. . . . eniz INCİSİ Kadircan Katlı “> 23/7/9365 > Akd Hasan ağa kendikendine düşündü: Saraya lâyık bir kız!. Gemideki Eatrler Unula Mustafa Paşa bunu söyler- ken donanma kumandanı Piyale Paşaya bakmıştı, şehzadelerin hizmetine verilir, ya- hut padişah tarafından vezirlere ar- mağan edilirdi. Çöcuklar ise Ende- Piyale Paşa cevap verdi: runda okutulur, terbiye edilir, bü- — Bunun için tedbirler aldık. yütülürdüş Padişahın hususi hiz - Lâla Mustafa Paşa Şoluk Meh -|metlerini görmekle işe başlarlar ve mede döndü ve sordu: vezirliklere kadar yükselirlerdi. — Başka?... Başını sağa çevirince yarı karan- — Başka bir şey yok. Vurduğu -|lık köşeden ona doğru bir genç kı- muz Venedik gemisinden yüz kadar | zın koştuğunu gördü. forsa ve kırk elli kadar esir aldık.| Hasan Ağanın Bunlar için emirlerinizi dileriz. Gözleri z — Esirler arasında, kadın, kız ve| Bu genç kız başgardiyana koşa- çocuk var mıdır? ,İrak önünde diz çöktü: — Var devletlüm. — Allah aşkına beni dinleyin... — Onları yarın sabah yola çıka -| Ben kâfir değilim... Ben Demir Be- cak olan Muhsin Ağanın kalyonuna | yin kızıyım. Benim nişanlım var. kaldırsınlar. Forsaları da sana ba -| Durmuş reisin gemisinde İeventtir. ğışlıyorum, Gemilerinde alakoyar-| Ona götürün beni. Yahut haber yol- sın, yedek olur. layın, hemen gelir... — Başüstüne devletlüm. Baş gardiyan ağır ve kalın sesile: — Biz yarın Fihikeye gitmeyi ka-| — Artık biz karışmayız sana... yarlaştırdık. Sen kalırsın. (Memi|Bu ağaya söyle... is) neredeyse (Suda) dan döner.) Dedi. raber yola çıkarsınız ve ardımiz-| pi ğkeım gözleri erımımığti: dan yetişirsiniz. Zaten yorgunsu - İnci, kavrulmuş kal A yen deki bu adamın parlak bakışların - Şoluk Mehmet gülümsedi ve sertİda hiç bir korkunçluk bulmadı. bir sesle cevap verdi: rk sevimli idi. — Yorulmak bizim için değildir, devletlim. Emrediniz, hemen şim- di dünyanın ucuna gidelim. z tekrarlamağa başladı. — Biliyorum. Lâkin dinlenmek| Genç kız, yüzünün ağzından yu- gene hayırlıdır. Yiğitlere benden 6€-| karısını başörtüsünün kenarile ka- lâm et. Hasan Ağa esirlerin taşın -İpadığı halde ona dikketle bakan en masında bulunsun... Nerede 6?.. |duygusuz gönülleri titretecek ka - Vezir başçavuşu hemen Hasan a-|dar güzel görünüyordu. Yanağın - gaya adam koşturdu. daki Kapkara ve güzel ben, çakır Hasan Ağa, Habeşli bir hadımdı. gözler ve oradan penbe yanaklara Sevimli bir yüzü vardı ve bakışla - doğru damlıyan inci gibi göz yaşla- rında zekâ okunuyordu. Lâla Mus-|rı, fildişinden yapılmış gibi elleri, tafa Paşa kendi işlerini hep ona gör-|düzgün ve ince boyu, kumral kâkül- dürüyordu. Hattâ bu yüzden Kıbrıs | lerine kadar alımlı idi. Söz söyle seferine giderken bile ayırmamış, | yişi ise bütün bu güzeliklere bir kat herkesten çok ona güvendiğini gös-| daha güzellik katıyordu. termişti. Hemen ona döndü ve ayni sözleri Hasan Ağa da Paşanın huylarını Saray a Löyek gok iyi biliyor, o (lep...) demeden! ii li leblebiyi hemen anlıyordu. İ © Hasan ağa kendi kendine şöyle Saraya Konulacak düşündü: — İşte saraya lâyık bir kız...Böy- lesini yıllardan beri ,görmemişler. dir. i Ayni zamanda genç kızın kolu- nu tutarak tatlı bir sesle dedi ki: — Kalk, kızım, ağlama... Güzel gözlerin bozulacak. Senin adın ne- Cariyeler Hasan Ağa Şoluk Mehmedin ar- dında sandala inerken Lâla Musta- fa Paşa seslendi: — Hasan... Buraya gel... Ayni zamanda kıç kasaranın ke- narına doğru çekildi. Hasan Ağa o- nun önünde yerlere kadar iğillerek!dir? selâm verdi ve: — İnci... — Buyurunuz devletlüm. — Nerelisin? Bu Demir Bey kim- Diye mırıldandı. dir? — Saraya sunulabilecek bir el olursa iyi bir yere yerleştir. Muh- kızıyım. Babamı oralarda sin Ağaya da söyle. Seni asıl bu iş/tanır. için yolluyorum. — Başüstüne efendimiz... Hasan Ağa gitti. Şoluk Mehmet gemisine vardığı zaman başgardiyanına emir verdi: — Esirleri Hasan Ağanın göste - receği yere gönderin, Hasan Ağa esirlerin bulundukları yere girdiği zaman etrafa şöyle ge- lişi güzel bir göz attı. İlk bakışta göze çarpanlar arasında saraya lâ- yık bir sey sezemedi. — İçelliyim. İçelli Demir Beyin herkes — Yaâüi... Baş gardiyan bir an önce işini bi- tirmek için sabırsızlanıyordu. Kı zın güzelliğine hayran olarak dal mış bulunan Hasan ağanın omuzu. na elini dokundu: — Hey, ağa, topunu birden gö- türelim de gittikleri yerde konuşur. sun. Belki hemen bize yol görünür, "Erenlerin sağı solu olmaz. Hasan ağa ona bakarak: — Peki yiğitim... Peki... Hakkın Saraya lâyık olan esirler yedi se-! var. Haydi, çocuklarla kızları ve kiz. yasından on beş yaşına kadar kadınları Muhsin ağanın kalyonu- güzel kızlarla on yaşından aşağı ol-!na götürün. Erkekler sizin olsun. mıyan güzel çocuklardı. Bunlardan! O Baş gardiyan iki gardiyan ile bir birincileri hareme kapatılır ve ora-|kaç levent daha çağırdı. Esirleri da tecrübeli kalfalerin ellerinde sa-| çözdüler ve bir dizi halinde gemi- ray âdetlerine göre terbiye . edilir, |den çıkarmağa başladılar. zamanı gelince de padişahın, yabut (Arkası var ) ) ü sakinin | SON POSTA Bir Doktorun Günlük Bae Notlarından (9) Veremlilere Ilâç Vermeli Midir ? Leysen — sunatoryormunun o yüksek ilim adamı ve sahibi meslektaşım Rul- ye bana kovuşlarını gezdirirken basta- lanm takdim ediyor ve hastalıkları hakkında tafsilât veriyordu. Bu hastaların içlerinde on beş sene- denberi ayni köyde ayni bina içinde oturan, yaşayan ve sıhhatini kazanan neşeli ümitli hastalarla karşılaştığım zaman bizdeki veremden ölenlerin sa- yısına kalben acımıştım. o Hastalarn odalar çok sade bir yatak takımı ve bir küçük dolaptan ibaretti, ne kolon- ya şişesi ve ne de ilâç şişesine ve kutu- suna tesadüf etmedim. O zaman göz“ lerimi profesöre çevirerek sual sorma» ğa hazırlanırken o derhal intikal etti, Ve «llâç mı arıyorsunuz dektorn dedi ve ilâve etti. — Biz hastalarımıza ilâç hiç vermi- yoruz. Ve bu gördükleriniz ilâçsız te - davi edilmişlerdir. Dikkatimizin, güzel bavamızın, güneşin ve iyi gıdanın bize birer hediyesidir. İlâç hastaların mu - kavemetini kırar. İlâç zehirdir. Fakat biz onlara burada en iyi ilâcı ümit ve yaşamağı (o inanmalarında o buluyoruz dedi Ayni sözü karilerime tekrar ederim. (*) Bu notları kesip saklayınız, ya- but bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız. Sıkmtı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir, Bugünkü maçlar Bugün Fener stadında Fenerbah- çe - Galatasaray maçı yapılacaktır. Taksim stadında da İstanbulspor. la Güneş karşılaşacaktır. Galatasaray - Fenerbahçe B takımları Dün Kadıköyde yapılacağı ilân edilen Galatasaray - Fenerbahçe B takımları arasındaki müsabaka sa- hanın O fenalığından dolayı tebir e dilmiştir. İstanbulspor - Güneş İstanbulspor - Güneş B takımları 'arasındaki müsabakada Güneş klü- bü nizamsız oyuncularla iştirak et - tiğinden hükmen mağlüp olmuştur. l Bugün Yeniden 33 Halkevi Açılıyor Bugün Helkevlerinin kuruluş yıl - dönümü kutlulanacak, gene bugün muhtelif şehir ve kasabalarımızda ye-| niden 33 Halkevi açılacaktır. Bu yeni! Halkevleri ile yurttaki OHalkevlerinin sayısı 136 ya çikmış olacaktır. Bu münasebetle Cümhuriyet Halk Partisi genel sekreteri Recep Peker | Ankara radyosunda bir söylev vere -; cek ve bu söylev her taraftan dinlene- bilecektir. Ankara Halkevinden koro, orkestra, film ve Rondlardan mürekkep bir mü- samere verilecektir. Radyo bu müsa « mereyi de yayacaktır. Denizyollarının yeni yaptıracağı vapurlar Denizyolları İdaresinin yeni alaca- ğı vapurlar için Avrupa tezgâhların « dan gelecek teklif mektuplarına verilen mühlet ay sonuna kadar uzatılmıştır. Martta bir komisyon toplanarak ya - pılan bütün teklifleri tetkik edecek ve mart içinde vapurların ihalesi yapıla. caktır. Havagazı ile zehirlenme Yenicami kemeri altındaki 8/2 sa- yılı odada yatan Hüseyin dört, beş gündenberi meydanda o görülmeyince odası aranmış ve ölüsü bulunmuştur, Ölümün havagazı ile zehirlenmek suretiyle vukua geldiği anlaşılmıştır. Madrit, 20 (Hususi) — Bu sa- turları okuduğunuz dakikada, mek- tuba nazaran daha çabuk gelen tek graf haberleri eğerlspanyada sükütun tamamen avdet oötmiş olduğunu söylerlerse bu iddiaya inanmama- nızı tavsiye ederim: Mutlâka yalan olmasa bile mübalagalıdır. Buna mukabil şiddetli, az çok kanlı bir ihtiiği çıktığın söyler'erse bu haberin hakikate yakın olması ihtimali çok kuv vetlidir. Bu ibtilâli kim çıkarabilir? Ortada tezepzüp âmili olmak üzere belli başlı iki kuvvet vardır, birincisine “kraliyet taraftarları, ikinçisne de komünist derler, "Baha birkaç saat evvel bu iki kuvvetten birlieisinin oşimdi- den faaliyete geçtiği söyleniyordu: General Frankö ile Goddet'in başta oldukları iddia ediliyordu, bir sürü de tafsilât ver.liyordu : — Piyade, süvari ve topçudan mürekkep kuvvetli iki kıta Cuatro tayyare (meydanında (toplandı, şimdi şehre yürüyecek, başlıca hükümet binaların işgal edecek deniliyordu. Siz İspanyollan o bilmezsiniz belki, Avrupanın en seriültesir insanlarıdır. Bir dakika içinde bütün sukaklar boşaldı, dükkân- lar kapandı, ve içinde yaşadığı mız otelin garsonları bile görün mez oldular. Bereket versin rad- yoya; Zira biraz sonra Madrit is- tasyonunda çalışan Spiker hükü- metin kısa bir tebliğini okudu. Bu tebliğde; — Askeri bir hareketin baş- ladığına dair kulakisn kolağa devran eden rivayetler mübalâga- Ldir, deniliyordu. Dikkat etmişsinizdir; tebliğde rivayetin yalan o duğu değil, mü- balâgalı olduğu (söyleniyordu. Fi hakika kraliyet rejimine sadık kalan o zabitlerin (toplandıkları, muvaffakiyet ihtimalini tetkik ettikleri, en küçük b.r fırsattan bile istifadeye hazır oldukları muhakkaktı. Yalıız şimdi'ik ha- rekete geçmemişlerdi. Ne olursa olsu evlerinden çıkamıyan halka bu kısa tebliğ kifayet etti. Ispan- yolların birer birer olduklarını söy» lemiştim ya, radyonun bu tebliği okuması ile sokakların dolması bir oldu. Hattâ bizim otelin gar- sonları bile arzı endam ettiler ve hiç bir şey olmamış gibi müşteri- lerin önlerinde iğilerek; — Bir şey mi emretmiştiniz efendim? Diye sormaya başladılar. * Ispanyayı iğtişaşa sevkedecek olan İkinel âmil komünistlerdir, demiştim. Bunlara daha doğru bir tabir'e “Anarşist - Sosyalist,, da denilmektedir. Mahalli komite- İspanya yeni ve bü ü karışıklıklar arifesinde Kralcılar da, komünistler de bir ihtilâi çıkarmak için durmadan çalışıyorl8f İeri çok sakin bir sokakta, dan çok sakin görünen bir çalışmaktadır. Kendilerini yakından tas istedim, derhal kabul Kartımı yollamaklığım ile sekreterin odasina girm arasında beş dakika bile di. Bu çok genç ve gözleri fışkıran bir adamdı; — lntihabatın verdiği den sonra aldığımız vaziyet sarihtir; Tabiatiyle ne taraftarlarını severiz, ne de yalistleri. Hattâ bir itibarla sonunculardan nefret de Zira bizim gözümüzde seciyesiz adamlardır. Ve bir iktidar mevkiine geçecek olur tıpkı kralcılar gibi bizi yere varlamıya çalışacaklardır. hayır, Ispanyol amelesinin bir tek şey vardır, oda ihtilâldir. Genç sekreter masasının rine yumruk indirerek söy! yalnız değildi, odada idare Üyelerinden yarım düzüne daha vardı, mırltı ile söze karışarak mütemadiyer te'yid ediyorlardı. * Sokağa çıktığım zaman elân devam ediyordu, fakat bu sükünda fırtmaya edecek bir durgun havasi gibiydim, içimden; — Kim kezanacak? Diy? şünöyorum, bir türü de " veremiyordum. Muhakkak dakikada yamruk olarak yine askerlerdedir, ekseriyet müfrit sosyalistlerde görü dir. Yalnız aralarında İt“ 4 program, bilhassa işleyen bir , yoktur, bunun içinir ki âdet * yetlerinden istifade ( edebil” $ imkânı azdır. Ve bana özle yor ki bu defa da partiyi A dil sosyalistler:e sola m Fi , Borjuvalar kazanacaklardır. muhakkak bu kazanç olacak, iki müstehada fırkaların müdahalesi ile yine kopacaktır. #* Çekirdekten yetişiyo , Küçükpazarda Dolap sokak” yılı evde oturan (10) yaşında gi İmet kiracılara ait 3 çift iskarpini mıştır. Rum Patriğinin. edis Rum patriği | seçilen eh | Benyaminin mabet dışında ” ve bise giymesi hakkındaki dahili $ kâletinin teklifi Bakanlar kabul edilmiştir. .