ANYA * Tarihi tefrika ,, No.1 Türk Esirlerini İşkence İle Öldürten Ve- nedik Kumandanlarının Boynu vuruldu Lâla Mustafa Paşa onun sözünü kesti ve yemin ederek: — Rehin almadan gemilerimi gönderemem. Dedi Antuvan Kiriniyi göstererek ilâve etti: — Büu arkadaşınızı bize bırakı - nız. Ona bir fenalık yapacak deği- liz. On dört kadirga ile on dört kap- tan ve bunca askerlerime - karşılık sizden bir tek kumandan istemekle çok bir şey mi istemiş oluyorum? Bragadinonun kızgınlığı son de- receyi bulmuştu. Hâlâ serinkanlı .| lığını bırakmıyan Türk başkumanda dının karşısında ayağını yere vura - vak haykırdı: — Bir kumandanı mı? Köpeğimi bile burada bırakamam. Senin de, adamlarının da huylarını bilmiyor muyum? Senin kafanda fena dü - şünceler var. Hiç birinize inanmıyo- rum. (1) Lâla Mustafa Paşa hâlâ kendi - t'ni tutuyordu. Birdenbire başka bir mevzua geçti: — Mukaveleye göre sağ olarak teslimini kabul- ettiğiniz oli islâm esiri ne oldu? Bragadino fena yakalanmıştı. Yü- zü bembeyaz oldu. Şaşkınlıktan ne cevap vereceğini kestiremiyordu. Baştan savarcasına: — Onların hepsi benim değildi. Her biri bir kumandanın elinde bu- lunuyordu. Öldürmüşler. Dedi. — Senin elinde olanlar nerede? Lâla Mustafa Paşanın yüzü ge - (1) Pol Şak kitabında Brazadinoya u- zun hitabeler irat ettiriyor. Venedik ku - tmandanına söylettirilen bu sözler pek şai- yane ve çok hücum edicidir.. Bununla be- raber şu işaret ettiğimiz cümleleri de aynen yazmakla Venedik kumandanının ne man- tıksiz ve ne manasız bir asabiyete kapıl - dığını kendisi de gösteriyor. Lâla Mustafa Paşanın Venedik kumanda 1 ne bü- yük bir nezaketle kabhul ettiğini de yaz mamasına rağmen Türkleri bir defa daha ahde vefasızlıkla itham ediyor. Halbuki on dört kadirga ve binlerce Türke mukabil bir tok Venedik kumandanını istemek hattâ kâfi olmıyan bir rehindi. Esasen muhazri - rin yaptırdığı muhavere hayalidir. Zira bu sörler çayırda geçiyordu. Orada Vene - diklilerden hiç birisi sağ kalmadığına göre en güvenilen kaynak mecliste bulunan ta - rihçi Âlidir. Nitekim Fransız —muharriri Türk esirlerinin mukaveleye rağınen öldü-| ri: rüldüklerini ve Venedik — kumandaninın küstahça cevabını yazmadan geçiyor. ğünden: ŞT KİMİN, -Jkanmış değillerdi. Venedik donan - . mevu üzerinde bilhassa durerak anlatıyor. K İnhisarla; ; İstanbul î_, | 3 YAZAN: KADIRCAN Kaflı |rildi. Çelik gibi bir sesle san sözünü söyledi: — O halde mukaveleyi önce siz bamyaş- oldünmü. Sonra adamlarına dönerek emret-, Ü — Bunları tutunuz. Cellât nere - de? Cellât hemen geldi. Türk esirlerini bin türlü işkence- | İlerle öldüren, Türklere erkekçe kar- şı gelemeyince bin türlü dalavere - ler yaparak, başkalarını kışkırta -| rak, yaptıkları muahedelerle sanki lay eden Makyavelin çömezleri ce- | zalarını görmeliydiler. Döktükleri| günehsız Türk kanlarını ve verdik- leri sözü bozmalarını, hattâ hayat - ları bile ödiyemezdi. Bragadinodan başka hepsinin bo- yunları hemen vuruldu. Lüzumsuz İsertlik ve gururile arkadaşlarının | kanma giren bu inatçı kumandan | ise Türk esirlerine yaptırdığı işken - jeelere uğradı. Magosa hükümet ko-! |nağının önünde Türk esirlerinin iş- | kencelerle öldürüldüğü direğin di - binde boynu vuruldu. (1) Venedik askerleri de silâhları 'a - hnarak Türk kadirgalarında zin « cirle bağlandılar. Sis ve İçil sancaklarının da ilâ. vesile bir eyalet haline konan Kıb - rısa Sinan Paşa beylerbeyi oldu. İspanya, Venedik ve Papa arasın- daki birlik ve bunların yarattıkları büyük donanma hiç bir şey yapa - mamıştı. & Hele İspanya ile Venedik, artık bir daha birleşemiyecek halde idi- ler. Lâkin bir taraftan Fransadaki protestanların kılıçtan geçirilmesi için genç kral dokuzuncu Şarl ile an- nesi Katrin döâ Mediçiyi kışkırtan Papa beşinci Pi, diğer taraftan Türk- leri her halde mahvetmek için gece gündüz uğraşıyordu. Zaten Türk - |ler de Kıbrısı almakla işin bittiğine | muıbcrnaedeolırııolııııyı-ğ kalamak, tepelemek istiyordu. ( Arkası var ) (1) Garplı tarihçiler Venedik kuman- danının derisine saman — doldurulduğunu yazarlar. Pol Şak ta onun diri diri derisi » nin yüzüldüğünü, saman daldurularak Mus- tafa Paşanın gemisinin grandi direğino asıl- dığını, daha sonra Venedikliletin bu de - arak Romaya götürdüklerini, arada iseye gömdüklerini uzun uzun ve bu bir Başmüdürlü- 1936 senesi Haziranının birinden 937 senesi Mayısının nihayetine ka- dar Kasımpaşa ve Sirkeci tuz anbarlarına gelecek dökme veya çuvallı tahmi. men (2500) ton tuzun sahile yanaşacak mavna ve merakibi bahriyeden il öndermişler - karılıp vezni yaptıktan sonra anbarlarda gösterilecek mahallere nakil ve î ::::"İC' M , DŞ tif veya boşaltılması ve ayni suretle anbarlardan çıkacak tuzların dahi (dök- me ise çuvallanarak) mavna ve sair merakibi bahriyeye tahmil ücreti nak. liyesi 6/Nisan/936 gününden itibaren (20) gün müddetle ve şartnamesin- |tınordu heyeti umumiyesi 12/4/936 pa - de yazılı 4/936 gününe müsadif Pazartesi saat şartlar mucibince açık eksiltmeye konulmuştur. Eksiltme 27/ on üçte Kabataşta İnhisarlar Baş « müdüriyetinde müteşekki! Komisyon müvacehesinde yapılacaktır. Eksiltme- ye girmek isteyenler o güne kadar tatil günlerinden başka her gün çalışma saatlerinde şartnameyi görebilirler . Eksiltmeye girebilmek için muham- men nakliyesinin yüzde yedi buçuğu nisbetinde teminat akçesinin önce - den Beşmi İdaremi: Kasasına yatırmaları gerektir. (1803) üdürlüğünden : iyacı için şartaamesi mucibince muhtelif cins kapsüllerle yağ- h ve keçe tapalar pazarlıkla satım alınacaktır. Vermek isteyenlerin şartna- me ye listeleri almak üzere her gün, pazarlık için de 21/1V/936 salı günü saat 15 de ©p 7,5 güvenme paralariyle birliktte Kabataşta Levazım ve Mü- bayaat di Üa - f Alım komisyonuna müracaatları , «1765» SON POSTA Spor Bugünkü Maçlar 12 takım bugün üç sahada karşılaşıyorlar on altıwcı Taksim, İstanbul Lk şampiyonasının haftası maçları bugün Kadıköy, Şerel stadyomlarında yapılacaktır. Bunlardan ça mühimmi bugün Fener - bahçe ile Vela arasında yapılacak maç - ur. Lik maçlarında ön düzgün ve © nisbet- te canlı aynıyan Vefa, Fenerbahçe için ih- mal edilir bir takım değildir. Diğer taraktan Kadıköy sahasında ya - pılacak Süleymaniye - Eyüb maçı müsavi kuvvette olan iki takım- için oldukça e - hemmiyetlidir. Likteki vaziyetleri üzerine tesiri doku » nacak olan bu oyı iki taraf ta ehemmi -« yet vermek mrcburiyetinde kalacaktır. Birinci likte puvan kaybeden Hilâl ta « kımı bügün Beşiktaşla karşılaşacaktır. Bi. rinci devrade Besiktaşla yaptığı maçta çı- kan bir ihtilâf yüzünden Hilâlliler lk maç- larında Beşiktaşla karşılışmamağa — karar vermislerdir. Bu kararda ısrar edilirse bu- gün bu müsabaka yapılmıyocak demektir. Bundan başka birinci lik takımları için- de oyunları en zorlu olan Beykozla İz -| tanbulspor da bugün Şeref stadında kar - şılaçacaklardır. Sayı Farkları dolayısile birbirlerine çok yakın olan bu takımların aralarındaki mü- sabaka haftanın en iyi oyunlarından — biri sayılır. Taksim stadında karşılaşacak olan Ga- latasaray - Anadolu müsabakası da tabit bir oyunla geçecek maçlardan biridir, Büyük bir enerji ile oynamakia çöhret bulmuş olan Anadolu takımı - karşısında Galatasaray da galebe - için ayni kuvveti sarfetmek 2orundadır. Son haftalarda yaptığı maçları retle takib edilen Güneşin, Topkapı Taksim stadında yapacağı maç ta heya - canlı ayunlardan biri olacaktır. Oldukça düzgün oynıyan Topkapının da iyi bir netice alabilmek için gayret edece- hara « ile ğine şüphe yoktur. Mahkeme Kararile yapılan Kongre Altınordu kulübünün kongresi bugün hâkim huzurunda yapılacak Memleketiri en eski spor kulüblerinden elan Altınardu külübü bir, takım — dabili kanşıklıklar içinde kalmış, bocalayıp du - rurken evvelki gü gazetelere kulüb sek - reterliğinden bir ilân gönderilmişti. Bu i- lânda kulüb kongresinin bu ayın yirmi ah tısında yapılacağı ilân ediliyordu. Dün de gene Altınordu uheyeti umu - miyesinden» başlığı altında bir ilân gön - derildi, bunda da kongrenin bugün yapıla- kik ettik ve öğrendik ki bundan bir müd - det evvel kulüb idare heyeti reisi Salâbad. din istifa etmiş, kulüb azasından İzzet ku> lübün idaresini eline almıştır. Bunun üzerine kulübün eski idare he - yeti azalarile kulüb mensublarından beşte biri Üsküdar hukuk mahkemesine mürnca- at etmişlerdir. Hukuk hükimi de 936-546 numaralı dosya ile bu davayı görmüş ve cuma gönü şu karan vermiştir: «Altınordu kongresi bu ayın 12 nei pa- zar günü saat 14 te ve hâkimin altında yapılacaktır. Muahhar tarihla ya- pılan kongre ilânı ve daveti hükümsüz - dür.» Bunun üzerine de mahkemeye müracaat nezareti Kongreye davet Altnordu heyeti umumiyesinden: Al « zar günü saat 14 te Kadıköy merkezinde pek mühim hayati meseleler için kanun nezaretinde fevkalüde bir içtima akdede - ceğinden behemehal kulüb azasının — işbu kanuni içtimada hazır bulunmaları rica e- dilirken muahhar tarihle yapılan davet - lerin hakikate uygun olmadığı ilâve kahı - maunku (B) takımları maçları Dün Taksim sahasında yapılan maç - larda Topkapı, Güneşe hükmen galib gel- miş, GCalatasaray Anadoluyu beşe karşı 11 sayı ile yenmiştir. Kadıköy sahasında da — Fenerbahçe 3 sayı ile bir sayı yapan Vefayı yenmiştir, Eyüb sıfıra kargı beş zayı ile Süleyma. iyeyi yenmiştir. Son Postanın Tefrikası: Yüzü sapsarı olduğu hakle Salâhat- tine dedi ki: — Ya kız beni seviyorsa... —N ölürsü ölkedü, şündi hiz slde- ma, uzaklardan boş ver; biz plân ku- rup eğer Bahriyi faka bastırır, fiyaka- sını bozarsak o zaman sen yine işine bakarsın... — Olmazsa? — Olmazsa dünyada kız bir tane değil ya, başka birini seversin! Kel Hasandaki kantocu — kızı bir gecenin içinde nasıl sevdin de, iki gün sonra ondan vazgeçip cambaz kıza — tutul- dun. — İyi amma Salâhattin, bu seler ben Zaikayı bir elif miktarı seviyor - sam © beni dört elif miktarı seviyor. — Aldırma, boş ver dedik yal! —Peki, ya şimdi yollarda ben ne- tameli Bahriye rastgelirsem ne yapa- yın? — Ya durup dururken o bana ça« tarsa! ğ — Aşağıdan davran, hepsini inkâr et, hiç bir şeyden haberin yokmuş gibi görün... — Ya bunları dinlemzse! — Artık orası da bahtına! Amma, korkma, o sana kalabalık yerlerde çat- maz. Sen tenha yerlerden - kendini kolla! — Sen bunlar kimden haber aldın! — Onlarin mahallesinde benim ha- lamın küçük oğlu yok mu, işte bBana bunları o haber verdi. İkinci elebaşı Salâhattinin Hasana verdiği bu çok fana müjde ona çok ağır bir teşir yapmış; © canım yazı ve © içinde yuvarlandığı şairane, âşikane bayatı altüst etmişti. Artık ne raman okuyabiliyor, ne şairane yazılar düze- biliyor, ne de"6'Çök veVdiği YürtAY ' kir” larda alabildiğine dolaşabiliyordu! x» Çapraz Salâhattinin verdiği o çok kötü havadis üzerine üç dört gün kar dar pek sıkıntıli, pek üzücü, pek çe kilmez bir hayat geçiren Hasan, artık Zaikaya vermiş olduğu o, upuzun mektubun gelecek cevabinı filân çok- tan untmuş; hattâ yalnız mektubu değil, Zaikanın kendisini bile düşüne- mez bir hale gelmişti. Çünkü Neta - meli Bahriden, Netameli Bahrinin ba- şına toplıyacağı bir alay kopuk mahab le çocuğundan bir araba dayak yemek üzüntüsü Hasanın körpe sinirlerini |cağı bildiriliyordu. Bu gatib vaziyeti tet -İaltüst etmişti. Bu dayak faslının her hangi bir yerde başlıyacak olan feci Övürtüsü kaç gecedir rüyalarında bile onu başka başka gekillerde ve başka başka dekorlar içinde ürkütüyordu. Nihayet kararını verdi: Elebaşı İsma- ilin kendisine verdiği bu fena müjde- nin beşinci günü, bir öğle vakti kalktı, tek başına NetameliBahrilerin mehal- lesine doğru yollandı. Biraz sonra kollarını sallaya salla- ya o mahallenin sınırından daklı. Ço- cukların, hele Bahrinin bulunacağı s0- kak aralarında, duvar diplerinde, boş meydanlarda tek başımna harman çevir- miye başladı. Fakat, aksi gibi bugün ortada ne Bahri, ne de o maballenin başka bir çocuğu vardı. Hasan, bunu neye güvenerek böyle yapıyordu? Di- yeceksiniz. Hiç bir şeyel O, kararını şöyle vermişti: — Hergün böyle sıkıntı, üzüntü, azap, korku içinde yaşamaktansa ne olacaksa bir an önce olsun! Bir araba küfür mü işitecek, bir ara- ba dayak me yiyecek, kafası gözü mü yarılacak, ne olacaksa bir an önce ol- sun da güzelim yazın, güzelim — tatil aylarının geri kalan günleri hiç olmaz- ga üzüntüsüz geçsin | Hasan, aşağı mahalleyi o gün alt üst ettiği halde birkaç küçük çocuk- tan buşka umduğu kimseyi bulama- yınca yine fena hölde sıkıntı ve üzün- tü ile kendi mahallesine dönüyordu. Fakat, tam aşağı mahalle ile kendi ma- hallelerinin arasındaki sınıra yaki ca yanında üç dört arkadaş ile Netif meli Bahriye rastladı. Ooh, işte sanın istediği olmuştu. Şimdi surali sırtına, omuzlarına, karnına yiyı tokatlar, yumruklar, tekmeler ona b İçok sıkıntılı. üzüntülü, günleri sonuna erdirecekti. Netameli Bahri ile arkadaşları ki tahtaperdenin kenarından afili larla Hasanı biraz süzdüler. Sonra İf lerinden biri atıldı: — Bizim mahalle sizi pek kahm! — Yolum düştü de! — Eh, bir gün olur, bizim de mahalleye yolumuz düşer; © çifte kardeş koşarız inşaallah! ( h bür tulumbacı tabiri) - amma, doğrusu ben bif gün buraya sizinle görüşmiye gelmif timl! — Bizimle görüşmiye mi gelmişti Gel öyle ise, şöyle de görüşelim ba kahm! 4 — Ben seninle görüşmiye u Bahri ile görüşmiye gelmiştim! Bahri hemen ok gibi Hasanın nına fırladı: — Ne görüşeceksin benimle? — Azıcık şöyle ilerleyelim de sö leyeyim | Hasaanla Bahri ötekilerde kırk adım açıldılar. Bahri: — Görüş bakalım, ne görüşeceksin! — Senile ne görüşeceğimi sen beti” den iyi biliyorsun, işte ayağma dim, yarım saattir buralarda hep arıyorum; bundan da anla ki benim Vişte zerre kadar günahım yok ve dakikadan itibaren de benim bir d onunla üzaktan selamlaştığımı BÜG duymıyacaksın! Hem ben onunla nin alâkan, yahut onun seninle a İsını bilmiş olsa idim, hiç ona sel verir miydira? Bahri şaşırdı: — Ne söylüyorsun sen be, a yorum! — Canım, şu kız dalgası! — Ne kızı, deniz kızı mı? — Yok peri kızı! Canım - şu bizi: mahalledeki torba sakallı — feylesol ortanca kızı! | ( Arkası var ) — Bir Doktorun Günlük Notlarından Safra taşlarından ; Heri gelen bel ağrıları | Gelen hastam, , İ ? — 37 V/2 derece ateşi vardı. — P 2 — İki senedenberi bel ağrısından 3 — Ağamda acılıktan | 4 — Baş dönmesinden | 5 — Yağlı ve şekerli yemeklere | kargı nefret ve istikrahtan 6 — Yağda kavrulmuş yemek ye diği zaman mide sancılarından şikâ yet ediyor. Ve çok defa öğle yemek lerinde vakitli vekitsiz tuzlu — nohud | findık ve Astıkla gıdasını temine ça * hetığını ve bununla iktifa ederse birağ | rahat ettiğini söylüyordu. İdrarımı ve mevaddı gaitasini mua * | yene etlirdim. K İdrarda ördilir. ve maddai ga * itada da hazmolmamış yağ — hissiyati ve et lifleri görüldü. Gözlerinin beyaz kısmı daimi sar Dili paslı ve iştihası az olan bu hass tamda ağrıların röntgen — muayenesile | de teşhisi yaptım. — , Bunlar safra kanah içinde büyümek” te olan safra taşlarından ileri geliyor- du. Bir müddet (Tuzla) suyuna devan etti, (Bibyl) kullandı. Bir ay zarfın * da yeşil (koljin) taşları düşürdü. Ağ- ndarı kesildi ve çok iyileşti. (*) Bu notları kesip saklayınız, ye* hut bir albüme yapıştırıp kolleksiyot yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar Pazar