——T N Ş LT Elmalıda yakalanan kaçak! keresteler Trakyadaki göçmenlere verilecek Niksarda Yoksul çocuklara Yardım Niksar (Özel) — Çocuk Esirge - me kurumu mekteplerde okuyan kimsesiz çocukları himayesine al - mış, bunlara her gün sıcak yemek Jvırneie başlamıştır. Bayram mü - ğütte Kızılay kongresi eg <i ğ K Söğüt Kızılay kon gresinde bulunanlar nasebetile de 10 çocuğa elbise ve -| Söğüt (Özel) — Söğüt Kızılay kon|Hüseyin Faik, fabrikatör K V BÖRELE Y ÜN Elmalının umumi görünüşü Elmalı (Özel) — Elmali Antal - yanın sekiz kazasından biridir. De- niz yüzünden 1175 metre yüksek - likte kurulmuştur. Kasabada 1419 ev vardır. Nüfusu 49 köy ile beraber | yirmi bini aşkındır. Kasabada ök - süz Ömer Paşanın Mimar Sinana | yaptırttığı bir cami vardır. Bu ca -| miin dört sene evvel minaresi yıkıl-' mıştır. Cami de bakımsızlıktan ha -| rap olmaktadır. Elmalı civarında büyük ormanlar Niksarda tütün mahsulü Niksar (Özel) — Tütünlerimiz bu yıl çok nefis yetişmektedir. Va- Li Recai iki meb'usla beraber tütün mıntakasını gezmiştir. Tüccarlar da şimdiden köylere giderek mahsulü tetkik etmişler, çok beğenmişler, e& kiciye avans vermeğe başlamışlar - dır. Niksar gençlerinin müsamereleri Niksar (Özel) — Gençler birliği müsamere vermek üzere Tokat, Turhal, Zile, Amasya ve Erbaaya gitmişlerdir. İ vardır. Bir müddet evvel burada ya- pılan orman teftişlerinde hazinenin 143 bin lira kadar zararı ve orman- dan kaçak olarak 23 bin büyük lâta ile 30 bin parça ufak kereste kesil- diği tesbit edilmiştir. Bu keresteler müsadere edilmiştir. Trakya göç - menlerine tevzi edilecektir. Elmalı kasabasında elektrik var - dır. Fakat belli başlı umran eserleri görülmemektedir. Kasaba daha zi - yade harap bir köy manzarası ar - zetmektedir. Kuşta misamere Muş (Özel) — Halkevi temsil komitesi gençleri bir müsamere ver- mişler, Yarım Osman piyesini oyna- mışlardır. Gençler müsamerelerin - de çok muvaffak olmuşlardır. Fa'ttesirde kıyafet balosu Balıkesir (Özel) — Halkevi ta - rafından bir kıyafet balosu veril - miştir. Bu balo şimdiye kadar bu - rada verilen baloların en güzeli ol- muştur. Bilhassa kadınların intihap ettiği milli ve tarihi kılıklar çok gü- zeldi. —— Bir çapl_qmn â günü Yazan: Romancı LA (Dünküönün hulâsası: (Şık ve güzel kadının poşlal brak- Bt vükü Şaşlar Korardik Türüğü, b dınla hâlâ konuşamamakla beraber, ce-| sareti kırılmamakta onun yolu üzerinde yine beklemektedir.) Halimden, tavrımdan, süzülüşüm - den bir şeyler sezdi elbet.. O geçer geçmez hemen bir sağdan çark, peşinel j Bu sefer beni görünce - sinirlenme- di. dum.. Fakat ne olursa olsun artık bir kere alın damarım çatlamıştı. Bu kadını elbet söyletecektim. O gün gene kitapçıya okuduğunu bıraktı, yenisini aldı. Sonra Taksime doğru yürüdü. Tekrar sokulup bir şeyler söyle - mek, yalvarmak için cesaretim — kal - mamıştı. Yalnız peşini de bırakmıyor- dum. Parmakkapıda, solda köşede bir pas- ;tacı vardır. Oraya daldı. Ben de.. | —Ben girinceye kadar o bir şeyler is- Şimdi âdeta yanyana gibi gidiyo - temişti. ruz. Büyük bir kumaş mağazasının ö- nünde durakladı. Ben de... Camekânı seyrediyor.. Etrafı gözledim, kimse yok.. Biraz daha sokuldum. Yüzüm ca- mekâna bakarak yavaşça: B Finsillmdicüke, ddi yalvarınm, bir kelime ile iltifat etme- nizi bekliyorum. Ne olur, bir kelime! Birdenbire başını çevirdi. Beni baştan aşağı bir süzdü. Sonra gene si- | — nirli sinirli yürümeğe başladı.. Eyvahlar olsun. Bu kadın beni eri- “tecek, mahvedecek.. Fena halde bozulmuştum. Hiç yok- tan sulu bir kaldırım zamparası ol - — muüştüm. Kadına lââf atıyor, yüz bulamıyor « Cok| Ben de lâf ol:un diye: — Trigona var mı? Diye sordum.. Aksiliğe bakın ki varmış.. Keşke |çikolata falan isteseydim. Satıcı kız camekândan koskoca içi cevizli bir trigona çıkardı: — Burada mı yiyeceksiniz?. — Hayır. Paket yapın! | — Öteki kasada, bana arkası dönük.. aldığı çikolatanın parasını — veriyor. ,Burada tekrar bir hücuma geçmek var. Var amma ya aksi bir cevap ve - rirse. olmak var. rilmiştir. Himaye edilen yoksul ço -İgresi yapılmış, yeni idare heyetin - cuklar 65 tanedir. Sivasta atlı spor kulnbü Sivas (Özel) — Atlı spor kulübü son günlerde faaliyetini arttırmıştır. Biniciler bir örnek elbiselerle ve muntazam bir kafile halinde her pazar günü uzun yürüyüş talimleri yapmaktadırlar. Niksarda gczane açıldı |fından burada bir eczane açılmış - tır. Halkın en mühim ihtiyacını kar- şılıyan bu hizmet Niksarda sevinçle karşılanmıştır. Bigada beyaz gönlek Biga (Özel) — Burada yiyecek ve içecek satan bütün esnaf, beyaz göm- lek giymeğe mecbur tutulmuştur.. Bu meeburiyete riayet etmeyenler- den belediyece para cezası alınacaktır. , Niksar (Özel) — Belediye tara - | de başkanlığa Refik, veznedarlığa tahsildar İbrahim, azalıklara Mü - nevver, sağlık müdürü Emin, Rasih, Bigada .. .. ; Köy bütçeleri Biga (Özel) — Hususi muhasebe idaresi tarafından köy bütçelerinin tan- |zimine başlanmıştır. Bu yıl bütçeler ya- ;pılnkcn eyi damızlık yetiştirmek ve ka- İra sığır hayvanlarının cinsini ıslâh et- mek gayesile beylik köy boğası olma- yan köylerin bütçelerine de boğa tah- sisatı konmuştur. —a Geçen yıl celbedilip köylere dağıtı- lan boğalardan çok güzel yavrular a- lnmış ve bundan halk pek memnun kalmıştır. -— An;eptğ:ıı;maye edilen yavfular ae *aziantep, (Özel) — Kurtuluş okulunda bir yardım ve himaye heyeti kurulmuş, bu hey'et ilk iş olarak mektepteki 26 yoksul yavruyu himayesine alarak tepeden tırnağa giydirmiştir. Bu yavrulara her gün öğle vakitleri sıcak yemek te verilmektedir. min, iradenin clinden ne kurtulur. İn- sanda fikri takip olmalı yoksa. Böyle| şeylerden yılmağa gelmez. Peşini bı - takmamalı. Çapkınlığın üç şartı var- naşıklık, üçüncüsü gene sırnaşıklık .. Tatlı dile, güler yüze, hele komplima- [&ır. Birincisi sırnaşıklık, ikincisi sır -! doğru sürükliyor: | — Gel dostum, gel im. Şura- İda oturup dertleşelim. Eski hatıraları İtazeleyelim ! Hey yarabbi. Eski hatıraları tazele- îyeoek sıra mı şimdi.. ' — Anladım kurtuluş yok! Zaten biz çilmişlerdir. Kurum geçen yıl 'ıçîl'# Sıraca köyünde evleri yanında ** aileye uzun müddet yardım etmiş * tir. Kurumun bu yardımı takdirli karşılı tır. |karşılanmıştır. Je Korkut ili Korkutili (Özel) Korkatlli | Antalyaya 73 kilometre mes: ve Tefenni - Elmalı şosesi üzerirdt kurulmuş bir kaza merkezidir. A" talyanın yaylâsı vaziyetindedir. A” talya halkı yazın buraya göç et * mekte ve bütün yaz mevsimini Kof kutelinde geçirmektedirler. Kazadt gençlik ve spor işlerine önem vi mektedir. Muşta ışık söndürme tecrüubo$ Muş (Özel) — Burada bir ışık söndürme tecrübesi yapılmış, 20 dâ* kika süren tecrübe muvaffakiyetl. neticelenmiştir. GareNme sesesececedESAkAA a seresene kesenAn eesornarcaneoAArANA TAKVİM MART r6* V—-_A"Xlriıî gene 1355 Resmi sene| — Şabat - 1936 22 Rarat sene 1352 Kasım 120 SABAH D. 22 8. | D. 18 « İs7 ——— —— :ıılığu. çokluğa bakmaz. İnsan yüzler” ce kadının aşkını elinin altında hazif bulur da gene gönlü çekmez. Bu iş bi” raz da zevk, his, heves, gönül mesel” sidir. O bu fikirde değildi. Cana yok” bir şey olsun da esmeri, beyazı, sıskö” na hangi kadın dayanır. Eh oldukça daînyılı sohbetini yapıncıya kadar o ka-|sı, tombulu, uzunu, boduru ayırt etmi” yakışıklı delikanlıyım. Genç - kızlar, kadınlar benim için kırılıp duruyor - lar. Elbet bu kadının da bir zayıf İtarafını bulacağım.. Pastacıdan çıktı. | -Ben de elimde münasebetsiz - tatlı İpaketi peşine düştüm. | O gitti, ben gittim. Dünyada aksilik adamın önüne hep labalık arasında kaybolmuştu bile! Artık bugün de ümidi kesmiştim. Oldu olacak, bari arkadaşım - hatırı (kırılmasın, dedim. Tekrar - pastacıya lgirdik. Celâl Münir boyuna kaymakamlık ettiği yerden bahsediyor: h Öyle sıkılıyorum, öyle sıkılıyo- rum ki sormal! Bir yıl zor durabildim. yordu. — Bak sana bir şey anlatayım. Bil yorsun ki değme kadın elimden kuf * tulamaz. Bugün istesem, benim hoşt” — | ma gidecek, seni 'de deli divane edecif Fakt gel gelelim kazın ayağı öyle ” ğil! Ve onun aptal aptal bakan gdui münatebetsiz. Zamanlarda çıkar. Biz Nihayet on beş gün izin koparabil -İnin fal taşı gibi açıldığını seyredertk Taksime doğru yola düzelmiş, o önde dim. Kendimi buraya attım.. Birader, / ilâve ettim: ben arkada havayı dokluran kokusu - her şey iyi hoş amma kadınsızlık... — Şimdi bana rastladığın yerde Ö Jnu alârak giderkön bizim eaki mektep Biz burada alışmışız.. Bekâr olup da'nümde bir kadın gidiyordu, gördü" arkadaşlarından Celâl Münirle karşı öyle bir yere düştün mü, vay halinel | mü?. ikarşıya gelmeyeyim mi! Mektepten İçıkınca İzmir tarafında bir yere kay - mekam gitmişti. l Beni görünce ellerime sarıldı: | — Vay Niyaziciğim. Nerelerdesin |kuzum. Billâhi göreceğim gelmişti. l Bak şu tesadüfe hele.. | O söyledikçe benim içim kan ağlı- yor. görmüyoruz. İzinli gelmiş. Falan filân Adamın evine dişi hizmetçi bile ver - miyorlar.. — Peki ne yapıyorsun?, — Ne yapacağım. İşte böyle izni koparınca kendimi buraya atıyorum. | Celâl Münir caddeden geçen de - İmet demet kadınlara baka baka - içini döküyor: —- Hey mübarekler hey.. Tane ile Bunca yıl bir mektepte, bir sınıfta, İdeğil, sürü ile yahu. İnsan bunlardan bir sırada, oturduk. Can ciğer kardeş- birini olsun bizim kazada görse dün -| Yarın. muhakkak elde edeceğim- Hik ettik. Hattâ beraber çapkınlıkları - 'yası cennet olur. Burada yuıyoıouııık'" dile D.ı-'ı.kkânı;ı kızların önünde -kepaze|Miz da var. Bir yıldır. biribirimizi billâhi.. Eh nasıl eski çapkınlıklarm 'devam ediyor değil mi? Kimbilir kaç Ne olur. Ahbap olsaydık. Şurada hepsi iyi amma biz gene kaçırdık gü -'tane desene! başbaşa pasta yer, tatlı tatlı sohbet e- derdik. o glnukğvıımuı inşallah. Az- vercinil.. Celâl Münir ellerimi - bırakmıyor. Beni biraz evvel çıktığım pastacıya Celâl Münirin çok aç olduğu anla - şılıyordu, — Gördüm. Enfes bir şeydi. Fakst seni görüncel j — Görmez olaydın. Beni Jâfa tat ğ tun. İş tam kertesine gelmişti. Bir E“_ val inciri berbat ettin.. | © şimdi canı sıkılır gibi: | — Vah, vah, ekmeğine mâni dum hal diyordu. — Ne ise zarar yok, dedim. g |kaybetmiş değilim. Bugün owı.r getirebilsem. Bir kelime kor nüşturabilsem.. A Celâl Münir hayretle, takdirle ba na bakıyordu: <etyl — Çok kâfirsin billâhi, dedi. ö kere kancayı takmayasın. Benım diyl g kadın elinden kurtulamaz, bilirim- o* löri y