerde çok — nikbin olduğu niz? muhakkak olan bir insanın açtığı bir kahvd —- Bilmez olur muyum. .. (var. : — Kayıkların devrine yetiştiniz. mi?.. iîoüııîg'nin dünyanın en güzel ağaç: Hipodrom havadisleri teşkil ederdi. larile bezenmiş olduğu muhakkaktır. Bur radaki çinarların gövdesini birer yuvarlak kule gibi geniş, Bizans modasını Hipodrom tayin eder-| — Yetistik. Tabist... Kayıkçılık ettik.. di. Hipodroma devam eden zarif gençler, | | — E*kiden z“;"ıd;ü gi GT kıııiıluıu “M içii d fet- e. Ni gae a . B : İerö girerlerdi. ' İsmcalık ':L:':I bf: be| — Ah elendim buranın saktanatına, bu-| — Bizi müşteri zannile yanımıza yaklaşan yık uzatırlardı. Hünler gibi başlarının ön | ©N çerefine doyum olur muydu?., Bun- (Devamı 11 inci sayfamızda) tarafını trme edip arkadaki soçlarını b ——— ea kırlardı. Bilekleri dar, omuzları geniş ve si İ Sonra Hipodromun ve Bizansın en meşhur (nunusani 532 de, bir pazar günli Hipod * #ik bir nevi ceket giyerler, alkışlamak için | bit fahişesi olmuştu. Kendisine sokakta rast« 'romda patlamıştı. Ve bu ihtilâli bastırır « kollarını kaldırdıkları zaman — sağlam ve | İyan namunlu insanlar, ondan bir veba gi-|ken, Jüstinyenin askerleri, yine Hipodrome kuvvetli görünmek isterlerdi. Hün biçi - |bi kaçarlardı ve en sonra, bu kadın Jüstin- İda, erkek, kadın, çocuk elli bin Bizanslıyi minde bir nevi potur ve kundura, nakışlı |Yen ile evlenerek başına Bizans tacını giy- kıhçıın_ geçirmişti, eeiT geniş bir manto giyerlerdi. Belletine iki | mişti! Bdt TeĞaoada yeti ÖB Ha yüzlü kısa bir kılıç takarlardı, Nihayet, Bizanaı Hipodromda eğlen - |olan Hipodrom acaba profesür Bakatar ve İmparator Jüstinyenin karısı Teodora |diren Jüstiyene, Bizanı yina Hipodromda |ni bulabilecek mi? Hipodromda - bir ayı bekçisinin — kızı idi, |isyan etmiş, meşhur «Nika İhtilâli» 11 Kâ- | J t