Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
N yÜKEL ,_UJ. FT m çN Müzakereleri x b © Neticeleri ıı'tl’"ı Dsıh hç ka"' hu_ıîay' tehdit eden iki tehlike var: lalya - Habeş harbinin bütün dün- iöre * n ,, hyııamk yeni bir cihan harbı do - y üö' hiiıq_ tlflmılı dairt” Almanyanın Avrupada bir harp ıkaf" | VA Ça tehlike bugün azalmış görünü - N Bir'ta Yaftan İtalya günden güne zayıf- kust hît' taraftan, şimdiye kadar İtalya - imali © alınan tedbirler kâfi görülüyor. B ,” bir dünya harbine meydan ver- j azalıyor. İtalyaya, petrol am- Tabi” _ tün bile artık bir harp vesilesi =" Niyeceğini söylüyorlar. ir mü”'k Mukabil Alman tehlikesi *büyü - i a Re.n havzasında kuvvet - yor. Versay muahedesile as - y tecrit edilen mıntakaya asker kll lek arzusunu gösteriyor. H Pa. Avrupa müvazenesindeki aybetmesi ortaya tekrar /Ayus - lesini çıkarmış bulunuyor. A - Cün istiklâli, Avrupanın bugünkü *ti için esaslı görünüyor. Bu istik - Ya, " edenlerden biri de İtalya idi. K IN güvenilemeyince Avusturyanın P b::zl?etini sağlama bağlamak ih - %Nu gösterdi. Yâ ayni zamanda garp cephesini Kİ hlğlıyuık' şarka sarkmak arzu - Pa. ©. Ren havzasını tahkim edişi, as - £ tecrit edilmiş mıntakayı — takviye ü | “istemesi bundan dolayıdır. * 'N P"'i!te tetkik edilen ve müsbet bir * bağlamak için uğraşılan mesele - 4 _ MN“ dır., ' hyl karşı İngiltere, Fransa ve f%“'*l arasında bir anlaşma vücu - ni $ gibidir. İtalyanın yerini Sovyet İ fütması zaruüri görülmüştür. Bu ransa ile Sovyet birliği arasında paktm bu hafta meclisçe tavsi - Yor. ! a) A | 1"““""')rıırıııı istiklâlini temin için de r kğî'me küçük itilâfın ikamesi zaru - | & T Olmuştur. Bu maksatla Avustur - ha paktına imza koyan devletler l m“elhu anlaşma tesisine çalışılıyor. MAT Rnh:de Romanya büyük rol oynu - sanya Hariciye Nazırı Titülesko, İ f grupuna Sovyet birliğinin de khnılıı taraftardır. Bu fikrini İngiltereye rç? ' *ttirmek için uğraşmış ve Mister et | ;Mk!ndırmıştır leyh Paris müzakerelerinin ne- %n:’et birliğinin Avrupa müşterek ' İlı teminde mühim bir rol alması l)lrlıgı Alman tehlikesini berta- '“]ı,çm ÂAvrupa — devletlerile her Malara razı görünüyor. Aı Müzakereler müsbet netice ve - Panın müşterek emniyeti bir “İ$in daha temin edilmiş olabilir. j 'l'DOnyaya Tuz L% hrıcatımız . 5 (Özel) — Çamaltı tuz - * Japonyaya tuz ihracına Mün , Stır. Geçen hafta gönde - 4 “000) tonluk ilk partiden son h %hh Çamaltı iskelesine ge- £» vapurile de (12.000) Z qt.ı 'h"lç edilecektir. : ,% Üyük partilerin ihracına k isinde başlanacak ve ilk | 'ı İqn hl:'lpurlı Japonyaya - (50) . | gönderilecektir. ı I 'de Şüpheli İnsan Kemikleri AÂkdeniz sokağında bir h Vk %'“ndı hafriyat yapılır - %;%İ,”ı;, de ait kemiklere ras - B *tet kemiklerinin genç bir Oıdugıı ve yirmi sene ön- tlEll anlaşılmıştır. Hâdi - mu“?et mi, yoksa alelâde ü olduğu araştırılıyor. S (Özel) — Altı ay önce ü apılan tetkikler netice - Sayfa '3 İnsanın günü gününe uymaz. Bir gün neş'eli, bir gün kederli oluruz. Bir gün güler bir gün ağlarız. Bir gün hayat bize penbe, parlak, ertesi gün karanlık ve somurtkan olur. Zaten hayat dümdüz bir şey değildir. luşunda, bir günün diğerine benzemeyişindedir. Bu bhakikatın bize telkin edeceği netice şudur: Hayatın ne Güzelliği dalgalı - neş'esine aldanınız, ne de kederine kapılınız, ikisi de geçicidir. En büyük felâketler bile bir müddet sonra unutulur. Bir daha gülemiyeceğimizi sandığımız günlerden sonra kahkahalarla gül- düğümüz çok vakidir. Marifet, neş'eli ve aydınlık günlerimizi çoğaltmak, kederli günlerimizi azaltmaktır. MUHTELİF HABERLER Kış Sonradan Dehşetlendi Çinde Deniz Donuyor, Feyezanlar Oluyor Şanghay, 6 (A. A.) — Çinin şi - mal kıyıları boyunca, denizin yüzü donmakta devam etmektedir. Buz dağları bir çok sandalları batırmış- 'tır. Kıyıdan uzakta yiyecek ve ya - kacak şeylerden mahrum bir vazi - yette saplanıp kalan gemilere, ha- mallar, buzun üzerinde bin müş - külât ile yürüyerek kumanya taşı - maktadırlar.Buz — tutan — yerlerin sarplığı ve bazı noktalarda yığılı duran buz kütleleri yüzünden bu işi kızaklarla gördürmek kabil değil - dir. Buz tabakasının kalınlığı 30 ka - dem, genişliği ise; kıyıdan itibaren 50 mildir. * Varşova, 6 (ÂA. A.) — Pinsk mın- takasında çok mühim feyezanlar ol- muştur. Telef olanların miktarı ne olduğu belli değildir. Yollar harap olmuş, köprüleri sular alıp götür - müştür. Bir imdat heyeti, Pinsk'e hareket etmiştir. Polezyada bir çok ırmaklar taş - mış ve yollar ile köprüler bozul - muştur. Mühim hasar vardır. Pleszecztki civarında pazara git mekte olan 500 köylü arabası bir - denbire köprülerin yıkılması üze - rine tehlikeli vaziyette kalmışlar - dır. Bunlar ne ileri ne geri gideme- mektedirler. Hükümet yardım ter - tibatı almıştır. Yunanistanda Da Sular Taşıyor Atina, 6 (Özel) — İki gündenberi Makedonya ve Trakyada yağan şiddetli yağmurların husule getir -| diği feyezanlar büyük hasarata se- bebiyet vermiştir. Yağmur suları - nın hücumundan taşan ırmaklar et- rafındaki araziyi basarak mezruatı hasara uğratmıştır. Bir çok tren yolları bozulmuş Selânikten İstan- bula giden trenin Serez civarında- ki kısmı sular altında kaldığından Selânik ile İstanbul arasındaki tren münakalâtı kesilmiştir. CEKLERMLR * Hw v SEMKARMERI N Himmet Pehlivanın Davası Pehlivanın Vekili, Mütehassıs Doktor- ların İfadelerile Eserleri Arasında Tenakuslar Olduğunu İddia Ediyor İki sene evvel kolu kırılıp Alman hastanesinde tedavi altına alınan ve «39» gün hastanede yattığı hal- de sui tedavi ve ihmal sebebile alil bırakıldığı iddia ve ehli vukuf ra - poruna istinaden İstanbul birinci hukuk mahkemesinde bir milyon lira tazminat dava eden Himmetin muhakemesi en heyecanlı bir dev - reye girmiştir. Evvelce de karilerimize haber ver- diğimiz gibi profesör AÂkif Şakir tedavinin gayri fenni olduğuna da- ir bir rapor vermiş, ikinci ehli vu - kuf heyeti ise verdiği raporda teda- vide fenni hata olmadığını beyan etmişti. Bunun üzerine her iki ra - por arasındaki ilmi ihtilâfın ref'i yüksek tıp şürasına havale edilmiş- ti. Yüksek şüra ahiren verdiği ra - porunda doktorun bir kusuru olma- dığını beyan etmiştir. Evvelki gün cereyan eden mu - hakemede Himmetin avukatı uzun müdafaalarda bulunarak beynelmi - lel tıp âlimlerinin eserlerini vermiş, noktai nazarlarını bildirmiş ve bu işte rapor veren kimselerin de eşser- lerini mahkemeye vererek bunların ilmi kanaatleri —hilâfına — rapor verdiklerini iddia etmiştir. Bu eser- ler profesör Murat İbrahim ve do - çent Kâzım İsmaile aittir. Himmetin vekilinin iddiasına göre bu eserler- Moskovada Yeni Bir Türk Resim Sergisi Moskova, 6 (A. A. )— Dün Ki - yefde modern Türk resim sergisinin açılma töreni yapılmıştır. Sergi, Rus san'at müzesinin dört salonunu kap- lamaktadır. İbrahim Çallı tarafından yapıl - mış olan Atatürkün portresi çok beğenilmiş ve milli mücadele saf - halarını gösteren tablolar, umumi takdire mazhar olmuştur. Bulgaristanda Fırka Hayatı Avdet Ediyor Sofya, 6 (Özel) — Bulgar kralı Boris, Londradan dönmek üzeredir. Kraliın avdetinden sonra burada parti esasına istinat eden yeni bir kabine teşkil edeceği muhakkak sa- yılmaktadır. Şimdiden parti esası- na istinat edecek olan yeni kabine — Sözün Kısası —— —— 3460 Ton Kâğıt İ— E. Ekrem-Talus Devlet daireleri yalnız 1934 yılı i- çerisinde 3460 ton kâğıt sarfetmişleri 3460 ton, 3,460,000 kilo ederl!. Bu rakamın azametini göz önüne getirenler, bu yaman kâğıt yığınının ağırlığı altında, idare mekanizmasının nasıl olup ta ezilmediğine benim gibi hayret etmişlerdir. Bizde kırtasiyecilik bir illettir. Fa- kat o illetler nevindendir ki bünye ile imtisal ettiği için öldürecek yerde bi« lâkis yaşatır. Biz bundan, her ne sebebe mebhni ise sıyrılamıyoruz. Muameleyi — uzat- mak, dolambaçlandırmak, uzatmak bazılarınca maharet, marifet, fetanet sayılıyor. Memurluğu kırtasiyecilik ad- deden nicelerimiz var. Vaktiyle, evkafta ben, bir tanesi başka daireden misafir gelmiş iki me- mur arasında bir muhavereye şahit ol- muştum. Eshabı mesalihten biri, elin- de tek yapraktan ibaret ve üzerinde yalnız nazırın bir (mucip) ini taşıyan bir kâğıtla gelmiş, para alıyordu. Dışarıdan gelen memur, o adam çe- kilip gittikten sonra, arkadaşına: — Yahu! dedi; siz ne kolay para veriyorsunuz! Bizde olsa, en aşağı se- kiz, on şubeden geçmeden bir metelik ödemeyiz. Muhasebe, kontrol, tahak- kuk, müsteşar, evrak, kayıt, vezne... Bunlar hepsi de havale, derkenar, zah- riye, mucip, verile, görülmüştür, diye birer işaret yapmadıkça evrak tekem- mül etmiş değildir! İşte, bu zihniyeti, ev değiştirdikçe, eşya ile beraber tahta kurularını taşı- yan pasaklı kiracılar gibi, rejimden re- jime devrettik durduk. Bir türlü kö- künü temizlemek elimizden gelmiyor. Üç buçuk milyon kilo kâğıt!. Kim bilir bu sikletin altında kaç tane dul kadının aylığı, hangi yetimlerin üç bu- çuk kuruşluk istihkakı bunaldı, ezildi, kaldı. Ben şimdi o rakamın azametini u- nuttum da, acı acı bunları düşünüyo- rum... etrafındaki hazırlıklara başlanmış- | ... tır. Yeni kabinenin teşkilinden sonra şimdiki başbakan Köse İvanof Paris elçiliğine tayin olunacaktır. de operatörler, açık kırıklarda ya - ranın kat'iyen ihmal edilmemesini ve derhal müdahale edilmesini, mu- hafazakâr tedavinin orta' çağ cer - rahisine ait olduğunu beyan ettik - leri halde verdikleri raporlarda Himmetin «3» gün bilâ fasıla ba - kımsız olarak hastanede bırakılma- sını mazur görmüşlerdir. Himmetin avukatı diğer bir çok kırık fotoğrafileri ve röntgen ra - porları vererek şüraca kemiklerinin kaynadığı bildirilen Himmetin kı - rıklarının hâlâ müteharrik bulun - duğunu iddia ve beyan etmiş ve bu vaziyet karşısında bütün rapor ve - ren mütehassısların mahkemeye çağrılarak — yüzleştirilmesini — ve kültürel hâdisenin ilme yakışır bir surette halledilmesini istemiştir. Mahkeme şubatın 17 nci pazar - tesi günü öğleden sonraya talik e - dilmiştir. Mahkemenin kararı alâ - kayla beklenilmektedir. İSTER Bir arkadaş anlattı: muş. Bu memur, profesyonel bir dilenci İNAN — Bir müddet evvel, zabıta, ıebırdeln dilencilik hakkın- da tetkikat yapmak istemiş. Memurlarından birini dilenci kı- yafetine sokarak Beyoğlunda göze görünür bir 'yerde oturt- den buraya gelerek aturmuş, gelen geçendeiı sadaka dilenmiş. İSTER İSTER gibi her gün erken- İNAN Ay sonunda bir de görmüş ki, gündelik kazancı 150 - 200 kuruş arasında değişiyor. Üç ay kadar bu vazifeye etmiş. Öğ'renîle_n öğrenilmiş, tetkikat kâfi görülmüş ve me- mura tekrar eski vazifesi başına dönmesi emredilmiş. Fakat memur bu yeni kazancı daha kârlı gördüğü için memuriyetten çekilerek dilencilize devamı tercih etmiş; İSTER İNANMA! |lunmaktadır. Çerez kabilinden : Koca Teessürü Muhsin anlatırdı.. Vaktile, dahiliye mektubi kalemin - İde bulunduğu sıralarda, kalem arkadaş - larından biri karısını kaybeder. Cenazeyi kaldırırlar, gömerler... Dö - nüşte, pek fazla mütecessir görünen ar - kadaşını yalnız bırakmamış olmak ve o - nun kederini avutmak maksadile, Muhsin, onu evine kadar götürür. Orada, bin türlü teselli sözlerile, adam- cağızın dinmek bilmiyen göz — yaşlarını dindirmeğe çalışır; ve nihayet: — A birader! Böyle kendini ne diye helâk ediyorsun? der; bu döktüğün göz yaşları zavallı karını diriltmez kil.. Arkadaşı başını sallar ve: — Ben de onu bildiğim için ağlıyorum yal, cevabını verir. TIFLI Seyyar Sergi Bir Alman Sergisi Mem- leketimize Geliyor Sofya, 6 (Özel) — Almanların hazırlamış olduğu büyük seyyar eş- ya sergisi memleketin her tarafın - da büyük bir alâka uyandırmıştır. Sergi şimdiki halde burada bu - İNANMA! devam 'İstanbula gidecek ve 'bir kaç gün kalacaktır. Bir kaç güne kadar İstanbulda Almanlar serginin bilhassa hükümet merkezi olan Ankaraya gitmesini istemek - tedirler. Serginin İstanbuldan An - karaya da geçmesi çok kuvvetli bir ihtimal halindedir. Sergi dönüşte Atinaya da uğrıyacaktır.