B gö Sayfa “ Tarihitefrika ,, No, 31 YAZAN: KADIRCAN Kaflı O gece karşı kıyıdaki Reoyo ka -) Korfuya gelmeleri için emir yolla - sabası önünde demirlendi. Ertesi|dı. gün yola çıkılarak Spartivento bur-| Demir yerinden henüz ayrılma - nu geçildi ve kıyıya yakın bir yere|mıştı ki bir Venedik Brigantini gö- demir atıldı. ründü. Bu küçük ve hızlı gemiyi Eylülün on sekizinci sabahı ha - Korfudaki Venedik — kumandanı va bulutlu ve güvenilmiyecek bir | göndermiş, Türk — donanmasının halde idi Saat onda yola devam o -| Preveze limanında olduğunu haber lundu, fakat çok geçmeden rüzgâr | veriyordu. hızlandı ve donanma eski yerine, Bu haber Venedik amiralı Se - dönerek demir attı. |bastiyen Venyeroyu çok sevindirdi. İtalyanın cenup kıyıları, böyle |Türklere kış gelmeden çatamıyarak değişik ve şimdi durgun iken biraz Venediğe hiç bir iş görmeden dö - sonra fırtına halini alan bir hava neceğini düşünen ihtiyar ve inatçı içinde yavaş yavaş geçiliyordu. Ey- amiral pek sabırsızdı: lülün yirmi birinci günü gece yarı -| — Türkler Prevezededir. Bu bi- sından iki saat sonra idi. Bir haber|7e Allahın büyük bir lütfudur. Kay - donanmayı telâşa verdi: bedilecele bir saatlik vaktimiz bile — Ufukta bir filo!.. Yirmi gali yoktur. Bizim gitmemiz lâzım olan geliyor!.. yer Korfu değil Prevezedir. Otrant Hemen o tarafa bakıldı. kanalını geçelim ve düşman demir — Bunlar düşmandır!.. üstünde iken ansızın üzerlerine va- — Cezayir gemileridir!. ralım. ; DENİZ L ser | A? | Ank TT y /'SON POSTA — nkarada |dünkü maç Son Postanın Tefrikası: j pışınca soluğu Beşiktaşta almıştı. Bu .G.al.al'asaray GCİİÇICY , |Yirmi, yirmi beş gün içinde kızın am- Birliğini 2 -3 mağlüp etti |cası da Ali bey babalara bir iki defa Ankara, 1 (Husüst) — Galatasaray | “eba gelmiş, Hasanı —orada görmüş, takımı bugün Ankara gençler birliği tanımış, hattâ _k_'nd""f'_ çok FĞ AF takımiyle karşılaşmıştır. Maç hararet> | HEin sanssma içinden içinden İânetler W dükmür. Böücede: Güğeti y ikiye | StYUrmuştu. Şimdi Hasanı biricik te - kargiS: golle Alakka gençlor birlüülü |EYI Ddea. tey Modibanl | aa mağlüp'etmiştir. ğ kcndı_nı sevdirmesi idi. Bunun için, el- Birinci devre gençler birliğinin hâ -|Pt diyordu, günün birinde Mediha ne kimiyeti altmda cereyan etmiştir.' İkin- |Y&Paf: me yapar; yine buralara gelir; a Hetünle Ceküterkleşi olibakça deği < yahut kızın anası bir gün olur..umenıı şik bir takımla sahaya çıkmış ve oyun Heesü gpla "unh' - Fatına 'ıe. Zeb- canlarimıştır. Galetasaray oyunun b 'a Tannnın, göcü ena ; eyal 'çeyi teceği mmada; 19 üncü'dekikinda, gel | SYYOR aNi bemelliyi eeriybr: biyet golünü yaptı ve oyunu lehine bi-| » — Kızın amcası seni bu kadar sev- trdi. dikten sonra önünde de, sonunda da, Halkevi büyük bir futbol | YŞ ge şampiyonası tertip etti * Eminönü Halkevi tarafından gayrilede- —0 — re kulüpler arasında büyük bir futbol şam- piyonası hazırlanmaktıdır. Gayesi, Yaz, güzelim yaz, mevsimlerin ballı babası canım yaz sona eriyordu. tamamen gençliğe güzel bir Yazan: Osman Cemal kına vardı; o da şimdi gözlerini başka tarafa çevirerek yanakları biraz daha kızarmış olarak Hasanın önünden ge- çip gitti... Aradan beş dakika geçme- îi“i ki kız yine Hasanm yanına gel- — Siz ne kadar var, oturuyorsunuz burada? — Bir çeyrek var! — Gördünüz mü buradan geçti mi her hangi bir keçi yavrusu? — Görmedim... — Bizim Keçi yavrusu yok anasının yanında da... — Belki öteki bostanlara geçmiş -« tir. — Ben de öyle sanarım... Ben şim> di gidip bakacağım oralara... Siz bu - radasınız ya, eğer ben oraları ararken hayvan buraya gelirse tutun tasma - sından, ben dönüşte alayım onu siz « den! Kız biraz iletideki kesif kamışların — Bizi demir üzerinde bastıra -| Don Jan bu sözleri dikkatle din - ledi. Sonra kendi müşavirlerine döndü. v İspanyolların hiç biri donanma - mnın hemen Türkler üzerine saldır - masına razı değillerdi. Venyeroya şöyle diyorlardı: — Korfuda dinç ve sağlam altı bin askerin bizi beklediğini unutuyor - sunuz. Gittikçe sertleşen poyraz yüzünden Kolon burnunun ardına sinmiş bulunuyoruz. Bu rüzgâr al - tında açık denize çıkmak deliliktir. Bir çok galerler hele sizin gemileri- niz, düzeni bozacaktır. Bundan baş- ka sizin o kocaman galeasları altmış ğ çe ğ Tesiallkde. gaxa minlaklk götürüküler larına da Ev birer madalya verecektir. cek misiniz? caklar!... Donanmada kargaşalığa benzi - yen bir hal görüldü. Büyük bir te - lâşla demirler alınıyor, yelkenler çekiliyor, kürekçiler -kırbaçlanıyor ve toplar doldurularak harp için hazır bulunduruluyordu. Don Jan bir felâketin önüne geç- mek ve donanmadaki diğer kuman- danlarla askerlere örnek olmak üze- re hemen demir alarak açıldı. Otuz beş gali ile ufukta görünen gemile - re doğru ilerledi. — Düşman değil!.. Düşman de- ğil bunlar!.. — Bizimkiler!.. Bunlar, Galeasları yedekte çeke- rek demir yerine getirmeğe çaba -| hyan İspanyol galerleri idi. Ortalık yatıştı. Fakat bu Don Jan için bir ders olmuştu. Bundan böy- le daha soğukkanlı ve uyanık ol - mak gerekti. Hava bir türlü düzelemiyordu. Don Jan orada üç gün kalmağa mecbur oldu ve bu aralık Kalabri - yalı milislerden beş yüz kişiyi ge « milere aldığı gibi Marki Santa Krüz ile Pavlo Kanaleyi Otrantoya göndererek orada beklemekte olan üç bin İtalyan ve İspanyol askerini almalarını emretti. Ayni zamanda Tarant limanında bir filo vardı, bun- ların hepsi de yelkenli hafif gemi- lerdi. Don Jan bunların dosdoğru Beşeriyete belâ olan Fareleri Imha ed!niz FAR HASAN Fare Zehiri Jan bu şampiyona Karagümrük sahasında yapılacaktır. , Şampiyonanın tertip ve idaresi Ev spor kolu tarafından icra edilecektir. takıma aittir.) kaydı haricinde natmakta serbest bulunacaklardır. rafından verilecektir. ahkâmı takip edileceklir. Bu şaztlar altında şampiyonaya girmek lona da İspanyollar tarafından çı -| kınca Venedikliler susmağa mecbur oldular. Bununla beraber ötedenberi İs - panyollarla Venedikliler arasındaki fikir ve iş ayrılığına bir örnek daha görülmüştü. Don Jan Venedik amiralını büs - bütün yatıştırmak için dedi ki: me bulunan mümessilleri tesine müracaat etmelidirler. yonaya iştirak edemiyeceklerdir. — Türklerin Prevezede oldukla- Olimpiyatlar için hazırlanan sporcular kampa çıkıyorlar Beriln olimpiyatlarına gidecek #porcula- tımız, haziranın birinden itibaren Kadıköy Fenerbahçe stadında kamp kuracaklardır. Kamp için Kadıköy orta mektebi tahsis e- rını da hiç şüphe edilmiyecek ka - dar iyi biliyor muyuz? Korfu ku - mandanı onları orada gözile gör - dü mü? Türkler hazırlıklarımızı bi- tirmeden ve fena bir havada bizi ü- zerlerine çekerek yenmek için böy- le bir kurnazlık yapamazlar mı? (Arkası var) dilmiştir, Berline basketbolcularda gidecek spor teması hazırlamak. Bakımsız bir hal- bulunan gayrı federe — kulüplerimizin kendilerini göstermeleri imkâAnını vermek o- Ürzüm, incir zamanı gelmişti. Medi-|arasından dalıp öbür bostana geçer hadan hâlâ göğse şifa verecek bir ha-|geçmez sanki, kamışların öte tarafın ber alamıyan Hasana bu sonbahar pek | dan, mahsus bu tarafa saliverilmiş gi- dokunuyordu. Sararmağa, solmağa yüz | bi alacalı bir keçi yavrusu meleyip zıp- tutan yeşillikler onu büsbütün içlendi-|!yarak Hasana doğru gelmeğe başla: Müsabakalarda (Her oyuncu şampiyo- manın sonuna kadar ilk müsabaka yaptığı takımlar istedikleri oyuncuları bilâ kaydi şart oy - Takımların masrafı zaruriyeleri Ev ta- Şampiyon çıkan ve ikinci gelen takım-| lara birer kupa, şampiyon takım oyuncu « Müsabakalar —memleketin değerli ha- n kemleri tarafından idare edilecek teknik Papa amiralı Mark Antuvan Ko-| hususatta tamamen beynelmilel nizamat isteyen kulüplerin ellerinde kulübün res- mi mühürile musaddak birer selâhiyetna- 5/5/936 Sah günü saat tam 17 de Cağaloğlundaki Hal- kevi binasında toplanacak olan spor komi. O gün iştirak etmeyen kulüpler şampi- riyordu. Artık gözünde Medihadan başka da hiç kimsecikler yoktu. Güz akşamları, kendisini koltuğunda kitaplar, defter- lerle kırlarda tek başına dolaşarak gö- ren tanımadığı bir takım genç kızlar: — Sevdalı mutlaka! Bu zavallı! Diye onu birbirlerine gösteriyorlar- dı. Yine böyle bir akşam, az bulutlu |bir bavada Hasan tek başına kırlarda dolaşırken yolu bir takım bahçeler, bostanlar içine düştü. Ortalarındaki ince dereciklerden buz ve billâr gibi şarıl şaril sular akan bu yarı soluk bos- tanların içinde bir hayli dolaşan Ha- san bir aralık en dipteki çok geniş bos- tanın en kuytu yerindeki üç büyük incir ağacının loşlandırdığı bir kenarâ çöktü;gözlerini önündeki ince dere- cikten şırıl şırıl akan buz ve billür gibi suya dikti. Ooh! Burasi ne güzeldi. Şimdi yanında Medihacık ta olsaydı, tepesini örten ve birer fil kulağını an- dıran koskoca nefti incir yaprakları.. Önünden şırıl şırıl akan buz ve billür gibi su.. Biraz ileride akşam rüzgârı- nın tesirile hafif biribirlerile koklaşıp öpüşen kamışlar ona neler söylüyor- lardı. Uzakta gıcır gitir dönen bostan dolabının hafif ve hazin gıcırtısı aklı- na küçükken mahalle mektebinde din- leyip öğrenmiş olduğu: « Dolap niçin iniletsin, » « Benim derdim yenilersin?» Berlin olimpiyatlarında yapılacak bas- ilâhisini getirdi, o zaman içi ürper- ketbol müsabakalarına iştirak edecek spors ' cularımız, on kişilik bir kafile halinde Ber: yacaktır. Di İline gideceklerdir. Takımı Naili hazırlı - |dişlemekte olan serçelerden biri akan suyun kenarına kondu. Karagözlü, es- Fare zehiri macunu Bir parça ekmek veya pastırma veya yağlı gıdalara sürülerek farelerin bu- lundukları yera — birakımız. — Bilhama sıçanlar derhal ölür. 258 kuruştur. Fare zehirli buğdayları Farelerin bulundukları yerlere serpi - niz. Bilhassa küçük — farelerle —fındık fareleri derhal ölürler. 25 kuruş By ÜÇ ” ĞK Pa Ş aa L İCE US - MACUN va BUGDAY iKISİ BiR ARADA Bazı fareler buğday zehirinden hoşlanır ve bazıları macunu yemek ister. Bazı fareler sabah yediklerini akşarı yemezler. Bunun için farelere her iki çeşidi ver- mek lâzımdır. Bunun içindir ki her ikisini istimal eylemek çok muvafıktır ve bu suretle farelerin ana, baba ve silsilesi muhakkak ve kat'i? surette ölürler ve kok- mazlar. İkisi bir arada 40 kuruştur. Hasan Deposu: Ankara, Istanbul, Beyoğlu İ İ *e; İmer tenli mini mini hayvan gagasını Atletizm Federııqo? GOra V A a Gkanlikça v Klden: Ankaraya gitti — Ne olur şimdi diyodu; ben de Atletizm federasyonunun işlerini dev- |bir kuş olsaydım, Mediha da bir kuş ralmak üzere şehrimize gelen federasyon | olsaydı. Kuşların aşkı herhalde dedi - :I:'::kaı a yapılacak is -|yodusuz geçer; kuşlar biribirlerini se- htznbilda yapıdacak _—yı:_un hazıre | Yerken aralarına bir takım karaçalılar latmak için İstanbal atletizm heyetine sa- | girmez! lâhiyet verilmiştir. O, bu çocukça düşüncede iken te- ini Si örten incirlerin k- Valeybol tumovamı || aa aa a ae Ve bomen ör: İstanbul voleybol heyeti çarafından ter- | kasından bir ayak sesi... Hasan geriye |HP edilen maçların sonu bugün Galatasa -İGününce incirlerin diplerinden fışkır- :: ::uğ::;:::ı::k::“' Gaülatasa 2 . Olan birer metre boyundaki gürbüz — — filizlerin arasında az kızarmış sırık ğ domateslerine benziyen bir çift yanak- Bir WCUk duvar altında kl_m_l la açık mısir püsküllerini andıran bir Aksarayda Çakır ağa mahallesinde |'demet saç gördü. Bahçivan kızı, dip- Cami sokağında oturan Cemalin oğlu 'teki incirden elindeki ucu çatallı, uzun 14 yaşında Hüseyin dün Cellât çeşme- |lâle ile koca bir tabak incir toplamış, de cami başındaki duvar dibinde oy -| geriye dönüyordu. Kızla göz göze ge- narken duvar birdenbire yıkılmış ve |len Hasan bir müddet gözlerini, kızın Hüseyin vücudunun muhtelif yerle - |kestane durusu, elâ gözlerinden ayıra- rinden yaralanarak hastahaneye kal- |madı; sonra utandı, başını tekrar su- dırılmıştır. ya çevirdi. Kız, onun utandığının far- | dı. Bu, koyu kahve rengi ile beyaz ka- rışık, kulakları küpeli ne güzel bir ke çi yavrusu idi. Hasan onu elile işaret ederek çağırdı: — Gel avrum, gel, gel, gell — Moeceesel — Gel anam, gel, gel, gel! Yavru biraz daha sokulunca Hasani tasmasından yapıştı, bir çocuk gibi ku: cağına aldı: —— Seni şeytan seni, seni çapkın se ni, seni yaramaz senil! Keçi Hasanın kucağında debelene rek hâlâ bağırıyordu: — Meceee! — Annen nerede senin çapkın! Kamışların arasından — fırlıyan kız cevap verdi: — Annesi yok onun.. onun annesi ben.. onun annesi ben! — Annesi yoök mu, öksüz mü bu? Arnavut kızi Hasana yaklaştı: — Ne öküzü be, ne öküzü? Görmü” yor musun, ne güzel keçi yavrusu! — Annesi öldü mü? — Ölmedi amma büyüdü diye ver- miyor ona süt artik! (Arkası var) Bir Doktorun Günlük Notlarından Çocuk bakımı? 4 - 5 yaş arasında Bir çocuk Neler yapmalıdır? Çocuk bu yaşa girince kendine yapı « lan iyiliklerin manasını idrak etmeğe başlar ve bu zamanda kendisine taz » yikle değil. fakat misalle: 1 — Teşekkür ederim. Demesi öğretilir.. Ve: 2 — GOrupla yapılan işlerde yardımı beklenebilir. Oyuncaklarını artık kendi kendine kaldırmak kabiliyetini de kazanmıştı. (Oyuncak çocukluk hayatında en faal rol oymıyan ve dimağı faaliyet üzerine müersir olan bir vasıtadır), 3 — Bu yaşa gelen bir yavru bir grup arkadaşlarına her hangi bir hikâyeyi anlatmak fırsatını da kazanmıştır. Ve bu onun İçin küvvetli bir zevk olur. 4 — Bu yaşa kadar saydığımız bütün itiyatları daha açık ve toplu bir halde yapması lâ - Cuma 'e hemen hemen kusursuz zımdır. 5 — Kendinden daha küçüklerinden mes'ul olmak hissini duyar. (*) Bu notları kesip saklayınız, ya- hut bir albüme yapıştırıp kalleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. ||