2 Sayfa Türk; Şoven Değildir GCeçen gün; Meclisten çıkarken, Muhe- fiz kıtasının oturduğu yapının — önünden geçtim. kısım erler, oturmuşlar, elle - “tinde birer küçük defter, imlâ yazıyorlardı. İşim olmasaydı, durup seyredecek, içeriye girip yazılarını görecektim. İki yıl önce, Mubhafız bizi raki yeni erlerinin yoklamasına çağır- alayı komutanı, maştı. Onları, o vakit de karatahtaya yazı | yazarken görmüştüm. — Yurtbilgisi sualle - rdine verdikleri cevapları işitmişlim. Hele erin biri, benim çok önemli gördüğüm bir — günle öyle doğru ve coşkün bir cevap ver- mişti ki yüreğim 'sonsuz bir güvenle çarp- . muşti. Babam askerdi; bütün çocukluğum er- | O der arasında geçmişti. Kütahyah İbrahim y y N L Vti değ;şıimıekî — adında bir er, dörtten on yaşına kadar be- nim mentor'um olmuştur. İlk çocukluğum- da undan akdlığım bir çoğu bile hahızam - dadır. Onun mertliğini, arı yürekliğini yük- | sek karakterini, selim aklım bu gün de minnelle anar, Temel - bilgilerim için de ondan aldıklarım balâ işime yarar. Halbu- ki İbrahim okuma yazma bilmezdi. Ou yıl mskeri okullarda on üç yıl da orduda bu - kundum. Türküra 20 ile 30 arasındaki genç | umnsoru ile birlikte yaşadım; onun ile çok — yakından alâkalandım; anu candan yü -| — gekten sevdim. Türk askeri hakkında — söylenen güzel sözleri hepsini gerçeklemek fırsatını bul - O dum, onda Türkü tanıdım. İlk Türkçülük akınında içten katılmamı ona borçluyum. Eskiden de Türk eri bu günkü gibi yetif- kirilseydi. bu günkü gibi değerlendirilseydi, ne olurdu? Atatürk yurdunu. ulusunu kur- tarmasaydı onu tam erkinliğe erdirmesey — di, ona yeni bir yaşama kudretini verme - seydi, yine ne olurdu? Ahi Bu ulus, ne büyük kapasitelerle ya- ratılmış, bunu hepimiz de ayni — kuvvette bilsek, ona bağlılığıımız gimdikinden çok daha kuvvetli olurdu. şadığımız bütün devrimleri yarattığı gibi, 'Türkü bize, yalnız bize dğil, onu bilmiyen bütün yer yüzüne tanıtmmak, bildirmek için- dir ki Türk tarihi, Türk dili kurullarını ya- Ozattı. Bizim biz olduğumuzu öğrenmemiz önun işidir. Onu «Türku derken bir işitse. niz, senin içten bir coşkunlukla nasl titre- Atatürk, içinde ya diğini, yüzünün nasıl bir derin anlamlı £ ifade aldığını görür, siz de ta içinizin de dinliklerinden titrer. Türk olduğumuzu mekle eşsiz bir kıvanç duyardınız. Türkü sevmek, Türke yararlı olmağı is- ter; Türk için, Türkün saadeti için yaşa - — mağı, çalışmağı ister. Ona ne veririk azdır. | | | — O, insanlığını düşünen bir ulustur. Kendi — gine olan inanı kadar, başka uluslara da — saygimi vardır. Onüun — yüreğini kin değil — gevgi kaplamıştır. Eski düşmanlarile dost © olması, kendini koruma kaygısundan de- — ğik bherkesle iyi ve dostça geçinmeği iste - mesindendir. Bu gün bütün dünya için bir barış âmili olması bundandır. Asıl kahra- manlık, asıl insanlık da bu değil midir? İ — İşte bundan ötürü Türk uluçülüğü şoven — değildir. ğ Vefa Idman — Yurdu - 28 Yaşında — Şehrimizin değerli spor kulüp İ — lerinden (Vefa İdman yurdu) 28 in-| — gi yaşına girmesi üzerine bu akşam — Maksim salonlarında çok güzel ve| Özengin —programlı — bir eğlenti — tertip etmiştir. Her yıl iyi hatıralar — bırakan böyle toplantılarında mu- | — yaffak olan Vefalılara başarışlar di- | Kâzım Nami Duru > | Nöbetçi - | Eczaneler | Bu gece möbetçi eczaneler şunlardır: | Beyoğla: (Taksim, Beyoğlu). — Şiştir || (Bazonyan). Galata: (İsmet). Sa - matya: (Erofilce). Bakırköy: (Hilâl). Beşiktaş: (Recep). Sanyer: — (Nurl). Hasköy: (Yeni Türkiye), Kasımpaşat (Yeni Turan). Şehremini: (Nâmm). Küçükpazar: (Necati). Alamdar: (Ab- dülkadir). Eminönü: (Minasyan). Be- yaztı (Asador). Fener: (Arif), Ak- Baray: (Şeref). Karagümrük: (A. Ke- mal). Şehzadebaşı: — (İbrahim Halil). | (Kadıköy: (Çubukçıyan. Hulüsi), Üs- küdarı (Merkez). Büyükada: (Halk). — Heybeli: (Yusuf). -— —— — -— KIZILAY Mart 4 —— nuniyetbalış bir şekle — girmiştir. münasebetle idare şimdiye kadar, raç ettiği tütünlerde büyük bir deği daha tekemmül ettirmek, ve bilhassa, orta nevi tütünlerin de hariçte istih- lâkini temin edebilmek için, bir takım tertibat almıştır. Bugün Türkiyeden mamul sigara a- lan memleketler şunlardır: Filistin, Hicaz, Danimarka, İsveç, Holanda, Fransa, Bu memleketlerde tütünlerimiz, bu- rada olduğu gibi ambalâjlı olarak sa- tılmaktadır. Mısır ve İsviçrede ise, vaziyet baş- kadır. Oralara, idare harmanı yapılmış tü- Şğü gönderinekte Ve -oradakl fabilke- lar bunları sigara haline koyarak piya- İsaya çıkarmaktadırlar. Ambalâjli sigara ihracatının paha- lıya mal olduğunu gözönünde bulun- duran idare Avrupanın mühim şehir- Fırtınada yıkılan ağaçlar Belediye ve milli emlâk mü- dürlüğü tarafından satılıyor 'bir halde oraya gönderecek ve orada : ŞEHİR annannnx | Dış memleketlerde sigara satışını artıtracağız Belçika ve Mısır. ile y;ni anlaşmalar yapılıyor, Belçikada fabrika açılacak Tütün ihracatı son günlerde mqn-llmmdekı fabrikalar Bu yapmaktadır. ile konuşmalar Bu zümreden olmak üzere, Belçika- da böyle bir komhinezon yapılması a- şağı yukarı takarrür etmiştir. Anlaşma tamamiyle yapıldıktan sonra, | idare buradan tütünleri harman olmuş bulunacak olan memurların nezareti altında sigara yapılarak piyasaya — çı- karılacaktır. Bu iş yapıldıktan sonra, yalnız Bek: çikada senede 50 bin kilo mamul tütün satılacağı ümit ediliyor. Orta nevi tütünlerin de, hariçte is- tihlâk edilmesini temin için idare hu- sust formüller bulmuş ve ilk defa o mak üzere Mısırda bunu tecrübe etme- ğe karar vermiştir. İhraç edilecek orta nevi tütünlerin başında (on bir kuruşluk) tütünler gel mektedir. Bu işde idarenin gayesi hariçte sa- tışı yükseltmek ve ayni zamanda da, ucuz ve eyi sigara satmaktır. Bir mahkümiyet Mahkeme |1 lira rüşvet alan| memura 3 ay ceza verdi Beyoğlu zabıtai belediye memurla- rından Sadık ikinci ceza mehkemesi ta- | î : Belediye ve milli emlâk müdürlüğü rafından 3 ay cezaya çarpılmıştır. Sa- geçenki fırtmada devrilen ağaçları|dığın suçu Beyoğlu esnafındâan Ham- mt semt toplattırmış ve bunları sat-| parsomdan " İita rüşvet almaktır. Tah- mağa karar vermişlerdir. Fırtınada Bü- kikata göre Sadık Hamparsoma gele- yükadada 52, Heybelide 80 ve Burgaz'rek temizliğe riayet etmediği iddiasile adasında 60 çamla umum? - kabristan- | ceza yazacağını bildirmiş — ve husust| larda (2000) servi yıkılmıştır. — Milli| surette para verdiği takdirde zabıt tut- emlâk direktörlüğünün idaresinde arsa 'maktan vazgeçeceğini söylemişti ve bahçelerde de (3) bin kadar ağaç Hamparsomun alâkadar a ma- | devrilmiştir. Bunlar yıkıldıkları yerler- kamına müracaatı üzerine polis vae- | de müzağede ile satılmağa başlamıştır. | murları tertibat almışlar ve Sadık Ham- Sarıyerde küiüphıne parsomdan işaretlenmiş lirayı aldığı sı- | N© 'yadn gizlendikleri yerden çıkarak cür- ve akşam dersleri —|mü meşhut halinde yakalamışlardır. Sarıyer Halk Partisi nahiye kolu bir Sadık 30 lira da para cezasına çarptı- kütüphane açmağı — kararlaştırmıştır. | "İmıştır. Ayrıca üç ay da memuriye-| Üç yüzden fazla kitapla kütüphane-| tinden menedilmiştir. nin resmi küşadı yapılmış, bu hayırlı K işle yakından alâkadar olan hayır seven Gümrük'erde tetkikat ler ayrıca bir çok kitaplar hediye et-| Gümrükler umum müdürü Mahmut Gündüzle teftiş heyeti reisi Muammer mişlerdir. Parti faaliyetinde daha ve- rimli olabilmek için akşamları Alman-| Kocabaş İstanbula gelmişlerdir. Umum müdür gümrük kadrolarını ca ve Fransızca kursları — da açmıştır. Civardaki mektep talebeleri bu kursla-|tetkikle meşguldür. Muammer Kaca- ra âdeta akın etmektedir. Yakında kü-|baş ta bazı teftişler yapmaktadır. Kadroya lüzumu olduğu için evvel | tüphane ve kültür kolu menfaatine bü- | Dördüncü Müfettişlik Mal müşavirliği Dördüncü müfettişlik malt müşa- virliğine tayin edilen Üsküdar maliye tahakkuk müdürü Âmir yeni vazifesi- ne gitmiştir. İkinci mıntaka mali mü- şavirliğine tayin edilen Beyoğlu mali- ye murakıbı Hüseyinin vazifesine ve- kâleten Üsküdar murakıbı Kâzım ba- kacaktır. İstanbulda açılan maliye mü- dürlüklerile murakıbliğe hazirana ka- dar kimsenin tayin edilmeyeceği söy- lenmektedir. Tunuslular Bizden Kına İstiyorlar Tunustan ticaret odasına gelen bir mektupta bir firmanın iyetli miktarda kına istediği bildirilmek - tedir. Kına memleketimizde hemen he- | men en az istihlâk edilen bir mad -| dedir. Bu itibarla memleketimizde bunun yetiştirilmesi hususunda hiç bir çalışma yapılmamıştır. Gümrük- te Hindistandan gelmiş ve beheri 75 şer kiloluk (3000) balya kınma senelerdenberi kontenjan müsaade- si beklemektedir. Bunlar transit mal olduğu için ya- pılacak taleplere cevap vermek ü - zere sevkedilebilecektir. Maamafih ticaret odası memle - ketimizde kına yetiştirilmediği için bu talebe menfi cevap vermişler « dir. | Eoğazda bir Serseri torpil Görül!dü Karadeniz boğazında 42 derece, 19 idakllin arzı çimak ve 98 dörece. 37 di Wlıikıı tulü şarkide deniz üzerinde yüz- mekte olan bir maya görülmüştür. Deniz ticaret müdürlüğü — tarafın» dan bir mülreze gönderilmiş, fakat bül 'müfreze Mayn'e tesadüf edemediğin- den geri dönmüştür. Mayn'in Rumeli feneri açığında dolaşmakta olduğu an- laşılmıştır. Müfreze taharriyata devam letmektedir. Trakyanın kadastrosu yapılırkan tayyaredan istifade edilscek Trakyada yapılmakta olan kadastra tahriri için kadastro umum müdür mu- avini Osman, tapu müfettişi Avni ve kadastra müdürü Celâlden mürekkep bir hey'et çalışmaktadır. 7 Trakya yedi mıntakaya ayrılmıştir. Her mıntakada bir kadastro müdürü we beş tane de kadastro komisyonu bu- Kunacak ve bu komisyonların emrine «16» kadastro ve «33 »te posta memü- ru verilecektir. Bundan başka her komisyonda bi rer tapu ve fen memuru ile kâtipler d& İvazife alacaklardır. Trakya kadastror sunun fenni bir gekilde yapılması içir (Flometr) usulü ile tayyareden istifar de edilmek suretiyle arazi mesahalari tayin edilecektir. Yahya efandi mezarlığı — Beşiktaştaki Yahya efendi mezarli* Bi hali işbaa gelmiştir. Badema bura” ya hiç ölü gömülmemesi için vekillet hey'etine müracaat edilmiştir. Eyüpte Yangın Eyüpte İslâmbey mahallesinde evvelki gece yangın çıkmış, evin bir merdiveni yanmış, derhal yetişen itfaiye tarafından ıöndüıülmüçıür.' Sıhhat Bilgileri Yazan : Ruh ve sinir hastalıkları Vilâyet dahilinde hayvan hastalıkları ila mücadele Son yıl içinde İstanbul vilâyet ve mül- ! hakatı dahilindeki ehli kayvanlarda 11 |kuduz vakası tespit edilmiştir. Kuduz köpeklerin ısırması suretile vukua ge- len bu hastalıktarı dolayı da iki merkep, 9 sığır öldürülmüştür. Ayrıca üç tane de yanı kara İınıta-! lığı tespit edilmiş, vilâyet ve mülha-| kattan 4Ö yerde tavuk difterisi, 26 yer- de tavuk kolerası görülmüş, difteriden | 125 tavuk ölmüş, 1566 tavuk ta derhal |tedbir alınarak aşı yapılmak suretiyle | kurtarılmıştır. 2 yerdeki tavuk çiçeği| de aşı sayesinde tamamen bertaraf e- dilmiştir. Kabataş mendireği temizlenecek Kabataşta milli emlâk müdürlüğü- nün her yıl müzayede ile kiralanan bir 'mendereği vardır. Son zamanlarda menderek dolduğu için istifade edile- mez bir hale gelmişti. Millt Emlâk mü- yük bir müsamere vermek te düşünül-| ce açıkta kalan memurlar bugünlerde “mektedir. yeni vazifelere tayin olunmaktadırlar. ! mürlüğü mendereği temizletmeğe ka- rTar vermiştir. — a Aç bir karnın arzularından kurtulmak çaresi yoktur. İnsan- lar için bir çok fenalıkların sebebi budur. Homiöre minnet beklemez. * Dünyanın en büyük zengini Rockfeller her yıl hayır müce- seseleri için (600) milyon lira verir, Bu adam artık kemal ha- lime gelmiş bir insandır. Maksim Gorki wandim ve sevindim. Hepimiz insanız. müsaviyiz. Bir yoksulun sana yaklaşmasına kızma.. Çünkü sen de ona benzersin. Yalnız biriniz tok, öte- kiniz açtır. Senin tokluğunu ona da verirsen, mes'ut olursun. Hintli Mahmut Gaşza Kin ve gururumuz * biliriz. Serçeler kış gelince, karlar üstünde halsiz ve zavallı yem arar, dururlar. Pencerenizi bir sabah açtığınız zaman sırtüntü uzanınış ve kaskatı kesilmiş küçük bir kuş görürseniz. benim gibi ağlamayınız. Çünkü eğer ona yem verebilseydim, yaşıya- caktı. Şimdi karşı harabede bir kovuk içinde yatan dört çocuk- lu zavallı bir anaya her gün sıcak bir çorba gönderiyotum. Kontes dö Noay Her dakikan senin * Öyle insanlar vardır ki başkalarına yaptıkları bir iyiliğin he- men mükâfatını ve teşekkürünü beklerler. Bazıları da iyilik yaptıkları kimselerin kendilerine minnettar ve borçlu oldukla- VECIİIZ SÖZLER rını sanırlar. Fakat hayır, hakiki bir insan iyilikten mükâfat ve ——— — —— Tolstoy * Düzkün ve zavallıların kederlerini yok ettim. Bana dediler ki: «Ne zevk duydun?.» dedim ki: «Büyük bir zevk..» Yaptı- gam iyilikle düşkün ve zavallı benmişim gibi, karnım doydu, Şeyh Sadi bizi kötü bir batağa sürükler, aağır ve kör eder. Halbuki kinden ve gururdan âzade olursak, tevazula ya- şarsak, düşkün ve yoksul insanlara acımasını, yardım etmesini Tolstoy * Kendi faziletini büyütmek istiyorsan, meecbur ve borçlu ol- duğun iyiliği, yardımı yapman, şefkatini göstermen ve bütün bu yaptıklarından bir menfsat beklememen İâzımdır, Çin vecizesi duygusuz olmamaşğa çalışman için bir fır- sattır. Bu fırsatları kaçırdıkça duygusuzluk kabı içine biraz da- ha fazla girmiş olursun, Yalmız sana neşe verecek hisleri değil, seni yardıma ve iyiliğe sürükliyecek kederleri de all.. Konfüçyüs mütehasssı: Etem Vassa! C Sinir buhranları ve Tedavi usulleri : Yatağa esir bir sinir hastası tedavi edi- yorüm. Kırk beş yaşlarında olan bu ka- | dın âdetlerini artık göremiyor. Sık sik baş dönmeleri, bulantılar, çur,,ınmlsr). we gaz taryikından ve geğirmeden mü- tecssirdir. Fazla hassas oluşu sık sık değişen ıztırap ve teessürleri daha çek || maneviyaltı üzerine müessir olduğu için kendisinde bir çok hastalıkların birleş- tiğini, kalbinde bozukluk, ciğerlerinde çürüklük ve hattâ verem — başladığın! söylüyor. Baş ağrıları, ayaklarında ba- zan kesiklik gelmesini de yeni başlıyan romatizmalarına atfediyor. Kan tazyiki normal, derecei hararet tas bü, kalp ve ciğerler ve dahili uzuvlar- da marazi bir tagayyür âTâz1 mevcut * madığı halde daimi geçirdiği sinir kriz* leri bu pek te yaşlı olmıyan kadını ya“ tak esiri yapmıştır. Aylar geçtiği halde sokağa çıkmak istemiyor. Endişesi de sokakta bayılrverir, bir tramvay 'l"'f . da kalır ve yahut bir otamobil kendi * sine çarpar diye bu gezinlilerin bir ak- silik doğuracağı kanaalindedir. Yatağının başı ucunda sik sık gelet misalirler, gelen giden hekimlerin vef” diği boy bey ilâç şişeleri ve reçete to * marları bu yatak esiri sinir hastasıt! bıybıümı"ııvıh—yuıııö&eko" karak ve pek az yemesi ve temiz ha wanın oksijeninden mahrumiyeti kanın! zayıflatmıştır. Bu hastaya (ilâçların ğini iyerek) tedaviye Her gün muntazam 1hk su banyo' her yemekten evvel yarım saat sokü < ta, parkta, denize bakan sahillerde BE” zinti yapmasını ve muayyen saatlerde etli, sütlü mun tazam surette yemesini tenbih et! Gezintilere başladı. Evde kapalı kâ dığı günler fazla misafir ziyareti olduğu geceler kaybettiği uykularına tekraf kavuştu, iştiha ile yemeklerini yedi V© on beş zarfında kendisinin de h_nv'_ tet ettiği bir kuvvet ve sıhhar sevinci içinde iyileşti. Artık şimdi yatağa esif olmiamak için bu programa devam edi | yor ve buhran da gelmiyor. — artık kâfi geldi” başladım- lark ve meyvalı yemeklerini cim. kak