10 Sayfa SON POS'I'İ OLUMMANGCAĞSI “Son Posta,, nın Tefrikasıt Yazan : A, R. Bir köle Cemilin fotinlerini cıkarıp ince terlikler geydirmiş, iki köle de koltuguna girerek sedire götürmüşlerdi Diye başlıyarak hıslerını söyliye - cekti... Fakat söyliyemedi. Dudakları, birbirine kenetlendi... Rengârenk dağ- lardan kayan gözleri; karşıdaki evin, üst kat pencerelerinin oymalı kepenk- leri arasından parıldıyan bir çift göze ilişmişti. Bu gözler; bir'ari içtode parildiyan we sönen pırlantalar gibi parlamışlar ve sönüvermişlerdi. Arkasından usul- Tacık-itilen kepenkler, seasizce birleş - bir saniye içinde Cemilin göre - bildiği o hayali gizler Cemilin sözleri bogıınndıı nirken, Seyit İbrahim Efendi, sözlerine devam etmişti: — Göreceksiniz, yaaa?.. Burada, korktuğunuz kadar sıkılmıyacaksınız. Bahusus benim evim de, işte... Birbi- rimize o kadar yakınız ki.. Geceleri uy- kunuz kaçarsa, pencereden pencereye konuşmamız bile mümkün lasıl?... Evi beğendinizse, derhal tuta'ım, Demişti. Cemil, derin derin içini çekmiş; gözlerini bir saniye, o kapalı kepenk- ler üzerinde gezdirmiş; bir tek kelime ile cevap vermişti: — Tutalım. * Seyit İbrahim Efendi, saatine bak- tiz — Eh... Vakit gelmiş. gidelim Cemil Bey, — Nereye?.. — (Kathane) ye. — Kathaneye mi?.. — Evet, — Ne demektir, o0?.. — (Kat) çiğnenen yere, derler. — (Kat) nedir?.. — O000!.. Bunları size anlatmıya kalkarsam, burada vaktimizi boşa ge- çirmiş oluruz. — E, a halde gidelim. Sokaklarda, âdeta bir kaynaşma wardı. O daracık yollarda, acele acele gidenler, âdeta birbirlerine çarpıyor- lardı... Büyük dükkânlar ve mağaza- lar kapanıyordu. Küçük dükkân sa - bipleri, dükkânlarının önüne, kalınca yelken bezinden birer perde germekle iktifa ediyordu. Herkesin elinde, renk renk hasırlardan raw-l sanatkârane ö- —— hesiz bıup kalıncaya kadar dığlııdn do- Taşmıştı. Ondan sonraki günler karısına terbiyeli- €e muamele etti ama içinde bir şeyin kınıl- dığı belliydi. İşsiz kaldığının lk haftaları bile yine neş'eli durmuş, talihin aksiliğine dayanmıştı. Fakat şimdi ahları sslik çal- muyordu. Pazar günleri yemeğe türlü türlü adlar takar, en küçük et parçalarına bile bir ziyafet derdi. Artık bunları bırakmıştı. Aralarında ara sıra kısa, soğuk kavga- lar oluyordu; fakat bunların içinde bir nef- âr infinl bulunduğu belliydi. Glyn'in bu işsizlik aylarında duyup ta gizlemeğe ça- lıştığı istırap artık bir kin halinde patlak verdi. Şimdi Thrush mutfakta her gün ağ- hyor, ne diye kocaya vardığını tencerele- fine soruyordu. Glyn, öteki işsiz amelerle beraber sokak köşelerinde ümitsiz ümitsiz bekliyordu. Bütün hareketlerinden — sinirli olduğu belliydi. 'Thrush, kocasının halindeki değişikliği düşünne düşüne nihayet anladı ki onun kendisine karşı duyduğu infialin — altında daha vahim bir şey gizlidir. Ciyn'in, köpe- ginin ölmesiyle duçar olduğu istirap, güç- Tü, kuvvetli, şerefini bilir bir amelenin işsiz kalınca çektiği istirapların, o sonsuz ye'sini tekrar uyandırmıştı. Öyle ama karısını i hama kalkışması,.. Köpeği Thrush öldürmemişti ama onun Buyurun, kathane evin arkasındaki bahçede, buz gibi gece vakti dolaşmasına ses çıkarmamıştı. Biraz ihmal etmişti doğrusu... Bir şey yapmak lâzımdı. Giyn'i tekrar eanlandırınak lâzımdı. Artık göz yaşı döke t “melsu, tencereleri ile konuşmaktan, kom- rülmüş küçük birer zenbil bulunuyor; bunun içinde yeşil bir demet otun uç- ları görünüyordu. Cemil, bu kaynaşmaya hayret et - — Halktaki bu telâş nedir?. Demişti. Seyit İbrahim, gülerek ce- vap vermişti: — Vakit.. Kat, vakti... Bu vakit gel- di mi, herkes işini gücünü bırakır, kat çiğnemiye gider. — Tuhaf şey... — Niçin tuhaf olsun... Sizin şehir- - |lerinizde de, akşam oldu mu herkes kahvolere; meyhanelere, birahanelere koşmuyor mu?.. — Demek ki bu kathaneler... — Tıpkı sizin... Başında, omuzlarından — göğsüne doğru sarkan Bir sarık; belinde enli ve hilâl gibi iğri bir hançer bulunan kıvır- cık sakallı bir adam birdenbire Hacı İbrahimi iki omuzundan gürültülü bir lisanla konuşmıya baş - lamıştı. Bu konuşma, bir kaç dakika devam etmişti. Sonra İbrahim Efendi, cebin- yakalamış; İden çıkardığı keseden bir takım pa - ralar ayırarak o adama vermişti... Ve sonra, o adamın yanından ayrılarak Ce- milin yanına geldiği zaman: — Affedersiniz; sizi beklettim... Bizim, Cebeldeki — adamlarımızdan. Bazı işler için buraya gelmiş... Dedi. Beş on adım yürüdükten sonra da, Kathanenin önüne gelmişlerdi. Oymalı ceviz bir kapıdan dar ve se- rin bir dehlize girmişler; başlarında ipek kefiyeler sarılı, beyaz gömlekli, daracık belleri enli ve kırmızı meşin kemerli genç köleler tarafından istik- bal edilmişlerdi. Bu köleler, derhal İbrahim Efendi ile Cemilin kollarına girmişler; renk renk meşin parçalarile işlenmiş geniş perde örtülü bir kapıya doğru sevket- mişlerdi. Kölenin biri, perdeyi açmış, hür - metle eğilmişti. İbrahim Efendi, biraz geri çekilerek Cemile yol vermişti. Cemil, kapıdan girerek etrafına süratli bir göz gezdirmişt Gördüğü manzara, çok tuhafına gitmişti... Genç ve dilber bir köle ayaklarına sarılmış; gulara danışmaktan vazgeçti. Bir hafta son- ra istediğini bulmuştu. Bir akşam Giyn ayak larını sürüye sürüye mutfağa girince Thr- ush onun kucağına bal rengi küçük bir kö- pek verdi. Bir kasımpatı bir kasımpatına ne kadar benzerse bu da, ölen köpeğe o kadar benziyordu. Glyn gözlerini açıp baktı; şaşırıp: — Bu Bal değil mi? diye sordu. Kadın gülümseyerek : — Hayır, dedi, o değil ama ondan da- ha sağlamı. Giyn küçük hayvanı titrek ellerle okşa. dı. Karısına da bir tuhaf bakıyordu. Şimdi sormak sırası ona gelmişti. — Nereden buldun? — Thrush ellerini kaldırdı. Gilyn önce anlamadı ama sonra karısının parmağında yüzük olmadığını gördü, Nişan balkası Gözlerini açtı. O yüzüğe tam dört al- tın vermişti. Kızmak mı, yoksa kadını te- selli etmek mi lâzım, kestiremiyordu. Thr- ush, onun içindeki tereddüdü sezdi: — Bir parça altından ne çıkar, Giyn? dedi. Yarım giling'e alınacak bir halka da | © işi görür. Herhalde bir müddet için yeter; sön neş'eli, keyifli ol da... Giyn bayını çevirdi; göz kapakları tit riyordu. Köpek hafifçe havladı ve bir sö- güt fidanı yaprağına benzeyen — diliyle Giyn'in elini yaladı. Giyn o altın — sarısı, canlı vücudu okşadı, sonra güldü. Thrush genç kocasına — bakıyordu. O- nun köpeği okşadığını görünce bir hulya kurdu: Şimdi Giyn'in kucağında bambaş- ka bir mahlük bulunabilirdi... Evet ama msırası değil, hele işler düzelsin, — Glya iş bulsun... JPotinlerinin bağlarını çözmiye başla - mıştı. — Arkasından giren İbrahim Efen- di, yüksek sesle: — Esselâmüaleyküm, yâ ihvanl.. Diye selâm vermişti... Sarımtırak petrol lâmbalarının ölgün ışıkları al- tında, tömbeki dumanlarının bafif bir sis gibi her tarafı kaplıyan dumanları arasından : — Aleykümüsselâğâm, Seyit İbra- him. Sesleri yükselmişti. Cemilin fotinlerini çıkaran köle, o- nun ayaklarına ipek gibi ince hasırdan birer terlik geçirmişti. Kollarındaki kö- leler de onu bir sedire döğru sevket - mişlerdi. Bu sedirde, yanyana ipekli Ş: maşlarından şilteler; renk rı:ıık meşin parçalarının eklenmelerile yapılmış yu-| varlak ve dört köşeli yastıklar vardı. Ne yapacağını bilmiyen Cemil, gö- zünün ucu ile İbrahim Efendinin ha- yeketlörini töki'Şodiyde; ve onü takle de çalışıyordu... İbrahim Efendi; dirin ipek şilteleri üzerine geçmiş, ve kurulmuştu. Elini mütemadiyen göğ- sünün üstüne koyup kaldırarak: — Merhaba.. Yâ, merhabal.. Diye, etrafındakilerle selâmlaşıyor- du. Cemil, o sarımtırak sis tabakasına alışan gözlerini yavaş yavaş etrafına gezdiriyor; alt dudağı garip bir hayret tebessümü ile bükülüyordu. ( Arkası var ) am ku- se - RADYO Bu Akşamki Program İSTANBUL 18; Hafif musiki, 19: Haberler. 19,15: Vokal musiki (plâk). 20: Viyolonsel Sola. Stüdyo san'atkârları tarafından — 20,30: Stüdyo orkestraları. 21,30: Son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu güzetelere mahsus havadis servisi verile - cektir. ajansının 18,15: jouana 13,05-15,10: Plâk vehaberler. Örkestra. 20,55: Mozartın «Don oöperası. BUDAPEŞTE 18,30: Koro könseri. 19,40: R. Salon Vorkestensı, 20,50: «Kovadisu, 22,45: Çin- gene musikisi. VARŞOVA 18,20:0da musikisi. 19: Koro. 19,30: Muhtelif, 21: Radyo piyesi, 21,30: Plâk: 22: Şopen musikisi. 23,05: Küçük orkes- tra. 24,05 Plâk, MOSKOVA 18,30Karışık könser. 19,15: Şarkı ve mantal triyo. 20: Könser — nakli. 20 50: Spor. 21: Konserin devamı. — 22: Yabancı dillerle neşriyat. 19:Şarkılı konser. 20: Radyo orkestrasi 20,45: Aktünlite. 21: Haberler. 21,15: Milli neşriyat.21,45: İlkbahar — tütmünde havalar. 23: Haberler. 23,30: Gece musi- kisi ve dans havaları. PRAG 20,30: Paskalya neşriyatı. 20,50: Rad- yo örkestrası. 21,50: R. Stolz'un «Dans yüzünden saadetv adlı apereti VİYANA 18,20: Piyano-şarkı. 18,55: Bir artistin nezdinden reportaj. — 19,30: — Sperantoca ders. 20: Haberler. 20,10: Doktor sporcu- lara hitap ediyor. 20,30: Valslar. 22.10: ıMııuıı saati. 23: Haberler. 23,20: Viyana musikisi. 9 Nisan Perşembe İSTANBUL 17:İnkılâp dersi. Üniversiteden — nakil, Recep Peker. 18: Ayda operası, birinci ve ikinci perdeler. 19: Haberler. 19,15: Muh- telif plâklar ve Sigan musikisi, 20: Sıhhi konferans Öperatör Dr. Kâzım İsmail ta- rafından. — 20,30: Stüdyo 21,30: Son haberler. Saat 22 den sonra Anadoly Ajansının gazetelere mahsus havadis servisi — verile- cektir. erkestraları. Şehir hududu haricine çıkarılacak kasaplık hayvanların takip edecekleri yollar hakkında 30 numaralı ve 6/1/936 tarihli karara göre Hukuk işleri Müdürlüğünce tanzim edilen, bir sureti aşağıda yazılı tenbihi beledi müsveddesinin kabulüne Daimi encümenin 19/3/936 tarihli içtimamnda karar verildi. Tenbihi Beledi: Madde 1 — Şehir hududu haricına çıkarılacak kasaplık hayvan- ların geçeceği yollar İstanbul Daimi encümenince aşağıda gösterildiği üzere kararlaştırılmıştır. 2 — Hayvan borsasından çıkarılıp kâğıthane, Ayazağa, Bahçeköy ve civarına götürülecek hayvanlar Fişekhane caddesi, Kâğıthaneköyü - ve oradan da şehir hududundaki asfalta çıkarılmaksızın Ayazağa köyü istikametini ve daha ileriye götürülecek olanlar bu istikametten sonra Milli Emlâk Müdürlüğünün malümati altında Hadım korusu geçilerek Bahçeköy ve civarındaki köyler istikametini takiben sev- kedileceklerdir. 3 — Kemerburgaz ve civarına götürülecek hayvanlar, Fişekhane caddesinde Sünnet köprüsü Kemerburgaz şosesi istikametini takıp edeceklerdir. 4 — Alibeyköyü, Küçükköy ile Fatih ve Bakırköy kazalarına tâbi diğer köylere götürülecek hayvanlar, Fişenkhane caddesinde Sünnet köprüsü ile Fil köprüsü geçirilerek dağ yolları istikametini takiben sevkedilecektir. 5 — Kadıköy, Üsküdar, Beykoz kazalarına bağlı köylere götü- rülecek hayvanlar da deniz yolile gelip mezbahaya götürülen hay- vanların geçmesine müsaade edilen yolu yan, Okmeydanı kulaksız nalıncı yokuşu, dört kuyu bahariye caddesi, divanhane yokuşu, şişha- ne ye kule dibini takiben lüleci hendek, boğazkesen tophane - sahili veya tramvay yolile Fındıklı veya Kabataş iskeleleri istikametini ta- kip edeceklerdir. 6 — Hayvan borsamtıdari çıkarılıp Alibey köyü, kalitarya köyle- rile civarlarına ve Üsküdar mıntakasındaki köylere sevkedilecek olan hayvanlar için borsa idaresi tarafından verilen vesikalar azami 24 saat müddet için muteber olacak, yani bu müddet zarfında hayvanlar şehir çenberi harıcına çıkmış bulunacaktır. 7 — Bu talimata mugayir hareket edeceklere, Belediye evamir ve talimatına muhalif hareket edenler hakkındaki cezalar tatbik oluna- caktır. 8 — Bu tenbihi beledi günlük gazetelerle ilân edildiği tarihten itibaren mer'i olacaktır. (B) (1851) Satılık Mahlül Emlâk Değri — Pey parası Lira K. Lira K. 4230 40 316 — Beyoğlunda Asmalımesçit Ma. Venedik So. eski 12 yeni 22 No.lı 9 oda 1 matbah 3 helâ 1 sar- nıç bir kuyulu hanenin tamamı. Cedit 2637 Beyoğlu kâtip Mustafa çelebi Ma.- Abdullah So. 18 N.lı 4 oda ve sofa ve matbah hanenin tamamı. Cedit 693 158 v 20 Noa.'lı » » 239 Bıyoglu Kllıp Muıufı Çelebi ibil yeni ipek S, 21 No. 7 oda ve sofa ve kuyu ve matbah hanenin tamamı, C. 693 239 el l SA0 Nü sidi 18 Bqılıtıqh Türk ılı M.ı Uzunca ova sokağında eski 30 yeni 56-210 metre arsanın tamamı. 3097 Tophanede Cihangirde Cedidiye So. yanmış Topçu- başı Ali camiinin 143 metre arsanın tamamı. 1102 müstagnianh. Beyoğlunda Hüseyinağa mahallesinde Macar cad- desinde 96-98 No. lı arsanın tamamı. 2236 atik. Tophanede Karabaş topçular Ca. eski 300 yeni 305 No. 4 katlı dükkân 1/2 hissesi C. 3087 Yukarda yazılı malların tamamının mülkiyetleri peşin para ila ve on beş gün müddetle açık arttırmaya çıkarılmıştır. Üstermesi 8/4/936 günü saat 15 te komisyonda yapılacaktır. İsteklilerin yüzde yedi buçuk pey paralarile Beyoğlu vakıflar direktörlüğü mahlülât kalemine gelmeleri. 'lSIO İnhisarlar U. Müdürlüğünden 410 kalem muhammen kıymetleri müfredat defterinde yazılı işe yara- miyan demirbaş eşya. 842 kalem cinsi müfredat defterinde yazılı işe yaramıyan muhtelif eşya. Yukarıda miktar ve izahatı yazılı eşya toptan veya perakende — suretiyle 9/4/936 tarihine rastlayan perşembe günü saat 10 da pazarlıkla satılacak- tır. İsteklilerin eşyayı görmek üzere hergün ve pazarlık için de tayin olunan gün ve saatte 96 15 teminat paralarile birlikte Kabataşta Levazım ve Mü- bayast Müdürlüğündeki Alım Satım kamisyonuna müracaatları ilân olu: nur. (1675) l İstanbul Vakıflar Direktörlüğü ilâ ı tanbul Tapu ve Kadastro Başmemurluğundan : Eyüpte Ahmet dede mescidi arsasının senede raptı İstanbul Evkaf Direktörlüğünden talep edilmesi üzerine tapu heyeti fenni- yesince yapılan harita mucibince bu yerin hademelerine meşruta arsa olduğu ve başka tasarruf iddiasında bulunan olmadığı Evkafa ait bulunduğu zirde imzaları bulunan erbabı vukuf ifadelerile sabit olmuş olmakla işbu beyanname bittanzim sunuldu. (1743) — 2103 80 — 158 2103 3177 8177 232 1144 86 128 80 10 1140 00 — 86 | | İ İ İ | |