20 Şubat SON POSTA MEMLEKET HABERLERİ Maraşta Yeni Kömür Madenleri Bulundu Almanyada Yapşhnrlvan Tahlillerde Bu Kömürlerin Kalorisinin 5000 Dereceyi Mütecaviz Olduğu Anlaşıldı Maraşın umumi! görünüşü ve kömür bulunan dağlar Maraş (Özel) — Yirmi gün önce ticaret odasında vali Apti Bayma- nın başkanlığı altında Cumhuriyet Halk Partisi reisi Halit Onaranla şehrin ileri gelen tüccar ve zürraı bir toplantı yapmışlardır. Bu top - lantıda çok önemli kararlar veril - miştir. Mersinde açılmak üzere o - lan mahsulâtı ziraiye sergisine Ma- raş ticaret odasının himayesi altın - gda bir grupun iştiraki kararlaştırıl- dığı gibi İzmirin 9 eylül beynelmi - lel sergisine de büyük bir zümrenin İştirak etmesi sergide Maraş köşesi | adı ile büyük bir pavyon açılmasına da karar verilmiştir. Maraş halkından da büyük bir kafilenin sergiyi ve İzmiri ziyaret et- mek üzere şimdiden hazırlıklara başlanılmıştır. Maraş cenup mıntakasının çeltik Zeriyatı merkezidir. Ziraat Vekâ - leti 6 ay evvel buraya bir çeltik mü- tehassısı göndermiş, bu mütehassıs bhazırladığı raporu Tarım Bakanlı - Bına vermiştir. Bu sene yapılacak Çeltik ekişlerinin yeni usullere göre yaptırılması için icap eden tedbir - lere başlanılmış ve bu sene izinsiz hiç bir ferdin çeltik ekimine yer bırakılmaması — kararlaştırılmıştır. | AA ARANAZ KERVAN — / Bürhan Cahit Artık, frenklerden niçin geri kal- Hığımızın sırları, tılsımı meydana çık- Miştı. Meşhur şair Ziya Paşanın; Diyarı hülrü — gezdim — serâpa kâşancler gördüm Dolaştım mülkü islâmı — bütün viraneler gördüm! Dediği gibi müslümanlık — perdesi fltında cehalet bulutlarına karışıp git Memizin Türk milletine ne kadar a- Gira mal olduğu anlaşılmıştı. Aklı başında herkes bunu öğren- Mişti Onun için hükümet var kuvvetiyle tehaleti yenmeğe ve yurdu şenlendir- Meğe çabalıyordu Eski devirlerde olduğu gibi - topla- han vergiler saraylarda tabul — tabur knların sefahatine gitmiyor, eli'değmemiş yurdun yolları, mek- fepleri, sağlığı için harcanıyordu. Valiler halkı haraca kesip can yak- Tiyor, günahlarını affettirmek için de TMescit, imaret yapmıyorlardı. Herkes bir maksat uğrunda çalışı Yordu j Türk milleti artık frenk pazarlarına :_ı'islrıı olmaktan kurtuluyor, şekeri kendi yapıyor. Yününü kendi - do- Maraş havalisinde pamuk ekimi art- maktadır. Bu senenin mahsulâtı ge- çen seneye göre bir misli fazla ol- duğu gibi gelecek sene de bunun bir kat daha artacağı anlaşılmıştır. Maraşın on beş, yirmi kilemetre- Kk mesafelerinde ve muhtelif yer- lerde kömür madenleri bulunmuş - tur. Gerek dahilde, gerek Alman - yada yaptırılan tahliller neticesinde meydana çıkan bu kara elmasların liğnit derecesinden çıkarak beş bin olduğu kaloriyi mütecaviz - kömür İzmirin Yeni İzci Kızları İzmir 18 (Özel) — Kız lisesinde 35 kız izci kadrosuna ilâve edilmiş- tir. Bu münasebetle kız lisesinde ye- pılmıştır. Törene istiklâl marşile başlan - mış: 35 genç izci hep bir ağızdan and içmişlerdir. Genç izciler «büyük anda» sözlerle son vermişlerdir: şu terdiği aydın yoldan ayrılmıyaca - ğımıza ve sadık birer gölge gibi onu takip edeceğimize birleşik olarak namusumuz üzerine söz veriyor ve and içiyoruz» demişlerdir. Bundan sonra yeni izciler, ilbilke oymak beyi ile muallimleri şerefine bir çay şöleni vermişlerdir. Sayfa 5 Kabafaşta yıkhân ve boşaltılan evler Mahalleliden biri işin alayında: “Buraları fırtınadan evvel göreydin, diyor, evler daha çarpıktılar, rüzgâr iyi taraftan esti de bellerini doğrulttular,, ni izcilerin «and içmen töreni ya -| — «Büyük Önder Atatürkün gös-| Hadise mahallinde — yıkılmak üze. —eolan evlerden biri Ahşap evlerin tamirler” menoluna - hdanberi İstanbul şehri, habire beton laşıyor. Ve temelleri çürüyen ahşap evkr, Yazan: Selim Tevfik ciğerleri çürümüş insanlar gibi çöküp .» duruyor. Duymuşsunuzdur: Kabataş- | |ta bir ahşap ev çökmüş.. Bereket ki, e- |devrilmiş, çürük desteklerile ince bas; vin sakinleri, tehlikeyi vaktiyle sezip tonunun üstüne abanmış beli bükük kaçtıkları için, ölen, yaralanan olma -|bir ihtiyara dönmüştü. Ve merhum |mış. Orada yapılan tetkikat netisesin- komşusunun akibetine uğramak — için de de, tehlikeye maruz görülen tam | nefes kadar hafif bir rüzgârın esmesi. yedi ev boşaltılmış, ve kapıları mü-|ni bekliyordu. Bu evin sahibi olduğu« dök-l hürleremiş Kabataşlılar, kaza mahallinin adını « Mührübol — koymuşlar. — Şimdi «Mührübâl», kapılarında kırmızı bal mumlu sicimler sallanan evleriyle tıp- kumarhaneler anlaşılmıştır. Bulunan kömürlerin Hiğnit evsafından çıkarak kömür zümresine girdiği raporlarla teeyyüt |ettiğinden bu kömürlerden istifa - de edilmesi imkânları araştırilmıya Vekâletince de bir uzmanın Maraşa gönderilme- si istenmiştir. İki, baskın verilmiş bir başlanılmıştır. İktisat mahallesine dönmüş. Yolda tesadüf beni; orayı tetkike eee (giden mıntaka mühendislerinden Na- Antalyada Partinin Hayır — (im ve Azmi ile karşılaştırdı. İ F Mühürlü evlerin önünde âdeta bü- Teşekküllerine Yardımı — | ük devlet memurları gibi merasimle | — Antalya (Özel) — Halk - partisi karşılandık: İtarafından yılbaşında verilen baloda| — Etrafımızt çevirenler içinde yediyle : 658 lira hasilât elde edilmiş, bu para- yetmiş arasmda, kadınlı, — erkekli, rinden yaralanmışlradır. Şoför mu-nım 300 Hrası halkevine, 200 lirası Ço- gençli ihtiyarlı her çeşit insan vardı Javini kamyonun altında kalarak e- 'cuk esirgeme kurumuna, 114 Hirası| Gözlerimiz evvelâ yıkılan ev |zilmiş, fakat ölmemiştir. Ağır ya- / Kızılaya, 44 lirası da spor işlerine te- dı; Fakat onun yerinde, tam mânasi- ralıdır. berrü edilmiştir. İle yeller esiyordu. Ona bitişik ev, yeni İzmirin yeni izci kızları and içiyorlar Merzifonda Bir Kamyon Kazası Merzifon, (Özel) — Mal paza- rında bir kamyon devrilmiş, içinde- ki yolcuların hepsi muhtelif yerle- a - bulmuşlar... Ben de sıkıldım. Zaman| — Sonra zahireci İbrahimin tezkeresi- eski zaman değil. Gönüller daraldı. Mi-İni getiren uşağa yarın erkenden hazır İsafir de can sıkıyor, öyle değil mi ko- |olacağını bildirdi, bir pusla yazıp ver- miser bey, di Yetmiş yaşında, postnişinlik etmiş bir adamın yalan söyliyeceğine komi-|çıktı. serin aklı yatmadı. Dinledi. Dalaman çiftliği yolunda tozu du- Ve kabul etti. mana katarak giden otomobilde — iki Fakat bu inanışın ertesi günü ko-'ahpap konuşuyorlardı |miser odasında bir kaçakçı vak'ası üs-| — Ser komiser boyuna kaçakçılardan tüne çalışırken şöyle bir tezkere aldı: İşikâyet ediyordu Azizim Komiser Nail Bey. | — Bau senin çittlik sahilleri de çok Kaç zamandır çok çalışıp az din-'belâlh yerler ha. diyordu. Balıkçı lendiğini biliyorum Şöyle bir gün” ol- kayıklarıyla kaçakçılık yapıyorlar. Be- et benim mıntakam değil. Gümrük- Ve izin almak için valinin yanına Y YOR. 20 -2- 936 ÜR ——— * kuyor, pamuğu kendi örüp kendi işli- yordu. Ve bunlar için de yurdun belli baş- |h yerlerinde koskoca fabrikalar kurul- muş, Türk mühendisinin kafası Türk işçisinin eliyle işliyordu. | — Artık Türkiye hudutları içinde ten- |bel, cahil, hazır yiyici insanlara ekmek kalmamıştı. Ve baştan sonuna kadar devlet ma- |kinesi bu maksatla kurulmuş, bu mak- ve İsun başını dinlemek iatersen yarın se- ve İni (Dolaman) a götüreyim. İşlerini o- 'çüler,, jandarma uğraşıp — duruyorlar, na göre hazırlarsan bana haber yolla. | Buralara kuvvetli motörler ister. İçine Otomobil göndereyim yarın. jbirer de mitralyöz koydun mu tamam. satla işliyordu. İbrahim — *'köpoğluları kaşla göz arasında bir ke Hiç bir aklı başında adam düşüne-| — Komiserin yüzü güldü. — Zahireci re karaya ayak bastılar mı, kaçak malı |mezdi ki böyle düzenli bir yaşayışa ka: | İbrahim hızır gibi imdadına yetişmişti. 'çıkardılar demek. Öyle yatakları var İvuşan bir varlıktan bir yıkıcı ve boz- bir gün ol- ki! Burada karaya çıkan kaçak mal el- guncu güruhu çıkabilsin den ele Konyaya kadar gidiyor. Bu kı- En işe yakın olması icap eden dev- yılarda babam otursa şüpheleneceğim. let memurları bile bunu hatırlarına ge- Hani üstüne alınma ha hacım senin a- tiremiyorlardı —T B beliya dnmluıınıdnn'bilr şüph M Ha n | — Hacı İbrahim g Buralarını kaçakçı ocağı yaptılar. Şu( — Hesi brain gültr tam altmış dört kişi var. Hangi birine kefil olursun. Yanaşmalar var ki üç ay çalışır, gider. Bizde öyle adamlar var ki tâ Maraştan, Diyarıbekirden kolkıp İşlerden vakit bulup şöyle sun başını dinleyemiyordu Önündeki kaçakçılık dosyasını mu- avinlerden birine uzattı: : ö e edenler var. gireceğim. | Eski nakşi tekkesinin harem daire- İsine fazla girip çıkanlar olduğunu po- Deniz kıyısı adalar başımızım belâsı lis komiseri fark etmiş, hatfâ bunu es-'na pıtrak gibi kolcu diksen yine başa ki şeyhten sormuştu Şeyh sinirletici bir yılışkanlıkla: — Ha, geçen haftaki toplantıyı so-'tü burnundan getir ki aklı başına "“l'wgı_—lnıi v Bitadü bör'ödü kuruş edikir; ruyorsunuz galiba... Refikam cariye- sin. Nizamla, kanunla para cezasiyle pi, Lek alır, üst niz hastalanmıştı. Üstünüze afiyet teh- | bu herifleri yola getirmek imkânı yok. hir sandık tuz likeli bir nevazil geçirdi. Onu yokla- Artık âsayişi falanı bıraktık. Kaçakçı'yası koyar, çeker g mağa gelmişlerdi. Tesadüf, eş, dost â-|kovalıyoruz. Sen şunlara bir bakrver, muhacirler başladı. deta sözbirliği etmişler - gibi o günü |ben valiye kadar gideceğim l Çıkilmaz. İyisi mi eline — geçirc merhamet etme. Anasından emdiği # iki top kaput bezi, çıkın da ziynet eş- r. Şimdi bir de (Arkası var) İnu söyleyen bir muallim, mühendise: | Beyim, diyor, tam beş çocuğum var, Şu evin iki odası olsun - yıktırıl « masın. Çünkü o takdirde hep soka - ga döküleceğiz! | Mühendis, gayet haklı bir cevap ve riyor: | — Sakakta kalmak, enkaz - altında |kalmaktan da fena değil a? Çünkü ben bu evin içinde, insan |değil, kedi gezinmesini bile — tehlikeli İbulurum. Bu sözler, biçare mualfime mülüü yim gelmiyor: Fakat muhakkak - ki, evini tehdit eden tehlikenin büyüklü- ğünü anlamak için mühendis — değil, lduvaıcı çırağı olmaya bile lüzum yokl | Tehlikeli mıntakayı, büyük bir dika |katle dolaşan mühendis, etrafını çevis ren meraklı mahallelilere izahat ver « di | — Bu binalar askıya ahnmalı; ve istinat duvarları fenni bir şekilde ya - ptlmalıdır. Bu evin destekle duran kısımları, ve arka tarafta bu eve aba- nan çürük duvar. yıkılmalıdır. Ancak |e takdirdedir ki, diğer evlerin mühür- |leri kaldırılabilir. Çünkü mühürlerin, söylediklerimin yapılışından evvel kaldırılması, hepi - nizin hayatınıza malolabilir. Bu izahat kimseyi tatmin etmiyor. Kimisi: — Evler nikâh kâğıdımı ki askıya nacak? diye dudak büküyor. Kimisi — Ölme eşeğim ölme! diyor. Kimisi de 7 — Evimizi mühürlediniz. Ağzımı « zı da mühürleyemezsiniz ya? Bu ya - pılan hayat kurtarmak değil, hayata kıymaktır! diyor! * Mühendisin gidişinden sonra ara - larına — karıştım. bayan Mahmure, isyanda hepsinden ateşli: | — Şimdi, diyor, yedi ev halkı açık: ta kaldı. Reva mıdır bu? Evimiz barkımız varken el kapıla - rında sürünüp duruyoruz. Rutubetli sofalarda yatmaktan bellerimiz tutul- du. Bu gidişle, bu binalardan önce biz yıkılacağız! Bir diğeri işin alayında: Yahu, diyor, eskiden akılları ne- redeydi? Sen bunları bu - fırtımadan evvel göreydin: Bu evler o zaman da- (Lütlen sahifeyi çeviriniz) laln İçlerinden