20 Nisan 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

20 Nisan 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bu Akşamki Program || Onun için aklıma bir şey geldi. | 'ıı. Ha im.. Yalnız sizden bir şey rica edeceğim. Hareketimi, mümkün ol - duğu kadı _,.,_,mıııı.Vebcibq» içinde, Adnan Beyin odasını ka bir nam altında Antalyaya kadar gön - İstanbula çıkamam. Çünkü, İstan- | polis | f Hf işli ŞE ğ İ İ | ! İ Di tt ç " t İ |tümlite, 21,10: Orkestra, SON POSTA İSTANBUL 17: İnkılâp dersi, Üniversiteden nakil. Esat Bozkurt tarafından; 18: Vokal mu- siki (Plâk); 19: Haberler; 19.15 Muh- telif plâklar; 19.0: Çocuk Esirgeme Kurumu namına konferans; 20 Çilt viyo- lonsel: (Mubittin Sadık ve Mesut Cemil). Piyanoda Laçenaki; 20,30: Stüdyo orkes- traları; 21.30: Son haberler. Saat 22 den sonm Anadolu ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verile- cektir. BERLİN 19: Plâk, 20: Küçü konser, 20,45: Ak« 23: Haberler, 23,30: «Nachtlager von Cranadas — adlı - |Kreutzer'in operası, VARŞOVA 17,15: Piyâno könseri, 18,05 Viyolon- sel müsikisi, 19,35: Lembergten nakil, 20,25: Muhtelif, 21: «Kazanova» adlı Ro. ziki'nin öperası, 24,05: Dans plükları. BUDAPEŞTE 18: Viyolonsel - piyano, 19: Askeri konser, 20,30; Mozart'ın — «Zauberflâter operası, 23,55: Muhtelil, 24,20: Orkes « tra nakli. BÜKREŞ 13,05: Plâk, 13,40; Plâk, 14,30: Plâk, 15: Haberler, 18: Radyo orkestrası, 19,15: Konserin devamı, — 20,20: Plâk, 21,20: (Romanya postası): Askeri konser; Bük- reş. 21,20: Oda musâkisi, 22,05: Şarkılar, 22,45: Viyana rmusikisi, VİYANA 18,30: Plâk, 20: Haberler, 20,30: Sür- priz, 21: Plâk, 21,45: Max Rozer'in esar- lerinden, 22,30: Plük, 23,30: Bando mı- zika, 24,25: Dana 21 Nisan Salı İSTANBUL 17: İnkılâp demi, Üniversiteden nakil. Kemal Tengirşenk tarafından, 18: Dans 19: Haberler, 19,15: Muhtelif plâklar, 19,30: Çocuk esirşeme kurumu namına koönferans, — 20: Halk — müsikisi, 20,30; Stüdyo orkestraları, 21,30: Son ha- berler. Sast 22 den sonra Anadolu ajansının musikisi, gazetelere mahsua havadis servisi verile « cektir. Gemlikte Atatürk Heykeli Gemlik (Özel) — Atatürk heykeli- nin açılış töreni 23 nisanda yapılacak- tır. Heykel parkın içine konulmuştur. Parkın yanındaki binalar yıkılarak park genişletilmekte ve yeni tarhlarla süs - lenmektedir. Kızılay kurumunun koöngresi ya - pılmış, idare heyetine doktor Hikmet, muallim Mustafa, Hayret, B. Nihal, Sâbire, Hüseyin Avni, Sait, Osman Nuri seçilmişlerdir. Gemlikte Tütün Satışları Gemlik (Özel) — Gemlik ve Or- i$..-|hangazi kazaları 935 yılı mahsulü tü - tünlerini iyi bir Fiatla satmışlardır. İn- hisarlar idaresi daha iyi bir fiat ver - deği için tüccar tütün alamamıştır. Görmez tütünler 20-25, diğer cins- ler de 75-00 kuruşa satılacaktır. Yeni i %t l t t i î ' g £ H f £ İ K Hİ ü İ di E t H Eîî Eş * $ İ yıl tütün istihsalinin daha fazla ola - gağı umulmaktadır. —— ——— — — dünya tanız, 16 Vei © Kooll A»C, kimyevi maddeler fabrikaları, Ludwigshaten ııRlılı' ” Dü DK aykusa bi ıupuunnn-—w.l—m_ kederlenir nıîw ıı)duı'ıı!lnıı olmaz. Her muvatlakiyetin h şark dan dinlenmiş bir vücut ve dinlenmiş sinirlerdir. Eger sinirli isenia, Bromural| «knoli- komprimeleri sizi kurtarır. Müsekkindi. ye uykuyu temin eder ve hiç bir zaran yoktur, bülün derde eczaLelerde reçete İle yarılır Yaşını, başını almiş bir adamdı. Fakat şu balolar; barlar, çıplak Kas Balo Dönüşü Yazan: Bürhan Cahit Arkadaşlarından biri: — Dans edelim! dedi. Böyle zincire dınlar devrine gençliğinde erişemedi -| vurulmuş gibi yerimize mıhlanıp kak ğine yanar dururdu. mak ayıp! Eski çapkınlık arkadaşlarile dertle-| - Direktör de bu fikirde idi. şirken içini çeker! — Şu günler bizim gençliğimizde Arkadaşları: — Peki amma tamdık kadın de olsaydı, neler yapmazdık neler. Ka -'yok! dını, kızı perde, kafes arkasından ter- biyeli bir tazı gibi bulup çıkarıncıya kadar ne haller çekerdik. Şimdi Tanrı- nin birbirinden güzel mahlükları gü- vercin kümesi gibi etrafımızda dola - nip durüyorlar, gelgelelim bizde o es- ki takat yok! İğne, iplik inhisarı direktörü Bay Cevdet Kazak, böyle söylemekle be « raber arasıya kaçamak yapıyor, balo, bar, eğlence kaçırmıyordu. Önceleri karısını da götürmek iste - mişti. Fakat gençliğinin en şatafatlı devirlerini kafes arkasında geçiren ka- rısı bu yeni hayata bir türlü ısınama - dığı için balolardan zevk almıyor, dans etmediği için seyirci kalmaktan sıkı - hyordu. İğne iplik inhisarı direktörü her hr- satla kendisine getirilen hayır cemi - yetlerine ait balo davetiyelerini karı - sına götürüyor: — Gel etme, eyleme, şu baloyu ka- çırmıyalım ! Diyordu. Fakat o hoşlanmadığı bu âlemlere kendi gitmediği gibi kocası- nı da göndermek fikrinde değildi. Direktörün işlek zekâsı buna bir ça- re buldü: — Bu yeni hayatta arasıra görün - mek İâzımi. Yoksa adama geri kafalı derler, dünya acayip. Belki bir kulp takarlar, zamana uymak lâzım. Serde direktörlük var, Diye balolara gitmeyi âdeta resmi bir vazife şeklinde gösterdi. O zaman karı koca pazarlığa başla- dılar. Kansı; — Pekâlâ, dedi. Sen git, fakat biraz dur, görünmüş ol. Erkence gel. O buna çoktan razı idi. İlk zamanlar sözünde durdu. Balob oldu mu hazırlanıyor, saat ona doğru gidiyor, on iki olunca da dönüyordu. Ve böylelikle iki taraf ta sözünü yeri- ne getirmiş oluyordu. Dul kızlara koca bulma cemiyeti menfaatine büyük bir balo verildiği akşamdı. İğne iplik inhisan direktörü Bay Cevdet simokinini giydi. Rugan iskar- pinlerini ayağına geçirdi. Otomobil ka- pıda bekliyordu. Karısı her zamanki gibi tenbih etti: — Sakın geç kalma! — Peki! Direktör saat onu çeyrek geçe balo- ya geldiği zaman büyük otelin iki ge- niş salonu cıvil cıvil kadın dolmuştu. Kendi dairesinin iki güzel daktilosu da baloya gelmişlerdi. Direktör bir iki ahbabı ile bir ma - saya oturdu. Şarap içmeğe başladılar. 40 Hamprlmeyi heri Yüp Diye eetf ediyorlardı. ©O şarabın da verdiği neşe ile yerine den kalktı. Arkadaşlarına bir sürpria yapacaktı. İki genç daktilonun çifte kumrular gibi bir köşede oturup kuru kuruya çayı içtiklerini görmüştü. Sokuldu. Onlar patronu karşılarında görünca balo salonunda alduklarını da unuta«, rak ayağa kalktılar. Direktör gülümsedi: — Haydi çocuklar, dans edelim. Biriz yüşkıa, dükü' üyede neyülit — Emredersiniz! dediler. Önce sarığın, mavi gözlüsile dant etti. Genç kız tüy gibi, kuş gibi ne gü zel idare ediyordu. Direktör © kadar keyiflenmişti ki dönüşte onların ma - sasında kaldı. Şarap ısmarladı. İkina ci dansı esmer, badem gözlüsü ile yapr &. Artık keyiflenmişti. Baloların tadındaki sırrı keşfetmişe ti. Mütemadiyen dans etti ve mütemas diyen içti. * Balonun tenbalaştığı bir zamanda iğne iplik inhisarı direktörü — saatinâ bakmağı akledebildi. Ve dehşetle ye « rinden sıçradı. Sabah olmuştu. — Aman çocuklar, dedi, kalkalımr Üçü de çakır keyif bir halde idiler, İki kızın kolunda otomobile atladi, Onları evine bırakmak lâzımdı. Bereket sapa yerlerde oturmuyot lardı. Yol üstünde onları barakıp evliş yolunu tuttuğu zaman güneş adama kıllı yükselmişti. Direktör şimdi evde karısına ne cer vap vereceğini düşünüyordu. O belki de uyanmamıştı bile! Her ibtimele karjı otomobilden viği kağın ağzında indi. Anahtarla kapıyı açtı. Evde çıt yoktu. Yavaş yavaş yukarı çıktı. Yatak o « dasma girdi. Karısı uyuyordu. Bu fırs sattı. Hemen soyunmağa başladı. Si « mokinin ceketini çıkardı. Yeleğini çi« kardı. Boyunbağım çözdü. Fakat tami sıra iskarpinlerini çıkarmağa gelmiş « ti ki karısı uyandı. Kocasını o haldd görünce hemen saate baktı. Kaşları ça« tılmaştı : — Ne, şimdi mi geldin daha? Direktör bir an içinde şeytanın il : ham ettiği bir buluşla çözdüğü iskar « İpininin iplerini tekrar bağlamağa baş ladı: — Ne münasebet, yeni kalktım da « ha, Bugün erken işim var da giyinipi gideceğim. Ve bu selfer gündelik kostümünün yeleğini alıp giyinmeğe başladı. Emirgân Bürhan Cahit TAKVIM

Bu sayıdan diğer sayfalar: