13/2/936 | Rahip Fru'nun bütün emeli halifeyi bir -: ”4” D İngiliz oyuncağı haline getirmekti - |ne başı bunalan bu sâf kalpli banımefendi, Anastaş Papaz oğlu; Mister Karmpelin kerinde, uzun müddet faaliyet göslermişti. yi kendisi kadar iyi bilen ve söyli- Yen, ayni zamanda ingilizceyi de sihuletle tekellüm eden oğlu Haralâmbos; ve ge- Ne kendi köylülerinden gayet yakışıklı (A- kko) isminde bir gençten mürekkep ol - — Mak üzere küçük bir şebeke tesis etmii İşte, harbi umumiden mütareke devrine ; tamamile fnaliyet halinde idi. | Gör karargâhlara sokulmak, saf ve tahil Muvaffakiyeti, bizzat Papaz oğlu Anastas Bösteriyordu. Ekseriya surtına bir cüppe ge- Sirip, başına da bir sarık sarıyoc; askerler Arla dost olarak, alaylarının, taburlarının BO öğreniyordu. Binbaşı Kampelin bu küçük. istihbarat î Mücad Casus Te (İttihat - Terakki cemiyeti) cekâr nasebet tesit ve idamesine çalıştığı görül- mektedir. Daha sonra.. Fruş (31 mart hadisesin- de, yanına bir tercüman alarak pervasızca Ayasofya meydanıma gelmiş; ve aradaki yaylım ateşleri arasında büyük bir seki- damı) nin her felâket sahasına koşması, kat Frunun bu vazifesi, (ikinci Abdül yetle - rivayet edilmektedir... (Nicin?..) imi diyeceksiniz?,,. Şu halde cevap vere - Hm. mesine (Entelijans —servis) karar vermiş- dir. Daba sonra.. (Beşinci Sultaa Mehmet) rağmen, bu adamın açık ve kapalı haya - Kit Hbekesinin vazifesi, hemen hemen bun - |ünvanile tahta çıkan Sultan Reşuda (ser -| lrdan ve bunlara benziyen bir takım basit - yaver) olan Remzi Bey (1) ile ilk defa Başındaki sarığa — ve sırtındaki - cüppeye Son Postanın Tefrikası: 7 | Ü ada 'uıyu bir ümit ile Frunun dostluğuna mü- racaat etmiş, ondan pek ehemmiyetsiz bir İyardım istemişti. Mütarekeden sonra, bir- denbire vaziyeti değişen ve İstanbulun en kudretli bir şahsiyeti oluveren rahip Fru, bu hanımefendiye olan manevi borcunu metle dolaşarak, asi askerlerin we — isyana | ödememiş; İngilizlerin parlak ve an'anevi | önayak olan hocaların sözlerini, dertlerini | olan (centilmen) liğini bu suretle ihlâl et- | * teçerken üç kişiden mürekkep olan bu şe- | ve şikâyetlerini dinlemiştir. Bir (Allah a- :n'qil) s Rahip Frunun, umumi harpten evvel ve Bunların vazifesi, mümkün olduğu ka -|hiç şüphesizdir ki manevi bir vaziledir. Fa- umumi barp içinde yaptığı işler, bu mev- |zuumuzdan hariç olduğu için — bunlardan tükerlerle ahbap olmak, bunların ağız'a -|mid) in Osmanlı saltanatından iskatına se- bahsetmeyi bir tarafa bırakıyoruz. Ancak Tından söz kapmaktı. Bu bususta en büyük |bep olacak kadar şümul kesbettiği - kat'i- mütareke gününden itibaren Türklerin si- da İyasi mukadderâtı karşısında mühim bir )ıııh.ı'yl kesilen Fruyu — takibe başlıyoruz. | Ve onu, kendi ruhu, kendi karakterile ta- #atında dolaşıyor; onlara, bellediği ayet| Çünkü; Alman - Avusturya ve Rusya ban tabana zıt olan bir adamla karşı kar - Ve hadislerden bir kaç tane okuyarak enr- | siyasetini takip eden (ikinci Abdülha - şıya buluyoruz. Bu adama, (Sait Molla) hiyetlerini kazanıyor; ondan sonra da on-|mid) in artık siyaset sahnesinden çekil - diyorlar. Abdülhamidin meşhür şeyhir - lâmı, (Cemaleddin Efendi) gibi necip ve |faziletkâr bir zata yakın akraba olmasına tındaki seyyialı, saya saya bitiremiyi HİKÂYE BİR SAATLIk DİŞÇİ Dişçim, ayni zamanda dostumdu. saçlarınızın rengi kadar hoştur? Hangi İsmet Hulüsü ine hatırını soruyordum. Yine mua- ki yakıcı ateş vardiır? Hangi — kadının yenehanesinde saatlerce oturuyordum. yüzü sizinki kadar güzeldir? Ve niha- Diş işi bittikten sonra çene işine baş-'yet hangi kadının demeyeyim — hangi lardık. Anlatırdı, dinlerdim; dinlerdi. Venüsün vücudu sizin vücudunuz gibi anlatırdım. Dedim ya dostumdu. muntazamdır?. Bir gün yine muayenehanesine uğ- — — Fakat doktor? ramıştım, Beni görünce sevinmişti: — Niçin fakat diyorsunuz? — Niçin — İşin yok galiba? ürkmüş gibisiniz? Sizi sevsem, sizi ku- — Yo'k olduğu için geldim ya! caklasam... — Dişin de ağrımıyor.. | — Dişarıda bir ayak sesi duyar gibi al- Yine çeker, yine canımı yakar kor- dum. Kulak verdim. — O, bu fırsattan usuyla: istifade etti. Odadan dışarı fırladı. Pe- | — Hamdolsun, dedim, ağrıdan eser şinden koşacaktım amma.. Bir rezalet bile yok. 'çıkar diye korktum. — Senden Vir şey rica etsem? Az sonra dişçi arkadaşım geldi. — Söyle! — Canın sıkıldı mı? — Yok biraz okudum. — Bunalarını karıştırmışsın. — Elimde bir çizik vardı da ona ten- — Dışarda bir işim var bir saat ka- r ayrılmak istiyorum. — Sen burâda kalsan.. — Kalayım; gazete, kitap falan. — İstediğin kadar var. İşte — hepsi türdiyot sürdüm. burada. | & 0 — Âlâ, sen gelinceye kadar ben o-| — Bu vak'adan bir hafta sonra dişçi tururum. dostuma uğramıştım., Düşünceliydi; Dişçi dostum gitti, yalnız kaldım.| — an vert g : aplara, gazetelere biraz göz gezdir. — — H'_ç YO fkd" başıma lena bir dikten sonra bekleme odâsından mwî“y geldi. Saadetim mahvoldu. olmak üzere münasebet tesis etmek istiyen Tağmen, hususi hayatında tam bir sokak tar |X ene odaşına geçtim. Camlı dolaplar.| —— L İllerden ibaretti. Fakat bundan başka, bir kaç Hintli ve sair yabancı ilâmlardan mü- Bunlar; Perapalas, Tozatlıyan, Kroker Ve sair yüksek otellerde yaşıyorlar; Alman, Avusturya, Türk zabitleri ile memleketin İlinci sınıf devlet ricali ve İttihat - Terakki ine mensup müfuzlu şahsiyetler a- İ genebi; rahip Fru Efendidir. Bu münase -| hişesi iğrençliği gösteren bu adam, aşikâr betin zemini de şöylece ihzar edilmiştir. , (bayat ve mesleğinde de bir — (muhalif) ©O esnada şimdiki (Totonya) — salomunun Manzarası arzediyor, bulunduğu yerde, (İskoç) mason locası bu- | |daki ilâçların etiketlerini okudum. Bir kenarda duran yeni yapılmış bir tak- |ma damağı elime aldım, bıraktım. Va- — Kısaca anlatayım. Genç. güzel, zengin bir kızla evlenecektim. Kızı bir kere uzaktan görmüş olmama rağmen Muhalif... Kime muhalif?.. İttihatçı - kit bir türlü geçmiyordu. Port manto-/çok sevmiştim. Nikâh işlerine başla- hmuyordu. Bir içtima günü, Remzi Bey bu İara mı?.. Halbuki — İttibatçıların birinci daki beyaz gömlek gözüme ilişti. Şunu mak üzereydim. locaya davet edilmişti. Ve bu misafir için Plânlardakileri çoktan memleketi ter - bir giyeyim, dedim. Giydim; tastamam | gelmişti. Gömlek sırtımda oradaki san- | de (kürsü) nün arkasındaki (Onorabi) la- | ketmiş; geri kalanları da birer köşede sin- ra mahsus olan mevkün arkasına, — sureti / Mis; ekserisi de zindan köşelerine atılarak mahsusada bir koltuk yerleştirilmişti. Şah- İıım-nl bayattan tecrit edilmiştir. Şu hal sına bu derece-büyük hürmet — gösterilen |de, (Sait Molla) kime mubaliftir?.. Remzi Beyin ©o gün bir şey nazarı dikka- | — Fru, bu noktaya kat'iyyen ehemmiyet fini celbetti. O da, ayni locanın en yük - Vermemektedir. Ona sadec. bir zat olan Remzi Bey, bunda bir (mak - Mister Kampelin bu teşkilâtından baş- | Sadı mahsus) olduğunu hissetti. İhtiyatla 5hııııııı'ıiııhı-—üh,nq. daha | bareket etmek yolunu takip eyledi... Pa Mevcut idi. Pek mahdut ve tanınmış şahsi- |(Paz Frunun Remzi Beye karşı Yetlerden ibaret olan — vantalarile, — bunu | muamelenin sebebi, acaba ne idi?.. Hiç | de, (rahip Fru) idi. şüphesiz ki padişahın seryaverini elde et- | kimdir?.. mek ve bu vania ile de saray muhitinde | sunle kat'iyetle cevap vern:ek, müm- |cereyan eden hâdisatı öğrenmekti. Ve, da- * F mi harp içinde bir kaç tesadüfün kazandır- dığı aşınalıktan sonra - şimdi bizzat aya- iina gelmiş: geldi. Emrinize hazırım. Fakat Fru, basit dedikodulara, adi ca. susluklara tenezzül edecek bir şahsiyet de. dalyelerden birine oturmak üzerey- dim, kapı; tik tik vuruldu; — Buyurun! Yavaşça aralanan kapıdan genç bir Cebinden bir mektup çıkardı: — Aloku! Mektubu okudum: «Bay doktor. Kızım sizi yakından görmek — iste- Kendisini tanımadığınızı — bildiği — Artık, beraberce çalışacak zaman Fru, bir rahiptir. Fakat ayni zaman - (masan) dur. Kendisi aslen İrlân- ve katolik olduğu halde, masonların (lkoç) locasına mensuptur. — (Rahiplik) Cmasonluk).. Bu, nasıl — birleşmiştir?. ruhani eşhas tarihlerinde ve gerek hyor, ve bunları da devlet erkânile İttihat - Terakki cemiyetine mensup olan mühim şahsiyetlerin evlâtları teşkil ediyordu. Fru, bunlara mektepte arasıra ziyafeller veri - yor; bu koskoca rahip efendi, ekseriya bu küçük dostlarının evlerine kadar giderek Ava giden avlanır!.. Sultan Azizin ansızın ve kendisine günü gününe haber verilemeksizin hal'i Saltan Muradın zihnine dokundu. Bir kac gün son. Ta eski padisahın intihar etmiesi ve arka sından Çerkes Hasan hâdisesinin Genç bayanın yüzüne baktım. O ba- tiğini söylemiş. Siz, şöyle baştan save na baktı, arkamdaki beyaz — gömleği ma bir tedaviden sonra, bayağı bir tarz- hatırladım. da tecavüz etmek istemişsiniz. Olan — Şey bayan emriniz.. İbiteni bana aynen anlattı. Bu vaziyet — Diş etlerimde bir ağrı var da.. — |karşısında kızımı size vetemi'y"eğim.'l? Rahat bir nefes almıştım. * Mesele'” — Dişçi dostum, melül melâl yüzüme mühim değildi. Dostum dişçimin tavr- haktır | — Yahut ta ben... Diyecektim amma, diyemedim. mani oluyordu: İ — Lütfen şapkanızı çıkarsanız da. | Şapkaamı çıkardı. Kıvırcık saçları altın - rengindeydi. | Koltuğun baş dayanan yeri belki de| Darlışşafakaya kurban gönderenler Yazıda dolaşıyorlar; bunlardan toplıya - grlaaa PEOmENTali iş bildikleri malümatı, Mister Kampele geti-İsek erkânından olan Frunun, mütemadi - Siyasetini Türkler arasında yürütecek bir” bayan girdi: İiçin, bir müşteri gibi muayenehaneni- "iyorlardı. yen etrafından dönüp dolaşması idi. Zeki/ Vâsıta elzemdir. İşte bu vasıla da - umu »| —— — Bay daktor.; ze gelmiş. Diş etlerinde bir ağrı hisset- değildir... Bütün dünya milletlerinin |ha sonva.. Fru, Upkı bir maarif müfettişi , M K Ğ ve hatırlarını işgal eden, ve bu yüz. |gibi sık sık İngiliz ve Fransiz mekteple -| ( Arkası var ) ğ mkll;:":' bak | — Ben hayatımda böye bir şey yap- —— r de efsamevi bir mablük şeklinde telâk- |rini dolaşıyor; bunlarda bulunan Türk Çor (vassseşsesenereeeieeanasarkrssesenseene. FO Eenç L;î: kıol:ı)ı'!': ürdi İmam. Hem ne vakit geldi. Hiç hatırlı- — &dilen meşhur miralay (Levrens) ne ise, | cuklarile alâkadar oluyordu. Fakat, alâ -| ' — Azamızı açar müanaz — O İyamıyorum.. Yanılmış olacak. j Tahip Fru da - aşağı, 1 - ona bönze. lıılııh;:::ı ::ı:c:l:ıı::;îı:ı:i:dl TAD"-'-TE ! GÜÇLE Pegkıi dolııoî. R — İhtimal, dedim, ya o yanılmıştır, Madula lk defa olarak ayak — ba İtir ki; onu ciddi bir suretle işgal eden ço-| FIKRALAR Ağzını açmıştı. Fakat ben göremi- | Yahut ta sen... — İ Meşrütiyetin — ilk — semesinde — İs -|<uklar, mahdut bir zümreye münhasır ka- yordum. Şapkasının kenarı görmeme Bir an düşündüm: a K he ir hâ-| kendilerini orada ziyaret ediyor; imtihan- 5 in — vuku koltuk koltuk olalı bu kadar güzel bir " daç hkocaları uelıth.dı böyle bir hâ-| ken ürEş ıı'ıyııIl 'ı:;ıı bi Iı'ılı:mııı.nye;u padişahın büsbütün heye » saç yığınına dokunmamıştı. Bu bayramı Dıîn.îş—a[nl:n;'ıdhım' malülü ender kaydedilmiştir. larında bizzat bulumarak sorul am arttırdı. 4 j * A ğ - Ş — Oldi ktor? Temekli yüzbaşı Niyazi tarafından 5. ope Daha garibi şurandır ki, aslen cski bir| kolaylaştırmıya ve tam numara almalarına (. Tapan müvesvis olan mütercim Rüştü n e tlter üt Dilin : Kagsal tarakından , 'Biy Mür DU şahsiyet, kondi mületinin ve kendi ll ünin sefaretinde bir Yer almak Jâ- yardımdan geri durmuyordu?. Umumi harp zuhur ettiği zaman, (İtilâf Paşa, #padişahlığı benimsedi» gibi kilükal- |leri işitince evhamı — arttığından — Mithat *; — Pardon ağzınızı açar mısınız? | Ağimnı açtı. Evvelik gözkertik 'bük- 't 'aralandan 3, 'Kalellanideler tarafından 2 twlebeden 168 Ahmedin halas: tarafın- &n devletleri) tebaasından bir çokları İstan - (Pasa ile bilmüzakere Sultan Murat iyile -. tım. Lâcivert bebeklerinde kendimi » —. op Cevat Rümeli » Ş ._'f'*—- kendisine büsbütün yabancı | bulu terketmiş, kalanlar da sivil harp « - sinciye kadar sehzade Abdülhamit Efen -| Bördüm. hisarrada Avni; öğretinen. Sadık Şişli "cost bir sefarette mütevazı bir vazife ifa .ı.iurlen-e_ı-ğü_- bir takım kayıt ve şartlar |Ginin naibi saltanat ilân edilm kkai — Anladınız mı doktor? zanesi sahibi Asım tarafından biter ve ade: — — .':',""" a Joltna girmişti... Fakat buna mukabil; bi-/laştırdı. Bundan haberdar edilen Abdül | — Neyi? larinı Bildirmiyen bay ve bayanlar tasahas — | O da, (sefaret rabipliği) dir. Sefaret taraf bir hükümetin sefaret erkân: ara Ojhamit sişlerin ehemmiyeti niyabetle idare-| — Aklım başıma geldi: dan 5 ki toptan 24 kurban gönderilmiştir. — — Nöpliği he, z bir köy hocalığından sında buluman Fru - hâlis İngiliz kanı ta-! , , KD iL ll i tşçafüka Direktörlüğünden teşekkür'ör * İNAh bir gey değildir. #mmasına rağmen - (Osmanlı ordusunun ka- Kendlerinin malare ve aa ça Bene| — Ha biraz daha açın! Darüişşafaka Direktörlüğünden teş ll 2 | ; N K | özaheretlerile n geye Llı.ııı..nı papazını göz önüne geliren- Yargâhı umumisi merkeri) olan ı..ıı:ııdı. * göreceği için değrudan doğruya ma - p. K'*g jud_—k!u;m ue:ınduıı görünen  : hiç şüphesiz ki onu, uzun ve kıvırcık tıpkı-eskisi gibi, hiç bir kayda, hiç bir şar- y 2, < anata cülümu münasip — olacağınıs | YZ A;*a ;’_' n'tî D ':“'I' f;î“';oîl D € :—l bir adam olarak tahayyül ed adamı Mahşer Midillisi Kâmnil Bey vası - ASA ŞAT RAR zt __—hu. siyah cüppesinden ağı a - tarile paşalara söyletti. — Şey, bir şey değil; şimdi bir ilâç... | ve k okusunun — intişar elliğini . Halbuki Fru; daima per - gayet sade medoe! se ile [(ı : # f Wv:ıd- hafif bir l::u:ılı:kîsıı neşe Yador) lik hukukuna riayetleri miş; yoksa, :':,'_ M'"’k'.'h*_"“:" B paşanın |se tutturabildim. Tentürdiyoda — batır- Nden bir İFransız ve İngiliz mekteplerinde o kadar| (— , n kibrit çakmak ve candan bir ya-| dım. Dih etlerine; sürdüm: centilmendir. memleketin en hâs ve en sadık bir evlâdı gibi bu serbest hukuk ve imti ı temin eden şey; acaba me idi?.. Hükümeti elle- rinde tutan İttihat - Terakki erkânının (bi- Abdülhamit bumunla da kalmadı. Rüş- tü ve Mithat Paşalarla mülâkatında ken dilerine teminat verdi. Hattâ Tarabya kas- diğgâr vermek arzusile nabız Şişelere göz gezdirdim, Tentürdi-| yot imdadıma yetişti. Titreyen elime | bir pens aldım. Pamuğu güçlükle pen- ua Bir rabibin 'en çoli devömi ede- | dost olduğu küçük Türk dostlarımn gefmat | YÜ SLe Eane """;ı'""“ — Bitti mi doktor? t:,_, hiç şüphesiz ki; kiliwedir. Hal -| Ve ilimasları ma idi?.. Evetl. (Dam Döse yXAX ÇL L ÖÖRMEĞENİNİ vikarın SN ” e M yi bamdekökardabi Gğünküt Fru, kiliseden ziyade, - o tarihte n) da talebelik eden ve sonra da hükü-| ——— pi y gelme zencilerle Çe: Yüzüne baktım, pürüzsüz bir gü- K mevcut olan - mason İocalar Serkl Doryanda görülmektedir. sonra.. Fru, kendi meslekdaşları sefaretlerin resmi mulütlerine karşı ! f ; # f'; halde, Türklerin b — localarına — mensüp — olan 1 en yüksek şahsiyetlerinden biri ile iyen bir Türk kızının ona karşı iyane teveccüh ve dostulk, gözterdiği tam zamanında Frunun imdarlma yoeliş - toğuk tavırlı ve müçtenip bir adam | Mitti. (İstitrat olarak şunu da arzedelim ü başkı şahşi -| K3 umumi harbi takip eden mMütareke - kargı daima mü'tefitlir. Ve en T9 ilk günlerinde, zevcinin felâketi üzeri- İÖ Biz di e bi İkesistandan gelme halayıkların iyümüş bizim gibilerden ne beklenir, lolmayınca bu devlet nasıl idare edilebi İgibi nabizgirane ve muhatapların: aldatı |sözler fırlatmak — ile kendisini ele aldik | zannedenleri kendisi ele aldı ve ava gi -| denleri avladı. Siz | İzelliği vardı. £ $iz içoli güsülsntez — Ne dediniz? — Dişçilik san'atinde acemiydim amma çapkınlık san'atinde değil.. — Çok güzelsiniz, dedim, yalan mı?