Vİ Yazan: Gerhart Ellert — 101— a SON POST ğ N po ee A Sin e 7 Adliyesinde HİKÂYE A akel Ki l 7 z Et #i? - serisine Ekrem - Talu Ey enine SEBATKÂR ÂŞIK Attilâ, çadırın perdesini araladı: |seie verir müsün görükeir ören da İstanbuldan ticaret reisi Memduh, A- #rr ceza reisi Suat, müstantik O Ramazan,| Sündiyedeki bu mor salkımlar arasın-| — Al, bak! Bunu dünyadı bekle. | Kararğâhı bozunuz, dönüyoruz dedi. |. Şam adan Kün | ayl yl dn mn mezi Ahmet Kemaleddin; birinci hukuk rsisilkün pencerelerinden dışarıya fışkıran Mektubu arkadaşına uzattı. O da — Kaçmışlar!.. o Kaçmışlar!. At-İmişti. Demek ki diyordu, ric'at, tasav- Suphi, aza Murat, birinci ceza reisi Sa -| kahkahalar, bahçede, temmuz güneşi-| yüksek sesle ve hayretle okudu. bisi. Attilâ saatlerden beri semer yoğam-! Ma dayanarak nasıl durduysa yine o va- Ziyetini bozmadı. Çıkarılan feryatları İşitiyor, fakat © iğitmek istemiyordu.! Her türlü ihtimalleri gözönüne getirip! tartan ve ölmeğe karar veren bir kim-! pe hayata geri dönemezdi. ORUEİ — «Semerleri ateşleyiniz!.» Emrini Fakat ilk defa olarak onun bu öz! Yine itaat edilmedi, hattâ söyledikleri-| Ri işiten bile olmadı. — uKaçmışlar! Düşmanlar kaçmış, Kral Attilâl..» Bütün ordu bu feryadı göklere çı- ter ter tepiniyordu. Atları Getiriniz!, Hıristiyanlar: e «Allahın bir mucizesi!» diyerlar- Putperestler ise: — «Hünlerin sihiri!.» diye bağır Yorlardı, — «Kral Attilâ, başımıza geç!. Bize da eti.» Yığılan semerler darmadağınık ol “Thi arayıp buldu. Atları getiriniz. Ge- ) anilan arabalara koşunuz! Ev- Yeli yağma edilen ganaimi, sonra ka- “inler yükleyiniz! Bize kumanda et, Aktilal, p Kral atına bindi ve yavaş yavaş te- — Peden aşağıya inmeğe başladı. mel inn önünden geçti, düz ovaya doğru "> İlerledi. Bir kere daha cenuba doğru Romalılar ayni yerde karargâh Şİ) kurmuşlardı, tabii muharebeden bir İİ Sece evvel olduğu gibi Fakat... m. var. Ben ise şimdi mağlüp Ger- ' Attilâ atını yavaş yavaş Şark yolu- İ| Ya doğru yürüttü. Arkasına bile bak- Baş “ökmeden evvel bir tepede nöbet bek- , İsen askerlerin yanında duruyor ve © rah tetkik ediyordu. Bu aralık Hün- #İ nidaları işitti, Iı çevirerek cenuba doğru bak- 8 Roma ordusundan da bazı kıt'alar di Ayrılarak tepecikler arasından nehre | öğre giöyordu. Aetiis bunu göstere- | —alşte Vizigotlar gidiyorlar. Attilâ Konu bilmiş olsaydı, bize ikinci defa ter halim yaman olurdul.» N İG «Halbuki Attilâ bunu bilmiyor!. / ağn eğ Sa sayede, dostla beraber düşman da) : ayrılmış oluyor. Kral Teodo- Yi'in ölümü çok fena oldut.n | | Şimdi beş kardeş, ölen Kral Teodo-! | pikin mirasını paylaşmak için biribir, | riyle çarpışacaklar. Torismunt, «Dev-' f. : uzaklarda geçirdiğim her saat tehlikeye düşüyor,» o sözünü 1 etti; ne söyledimse para etme- Ark Galya tehlikede değil, vazi- Kİ “m bite, deyip durdu» A — «Evet, Galya kurtuldu, kurtul Sİ ÇSamma ne kadar zaman için, Avi- i li 2, e) Baş kumandan uzaktan Hün ordu- g* nn Şarka doğru toz içinde uzak- i tuklarını görüyordu. ' Yeniden Roma Kapılarına Doğru iç or, kimse hatırına getirmiyor-| çadırın iki kapı örtüsünü tutup açtık- İİ Ordunun geri © döneceğini kimse | halinde iken giyerdi. Attilâ, iki eliylel| yi OÖneges'in aklığı son raporlar a sonra dedi ki; : a şehri önündeki karargöhtan gel vur edildiğinden daha çabuk olup bitti. | geltin Avni, dördüncü hukuk reisi İrfan, Evet,, hattâ Attilâ işitilen rivayetler-|azadan Sakıp, Hüseyin, Fazıl, Salih Zeki, nin kızdırmakta olduğu toprağe serin, — Hüviyetini gizleyen bir kadın, if, ikinci & isi Tı ikinci çö ie ? sularını serpen fıskiyenin fışıltısına |seninle görüşmek istiyormuş. Mülâ- den evvel yüzgeri dönmüştü. Payitaht- Nazif, ikinci Gcaret reisi i İkarışıyordu. kat için zaman ve yer tayin ediyor. Fe- ta dış kordonu muhafaza eden bekçi-İhukuk reisi Zeki, beşinci hukuk reis Ah - Fire a a , r iy ler, sabah karanlığında Kral Attilâ ile) met Kâzım, müstentik Hieyin Cemal, | Hergün. öğleden sonra buraya mi-Jna Fu). Durma, girl dedi ; yi içeri girdiklerini ir : 5 Bürhaneddin, len başka, kızları Nevin, Güzin ve Şer- | olmuştu. Kekeliyerek cevap verdi: Ödü imi iği Osman Ayni, Üsküdar min için gelenler başka, oğulları Said! — Ben, yalnız, nasıl giderim? Uta- e bükimi İrfan, ihtisae hâkimi Refik,|ve Vedid için gelenler yine başkaydı. /nirım. Kim bilir ne azametli bir kadın- Ordu çabucak Tuna ovalarına yer- | müsün sulh hâkimi Halit, aza Oo Köşke en sık devam eden, Saidin dir! İstersen sen de benimle gel. 80- leşti, çadırlar kuruldu. Hünlerin eski| Hakkı, Mehmet Fazıl, müstantik Âdil, 2*| mektep arkadaşı Remzi idi. Daima e- | kağın köşesine kadar olsun. Fakat, ön- durgun, hareketsiz hayatları yeniden|sa Bürhaneddin, anih hâkimi Celâleddin, İlinde küçük bir demet çiçekle gelir ve|ce bana yemin et ki, Güzin hanıma başlamıştı. Attilânın yegâne düşünce-|928 Ertağrul Sait, Tabir Hilmi, sulh bâki İp anları, mahçup bir tavırla, daima Gür | hiç bir şey duyurmıyacaksın! si yeniden Romaya, yalnız kendi Hün-)i Orman, Sekin, pref E Kk elim ojeli Said “ bu teklifi kabul | sisi ve leriyle çullanmaktı. Ne sarayı yakinin- Mi “ o Sürü, R Üskü sulh Remzi, Güzine çılgıncasına âşıktı, arkadaşına bir sürü nasihatler © verdi. de oturan Burgonyalı kadını, ne de Bülümi Mazhar v md fakat aşkını bildirmeğe bir türlü dili Remzinin cesareti yerine gelmişti. Ma kraliçe Kerka'yı düşünüyordu. Yalnız Zeki, sulh hükimi İsmail, eni Tevfik, |varmıyordu. Her gelişinde, | salonun dem ki Güzinden hiç bir ümidi yoktu, silâhlanıyordu. Bu hareket tâ İtalya- Sait, Şakir, ihtisas müstantiği Saffet, sulh | bir köşesine büzülür, meftun hazarları- böyle bir fırsatı ne diye reddedecekti? ya kadar duyulmuştu.. Halk endişe i-İhâkimi Niyazi çaza Hıfın Şakir, sulh hâkimi | nı Güzinden ayırmayarak, öylece otu-| Bahusus böyle bir maceranın, kendi- içindeydi. Abdülkerim Behçet, o Alâeddin, Münir, rur, başkalarının söylediklerini dinler- |sini, Güzinin nazarında kıymetlendir- Nizameddin, Kadri, Cevat, Tahsin, Ce -İdi. mek ibtimeli de vardı, sepet pah ayinda Kün Okt) vr, Avni, Âd, Tevfik, Reş, Resi, Nar) © Kendisiyle alay edildiğinin farkım , x La Eş Kiz sanki Den )>ni» Reşat, Nusrat, Niyazi, Celileddimlda olmıyarak, o Remzi, kemali) Tatlı bir yaz akşamı idi. Ay, bulut emeğe Payitahtta Mustafa Asım, Hasan, ihtima müstamtiği| ..Giyetle hayaller kurmaktaydı: Güzin ların arkasında gizlenerek, caddeye es- gezik kalmıştı, Kral ikinci oğlu Elek) iğekkı, aza mülâzimi Beyban, Ali, Meli -|. Ğ iz iz bi veri le Deialmidi İla a şipeş Ni ei ile evlenip, bal ayını, babasının Milâş- |'a7engiz bir çeşni veriyordu. y z ba, zi 4 ee kürk taki çiftliğinde geçirecekti. | Kendini Remzi, bu gizli mülâkat için tayin Akileya gehri muhasara dileişl, İn “Arda ME Zek “dere Mat onunla kolkola bağlarda, tütün tarla. edilen boş tarlaya doğru helecanla is Fakat marta kadar hiç bir netice clde| yapın Seniha, icra memurlar Gülüzar larında gezerken gözönüne getiriyor |erlemekte idi. edilemedi. Çünkü orduya Attilâ değil, Ekrem, Mehmet Arif, Ziya Nuri, Muhtar| ve kendi kendine heyecanlanıyordu. yeller birden siliniveriyordu, O zaman, de heyecanını ilâve ediyordu. düşünceli bir hal alıyor (o ve salonu Remzi, Saidi bir kaç adım geride ik, Halil Körsl, terkederek, doğruca Saidin odasına ili! bırakmıştı. Gözleriyle alaca karanlık. Nihayet şehir düştü ve Hünlerin tab-| #öikmet, Nazif, rsi na Gedek Me vE lm yer Eş ribine uğradı. Ordu yürüyordu. Medi-İ Faridan, Üskürlardan Orhan da vardı. |öDÜ7İE © El dna olancm,Mantua ve Pavin şehirleri de | rsi derd döküyordu: tık tatmak üzereydi. Lâkin kadın gö- zaptedildi. Büyük bir Hün dalgası Ro- Son Posta | — Kusurumu, kabahatimi bilmiyo- İLÂN FİATLARI 5 | iyi İTünmüyordu. Yalan mı söylemişti? A- kadar ak; yordu. Fakat or- rum azizim amma, her nedense ka ime duda büyük ime göni Jdınlar benden hoşlanmıyorlar.. diyor- eya tayin ie yer başkaydı da, Rem- & ti. Bütün Hünler kırılıyordu. | Gelişi meal du: izi mi eyi anlayamamıştı, yoksa? Ge- bir sütünün iki satırı bir (santim) sayılır. Bu sırada Bizansın bir ordu ile Roma-)İ deiumumisi Reşit, Mehmet, Mehmet Hik- ya yardıma gelmekte olduğu şayi ol-İmet, müddeiumunü başmuavini Salih E- du. sat, muavin Şefik, Halil Köril, Celâleddin, Said dg — risin geriye dönmek üzereyken, ora- Bü Gi Lari Rna 5 Lu er ie salıyor. kva, kalın bir akasya ağacın dihin. len iki papaz Attilâ ile konuşmak is- | — Biraz kendini topla. Benim gibi (e bir gölge gözüne ilişti. Yüreği çar- tediler, Attilâ onları kabul etti ve Ae- ol! pa çarpa, Remzi o tarafa doğru se tüs ile mutlaka harp edeceğini söy- — Senin gibi mi? Banu söylemesi |S1t- a Peli el, boynu: liyerek kendilerine bir yüzük uzattı: alayim Sö ıkıgıklıın. - Oysa ki) 22 sarıldı. tre ir sed: — Bunu baş kumandan Aetiüme| ii a LAR pl e lez Ayo, yay bey.. San banı sevi- götüreceksiniz. Hediye değildir. Ka- — Sen bir kere bana şunu söyle; | 7o'muşun. öylâ mı? talonum'dayken ben, hayatta kalan a- Hangi çeşit kadınlardan ol yö Diye bağırınca, zavallı delikanlı, dam, bu yüzüğü bir ölüye vermek iste- Sip bayan Lemanın evindeki arab bacıyı dim. Halbuki iş değişti. Şimdi bu yö Remzi kızarıyor, bozarıyordu. Ar. |190*1 züğü bir ölü bir diriye gönderiyor! kadasını katıla katıla güldürmeden, o-| | AYni zamanda, arkasında gevrek dedi Dun kız kardeşine gönül bağladığını bir kahkaha çınladı. Belli etmeden pe- Sonra ayağa kalkarak: nasıl itiraf edebilirdi? Onun için şu ce- | $ini takib eden ve esasen bu muzipli- zarfında karargâhımı terketmiş ola- caksınız!. dedi. Yalnız kalmca dışarıda hastalıktan kırılan Hünlerin iniltilerini duydu ve koltuğuna gömülerek gözlerini kapa-| dı. i Faydasız Bir Hücum | Oneges ertesi sabah büyük bir en-! ER a dişe içinde karargâhı dolaştı, hastaları (| ox 75 T.B. 1 3440 || 9 8 Hazine B.64,50 3 — Bir sentimde vasati (8) kelime vardır. 4 — İnce ve kalın yazılar tutacakları yere göre saptimle ölçülür, - i iğ Ez #enirim. « |hem * Son Posta 0 olsa da, tombul olsa da beğenirim. İstanbul Gelir ve Para BORSASI 22-2 -1936 ne istiyorsun? isini , rk İ diye güya araba çıkışıyordu. | Remzi içini çekiyor ve ümitsizliğini işrab eder bir tavırla başını sallıyor- du, Arkadaşı onu omuzlarından tutup dersiniz? yine de mütenebbih olmadı. — Üzülme, dostum! diyordu. Daha Istanbul » ; e ceza | safirler gelirdi. Bayan Leman için ge- Remzinin neş'esi birdenbire | zail 3 Nadir, aza il Civar bir köşkün açık pencerede: | Ellak kumanda ediyordu. Hünler bu)Nail, İbrahim Halim, M. Turgut, aza mü -) O Fakat, nazarları, Güzinin müstelizi rinden fırlayan radyo nağmeleri alşa- yüzden bağırarak Kral istiyorlardı. İlâzimi Meliha, Necati Fevzi, ihtisas müd-| bakışlariyle karşılaşınca bütün bu hac (700 tabi güzelliğine aynca musikinin Ahl sevginin, sevilmenin tadımı ar- ği vabı veriyordu: ğin, ağabeyiyle beraber mürttibi bu- iğ il dari ölen. Bi zayıf | unen Güzin hem katıla katıla gülüyor, İ — O halde; kıtlığı yok u? Bir tane- — Ne o, bacı? Bizim Remzi beyden | O gece, bu hâdiseden biraz müte- essir ve mahçub olan zavallı gerç, ne sarsıyor ve: Yine eskisi gibi bayan Lemanın köşkü- i & iyor, Güzine bakaraktan içini i ” “ > çok vaktin var. Baksand, henüz biyı-|”< 8“ ia m ve m menemeni | 27 e» > zn Dâhil isUkras sd) ğin isek ve sonra da Saidin odasına iltica ti? Yunanlı, bütün ikna kuvvetini bir'İ © Remzinin bü vaziyeti, hayatı biraz)... Ksuumu, kabahetimi bilmiyo- araya toplayarak Kralı Roma üzerine Lira Lira | |daha müspet. cepheden görmeğe alış- Yum, azizim, amma.. Her nedense kar yürümekten vazgeçirtmeğe karar ver- || Ergani ve İl Anadolu Tesir 4,0 || miş olan Vedid'in de kulağına aksedin- dınlar benden hoşlanmıyorlar! mişti; çünkü Roma üzerine yürümek || 5935 Brrurum? İl Anadolu M. 4759 İlce, o, zavallı dostunun derdine derman |* “iye derd yanıyordu. ten ne fayda hasıl olabilirdi? Şüphe Sosyeteler Eahamı Ibulmağa ahtetti. siz, Aetiüs şehri muhafazaya mukte- yin Lira Bir akşam Güzin piyanoda şen bir dir olabilirdi. Romayı zapt ve yağma | - a e > elma İparça çalıyorken, Remzi yine Saidin TAKYiM | Bomonti 16 > » Name © 9,69) Terkos 17 Merkez B.D. 64/8 A. Çimento #35 odasına sığınmak ihtiyacını duymuştu. "Bir kaç dakika sonra, bayan Lemanın edebilirlerdi. Fakat ondan sonra? Böyle bir zaferden ancak kuvvetli bir ordu istifade edebilirdi. Oneges bu ÇEKLER İ hizmetçisi usulca içeriye girdi ve ken-İl Ruwat sene suretle düşünmekte iken gelen bir Ke. 1.T.L içlaj'disine bir mektub uzattı, Remzi bu 1352 isterin o #210) Vİ Liret 3 — postacı, kralın kendisini o çağırmakta'İ e rang 1am6 İl Dolar er mektubu heyecandan titreyen parmak- Kasım lariyle açtı. Bu saatte, buraya, kendi- 108 sine hitaben kim mektub gönderebi- lirdi?> Acaba evden bir haber mi geli- yordu? Annesi mi hastalanınıştı? | İlk satırları okur okumaz. yüzün-!İ-— deki uçukluk kayboldu ve gözlerinde! İlbir alev parladı. Arkasından da hiçki-! K. İlrir gibi bir kahkaha salıverdi. Ve Said- | den tarafa dönerek — Aman, ne tuhafı. Bilen. Bik sen.. dedi. — Nedir? olduğunu haber verdi. Öneges hemen!i| -——— — ——— kralın yanına koştu. NAKİT Ellak, Edeko ve diğer kumandan-'İ &» », rang St “e Jar kral nezdinde toplanmışlardı. Her-j) 1 Dos A, kes Attilânın hükmünü O bekliyordu. Tam Oreges içeriye girerken o Attilâ da geldi. Kral, arkasına deri elbisesini giymişti. Bu elbiseyi, ordu yürüyüş 153 İ 1484 senesi iler » 1S 1003 0031) Attın 6 ( Arkası var ) iğ