10 Sayfa Bu çocuk hangi ananın? Dün, ikinci sulh ceza mahkemesin- de «iki analı çocuk» davasına bakıl - dı. Bu münasebetle; vaktiyle olanca tafsilâtiyle yazdığımız bu eski davayı kısaca hülâsa edelim: Fatma İlhan adında bir kadın müd- deiumumiliğe müracaat etmiş ve Ali adında bir mahallebici aleyhine bir dava açmıştı. Fatma İlhan istidasında, Ali adında bir mahallebicinin çocuğu- na sahip çıktığımı iddia ediyor, Alinin tecziyesini, ve çocuğunun kendisine iadesini istiyordu. Fakat maznun mahallebici Ali de; Fatma İlhanın bu iddiasını «iftira» te- lâkki ediyordu. ... Dün, ikinci sulh ceza mahkemesi, fa- kir çocuklara yıldan yıla esvap dağı » tan hayır evlerinin kapılarını tenha bırakacak kadar kalabalıktı. — Ben aç oturur, şik gezerim! di - yen mahallebici Ali lâcivert paltosu, Tâcivert esvabı, lâcivert bastonu, lâci- vert pabuçları, lâcivert gömeleği, lâ- Givert çopkasiyle Asorti bir kont ede- Bi takınmış, bir aşağı, bir yukarı gezi- niyordu. Zevcesi Nezahet te sakindi. Fakat davacı Fatma İlhan, heyeca- nını değil, göz yaşlarını bile saklaya- miyor: diyordu, çocuğum elden giderse ölürüm, Saat tam on bire çeyrek kala, evve- lâ mahallebici Ali, sonra raüddei Fat- ma İlhan, ve nihayet müddei Fatma İlhanın avukatı Bay Danryal Şemsi yerlerine geçtiler. Müddeiye fisebilillâh wekâlet eden avukat Danyal Şemsi, davayı kazanacağına kani görünüyor- du. Onlar yerlerine geçer geçmez ilk harekete geçen bizim fotografçılar ol Hu. Fakat İıil"m Bay Selâhattin onla- ya: — Evvelâ, dedi, bir kere sorsanız. Belki resimlerinin alınmasını iste - mezler. İ Mahallebici Ali, bu haklı ihtarı ga- nimet bilmişti: — İstemiyorum! diye bağırdı, iste- miyorum. Rezil olduk elâlemel Ve fotografçıların çıktığını, fakat benim oturduğumu görünce hâkime döndü: — Ya bu? dedi. Bu oturacak mı? İkinci sulh ceza reisi cevap verdi: — Mahkeme serbesttir. Herkes gi- bi gazeteci de dinleyebilir tabii. Ve evvelâ, Tıbbıadliden gelen ra- por okundu: Fatma İlhanın, Nezahetin, mahalle- bici Alinin, ve küçük Nerminin kanları muayene olunmuş; Alinin, Nezahe - tin, Nerminin kanları (A) grupuna mensupmüş. Fatma İlhanın kanı ise (B) grupuna dahilmiş. Bu itibarla, fen, çocuğun mahalle - biciye aidiyetini iddia edebilirmiş. Bu iddia, Aliyi bittabi hayli Fakat müddei Fatma İlhanın avukatı: — Efendim.... dedi, Bizim hakkımız sarihtir. Ve elimizdeki deliller, bu sa- rih hakkın isbatına kâlidir. Nitekirp bu kan muayenesini de biz istemiştik. Maksadımız, beslediğimiz ve uyandır- dığımız bir kanaati takviye edebilmek- * ti. Fakat evvelâ, Tıbbiadlinin - iki ra- poru arasında mübayenet vardır. Sonra, kadınlardan — birinin adı DA AA pıwıîâm sevindirdi. | Fatma İlhan ve avukatı Mahkemeden çıkarlarken «Fatma Nezahet» ötekinin de «Fat - ma İlhan» dır. Bu isim benzerliği, ora- daki hasta bakıcıları pekâlâ yanıltmış olabilir, Daha sonra, Fatma İlhanın: — Çocuğumun babasıdır! dediği Saraç Mehmedin kanını da muayene etmek lâzımdır! Eğer muayenelerin bu şeraite riaye- ten tekrarı da aleyhimize netice ve - rirse, fennin kat'i olmayan diline gü - venmekten vaz geçmek, ve zaten kâ- fi derecede kuvvetli bulunan diğer delillerimizle iktifa etmek mecburi - yetindeyiz! Bu vaziyet karşısında hâkim: — © halde, dedi, 182 inci maddenin 2 nci fıkrası, bizi, salâhiyetimiz hari- |Jsine çıkan bu davaya — bakmaktan |meneder, Bu itibarla, davanızı asliye ceza mahkemesine havale etmek mec- buriyetindeyim! Karar budur. Mahkemeden çıkarken avukatiyle konuşan Fatma İlhanı da dinledim. O verilen — kararın iyi — anlayamadığı mahiyetini öğrenince, vekilinin elleri- ne şarılmış: — En yakın günde... En yakın gün- de istida verelim! diye yalvarıyor; ü- mitle karışık bir istırapla ağlıyordu. Selim TEVFİK Bisikletçilere Mühim müjde: Muhtelif tertibatlı 3 vitesli veya vitessiz NSU markalı 500 kadar bi- siklet gelmiştir. Lüks tertibatlı ol- makla beraber fiyallar rekabet ka- bul etmiyecek derecededir. Bisiklet ihtiyacınızı lemin etmeden evvel bir kere do katalog ve fiyatlarımızı her halde isteyiniz. Yanılmazsınız. Arzu edildiği takdinde nümüune bi- sikleti emrinize verilir. NSU Bisikletleri satış yeri : İstonbul - Taksim - Cumhuriyet meydanı 14 Cild Meraklılarına SON POSTA “Fransa, Milletler emiyetini Yıkıyor!,, (Baş tarafı I inci sayfamızda) rette hazır olduğumuzu bildirmeliyiz. Fransaya, Habeşistana karşı müte. arşızın taarruzunu akim bırakmak için icap eden harekette bulunduğu tak - dirde bu süretle hareket edeceğimizi bildirmeliyiz. Eğer Fransa, Habeşis - tanın feda edilmesi lâzım geleceği hak- kındaki fikri müdafaa ederse, o za- man İngilterenin Milletler Cemiyeti « ni terkedeceğini haber vermesi icap &- der.» İşçi meb'usu Artur Henderson, Ro- madaki elçilerin geri çağırılması ve İ- talyaya yapılacak bütün ihracat üzeri- ne tam ambargo konulmasını teklif et- miştir. Muhafazakâr meb'us Vivian Adam, Milletler Cemiyeti İtalyaya barbar ta- arruzunun mükâfatını elde etmek im- kânını verdikleri takdirde, bunun tam mânasiyle delilik olacağını söylemiş ve demiştir ki: «Bütün bu arada, medeniyet için teh- like merkezi olan Almanyanın Nazi hükümeti, bekliyor, takip ediyor ve harekete geçiyor.» İngiltere her kararı tatbike hazır Londra, 22 (A.A.) — Dış bakanlığı müsteşarı Lord Kranburn, Habeş mese- lesi hakkında meb'uslara verdiği yapta şunları 'da söylemiştir: Hükümet Cenevredeki beyanatın - da musırdır. Durum değişmemiştir. İ- talya Milletler Cemiyeti paktını ihlâle devam etmektedir. Milletler Cemiye - ti gayretinden vaz geçmemelidir. İn - giliz hükümeti, Cenevrede kararlaştı- rilacak ekonomik ve finansal bütün zecri tedbirleri ittihaza hazırdır. Sovyet gazetelerinin iyatı Moskova, 22 (A.A.) — Jurmmal dö Moskoy gazetesi, «Cenevrede, kararaız- Tıkları başlığı altında neşrettiği başmaka- lesinde diyor ki: Cenevre yeniden hâd bir buhran devre- Si geçiriyor. Milletler Cemiyeti azasından diğer bir azaya taarruzu uşikârdır. Buna bazı devletler, mütecarrızla anlaş- maya çalışıyorlar ve hattâ bu mütearrız- lara Avrupada barışın müdafaası vazife- sini vermek istiyorlar. Böyle — bir siyasa, tabil olarak, gimdiki ve gelecek mütcarrız- ların iştihalarını ve yeni bir dünya harbi ile bitecek olan yeni taarruz hareketlerini celbetmektedir. Buna son verilmezse Cenevre bu - gün İtalyan - Habeş harbine nihayet vermek için yapılan az şerefli teşeb - büslerde gördüğümüz «yerinde say - ma» vaziyetine yeniden şahit olacak- tır. Almanlar «Fransa Milletler Cemiye- tini istismar ediyor» diyorlar Berlin, 22 (A.A.) — Korrespon - dans Diplomatiko Politik — gazetesi, pözartesi günü Cenevrede yapılan müzakereler hakkında tefsiratta bulu- narak diyor ki: a Fransız delegesi, Milletler Cemiye- tinin hakiki bir hukuk mücssesesi ol- mak - itibariyle vazifesini nasıl ifa ede- bileceği meselesinden ziyade bu cemi- yetin Mmuayyen siyasal maksatların ce- birinin VYENÜS PUDRASI: Terkıb ve husust evsalı itibarile dünyanın en mükem- mel bir pudr sıdır. Cildde uzun müd- det sabit kalır. Teni mat tular ve gü l slerir. Bu sayededir ki eldllerla şık vekibar familyalar Venüis pudrasını memnuni- yet ve hayretle kullanırlar. Her tene uygun son moda rotikleri vardır. Meş- hur tuhafiyecilerde satılır. Evliya Zade Nureddin Eren eczayi kimyeviye, alât ve ıtriyat deposu, İstanbul. başarılması için ne suretle istismar e- dileceği meselesiyle meşgul - olmuş - tur. «Avrupa üzerine çöken tehlikelerin önüne geçmek için Habeş barışına ihti- yacımız vardır.» İşte Pol Bonkurun delili: Kollekti - vizmin Fransa için bir tek mânası var- dır: Kuvvetlerin — Fransa - idaresinde toplanması! Fransız delegesinin Ce - nevrede açıkça söylediği ve Mil - letler Cemiyeti otoritesini bağlamak is- tediği parola işte budur. Amerikalıların fikri Vaşington 22 (Hususi) — Millet- ler Cemiyetinin son içtimaında Fran - sanın vaziyetini tahlil eden Vaşington Post gazetesi «Fransa yalnız entrika çevirmiş ve Milletler - Cemiyetine en ağıt darbeyi indirmiştir.» diyor. İtalya Fransaya yüz vermiyormuş! Paris, 22 (A.A.) — Ekselsiyor ga- Lana yarımn modern HASAN Lavantala YI Bugüne kadar çıkan parfömler: Leylâk - Yasemin Divinya - Ret* dor - Nergis - Menekşe - Bin Çi | çek - Beş çiçek - Şipr - Gül Yeni çıkacak parfömler: Krepdöşin - Suvar dö Pa- ri - Origan - Kır çiçeği * Şanel - Forvil - Zambak- Lâle, 25 - 50 - 60 - 75 - 100 kuruşa inultelif böyda HASAN DEPOSU İstanbul - Ankara - Beyoğlu Notamıza iki devlet daha cevap verdi (Baş toralı 1 inci sayfemizde) Sofya, 32 (Hususi) — Bükreşte çıkan Diminâtsa — gazetesi - Boğazlaf hakkında diyor ki; «Bugün vaziyet başkadır. Türkiye ile dostuz. Arkamızda kalan Rusyâ — da dostumuzdur. Aktedilen misaklar sayesinde emin bir vaziyette bulunmaktayız. Türk- | ye isteğine nail olacaktır. Romanya Türkiyeye müzaheret edecektir.» Habeşler iki cephede de İtalyanları — , püskürttüler (Baş tarafı 1 inci sayfamızda) gelen haberlere göre Habeşliler cenupta| İtalyanların çok uzamış olan |Sasabaneh ve Bagapura karşı vukubülan | muvasala hatlarını kesmeğe teşebbile edü” |İtalyan hücumlarını püskürtmeğe muvı!-’hlnlıı Yalrız mescle bu kuvvetler Üt fak olmuşlardır. imparator arasında devamlı bir muhabett İtalyan Tebliği irtibatı tesis etmektedir. Bu yazımızı Roma, 22 (A.A.) — Mareşal Badog- | receğimiz sırada gelen bir haber Adisabi' Ho 192 mumaralı resmi tebliğinde, Sorna- | ba ile Dessie arasında şiddetli bir mubi” K cephesindeki İtalyan kat'alarının, mer- | rebenin başladığını bildirmiştir, Bu muhü' kezlerinden 150 kilometre - ilerlediklerini rebenin tahmin ettiğimiz şekildeki bir H4" ve Duküum - Dakata vadisini işgal ettikle-| beş baskıni ile başlamış olması rini bildirmektedir. dir. Gelecek tamamlayıcı haberler bu &” irimizi heti aydınlatacaklardır. İtalyanların uzut Askeri mıı:ııırırırımızıı Beiz ar n B mütaleaları henüz hiç bir'mükim müvattakiyör hati Dün gece gelen haberler İtalyanların mamadıkları anlaşılmaktadır. - şimal cephesindeki sür'atli hareketlerinin C. D. İyavaşladığını ve hattâ durakladığını gös- termektedirler. 21 nisanda kıt'alarını Adi- labeye sokamayan Mereşil — (Badoe| DAyram yapmıyan çocuklar Ho) nun şimdi biraz da askeri mülâhaza- (Baş tarafı I inci sayfamızda) Jara tabi olarak hareket etmek Nüzumuna| Küçük yok. Mezarci büyük fırtınada deV” kail olmuş bulunması beklenebilir. Dün| rilen kütükleri kestiriyor. Birinin ucuna © turdum. Yarım saat sönra, saçları, rüzgüf” dan yanmış yüzüne dökülmüş, — ayaklari gece Asmaradan gelen bir telgraf «İtal- iyanların son hedeflerine nisan sonunda ve çıplak elinde çalılarla küçük Seher — get di; sağ bacağı kanayordu. iya mayıs başında varacaklarını ümit et- tiklerinin bildiriyor ki bu haber de yukanı: ki mülâhbazümiza delil teşkil edebilir. 21 ç Nn AARIRaR Saak aa lzsek BRR LA D e İ ivveli ubündü #önrkl — Çalı koparıken kanedi dedi, —— Sen nerdeydin?, ilân eden İtalyanların “ bu maksadlarına erişemdmeleri mayıs baştada hedeflerine ulaşacakları haklamdaki ümitlerinin — de boşa çıkması ihtimalini kuvvetlendirmek. | — Boynunu büktü: tedir. Nitekim evvelce — (Adisababa) yı| —— Ölü bekliyordum. terkeden halkın şimdi tekrar şehre avdet| ——— Niçin), etmekte oldukları hakkındaki haber de, ük bü "e e" bu bakımdan, dikkate değer. DA BE M ddti seren Şimaldeki İtalyan cephesinin — yalnız| "P'" yüzüne bakarak cevap verdi: — Para verecekler de biz ekmek alı” cağız, değil mi anne?. Muazzez FAİK Japonyanın Mogol siyaseti akamete uğramış Londra, 22 (A.A.) — Times gazete” #i, başmakalesinde, şimali — Hsingan'di yüksek mevki sahibi dört devlet memurt- nun idamu hâdisesinden bahsederek, J4" ponyanın Mogol siyasetinin akâmete w* radığını söylemektedir. Bahşayiş köyü Çatalca kazasının Büyük Çekmect nahiyesine bağlı (Bahşayiş) köyünüf merkez kısmının, imparator yolu boyun- ca, cenuba doğru ve bir dil gibi uzanmış olmaşına mukabil bu cephenin sağ ve sol cenahları 100 kilometre kadar şimaldedir- ler, Binaenaleyh Adisababa - Dessie yo lunun garbındaki mıntakaya çekilmiş bu- lunan Habeş kuüvvetleri bu dili yan taraf- tan kesip tamamen koparamasalar — bile onu baylice hirpalayabilir. Bu vaziyet, İ talyanlar - için, bundanşa iki ay — evvelki Makalle ve Tembien mıntakasındaki va- ziyetten daha çok tehlikelidir. Daha o zaman yalnız Ras Kasan, Sey- yum ve İmru kuvvetlerinin bile İtalyanları hayli müşkül vaziyetlere soktuklarını ha- tırlamaktayız. Bugün ise İtalyan kuvvetle- rinin daha geniş bir cepheye dağılmış ol- malarına mukabil bu Ras'ların kuvvelteri de imparatorun kuvvetlerine kısmen ves ya tamamen iltihak etmiş veya etmek ü-|bu nahiyeden alınarak kaza zere bulunmuştur. 150 - 200 bin mevcu- |ne bağlanması Dahiliye Vekâletinc? dunda tahmin olunan bu kuvvetler biri. | tensip edilmsitir , Flanden ve Pol| tadır. Keza İtalya, Tuna ve Ren havzalar! hakkında da bif zetesine göre, Saro, Bonkur, dünkü görüşmeleri esnasında bilhassa İtalya nezdinde barıştırmaya İhakkındaki siyasası matuf olarak yapılan gayretlerin deva-| malümat vermemiştir. mi meselesile maşgul olmuşlardır. İtalya Londradaki son Lokarm? Fransız delegelerinin, uzlaştırıcı ma-|devletleri konferansındanberi - hiç bir hiyetteki gayretine rağmen, İtalyanın |tavzihatta bulunmamıştır. — İngilter? Cenevrede Fransız delegesine İtalyanın |ise, Habeşistanda bir emrivakün oldu” istediği barış şartları hakkında hiç bir |ğu gibi kabul edileceğini şüpheli bu' tebliğatta bulunmadığı sabit olmak -| maktadır. birini takip edecek akın ve — baskınlarli a