6 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rlgarm, * Elmalıda yakalanan kaçak keresteler Trakyadaki göçmenlere verilecek Elmalının umumi görünüşü Elmalı (Özel) — Elmalı Antal - yanın sekiz kazasından biridir. De- niz yüzünden 1175 metre yüksek - likte kurulmuştur. Kasabada 1419 ev vardır. Nüfusu 49 köy ile beraber yirmi bini aşkındır. Kasabada ök - süz Ömer Paşanın Mimar Sinana yaptırttığı bir cami vardır. Bu ca - miin dört sene evvel minaresi yıkıl- mıştır. Cami de bakımsızlıktan ha - rap olmaktadır. Elmalı civarında büyük ormanlar | Niksarda tütün mahsulü Niksar (Özel) — — Tütünlerimiz bu yıl çok nefis yetişmektedir. Va- mıntakasını gezmiştir. Tüccarlar da şimdiden köylere giderek mahsulü tetkik etmişler, çok beğenmişler, e- kiciye avans vermeğe başlamışlar - dır. Niksar gençlerinin müsamereleri Niksar: (Özel) — Gençler birliği — Müsamere vermek üzere Tokat, Turhal, Zile, Amasya ve Erbaaya gitmişlerdir. vardır. Bir müddet evvel burada ya- pılan orman teftişlerinde hazinenin 143 bin lira kadar zararı ve orman- dan kaçak olarak 23 bin büyük lâta ile 30 bin parça ufak kereste kesil- |diği tesbit edilmiştir. Bu keresteler müsadere edilmiştir. Trakya göç - menlerine tevzi edilecektir. ' Elmalı kasabasında elektrik var - dır. Fakat belli başlı umran eserleri yade harap bir köy manzarası ar - zetmektedir. -i 4 WNuşta misamere Muş (Özel) — Halkevi temsil komitesi gençleri bir müsamere ver- mişler, Yarım Osman piyesini oyna- mışlardır. Gençler müsamerelerin - de çok muvaffak olmuşlardır. Favtesirda kıyafet balosu Balıkesir (Özel) — Halkevi ta - rafından bir kıyafet balosu veril - miştir. Bu balo şimdiye kadar bu - rada verilen baloların en güzeli ol- ettiği milli ve tarihi kılıklar çok gü- zeldi l Niksarda Yoksul çocuklara Yardım - Niksar (Özel) — Çocuk Esirge - me kurumu mekteplerde okuyan kimsesiz çocukları himayesine al - mış, bunlara her gün sıcak yemek vermeğe başlamıştır. Bayram mü - görülmemektedir. Kasaba daha zi -! muştur. Bilhassa kadınların intihap | nasebetile de 10 çocuğa elbise ve - rilmiştir. Himaye edilen yoksul ço - cuklar 65 tanedir. Sivasta atlı spor kulnbil Sivas (Özel) — Atlı spor kulübü son günlerde faaliyetini arttırmıştır. Biniciler bir örnek elbiselerle ve muntazam bir kafile halinde her pazar günü uzun yürüyüş talimleri yapmaktadırlar. Niksarda eczane açıldı , Niksar (Özel) — Belediye tara - fından burada bir eczane açılmış - tir. Halkın en mühim ihtiyacını kar- şılıyan bu hizmet Niksarda sevinçle karşılanmıştır. Bigada beyaz gönlek Biga (Özel) — Burada yiyecek ve içecek satan bütün esnaf, beyaz göm- lek giymeğe mecbur tutulmuştur.. Bu mecburiyete riayet etmeyenler- den belediyece para cezası alınacaktır. Söğüt (Özel) gresi yapılmış, yeni idare heyetin - de başkanlığa Refik, veznedarlığa tahsildar İbrahim, azalıklara Mü - newer, sağlık müdürü Emin, Rasih, Söğüt Kızılay kon gresinde bulunanlar — Söğüt Kızılay kon|Hüseyin Faik, fabrikatör Nuri s© F ... —c<. çilmişlerdir. Kurum geçen yıl içind’— Sıraca köyünde evleri yanında tir. Kurumun bu yardımı karşılanmıştır. Bigada Köy bütçeleri Biga (Özel) — Hususi muhasebe idaresi tarafından köy bütçelerinin tan- zimine başlanmıştır. Bu yıl bütçeler ya- pılırken eyi damızlık yetiştirmek ve ka- ra sığır hayvanlarının cinsini ıslâh et- mek gayesile beylik köy boğası olma- yan köylerin bütçelerine de boğa tah- sisatı konmuğtur. Geçen yıl celbedilip köylere dağıtı- lan boğalardan çok güzel yavrular a- |lınmış ve bundan halk pek memnun kalmıştır. alarak tepeden tırnağa giydirmiştir. Antepte himaye edilen yavrular ——— 4aziantep, (Özel) — Kurtuluş okulunda bir yardım ve himaye heyeti kurulmuş, bu hey'et ilk iş olarak mektepteki 26 yoksul yavruyu himayesine Bu yavrulara her gün öğzle vakıtlerı sıcak yemek te verilmektedir. Bir çapkının A gu_ı_ıii e S (Dünkünün hulâsası: (Şık ve güzel kadmın peşini bırak- Mkmhıı—ıktıonunyolumılo yine beklemektedir.) Halimden, tavrımdan, süzülüşüm - O geçer geçmez hemen bir sağdan — çark, peşinel Bu sefer beni görünce — mayan eski çapkım Kıvırcık Niyazi, ka-' — dınla hâlâ konuşamamakla beraber, ce- | sinirlenme- | Etrafı gözledim, kimse yak.. ' — Biraz daha sokuldum. Yüzüm ca- ) mekâna bakarak yavaşça: — — Hanımfendiciğim, dedim. Çok — yalvarırım, bir kelime ile iltifat etme- "I.ı nizi bekliyorum. Ne olur, bir kelime! 'w Birdenbire başını çevirdi. — Beni haştnn aşağı bir süzdü. Sonra gene si- nu.'lı sinirli yürümeğe başladı.. Pa 5 -— İ Çeğ : © tecek, mahvedecek.. B Fena halde bozulmuştum. Hiç yok- : '__Jın sulu bir kaldırım zamparası ol - Eyvahlar olsun. Bu kadın beni eri- Yazan: Romancı dum.,, alın damarım çatlamıştı. Bu kadını elbet söyletecektim. O gün gene kitapçıya okuduğunu bıraktı, yenisini aldı. Sonra Taksime doğru yürüdü. Tekrar sokulup bir şeyler söyle - mek, yalvarmak için cesaretim kal - mamıştı. Yalnız peşini de bırakmıyor- dum. Parmakkapıda, solda köşede bir pas- tacı vardır. Oraya daldı. Ben de.. Ben girinceye kadar o bir şeyler is- temişti. Ben de lâf olsun diye: — Trigona var mı? — Diye sordum.. Aksiliğe bakın ki varmış.. Keşke . |çikolata falan isteseydim. Satıcı kız camekândan koskoca içi cevizli bir trigona çıkardı: — Burada mı yiyeceksiniz?. — Hayır. Paket yapın! Öteki kasada, bana arkası dönük.. aldığı çikolatanın parasını — veriyor. Burada tekrar bir hücuma geçmek var. Var amma ya aksi bir cevap ve - Dükkâncı kızların önünde -kepaze olmak var. Ne olur. Ahbap olsaydık. Surada başbaşa pasta yer, tatlı tatlı sohbet e- — müştüm. derdık. 4 B KİRi LA S E L C L b b K AĞ A G S L Fakat ne olursa olsun artık bir kere - min, iradenin elinden ne kurtulur . be- sanda fikri takip olmalı yoksa, Böyle şeylerden yılmağa gelmez. Peşini bı - rakmamalı. Çapkınlığın üç şartı var- dır. Birincisi sırnaşıklık, ikincisi sır - naşıklık, üçüncüsü gene sırnaşıklık , Tatlı dile, güler yüze, hele komplima- na hangi kadın dayanır. Eh oldukça da yakışıklı delikanlıyım. Genç kızlar, kadınlar benim için kırılıp duruyor - lar. Elbet bu kadının da bir tarafını bulacağım.. Pastacıdan çıktı. Ben de elimde münasebetsiz paketi peşine düştüm. O gitti, ben gittim. tatlı Dünyada aksilik adamın önüne hep gmınmıehetsız zamanlarda çıkar. Biz. Taksime doğru yola düzelmiş, o önde ben arkada havayı dolduran kokusu - zayıf| dogru auruklıyor. — Gel dostum, gel kardeşim. Şura- da oturup dertleşelim. Eski hatıraları tazeleyelim ! Hey yarabhı Eokı hatıraları tazele- lyecek sıra mi Anladım lmrtuluş yok! Zaten biz ayak sohbetini yapıncıya kadar o ka- labalık arasında kaybolmuştu bile! Artık bugün de ümidi kesmiştim. Oldu olacak, bari arkadaşın hatırı kırılmasın, dedim. Tekrar pastacıya girdik. — Celâl Münir boyuna kaymakamlık ettiği yerden bahsediyor: — Öyle sıkılıyorum, öyle sıkılıyo- rum ki sorma! Bir yıl zor durabildim. Nihayet on beş gün izin koparabil - dim. Kendimi büraya attım.. Birader, her şey iyi hoş amma kadınsizlık... Korkut ili Antalyaya 73 kilometre mıesu.feH ve Tefenni - Elmalı şosesi üzerir kurulmuş bir kaza merkezidir. A Xğ mekte ve bütün yaz mevsimini Ko" kutelinde geçirmektedirler. Kazıl!' gençlik ve spor işlerine önem v mektedir. |Fakt gel gelelim kazın ayağı öyle |karşıya gelmeyeyim mi! nu alarak gıderl:îm bizim eski mektep Biz burada alışmışız.. Bekâr olup da arkadaşlarından Celâl Münirle karşı öyle bir yere düştün mü, vay haline! Mektepten Adamın evine dişi hizmetçi bile ver « çıkınca İzmir tarafında bir yere kay - miyorlar.. mekam gitmişti. — Peki ne yapıyorsun?, Beni görünce ellerime sarıldı: — Ne yapacağım. İşte böyle izni — Vay Niyaziciğim. Nerelerdesin 'koparınca kendimi buraya atıyorum. kuzum. Billâhi göreceğim gelmişti.| Celâl Münir caddeden geçen de - Bak şu tesadüfe hele.. |met demet kadmlan baka baka - içini O söyledikçe benim içim kan ağlı- döküyor: yor. — Hey mübarekler hey.. Tane ile Bunca yıl bir mektepte, bir sınıfta, 'değil, sürü ile yahu. İnsan bunlardan bir sırada, oturduk. Can ciğer kardeş- birini olsun bizim kazada görse dün - lik ettik. Hattâ beraber çapkınlıkları - yası cennet olur. Burada yaşıyorsun mız da var. - Bir. yıldır. biribirimizi 'billâhi.. Eh nasıl eski çapkınlıkların görmüyoruz. İzinli gelmiş. Falan fılanıdevam ediyor değil mi? Kimbilir. kaç hepsi iyi amma biz gene kaçırdık gü - 'tane desene! vercini|!.. Celâl Münirin çok aç olduğu anla - Celal Münir ellerımı bırakmıyor şılıyorchı. _-.4-_- bulur da gene gönlü çekmez. Bu iş bi” raz da zevk, his, heves, gönül m O bu fikirde değildi. Cana yakı? bir şey olsun da esmeri, beyazı, sıski” yordu. — Bak sana bir şey anlatayım. Biü' ça tulamaz. Bugün istesem, benim İWW ma gidecek, seni de deli divane edee* en aşağı dört düzüne kadın bulurum — ğil! Ve onun aptal aptal bakan gozw nin fal taşı gibi açıldığını ıeymwk ilâve ettim: — Şimdi bana rastladığın yerde nümde bir kadın gidiyordu, BOM mü?, seni görünce! — Görmez olaydın. Beni lafa tüt * tun. İş tam kertesine gelmişti. Bir 9'“ val inciri berbat ettin.. O şimdi canı sıkılır gibi: z — Vah, vah, ekmeğine mâni © dum ha! diyordu. vaz — Ne ise zarar yok, dedım w kaybetmiş değilim. Bugün olma: * İ yarın, mubakkak “elde edezeğimi- İi kere dile getirebilsem. Bir kelime nuüşturabilsem.. Celâl Münir hayretle, takdırh! ba * na bakıyordu: — Çok kâfirsin billâhi, dedi. kere kancayı takmayasm Bemm ; | aileye uzun müddet yardım etmiş ” | takdirli | | Korkutili (Özel) — Korkıüa talyanın yaylâsı vaziyetindedir. M r talya halkı yazın buraya göç et * | Muşta ışık söndürme tecrübo$ | Muş (Özel) — Burada bir ışık | söndürme tecrübesi yapılmış, 20 dâ* kika süren tecrübe muvaffa.kıye“’ ' neticelenmiştir. TAKViM | MART Rurat âene Arabi sene 1352 $) 1355 Kasım — |Rosmi sene Şubat - 120 1936 29 CUMA SABAH e İMSAK İ — 4 (D. Zilhicce 8. |D 12 | 22 10 | 42 « İez ha 3 | 48 Öğle | İkindi | Akşam| Yatsı S.|D. |S. İD.(S./|DİSİD.İ İL E| 6l19| 9083112 —| 130 ğ Z.| 12 |25|15 (881(18los |19 | 36 —;' azlığa, çokluğa bakmaz. İnsan yüzler | ce kadının aşkını elinin altında haz” — eli yorsun ki değme kadın elimden kal Af &ı İ — Gördüm. Enfes bir şeydı Faket w '0 | sı, tombulu, uzunu, boduru ayırt etm©” ı !

Bu sayıdan diğer sayfalar: