O 600,00 Yazan: Doktor Hafız Cemal , Balkan — harbinde — İstanbula '(%.000) altı yüz bin göçmen gel- Büşti! Kızılayın bütün harp cephe - ine gönderdiği tıbbi heyetlere, **Yyar hastanelere ilâve olmak üze- Te İstanbulda da mecruhlar için mü- dit hastancler açmakla bera - w_'ı muhacirler için büyük teşkilât #rak güzide hizmetlerini Stmişti! Arnavutluktan, Bosna ve Hersek- 4 Sırbistandan, Selânikten, Bul- .'Pîıtzmdın, garbi ve şarki Trak - dan kaçıp gelen yüz binlerce göç- Ben, Nilin, Tunanın, Kızılırmağın, s'"ııımn coşkun feyazanları, taşkın- lkl“", Karadenizin dağlar kadar selen ve sahile hücum eden dal-| İaları gibi bir seyli huruşan halinde S“tanbula akın etmişlerdi!. tevsi * Yllk Rus muharebesinde kurulan, | “Unan harbinde (nüve) haline ko- Tülan Kızılaya pek büyük vazifeler Iıq:ıü“ü' Askerlerine bile hakkile amıyan devlet, bittabi yüz bin- ıı;’% muhacire yardım edemiyordu. & cihetle Kızılay yaptığı muazzam ,:!kilât ve tertibat ile (600.000) al- Yüz bin muhaciri şefkatkâr hima- Jesine aldı. * İstanbulda, Rumeli cihetinde, Â- Badolu yakasında, Boğaziçinde bu - ““Nan en büyük ve küçük camileri, Mesçitleri ve bütün medreseleri, i - 'm"“hıneleri, tekkeleri, idaresine n Kızılay yüz binlerce göçmeni Yerleştirdi. ! _Yüzlcrc: dini ve hayırlı meba - ı:"üu kâfi gelmediğini gören Kızıl- Ğ":ltınbulun içinde daha bir çok ük konaklar, evler icar ederek z:hıcirleri oturttu. Bu müessese « de yetmediğinden Yedikulenin #arısında yüzlerce büyük baraka- l.:; Pavyonlar, yaptırarak göçmen - iskân ettirdi. k:"'ıulunı hücumlarına uğrıyan çok Rum muhacirler de İstan - :':ık iltica ettiklerinden bazı kili - ©re ve evlere onları da Kızılay Verleştirdi. Açıkta kalan bir çok Eüı:-emu de Fatih, Âşıkpaşa, Otoga, Akbıyık, İshakpaşa, Toska, [ Yay taraflarında bulunan yan- .% harabelerine mahzenlere, izbe- Ik'ı yıkıkbodrumlara, hamam kül - ıınnı, duvarların arasında bu - . lkn kovuklara sığınmışlardı! Kızılay şefkatli doktorlarını ve İxmırlırım göndererek o kasvetli '.“de muhacirleri toplayıp ida - ı.—indeki dairelere yerleştirmişti. yatlar soğuklar çamurlar içinde i - İ inim inliyerek azraili bekliyen i irler, Kızılayın himmeti ile iyi w,?ıvre iskân edildiklerini görünce (Sühya ağlıya dua ediyorlardı! $ * '.ıîfe bu sırada idi ki, karakış olan- İ".!'ddetile hükmünü icra ediyor - Tipi Durmamaca yağan yağmurlar, ler, karlar, soğuklar, çırılçıplak “'ç olan muhacirleri perişan ve N etmişti. izilay, muhacirlere esaslı yar - '.'_ için bir takım şubeler teşkil ey- Hi. _:îızılıyın büı_ün doktorları ve me- ları esasen mücessem birer na- * kütlesi idiler. Tesis edilen (mu- Kızılayın tarihi hatıraları ( Balkan harbindeki .hizmetleri | 0 p Çocuk bakımı dersi larını, hüviyetlerini, nelere muhtaç | lar, ağlıyan kızanlar inliyen koca - olduklarını yazdılar. Her mıntaka- |lar vardı. ya mahsus defterler tanzim - ettiler| her birine hüyiyet vesikası verdiler. | / yaflı bölmelerde yanyana uza - Kızılay bunlara yüz binlerce ça - maşır, fanilâ, elbise, yatak, yorgan, battaniye dağıttı. Büyük camilerin avlularında kazanlar kaynatarak etli yemekleri, pilâvları, çaorbaları, ekmekleri her gün muntazaman tev- zi etti. Evlerde oturanlara haftadan haftaya erzak ve para dağıttı! Ba - rakalarda oturanlara para hububat ve hattâ hayvanlarına bile arpa, sa- man, kepek tevzi etti. Bütün muhacirlerin sıhhi ve iç - Talebeye mahsus diyet mutfağı timai vaziyetlerini tetkik ettirerek günü gününe malümat almak ve hastalarını tedavi ettirmek için sey- yar bir doktor ve kâtip tayin etti. Sabahtan gece yarılarına kadar do- laşan doktor muhacirlerin hastala- rına bakıyor, ilâçlarını veriyor, kâ- tip te isimlerini, hastalıklarını def- tere kaydediyordu. İstanbula her taraftan gelen mu- hacirlerin çokluğundan, kışın şid - detinden, karlardan, mahsur hava- dan, sefaletten, — mahrumiyetten, pislikten, dolayı hastalıklar arttık - ça artmıştı. Şiddetli gripler, zatülri- eler tifo ve tifüsler, dizanteriler, ve- remler salgın halini almıştı. Ölen ö- lüyor, kalan kalıyordu. Büyük ve küçük camileri içinde yer kalmadı - ğından camilerin duvar kenarlarına ve avlularına dolmuşlardı. Yağmu- ra, tipiye, kara karşı Kızılayın çadır bezlerile battaniyeleri siper oluyor- « MELE Sinemasında u lüi""ı heyeti), göçmenlerin otur - K tları yerleri, gece gündüz gezdi- . muhacirin ailesini, kızan - i du. Kızılayın dağıttığı mangalların harici kafile kafile Kızılay Anadolu kömürlerin önünde titreşen kadın-'ya göndermişti. Anadoluya (55) ki- KIZILAY AAA rleştirdi LK İ İşte bu kesik kesik yerciklerde, nan ölüler, kadid olmuş vü- cutlar, can çekişen hastalar, çocuk- larını koynunda ısıtmağa çalışan anneler, bağrışan öksüzler ölüleri « ne ağlıyan vaveylâ koparan insan » ların etrafında Kızılayın doktorla- rı, memurları dolaşa dolaşa ilâç er-| | zak yiyecek dağıtıyorlardı! Muhacirlerin arasında hastalık ve ölüm o kadar çoğalmıştı ki: Be lediyenin, evkafın hastaneleri, ölü- leri konulan tabutları, mıntaka, , e murtaka dolaşan, Kefezi veren Kı v Umumi harpte tesadüf ettiğim zılayın memurları kâfi gelmiynrdu.'bi' askerin (55) kişilik kafileye Ş mensup olduğunu anlayınca sor - Bazan oluyordu ki (24) aa ziyade ölüler cami köşelerinde has- $den mürekkep bir muhacir kafilesi gönderilmişti. saatten — Bizi o zaman çok sıtmalı bir yere yolladılar. Akrabalarımın hep- si hastalandılar ve tedricen öldü - ler. Baktım ki ben de öleceğim he - men kaçtım tedavi dum. — Orada başka yerli ahali yok talarla sağlamlarla yanyana kalı - yordu! Kızılayın üzerine bir de toc- hiz ve tekfin masrafları binmişti. İşte bu sebeple ile Kızılay Gedikpa- şada bir muhacir hastanesi açmağa mecbur oldu, ve bir hafta içinde mükemmel bir hastane kuruldu. muydu? * — Moskof muharebesinden beri Bütün muhacirlerin bulunduk -| her memleketten gelen muhacirle - ları yerleri her gün muntazaman ge- rin bazılarını oraya yolladılar. zen Kızılay doktoru, yatırılması Gelen öldü, kalan öldü. O yerin icap eden hastaları araba ile muha-| *trafı kıyamet kadar mezarlarla | doldu! oldum kurtul - cir hastanesine gönderiyor, diğer - lerini ayakta tedavi ediyordu. Genel merkezde bulunan büyük .B," VA Edırn gnandaki uııı n l bütün islerini $ gittim. Camiin içi dışı muhacirlerle zatlar Kızılayın ülı.m HPRTRİ '_'h “|dolmuştu. Tabuthanede dahi muha- re ediyor ve muhacir hastanesinde Çirler bulunduğunu haber verdiler. bütün tıp şubelerini teşkil ve tan - Gittim. Teneşir tahtalarının altın - zim ederek muhacir kadınlar - için|da, tabutlarda yatan kar tipisi fır - doğumhaneler tesis ediyordu. tınasında titreşen göçmenleri gör - dükçe tüylerim ürperiyordu. Kızılayın anbarlarını bereket ve * servetlere, * varidatını milyonlara | İşte Türk milletinin masum kal - yükselten zevat yüz binlerce göç .İhinden doğan Kızılayın Balkan har- 'binde yaptığı güzide hizmetlerin - den bir kaç hatırayı yazdım, $ Çalışalım! Çalışalım! | teplerde muhacir çocuklarını Oku"ıKızııayı döğil her yık her gün yar turuyordu. Kızılayın ’“?'_'ğ' '_e!_ki "|dım edelim, para verelim! Çünkü lâtla (600.000) muhacirin içinde her ne vakit olsa Kızılayın şefkatli tahsile heveskâr gençleri leyli mek- kucağına, merhametli ellerine, in -| teplere, iktidarlı olanlarını da, ta - saniyetli yardımlarına muhtaç ola - vassut ederek, İstanbula ve Anado- cağız. luya memuren sevketti. Bir çok / Son söz: Çalışalım! Kızılaya de- gençleri Kızılay hastanelerine me - ğil her yıl, her gün yardım edelim, mur olarak yerleştirdi, Balkan har-|para verelim! Çünkü her ne vakit binin mütarekesinde binlerce mu -|olsa Kızılayın şefkatli kucağına, merhametli ellerine, insaniyetli yu-l dımlarına muhtacız. menleri giydiriyor kuşatıyor yatı - ş . | rıyordu ve her camjde açtığı ıııek-| Öontükiü — e— MARTHA EĞGGERTH'in vevsen KLO-KLO < Büyük operet filmi |Eski Yunanlıların giyinm şekilleri ihya edildi Şıyfı 5 e Bir müddettenberi İstanbulun ku- maş satan ticaret evlerinin came- |kânlarına bir göz attıysanız, kumaşla |rın teşhir şekillerinde büyük bir de- ğişiklik yapılmış olduğunu fark et- mişsinizdir. Artık kumaşın şu veya bu şekilde yapılıp asılması topar - lanıp açılması ile iktifa edilmemek- tedir. Şimdi kumaş tıpkı kesilmiş bir elbise haline getirilmekte ve ü « zerine makas değmediği halde tıp- kı bir elbise halinde mankenin üze- rine geçirilmektedir. İstanbulda üç beş aydan beri yal- nız kumaş mağazalarının vitrinle - rinde tatbik edilmekte olan bu usu- lü hakikatte Hollyvoodun meşhur yıldızlarından Delma Byron çıkar - mıştır. Bu genç kadın müzede eski Yunanlıların giyinme — şekillerini |görmüş, pek beğenmiş, ihya etmeyi |düşünmüş ve ortaya yepyeni bir moda çıkarmıştır. Resmini bu yeni moda- ya uygun bir clbise ile görüyorsu « nuz. Bu elbisede makasın değdiği kısım yok denilecek kadar azdır. sreyi KOKoABA N D, N Yo ea lır |F UPR İrrgİqrın ; ÇLKDALD KA GU S ei TT ST JAMES CAGNEY $ RUBY KEELER DUCK POWELL JOAN GLONORL |P? RUTM DONNELLY İ İ Bugün saat İl1 de matine — —— (AŞK YOLU)