Şayanıdikkat Birkaç Rakam Ne Kadar Üzüm Yiyoruz? ürkiye üözüm memleketidir. —Hatıâ GT 5 ihraç maddelerimizin en mühimle- rinden biri üzümdür. Buna vağmen dün- — yanın en az Üzüm sarfeden milleti biziz. k Şu rakamları okuyunuz: p Bizde adam başına senede 310 gram Üzüm sarfedilir. Halbuki Amerikada sene- de adam başına istihlâk edilen üzüm mik- tan 800 gram, Avusturyada iki kilo, Yu- manistanda bir kilodan fazladır. İncir için de ayni sözü söylüyebiliriz. Bizde adam başına bir senede sarfe- dilen incir miktar 125 gram olduğu hal- de Yunanistanda 860, İspanyada 830, İ- talyada 1,220 gramdır. * Kaç Yumurta Yiyoruz? Biı çok memleketlere yumurtayı biz ihraç ederiz. Tavuk köylünün kum barası gibidir. Yumurta onun sermayesini teşkil eder. Hemen de her köylünün bir kaç tavuğu vardır. Bu sebeple bizde yu- murta istihsalâtı fazladır. Böyle olduğu halde, biz adam başına da 260, İngilterede 160 ve yumurtayı biz: den alan Almanyada 120 yumurta sarfe: dilir. * * Balık Ve Şeker Bıı rakamları diğer maddelere tatbik ederek uzalabiliriz. Meselâ sahillerinin uzunluğu 3,000 mili aşan Türkiyede yalnız 20 bin ton bahk çıkar, balık yiyen evlerimiz pek — azdır. Başka memleketlere bakılırsa bu rakamın hiç olmazsa yüz bin tonu bulması lâzım. dır. Keza şeker istihlâki bakımından Türe kiye bütün — milletlerden — geridir. -Biz. de adam başına sarfedilen şeker — miktan 8 . 10 kilodur. Halbuki diğer memleket- — lerde 20 ile 60 kilo arasındadı, E * . Kıssadan Hisse İ v rakamlar bize şanu gösteriyor: Yas şayış seviyemiz çok düşüktür. F Medeni insan ihtiyaçlarının — çokluğu ile tanımır, İptidai adamın ihtiyaçları — da — iptidaf ve basit olur. —İnsan de — misbette çalışma ve kazanma ihtiyacı da — amtar. Bu suretle hem ferdi, hem de milli O servet büyür. t Yaşayış seviyesini yükseltmek iç pazarı kuvvetlendirmek — demektir. — Dahili — is. tihlâk ne kadar artarsa istihsal a nisbette goğalır. Binaenaleyh Ber bakımdan yaşayış se- viyemizi yükseltmeğe ihtiyaç vardır. Özlü sözler k Yüksek bir aşk eğer tatmin edilmezse dünyanın bütün zevkleri, hattâ hayat bile — kiymetini kaybeder. L A, Sheopenhauer Kalhin dili anlaşılmak için kelimelere muhtaç değildir. O, gözlerde yazıldır. Mme Cottin — San'at ve kadınlarda aşk çu noktada — birleşirler: Kendilerini ne kadar çok yöz- — kerirleme, o kadar kıymetten düşerler. Birüma ... Parasız aşk, tabansız fakat boyalı çiz- meye benzer. Commerson *.. — Aşk, en çok şüphelenilecek şeylere da- O ima imandırır. Marivaux ... Aşkta doğru kalbler, ilk mağlüp olan- — lardır. SaaRLe, SeD ü 'Az çok müreffeh ailelerin çocukları çiçek gibi bin itina ile yetiştirilir. Lokması ağzma Elbisesi mürebbiyesi tarafından giydirilir. Havadan ve güneşten korunur. Bu sun'i, içinde çocuk maddeten ve manen hasta yetişir. Ne hayatı öğ- renir, ne istırabı tadar, ne de saadeti anlar. Biz çocuklarımızı ya kafeste ya sokakta yetiştiririz. pamuklar içinde, beslenir. Sokağa çıkarılmaz. bu yapmacık terbiye Çik W melidir. Fakir sınıfın çocuğu ise hunun tamamı tamamına zddı bir şekilde yetişir. O tamamen ihmal edilir. Ne yiyeceğine, ne gi- yeceğine, ne tahsiline, nc de yaşayışına ehemmiyet — veren vardır. O kendi kendine yetişir. İstirap içinde — pişer, Hayatı karanlık tarafından Öğrenir. bu kadar ihmal edilmeli, ne de bu derece üzerine düşülmelidir. Onu hayat içinde hayat için yetiştir. (Söz ARA_STNDA Habeş imparatoru Theodoros'un Adaleti Habeş krallarından Theodoros suçlula. v bizzat muhakeme edermiş. Bir gün ken- di hayabına kasteden bir Habeşlinin mu- hakemesini yaparken, İngilizler namına bir baber getiren Habeşli bir elçi imparatorun yanına sokulmuş, Ticodoros gelen şahsın, İngilizler tarafından şefaatçi olarak geldi. ğini zannederek daha ağzını açmadan derhal kafasını uçurmuş. Sonza yanlışlığı anlayınca. Elindeki maznuna dönerek: — Hayatını bağışladım karşımdan de- fol git demiş, senin yerine başkasını idam ettim. ... Eski düşmanın dostluğu Meşhur haydutlardan Amerikalı Elton Wings ölmüş ve cenazesini tek bir adam. kendisini tevkif eden polis hafiyesi He- mendinger takip etmiştir. Wings 20 sene evvel bir bankayı soy- muş ve o esnada iki polia öldürerek ——— — — —— & mişti. Tahkikata vaz'ıyed eden Hemen- dinger 15 senelik bir takipten sonra hasmı. ma 1931 de tevkif etmişti Wings hapishaneden çıkmca, bastalık- h ve malül bir adam olmuş hiç bir yerde iş bulamamış, düşmanı — Hemendinger'i görerek kendisinden yardım — istemiş ve polis hafiyesi de ona bir iş bulmuştu. O zamandan beri banşan ve biribirlerini se- ven bu insanları ölüm biribirlerinden a. yırdığı zaman Hemendinger çok müteessir olmuştur. ... Fransız himayalatfaline bırakılan servet Fransada milli piyangoda mühim — bir servet kazanan bir adam, servetinin yarı- 'anı hemen bimayci etfale vermiş, ve bu teberruu yaparken ismini — bildirmemiştir. Yazdığı imzasız mektupta: «Sokakta bulunmuş bir çocuktum, tür- Ki eziyetler çektim, nibayet beni himayei etfal cemiyeti kurtardı, hayatta kazandı- ğem servetle borcumu ödemeği — aklıma | *” koymuştum. Şimdi, bu işi yapıyorum» de- miştir. ... Mazar taşı ile reklâm Paris mezarlıklarında bir mezar — taşı- man Özerinde şa yazı okunuyormuş: «Ey zair, burada medfun olan kadın demirci M Y. nin karısıdır. Mezarlığın et- ryafına dikilen parmaklığı kocanı — yapmış- tar. ÂAdresi şudur... ilâh...» ( RERGÜN BİR FIKRA Dllrı'ht çocuk Mişonaçinin iki oğlu da ayni mek. tebe devam ederler. Geçenlerde bir gün aylık notlarını babalarına getirip gösterirlerken, bun- lardan Avram'ın kendi numaralamın- dan birini tahrif eylediği meydana çık- &. Mişonaçi fena halde kızdı ve Av- rzamı tekdir ettiz — Ulan, utanmiyor musun? Bu yaş- ta sahtekârliya mi başladin? Edepsizin oğlul. Suçlunun kardeşi sardu: — Avram ne yapti, baba? — Daha ne yapsin? Biri beş yap- miş! Sen olsan bunu yapar miydin? Çocuk dudak büktü: — Ben onun yibi budala miyim, biri beş yapayim? Olsa olsa dört ya- pardim, kimse de bir ıq çakmazdi! RULMACA vEŞ $ gK0 6U3 a A Soldan sağa: V( - Seciye. 2 , Pumuk şehrimiz, beş duy- gudan biri..3 - Keyfi yerinde almıyan. 4 - Bir meseleyi neşrederek bildiren, memle - ket. 5 - Yunanistanda tarihi bir liman. 6 - Bir x ilâvesile çabuk olur, ağa. 7 - Helvi yapılır. 8 - Lahim, nota, rabıt. 9. Bir seb- Yakandan eşağıyat Mahkemeye sevkini İsteyen Amerikan generalı Kaliforniyada bir otomobil haddinden fazla sür'atle gittiği için arkasından moto- sikletli polisler takibe boşlamışlar, uzunca bir kovalamacadan sonra nihâyet otomo- bili durdurdukları zaman şoförün yanında General Persbing'in oturduğunu — görmüş- ler. Polisler: — Affedersiniz, generalım, — demişler kusurumuza bakmayın, — biz sizi yabancı zannettik. General derhal tehevvürle bağırmış: — Derhal zabıt varakası tutup beni mahkemeye sevkediniz. Yoksa sizi — şikâ. yet ederim! Mahmeke kendisi hakkında — adaletin tecellisimi isteyen adamı elli dolar, cezayı nakdiye mahküm etmiş *.. Fransada seçim mücadelesi Fransız parlâmentosunda 612 meb'uz- hek varken pamzetlerin miktan 4807 yi bulmuştur. Reylerin fazla dağılacağından şikkyet eden bir gazete İngilterede cari olan usu- Kün, Fransada da tatbik edilmesini — iste- miştir. Usul şudur: Namzetliğini koyan her fert devlete muayyen bir miktar para de- Bu yüzden İngiltere maliyesi her 2se- ridat temin edermiş. ... Elli beş yaşında İspanyalı bir amele, bir mudarabe esnasında kalbine bir bıçak yemiş, şiddetle kan akarken Savereing isminde bir doktor mecruhu derhal yatır- mıiş, ve yırtılan kalbi dikerek adamı iyi et- miş, kalbin dikilerek tekrar işlediği ilk de- 1 - Bağırsaklarımızın bulunduğu yer, se- | fa vaki oluyormuş. da. 2 - Hakkı gözeten mefhum, uzağı | uasnsennennn gösteririz. 3 - Tath bir tenbellik. 4 - Eskil 4 Arebe, 5 - Zal, net. 6 - Ne, tak, la. 7 - âdetler, üstün. 5 . Tabaka, yorgun değil. | Mâ, 6 - Yıldırım. 7 « Eski Türk ınedıenueüıı kuran devlet, kokulu ot.: 8& - Kabul. 9 - Dadımın eşi. Dünkü bulmacanın halli: Soldan sağa: B Elektrik. 9 - Bal, si. 10 - Ad, Y*ıılınıoıhıx - Beyaz, bâlü. 2 - Unutkan. 3 - Ca - vılquLd-Akı).S-Zuc.eh—ö-yı kaz. 7 - Katl. 8 - İska. 9 - Elbise. 10 . Çan- 1 *Boğaziçi, 2 - Ene, söç: 3 * Yuvarlak İta, . geçmiş addedildi. Fakat Evkaf buradaki sahüp iddin etti, belediye ile Evkaf arasında, daha venra da Kâğıthane köylülerilebu iki daire arasında bir tasarruf davası İSTER İNAN İSTER İNANMA! kıymetli araziye te- İSTER İNAN İSTER İNANMA! Hümiyet âbidesi eskiden Evkafa aitti. Mezarlıklar beledi- yeye devredilince burası da mezarlık olduğu için belediyeye ıçıldı.-lpddh'nı Hıhnedhıyıhdullqudllı— ı&üm%hı_'—ü“' tahrip — edil. 26 eee Ti n Sözü_n Kısası Radyo bizde, İçler acısı! Nisan E. Ekram-Ta'u'” l Radio gazetesinden naklen, Son Posta geçenlerde bir istatistik neşretti- Bu istatistiğe göre bir sene içerisin" — de, Cezayer, Fas, İzlanda ve Tunus dâ dahil olduğu halde yedi iklim, dört kör şede artmış olan radyo abonelerinin — sayısı ilâmaşaallah bizde yüzde 10,76 — nisbetinde azalmış imiş! Nasıl azalmasın ki bizim rndyu_' t zün neşriyatı içler acısıdır. İnsanlari — bu medeni nimete alıştıracak, ssındı * — racak yerde bilâkis soğutmak — için & Hinden geleni esirgemez. Bir kere, kuvvetsizdir; her tarı.fl- | kolay kolay duyulmaz. — Sonra neşri 5 yat saati hayat şartlarımıza uygun de gildir. Bir çoklarımızın tam evimize dö” nüp, kafa dinlendireceğimiz santtel — «Haydi, yatın — sağlıcağilat» — deyi keser. Programına çok ara verir. Ko — ferans ve müsahabe diye, hazmı gü$ gayri cazip, ağır mı ağır mevzular dim” letir.Yorgun bir kafayı, hayat ile mücadeleden dönmüş, esasen müstait bir ruhu ferahlatacak — hafif trotları garp musikisi diye sunar, b_' la olarak, bu da yetmiyormuş gibi, — saat ona doğru, eski bir mahalle mek- tebi hocasının: — Elif.. üsü.. ennt! Bâ.. küsü.. ben: ni! Ta.. kese.. tinntl. Diye Elifbe dersi vermesi — kabilin: den, bir lâf kalabalığıdır başlar: —— — Patagonya .. çizgi.. 24.. çizgis tır başıl.. Buna avam Hisanında, radyo neşri ' 4 yatı değil, kafa ütüleme derler. Bizim radyonun aboheleri bununla mı artacak? Buna ihtimal vermek bile halka hakarettir. ğ İstanbul radyosu bu saçma sı= 8 meşriyat ile bu kadar tutunduğ şükretsin. Ve şayet daha bir kaç bit — abonesi varsa kerameti asla kendmd'l biheım Bereket, son sistem h nelerle Japonyayı bile dinlemek uıı* nını buluyoruz! ça 2 — Saint Simon kimdir? B 3 — «Her gey devlet için ve ber ll dıvlııuıiıhıloınüı—hn* 1 — Türke istiklâlini kazandırmış olafi Lozan sulh konleranm 22 ikinciteştifi 1922 den 27 temmuz 1923 tarihine kâ* dar sürmüştür. Fakat bu müddetin iki bit çuk ayı fasıla balinde harekelsiz oli geçmiştir. Bu konferansta bit tarafta 'Türe kiye vardı, öte tarafta da İngiltere, Fraftt sa, İtalya, Japonya, Yunanistan, R: ya, Yugoslavya devletleri yer almış h-l* nuyorlardı. 2 — Türkiyeda beynelmilel takvim Yf beynelmilel saat 26 birincikânun 1926 00 mesinde kabul hıı:ı ll gü ti —ö;l sözler: Dostluk, gerek aşkı kovmak gerek düt vet için, kadınların kullandıkları ea PN yük kelimedir. " Sainle - Beuvt —— ... Kadınlarda kendini sevdirmek -ın'* kendini müdafaa san'atidir. Mime. Charlotte de Latotf K YA » ** Ki Kadınları biribirine bağlayan. ı-*""ı tesirlerinden ziyade, biribirlerine müt' g bilen tevdi etükleri sırlardır. $ Adrien Du B Asilterede çıkan — haftalık — World —