Akdenız incisi ) Inci; Bu Sefer de Bir Türk | Gemisine Esir Düşmüş Bulunuyordu — Şu direk parçasının ııdM hır /— adam var, çırpınıyor. Hayır, gizleni- “yor.. Bizden saklanıyor... Direğin ardında adam olabilirdi. Çırpınabilirdi. Fakat gizlenmesi niçin- di? Demek ki ölümü, esir olmaktan daha eyi bulan birisiydi. — Durmuş Reis kendisini saklamak isteyen bu adamı hemen gemiye al- mak istedi. Şüphesiz bunda da haklı “idi. Zaten Süleyman Venedikli gemi- gilerle olan konuşmalarını henüz a. çıkça anlatmış değildi. Durmuş Reis gizlenen adamın ge- — miye alınması için lâzım gelen manev- — gayı yapmak üzere emir verdi. Bu sırada Süleymanla konuşmuş | “olan Venedikli de oraya bakmış ve: — Odur... Albertodur, bizim pat- < Dedi. Durmuş Reis şimdi yeni bir emir vermişti: — Çabuk Leonidiyi buraya getirin, Oolanır... — Süleyman Venediklinin kafasına ğuyla vurdu ve bağırdı Aptal herif, benim sözüme cevap ver, o kız ne oldu? — Şey... Aldılar... Ahp — götürdü- — Kim? — Şoluk Mehmet... — Süleymanm yüzünde büyük bir se- vinç pırlıü Pulatın boynuna sarılarak . İskenderiye Beyi “Şoluk Meh- ıııt onu alıp gitmiş. Sahi mi mu—ıı? Nereye gitmiş? — Nereye gidecek, olsa olsa Rodo- Süle — Bir şeysi yokmuş ya... Yarası — falan... Sağlam mıymış Bu sırada Kulaksız Alberto gü- yerteye çıkarılmıştı. Durmuş Reis “ile arkadaşları bu suratsız ve cana- — yar gibi herife iğrenerek baktılar. — Leonidi de elüstünde oraya getiril. mişti. Venedikli, Süleymana: — — Bir şeysi yoktu, kargaşalıkta — bir şey olduysa bilmem... Derken ihtiyar Leonidi birdenbi- | , — pe o bitkin ve ölgün halini silkele- miş, Kulaksızın üstüne — saldırarak — boğazına sarılmıştı: — Canavar... Se * beni... Alçak... K Ç Elleri hiç umulmayan bir kuv- — vetle sıkılıyordu. Alberto kendisini kurtaramıyor- du. İkisi de güverteye yuvarlandı- lar. Birisi hınçla homurdandı. k Diğeri ölüm titremeleriyle çır- pindi. Leventler ayırmak istediler, fa- kat ayıramadılar. Biraz sonra ikisi de yanyana ve / cansız kaldılar. Öl” » halindeki bu yaralının el- lerini birer demir mengene kadar sağ- lam yapan hinç kimbilir. ne kadar b büyüktü. — Kendis * di ee Lala Mustafa Paşa İskenderiye Beyi SŞoluk Mehmet — İstanbuldan savaş emrini alır al- maz yirmi kadirga ile yola çıkmıştı. Je en önde gidiyordu. Türk filesunun rotası dosdoğru Rodos - cevrilmişti. Çünkü Kıbrısı — almak için giden Türk ordu ve donan- — masını | baş kumandanı olan Lala pı;ı orada Iıııloııyıırdı. Mımıı] e ğ Gcno Olempiyat Meselesil m— Seyahat Hastalığına Müptelâ Spor “ Türk sularında bir kaynaşma bııkmı;tı. Mart ortalarında (Murat Reis) |kumandasındaki yi beş kadırga Ege denizine çıkmış, Türk kıyıları- na düşman hücumu olmamasına, kaçakçılık ve casusluk yapılmama- sına gözcü oluyordu. Nisanın yirminci günü ise üçün- cü vezir Piyale paşa kumandasında- ki den ibaret kuvvetli bir filo da İs! buldan çıkmış, Adalar denizini ta- Oradan Rumeli askeri ile erzak ve cepane yüklemişti. Bu filo Tinos a- dasına sekiz bin kişi çıkararak or. talığı kasıp kavurmuş, Rodosa yol- lanmıştı. Baş kumandan Lâla Mustafa pa- şa ile derya kaptanı Müeczzin zade Ali Paşa ise donanmanın geriye ka- mayısının öon beşinci pazartesi gü- nü Beşiktaş önünden demir almış - lardı. Bunlar, sekiz mavna, otuz al- tı kadirga, bir kalite, on iki firka - te, hayvan — taşıyan kırk, cephane taşıyan kırk Karamürsel kayığından ibaret idiler. İkinci Se- Him bu donanmayı Yedikule önüne kadar beraber gelerek uğurlamış - tı. Donanma ertesi gün oradan kal- karak Marmara denizine açılmıştı. Üç gün sonra (Boğazhisar - Ça nakkale) ye varıldı. Su alındı. Pi . yale Paşadan gelen mektupta Ve - nediklilerin yüz yirmi kadirga, on iki mavna ve otuz Barça ile denize çıktıkları haber verilmiş olduğun - dan bütün donanmanın Rodosta toplanması için her yana, hattâ Ak. denizdeki korsan reislerine de e - mirler gönderildi. Kara Yele Kaçan Gemi Rodosta toplanan Türk donanma- s1, sekiz mavna, yüz yirmi kadirga, otuz kalite on firkate, altı kalyon, seksen nakliye olmuştu. Hepsi iki yüz altmış altı gemi ediyordu. Şaluk Mehmet Rodosa giderken, ayni zamanda filosunu biraz sağa ve sola yaymış, Akdenizi taramağa başlamıştı. İakenderiyeden çıktıfrındanberi iki Malta gemisine rastlamış, lâ - kin bunlar çabuk kaçmışlardı. Da- ha sonra ise bir sabah bir Venedik gemisi gördüler. Bu gemi batıya doğru gidiyordu. Türk donanmasını görür görmez rotasını kara yele çe- virmiş, kaçmağa başlamıştı. Fakat Soluk Mehmet bir defa gördüğü avı bir dabha bırakır mı? Üç saat süren bir kovalamadan sonra üstüne çul- lanıvermişti. Venedik gemisi bir kaç dakika içinde altüst olmuştu. Kü - rekçilerin sağlamları, tayfaların bü- yük bir kısmı, kıç kasara altındaki esirler çabucak Türk gemisine alın- mış, Venedik gemisine de ateş ve- rilerek yola devam olunmuştu. Bu kargaşalık arasında İncinin iplerinin çözülmesi, omuzlanıp gö- ürülmesi ve Türk gemisinin am - barına atılması ancak bir iki daki - kalık iş olmuştu. O sırada: — Beni bırakın... Ben Türküm... Demir Beyin kızıyım ben... Diye bağırmış, lâkin bu sözler de gürültüye gitmişti. ğ (Arkası var) Itmış altı kadırga ve otuz kalite-| rayarak Ağriboz adasına gitmişti. |” |lan kısmı ile bin beş yüz yetmiş yılı| asker | Adamlarımızla Kış #porları müsabakaları başladı: Biz - den de müşahit sıfatile 12 kişilik bir grup Garmişe gönderildi. Tabil bir çok mas - raflar ihtiyar edildi. Buraya kadar me - sele, parası olan veya fedakârlık yapmak istiyen teşekküllerin üç beş bin İiralarını, sokağa atmalarından ibaret idi. Memlekette kayak sporları ise, bunun için İstanbuldan sporcu değil, memleketin daimi karla mestur şimal ve yimali şarki şehirlerinden adam göndermek daha doğru olurdu. İstanbulda kar pek az ağar ve devam ctmez. Halbuki — kayak sporlarına iştirak eden memleketlerde 6-7 (ay kar yerden kalkmaz. Bu da senede bir |dela antreneman yapan sporcile 200 an- ireneman yapan sporcunun farkıdır. Mü- sabakada, bizden sonra gelecek müsabık kalmadığı için sonuncu gelmekliğimiz en tabii bir neticedir. yapılacak * Umumi harpte Galatasaraylı şehit Ab- dürrahman Robenson kayaklı asker bö - lükleri teşkil etmişti. Fakat bunları Çanak- kalede ve Suriye cephesinde değil Erzu- rüm, Hasankalede — yapmıştı. Bu da her sporun iklime göre yapılmasındaki hik - meti gösterir. * Her dört senede bir, olimpiyatlarla be- raber, bizde bir hastalık baş gönterir. Yap- tığı sporda bir parça sivrilen sporcu ve o- nu İdare edenler behemehal gitmenin menfaatlerinden bahsederler. Ve | on beş günde hazırlık yapılır. Yapılan ha- zarlık, müsabaka hazırlığı değil, — seyahat hazırlığıdır. Daha burada iken müsaba -| kanın nmeticasi, gerek sporcu ve gerek ida- | reci tarafından malâmdur. * Kronomatrolar Almanyada daha seri, Türkiyede daha yavaş işlemiş olsaydı, at - letlerin koşularda muvaffak olmak ihti - malini düşünürdük. Bugün atletlerin olimpiyatlara değil git- olimpiyata Bir Doktorun Günlük Notlarından (*) Veremin Ilerlemiş Devri Böyle —Hastalardan Nasıl Kendimizi Sakınmalıyız? Mütemadi sinir krizleri geçiren, uyku- lardan mahrum yirmi yaşında bir genç kız şikâyetlerini anlattı. — Üç sene evvel zatülcenp geçirdim. || Su aldılar, tokrar topladı, bir sene haz- tanede yattım. Geçen sene (Pnöâmoto- raks) yapıldı. Büyük bir fark yok. Bu sene de görüyorsunuz ya ne haldeyim, Öksürüyorum, balgam — tükürüyorum, bazan kan da buna karışıyor. Öleceğim diye korkuyorum. Yaşamak — istiyo - tum, Evde en üst katta hususi bir e- dam var. Annemden, babumdan kardeşlerimden her şeyimi ayırttım. Zi- yaretime gelmelerini bile istemiyorum. Onların hepsi sağlam, ben niçin böyle- yim. Onlara haset ediyorum. Hastanın şikâyetle « rinden sonra geçii ve müayenem ile de tesbit ettiğim ilerlemiş bir ve- rem mikrobu kurbanı olduğunu görü- yoruz, Tahsil görmüş bir geç kızın muhitine hasltalık aşılamamak husu - sundaki mukavemeti çok inaani bir ha- reket olmakla beraber bir çok verem- lilerde hastalık sebebile karakter de- ğişmesi olur ve muhitindekilere za - rar verecek şekilde hastalığı aşılama. Ba çalışırlar. Veremlilerden çok sakın- malı ve onların hareketlerine dikkat etmelidir. Bu hastayı da kalıyum şırıngalarile ve öksürük dindiren ilâçlarla tedavi al - tına aldık ve kurtarmağa uğraşıyoruz, (*) Bu notları kesip saklayınız, ya. but bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. Perşembe ve gıpta ve inanır mısınız Nihayet 1936 olimpiyatları çıka geldi İgördük. Memlekette bu ayardan |kulübe mürncaat edilmiş. Haftada Bir Hasbıhal mesi, gitmek Tâkırdısini etmesi en büyük ayıptır. Hangi müsabakaya, hangi derece ile iş- na bile girebilecek vaziyette değiliz. Memleketin dört tarafı su ile çevrilmiş olduğu halde yüzücülerimiz de ayni hal - dedir. İçlerinde bir tanesi sıkı antreneman- larla belki de iyi bir hale girebilirse de, o- nun da karnı tok değildir. Sonra #«pissin» olmadan, altı aydan altı aya denize gir - mekle hangi beynelmilel müsabakaya gi - rebiliriz? Maamafih denizcilik federas - yonu vaziyeti en iyi gören, anlıyan fede- rasyondur. Yoksulluğumuzu bilir, olimpi- yat lâkırdısını ettirmez. Futbolda ekip halinde muvaffakiyeti - miz az olmakla beraber fertlerde hayli mu- vaffak olanlar vardır. Bilhassa beynelmi- lel oyuncuların profesyonel olmaları. 1934 olimpiyatlarındanberi vaziyet epeyce le « himize çevrilmiştir. Fakat bunun için bü- yük hazirlıklar lâzımdır. Mükemmel bir aütrenör, iyi masöre ve anlayan menecer- lere ihtiyaç vardır. Halbuki biz gitmeğe ka- rar verirsek muhakkak bunu son dakika - da düşünür ve her şeyi yarım yaparız. Gi- decek idmancıların işi, gücü, mektebi v dır. Bunlar şimdiden düşünülmeli nin istikbalime, işine, gücüne dokunmıya - cak şekilde hazırlanmalıdır. Bilhassa pılacak ekip hatır gönül ile değil, en iyi a- damların yerini almasile kaimdir. Öyle zannediyorum ki, iyi — çalıştırılmış kimse- |ve anlaşınış amatör ekip 1936 olimpiyat- larında mutavassıt bir derece alabilir. Ma- car amatör şampiyonu —Üypeşt — takımımı yukarı beş ön takım vardır. d Güreş her halde en çok muvalfak ola- cağımız spaorlardan biridir. Fakat bunda da gülünç noktalar pek çoktur... Antrenör geldi: Salon yok. Kumkapı - ya GCalatasaraylı #porcular, — Calatasaraya Güneşli sporcular gelmiyormuş. —Her iki dört gün salonları isteniyor. Calatasaray muva- fakat edecek olursa, orada çalışlacak. Fa- kat birinci şart, en küçük bir bedel ve- rilmiyecek. rilmemek istenilen para ne tutar bilir misiniz? İki ay zarfında (50) li- rayı tecavüz etmez. Fakat bunu tasarruf edeceğiz. Ve Galatasarayı Güneş kulübile tehdit ederek, salonu bedava alacağaz... Diğer taraftan kim bilir on binlerce lira harcolunacak. Gelen antrenör yalnız fin- c0 bilir. Bunu anlıyan da Galatasarayda fatbolcu bir genç. Çocuk inat edip tercüme #tmem dese, açıkta kaldık... Güreşçiler içinde bir çoğu muhtaç va- ziyette. Bunları düşünmek kulüplere ait bir mesele. Fakat Federasyon onları — istediği gibi temellük eder, alır. Acaba güçlü kuv- vetli, aslan gibi bir kaç gence karnını do- yuracak bir iş bulunamaz mı? Bunu kimse düşünmez.. * Basketbol, völeybol.. Beynelmilel te - maslarımız pek az olmakla beraber, ah - nan bir kaç netice, pek ümitsiz değildir. Fakat bunun için de şimdiden çalışmak, uğraşmak ve takımları teşkil etmek lâ - zamdır. Basketbol heyoti teşvik müsabakalarını | ilân edeli bir ay olduğu halde, müsabaka- |* ları yaptıracak salon bulamamıştır. — Bu heyet te Galatasaray kulübünün peşinde. On lira ile yirmi lira kavgası ediyotlar. Doğrusu teşkilâta acıyorüm. Bu kadar yoksul vaziyette iken olimpiyatlara nasıl hazırlanacaklar ve nasıl gitmek — kararını verecekler? Bir sahibi hayır çıksa da, bas- ketbol hayetine beş an kuruş hediye etse, meselenin müşkülü halledilecek ve olim - piyatlara iştirak edebilecağiz... * En iyi çalışan eskrim şubemizdir. Her işini evvelden görmüş, evvelden hazırla maştır. Kendilerinin olimpiyatlara — iştirak etmeleri en tabil bir harekettir. Yaptıkları maüsabakalarla Balkanlarda en iyi olduk- larını göstermişler ve beynelmilel bir mev- ki kazanmışlardır. * Kar olmadan, kayak sporlarına iştirakis |Hüseyin dün bir tramvaya | *İkapalı salon olmadan güreş ve basket İngilteredeki Maçlar Arsenal Kral Kupasını Kaybediyor Yngöltere kral- kuparı maçlarıtın beşike ci turu on dört takım arasında başlamış bulunmaktadır. Bu müsabakalarda ikinci lik takımlarından ikisi birinci Ekteki ta - " |kunlardan Stok Siti ile CGid Yuneytit ta - kımlarını mağlüp etmiştir. Kupanın en mühim maçı 65.000 kişi önünde Arsenal ile ikinci likte on birinci olan Nizu Kasl arasında oynanmıştır. Kral kupasının bugünkü tahminlere na- zaran en küvvetli namzedi — olan Arsenal takımı bu maçta büyük bir ayun gösteriniş fakat müdafaa haltı Nizu Kasl hücum hat- t karşıstında mütemadiyen kırıldığı için, Üç gol atmasına mukabil üç gol yemiş, bü- ük bir heyecan içinde biten maç bu su - retle berabere neticelenmiştir. Müsabaka hafta arasında tekrar Bdık- cektir. Atletizm Hâkem Kursunun Toplantısi İstanbul atletizm heyetinin hazırladığı atletik sporlar hakam kursu ikinci toplan- tısını — atletizm federasyonu reisinin baş « kanlığı altında yapmıştır. Toplantıda Adil Giray, Mazhar, Nlıım. Şinasi Reşit, Sait, AR Rıza, Cemil, Naili, Cihat, Tevfik, İhsan, Fuat, Hlüsamettin, Zeki, Hikmet, Hilmi, Mulahham, Recep, Sabri Reşit, Mehmet Nuri, Firuzan, Yusuf Ziya, Talât, Suat, Ömer Besim bulunmuş- lardır. Atletizm federasyonu reisi — tarafındas idare edilen kursta, müsabakalarda çalı - şacak hakemlerin vezaifi üzerinde konuş - malar yapılmış, müsabakalar — direktörü, baş hakem, spor komiserleri, müsabaka ir- tibat komiserleri, yarışlar baş hakemi, ya- nş kâtipleri ve vazifeleri, muvasalât ha < kemleri, yürüyüş hakemleri, kronometro- lar vezaifi ve hareket Amirleri hakkında w- zün boylu konuşmalar olmuş — bir hayli teknik bahisler üzerinde münakaşalar yap-« mışlır. Kros kantri Şampiyonası İstanbul Atletizm Heyeli Başkanlığın - dan: | — İstanbul Kros Kantri şampiyona- sırun Üçüncü müsabakası 23 gşubat pazar günü Veliefendide yapılacaktır. 2 — 3000 ve 5000 M. olarak tesbit edilen müsabaka iki mesafe olarak yapı < lacaktır. 3 — 3000 m. (1 de 5000 M. 11,25 te başlıyacaktır. ” 4 — Atletler Sirkeciden 9,30 trenile — hareket edecekler, Yenimahalle istasyo * nuna ineceklerdir. 5 — Otobüsle gelecekler yarış istasyo nunda inmelidirler, 6 — Krosa iştirak edecek — klüpler 21/2/936 akşamı 7 ye kadar mıntakâ atletizm heyetine mürncaat ederek numa” ralarını almalıdırlar. Zehirli Gaz Kursları Etibba Odasında tertip olunan ze * hirli gaz kursları iki ay sürecek ve PF sanın yedisinde bitecektir. Konferant” — lar her hafta salı günü akşamları veri” lecektir. Beceriksiz Yanke İci Sabıkalı — yankesicilerden Çerket binmit: yolculardan bir kadının — içinde para bulunan — çantasını çarpmiş hemen tramvaydan atlamıştır. Fakat kadın derhal işin farkına vardığı ü feryada başlamış, bu sayede Çakal Hüseyin daha durak yerinden uzak laşmadan yakalanmış, elindeki o-" ıahıbıne. kendisi de polise verilmif . Vak'a Sultanahmet uıuyon“” cereysq eımıntır O miz, antrenör, * massör nı!ıec:n-h". iken futbola, pissin olmudan KS le iştirakimiz kabil olur mu? Bunu İJ seyahat.hastalığına müptelâ idarecileri” bilir.. Neuea Her şeyden evvel siparit olay rine idareci getirelim, ondan sonrası 0 — İ'ı wı e