U j' AT .x//—"“'ı'f" - Tarihi telrika » AA d ıâ No.<5 NİZ. ? -— YAZAN: KADIRCAN Kaflı SON POSTA *Ö TİYATRO & Kemal öldü Kemal, Seni ilk dela sahnede görmüştüm, ve Nihayet Donanma Başkumandanı Don Jan Mesinaya Geldi | gene son defa sahnede gördüm. Bu iki gö- Yüş arasmdan ne kader yıl geçti bilmiyo- İrum; her halde az bir zaman değildi. ya- — Şu halde hemşireceğim, darılma- yın, gücenmeyin, ben sizle fazla gö - Mark Antuvan Kolona da se- kiz galiden ibaret bir Filo ile ayni limana doğru yola çıkmıştı. Wenedik filosu Mesina boğazının şimal ağzındaki küçük Faro lima - mımı henüz geçmemişti ki yaman bir fırtına çıktı. Venedik filosundaki kı- havuzlar bu kıyıları iyi tanımıyor - lardı. Bu yüzden sekiz gali kayala- ra oturdu. Ertesi gün fırtına dindi ve deniz duruldu. Fakat bu gemiler- den ancak iki tanesi yüzdürülebil « di. Halbuki ayni yolu tutan Papa a- miralının gemilerine bir şey olma -| dı. Lâkin onların başına başka bir felâket gelmişti: Sicilyadaki kral vekili Marki dö Pesser ansızın öldü. Papa amiralı bu ölümün yasımı da- ha büyük ölçüde göstermek için ge- tün ihtişam ve heybetile her şeyden lönce göze çarpıyordu. Deniz o kadar durgundu ki iki kı-| yının yeşil ağaçlıkları, kayaları, te- peleri ve buralardâki beyaz evler suya aksediyordu. Bütün kıydar, pen-! cereler, kapılar ve hattâ damlar halk ile dolmuştu. Şehirdeki ve civar köylerdeki bütün kiliseler hep bir - den çanlarımı çalıyorlardı. Sarayın, tersanenin, beyaz mer - merden yapılmış olan büyük tiyat- ro binasnın önü geçit resmine ha - |ıırlıım| gibi duran İspanyol as - kerlerile dolmuştu. Papa amiralının verdiği bir işa- Tet üzerine iki cenah birden yürü - iyüşlerini pek ağırlaştırdılar. Böyle- likle Don Janın en başta olduğu İs- panyol donanması onlardan önce hut ta çok az bir zamandı... Göz açıp ka-|rüşemiyeceğim, lütfen siz gidin de ak- payıncıya kadar gelip geçti şama mı olur, yarın sabaha mi, kızın Ne yazık!! amcasını gönderin buraya, ben onun- Kemal, la görüşeyim! Sen ilk mefesini sahnede almıştın, son| — Lâkin bu size çok pahalıya otu- nefesini sahnede verdin; ilk nefes aldı -İrur sonral.. gn günz — Küçük Kemal doğdu.. Demişlerdi. Son bütün bir aat var - lığile sahnemizde yaşarken: — Küçük Kemal yaşıyor. Diyorlardı. Ve ölüm denen önüne ge- gihnez kuvvet, seni aldığı zaman da: Küçük Kemal öldü. Dediler. İşte bu son söze isyan ettim. — Küçük Kemal de kim? Dedim: — Ben tiyatrada bir tek Kemal hiliyo - vum, büyük sanatkâr Kemal, o mu öldü? Kemal, Sen günden güne zayiflıyor. günden gü ne wücuttan düşüyordun.. Bunu biliyor - duk. Gene biliyorduk ki günden güne sa- hemşireceğim, kısmetimizde nc varsa yim, kendisile orada görüşeyim! yada evimize kabul edemeyiz! — Şu halde her me kadar kendileri- ni tanımıyorsam da eğer hanım kızı- amizın amca beyi benden büyükse el- lerinden, küçükse gözlerinden öperim, lütfan akşama buraya teşrif — etsinler de onunla görüşelim! | |limana giriyordu. Bu sırada selâm resmini yapmak üzere gemilerin bütün bataryaları ve tüfekler barutla doldurulmuş 'bu-| lunuyordu. Limanın ağzına geldikleri zaman | Don Janın gemisinin en uzun dire- ginin en yüksek noktasına bir zabit | tırmandı. Elindeki Sent Barb (l)l bayrağını başının üstüne kaldırdı. | O anda bütün topçular toplarının fitillerini ateşlemek üzere hazırlan- | Aılar. Biraz sonra zabit başmın üstüne doğru kaldırdığı bayrağı birdenbi- Papa, bu mukaddes ittifaka mah- |ve aşağı indirdi. O anda Don Janım sus olmak üzere büyük bir bayrak kocaman gemisindeki bütün toplar| yaptırmıştı. Bunun üstünde çarmıha hep birden ateşlenmiş bulunuyordu. gerilmiş olan Hazreti İsanın resmi Başkumandan gemisinin büyük top- vardı. Onu Romadaki Sen Piyer ki- Tarı büyük bir gürültü ile patlıya - lisesinde büyük merasimle ve uzun rak etrafı beyaz dumanlara boğdu. dualarla ve kendi elile takdis et - ( Arkası var ) mişti. (1) Topçularla tulurmbacıların piri va-! Napolideki kral vekili kardinal yılan bir bâkiredir. İzmitliddir. Milâdım 286- Granvel bu bayrağı büyük mera - 310 yıllan arasında Roma İmparatoru 16- simle hıristiyan başkumandanına Tan Maksimyen zamanında hıristiyanlık düş- Siliin eti |manları lııııfuıdın öldürülmüştür. | B z ila ağumacin Tüobececae İdi: |e v n aaiya t gl zırdı. Fakat beş gün süren bir fırtı-| v na onları Timanda demirli kalmıya “mecbur etti. milerini karaya boyadı İki filo da eksiklerini tamamlıya- rak ve yas tutarak Mesinaya dön - dü. Bu sırada Napolide büyük bir bayram manzarası vardı. Çünkü Don Jan ağustosun dokuzunda bu li- mana girmiş, büyük ve parlak bir merasimle karşılanmıştı. Bütün şe- hir donanmış ve halk deniz kıyısına dolmuştu. Uzak — şehirlerden bile Türkler üzerine gidecek olan tari- hin en büyük hıristiyan donanma - sının genç başkumandanını görmek için gelenler pek çoktu. * * oi #ğ — Düşman Safları Arasında... leden sonra Don Janın donanması Mesinadan göründü. Limanda bir kaynaşma ve sevinç dalgalandı. — Geliyor!.. Baş kumandan ge - Hiyor!.. Kumandalar, bağırmalar ve dü - dük sesleri duyulda. Venedik ve Papa amiralları donanmalarına de- mir aldırıyorloardı. Biraz sonra her iki donanma Mesina limanından çı- karak büyük bir heyecan ve sevinç- le Don Janı karşılamağa gidiyor - du. Ölümünü teessürle haber verdi - Her iki taraf karşılaştığı zaman | Bimiz kıymetli gazeteci Sadettinin ve- Don Jan Papa amiralına şu ku - Pazesi dün kendisini #saevenlorin göz|Sadettinin istirahati rubu için temen - mnilerde bulunulduktan #onra dönül - amüştür. mandayı verdi: 'yaşları arasında ebedi metfenine tevdi ğ ini .a. İedilmiştir. Sağıma geçiniz ve borda miza- İ P * u alınız!.. Cenaze merasimi Teşvikiye camün- Venedik amiralının da sola geç.- de başlamış. cenazeye Viştbmat Caral - mesini ve ayni şekli almasını em- retti. Şimdi donanma üç stra üzerinde Mesina limanına giriyordu. Yüksek — direklerin tepelerinde bulunmuşlardır. sancaklar ve filâmalar dalgalanı - Sadettin dün defnedildi nat kislerin kuvvetleniyor, günden — güne bir kat daha yükseliyordun. Hasta idin Kemal, belki ayakta dura - cak mecalin yoktu. Fakat sdhnede Guru - yordum, seni yikan ölüm, eğer sahnede ya. mna gölmiş olsaydı. buna ümunınm, seni yıkmak değil, sına dokunamazdı bile. Hayatın değil sahnenin malıydın; ha yattan alacak olan bir türlü sahneden ala- mıyordu seni. Kemal, Duyuyor musun? Halkevlerinde — piyes temsil edenler senin dilinle konuşuyorlar.. Görüyor musun? Kaç sahnede kaç kişi se-| nün jestlerini taklit ediyorlar. Seni ölâük - ten sonra da yaşatmak istiyor onlar. Çün kü ordları sahnede sen yaşatmıştın. Kemal, İçimde amı war.. Yıkılan sanat abidesi önünde göz yaşlarımı tutamıyorum. Sah- memiz için, sahneyi sevenlerimiz için ağlı- | yorum. Sana «enin için ağlıyorum Ke - mal! İsmet Hulüsi Divanyolunda Yir hırsızlık Divanyolunda Firuzağa mahallesin- de Cebeci sokağında 15 numuaralı ev - de oturan mmuzllim mütekaidi Reşidin' evine dün hırsız girmiüş, bir miktar mü- cevherat çalarak Tkaçmıştır. FHlırsızın hküviyeti henüz anlaşılamamıştır. 1 bilte takip edilmiş, devamlı we şiddet- Ti bir yağımur altında cenaze defnedilip Sadettinin 2ilesi teşekkür ediyor yeti ile İnhisarlar idanesi tarafından| Dermansız bir hastalığın zalim pen- üç çelenk gönderilmiş, Matbuat Cemi -İçesinden kartulamıyarak bile bile ölü- yeti reisile İnhisarlar Umum müdürü | mün kucağına düşen zevcim Sadettinin |ve Sadettinin gazeteci arkadaşlarile in-|cenazesine gelmek ve bizleri teselli ct- İhisarlardaki arkadaşları cenazede hazırİmek zahmetinde - bulunan- -Matbuat Cemiyeti Reisi ve Giresan meb'usu Cenaze namazı kılındıktan sonra ta-| Hakki Tarik Us ile İnhisarlar Umumit yor, gemilerin bordalarına dizilmiş! hut taşlığa kadar omuzlarda taşımarak | Müdürü Mithata ve kocamın eski ve olan ııl:ı_rlu renk renk Üniforma- götürülmüş, bundan sonra otomobile lar ve güneşin ışıklarında parlıyan zırhlarile etrafa heybet saçıyorlar - dı. Başkumandanın büyük galisi bü- tanına nakledilmiştir. Cenaze otomobili 20 kadar otomo -| yeni meslek arkadaşlarına açık teşek- Merhumun zevcesi; “—Nazan Sudettin Kadın biddetle kalktı: — Demek, dedi, siz Nuh deyip Pay- gamber demiyenlerdensiniz. Ben şim- | di gider, o kahveci olacak herifi de bu- harum'! Sokak kapısına doğ,ru yürürken Fatma tekrar önüne geçti: — Hanım, dedi, yapmayın, öfke ile kalkan ziyanla oturur. Sonra çok, am- ma pek çok pişman olacaksınız. Hele zavallı fakir kahvecinin bu üşte zerre Kakklabubari yakiı — Demek, kızlarımızı oraya bir ta- İkım düzenlerle siz düşürdünüz! — Böyle değil amma, haydi böyle olsun, kabahat kusur, günah hep bi - ziml!. Ne söyliyecekseniz bize söyle- yün, ne yapmak istiyorsanız bize ya - pm; elin bigiümnah, fakir kahvecisine gidip sataşırsanız buna ne kul razı o- lur, ne de Allah! — Anlaşıldı, anlaşıldı, dedi. Artık siz hhesabınızı kızın amcasile görürsü - | jnüzl — Başüstüne efendim, hesabımızı onunla görürüz; eğer amca bey ak - şama buraya teşrif buyururlarsa bizi ihya ederler! Medihanın anası çat? diye kapıyı çe- kince Hasan odadan fırladı: — Ah ihamm teyzeciğim, bakın şu Allahın işinel Benim — yüzümden Neler geldi sizin başmıza! —Aldırma sen... Keyfine bak, biz İböyle ne vartalar atlatmışız... Tevek- keli dememirler: İyilikten kemlik hâasıl olur! diye... dHdele dur bakalım, sen üzülme, gu amca beyi de bir görelim, ne mene şeymiş? Erkek olduğu için her halde daha iyi eöz anlar. Sen biliyor musun? Madit ll eeti — Son buluştuğumuz gün bana amcasından biraz bahsetmişti. Bun -| dan yedi, sekiz sene önce babası öl -| düğündenberi, kendilerini ne umcaları bakıyormuş... Adam galiba sarayların birinde tüfekçi imiş... Flem de olduk- ça zenginmiş... Ayda Nledihalara en beş lira para veriyormuş... Fakat Me- | dihanın babası öldükten sotrra, annesi || biraz sinirlemmiş, 'biraz geçimsiz bir|| hale gelmiş olduğu için herkesle otu- : ramıyor, ondan dolayı amcası ve yen- gesinden ayrı olarak Beşiktaşta otumu- yorlar, ara sıra da buraya misafir geli- yorlarmış... Fatma, Hasanı Biraz daha teselli et- tikten sonra: — Artık, dedi, sen yarın yine bir ae || ralık bize uğra da sana neticeyi bildi- relim! Hasan çok fena bir yese kapılmış- tı. Fatma tekrarladı: — Hiç üzülme, meraklanma, sana demin ben ne dedim: «İki gönül bir olunca ayıramaz pa- ra, biraz hava al! Biz bu akşam ne yapar yapar, Am- — Ne yapalım, başa gelen çekilir |du. Mahallenin bostana karşı olan kaşığımızda © çıkar! Hem isterseniz kadar açıktı. kızın amcası evde iken ben size gele- Hava inbat olduğu için, bu — Allah etmesin, biz kır kahvele- dışarıya ağ tinde karı koca, damat gelin çilingir ........:;m;.'nî' ".’.';İ—.Z"ŞİŞ"M sofrası kurup âlemin genç evlâtlarını | fir fırın havası siniyordu. Evlerin br sofralarına alarak onların yüzlerini, i i tıkırdıları gözlerini açmıya çalışan insanları dün- :ı:::&ü:.'::ı:ı *r&iııi_ “kağa içki kokuları sızıyordu. ma beyi işin hakikatine inandırır; *?| xmdnıanıhayıılıhıvıdiıkrnrîfu ** Akşamla yatsı arası... Aygır Fak maların iki dağ arasına sıkışmı$ş ’ igebiş bit hindeğe beztiyen eli rinde yaz gecelerine mahsus lfi hayvanlı tam bir curcunadır "!"; tün evlerinin kapıları hemen ardlı!” Da kadar açık kapıhı evletin içlerimili kvrk * ikadar benziyordu. Alt ve üst katlardaki karanlık t buka sesleri geliyondu. Alt ve üst Tardaki bazı karanlık odalana pendfi önlerine, evlerin evin ön ınrılı"_' rastlıyan önleri tahfa parmaklıklı; V lleri bol çiçekli bazı bahçelerden de *” Mahalleyi en geç, en son — dolatf” genç yoğurtçu karakaş Sıtkı içleri! de içki kokusu sızan bu pencereterik 'bahçelerin önünde duruyor; OM ki içenlerle biraz şakalaşıyor; oralar * dan uzatılan tabaklara ellişer, yüzer ihem yoğurt koyuyor ve bazen T ciların kendisine ikram ettikleri teki! — Muhabbete! Deyip ayakta yuvarladıktan sonff bir iki dakika kadar orada burnile Z87 ma taklidi yaparak çifte telli çah Evlerin karşısındaki bostanda İf? we su kurbağaları yarışa gkmıdıw bu ağır, inbat havayı seslerile didîh_ö dik ediyorlar; yüzlerce ağustos ği hiç durmadan tek nota üzerinde ranlığı çınlatıyorlardı. ve soktl Aygır Fatmaların kapıları üstündeki üst kat odanın penceselil İsamamile açıktı. Ali bey baba Hit penceresinin önünde yeni demlerimi? ge başlamıştı. Fatma mutfakta koct na patlican kızartıyor; kızı ev ıın) tarnter döğüyordu. Damatları Ahmd 'henüz gelmemişti. Karısı kocasına gö (düzden meseleyi anlatmış olduğu g şam anzorotunu ağır ağır içiyor. ki kızın amcası gelecek olursa ant“*. pek olgun ve dolgun bir kafa ile &Ö rüşmeği mygun bulmuyordu. ( Arkası var) | konulmuş, Kuruçeşmedeki aile kabris-|kürlerimi bildirmeği bir borç sayarım. | dişah!» Haydi, bak keyfine, çık kırla- || Muvakkat sağırlıklarıN Tedavisi | Alımış yaşında kir köylü, iki senef” yakın bir zamandanberi yavaş yavti kulaklasının ağır işitmeğe başladığıf we uğuldadığını, arada sırada baş dÖf mesinden rahatsızlık çektiğini Yaşının biraz ilerlemiş olmasına rak men kalp ve ciğerleri sağlam olan ” tada yeni başlıyan bir tasallübti ve 10-17 tamüyon mevcuttu. Kulak muayenesinde: Her iki tarafiff ida külek yağlarının — toplanmasındı” ileri gelen acet tikaçlar görülüyord” İli gün ve gece müvellidülhumuzalı #f ; ve gliserinle bu tikaçları - yumusahü, dım. Ve onluk lâstik şırınga ile * sa ile bir mikter müvellidülumuzü su karıştırarak kulük içlerini yıkmdıfi Tıkaçlar çıktı. Hastanın kulakları -o:: di we sağızlık ta ortadan kalkınış duü. v (*) Bu matları kesip .ııı.y.ııı.j; hut bir albüme yapıştırıp kolleksiy” yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu bir doktor gibi imdadınıza yetitebili