Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
C ÇA D e | Va ç 10 Sayfı SON POSTAİ Sucular Cemıyetı Reisile Konuştum. Onun Anlattıkları Bir Hayli Hazindir (Baş tarafı 1 inci yüzde) k -— «Havadan» servet sahibi olanların ayısını Hak teâlâ bilir. Fakat Sucular Cçmıyetı reisi Avukat İzzetin söyledi- & gine g?re İstanbulda «su» dan geçi - ' S nen tam (.5000) esnaf varmış. 0 bu rakamı verdikten sonra ilâve — — Maamafih, bu yeküne — sade — «mukayyet» olanlar dahildir.. — Ondan, İstanbulluların bir günde e kadar su içtiklerini, ve İstanbul ci- HM < su alınabildiğini öğrenmek iste- — — Vallahi, dedi, maalesef bu suale <cevap verebilecek vaziyette değilim. _4 nu ancak belediye kurşunlarından a anlayabilirdim. Fakat bunun için de, < urşun sarfiyatında suiistimal yapıl - — madığına emin olmam lâzımdı. Bu itibarle şu anda sorgunuza ce- p verebilmekliğim imkân haricin - . Fakat şu muhakkak ki İstan - membalanndan bir günde çıkan u, ı, İstanbulluların sade içmelerine de- * , günde üç defa şakır şakır yıkan- AF nn larma bile kâfidir. : — Membalardaki bereketin derecesini a İatabılmelı için size, oralardaki bü - n kapların iyi suyla yıkandığını öyleyebilirim! Ki Eakat buna rağmen, bugün, iyi, te- ve ucuz su içmek istiyen İstan - ular için membalardan birine ka - — dar gitmekten başka tek çare yoktur. - — Bunun bir değil, bir çok sebep - - hal soyleyeyım ki, İatanbullulann »miz, iyi ve ucuz suya kavuşturul - yaç yoktur. — Vebiz, şu bir türlü bitip tükenmi - — yen su derdinin on para sarfedilme - halli için neler yapılabileceğini belediyeye yazdık! - Evvelâ bugün su satışlarında müt - A ıı- bir ihtikâr vardır: - Bakkal, meselâ Hünkâr suyunun nacanasını yirmi kuruşa alıyor, ve _ kuruştan (50) para aşağıya sat - yor. — Lokantalara suyun şişesi (60) pa - raya veriliyor. * el . m r eaf Ve lokantacı suyun şişesini beş ku- T”'Ğ“ beş para aşağıya satmıyor. — Bu kadar pahalılığa göre bari veri- ' _""" su hakikaten iyi olsa! -— Halbuki ne gezer? Mesela geçenlerde, bir hayır cemi - 'ı ti, Taksim bahçesinde büyük bir lence tertip etmişti: Davetlilerin sa- baha kadar yeyip içtikleri bu eğlence-| / Bu müessese bizden yalnız - (500) su aldı. Ve sabaha kadar kapalı [îı.v yle üç binden fazla iyi (!) su sat - Rıca ederim, sorarım size: 500 şi- ee alan bu müessese, üç bin şişe suyu eden çıkardı? Değil bizim şişeler, a Nasreddinin meşhur tencereleri bile bu kadar doğurmamıştı, . — Sade bu olsa iyi. Ben size nice lo - kantalar gösterebilirim ki, günde . 4 500) müşterileri vardır. Ve bizden 5 ' i şişeden fazla su almadıkları hal- (1090) şişe (üyi su» (1) satarlar . irtik olup olmadığına hiç dikkat et - iği için şişe kapsülleri ellişer, alt - şar defa kullanılır. şişe fabrikasına, sakaların su ta- alarına yarayacak kaplar ısmarla - ıçın, beledıyemn ları kullanmıya mecbur etmesi lâ- — Geçenlerde evkaf Taşdelen mem- bulundurur. ndaki membalardan bir günde ne için on para masrafa bile ihti- ye en az iki bin kişi iştirak etmiştir. | bir aydan fazla sürdü. İşittiğime gö - re o müddet zarfında Taşdelen suyu piyasadan bir gün bile eksik olmamış! Yoksa iki Taşdelen membaı mı var? - Muhatabım güldü: — Hayır bir Taşdelen, bir de ihti- |kâr ve suiistimal membaı vardır: Belediye, her membada bir memur Bu memurlar kapları kurşunlarlar. Kapsüllerin sarfediliş şekli hiç bir kontrola tâbi değildir. Bu şerait dahilinde her hangi bir fena ihtimali bertaraf etmek için memba sahiplerine de birer mühür verilmesi lâzım. Ancak o takdirdedir ki mürakabe mütekabil olabilir. Kapsüllerin başka şekillerde de sui- istimal edilmemeleri için de, lokanta- lardan açık şişeyle su satışını kaldırt - mak lâzımdır. : Hülâsa bu işte, belediyenin de, be- lediyenin olduğu kadar halkın da dikkati ve müsamahasızlığı lâzımdır! Meselâ kapalı şişeyle su içenlerin, kapsüller üzerindeki bandrolların ko- puk olmamasına iyi dikkat etmeleri, ve hilesini sezdikleri satıcıyı zabıtaya haberlemeleri elzemdir. Ve ancak, bu paraya, pula bağlı ol- mayan tedbirlerin alınması sayesin - dedir ki İstanbullular su derdinden kurtulabilirler. Teşekkür ve veda ederken: — Fakat, dedim, korkarım suiisti - mal imkânları tamamen ortadan kal - dırıldığı takdirde, su satacak — adam bülmak, bugün iyi su bulmaktan da güç olacaktır? Muhatabımın; tekzip ederken, gül- mesinden, bu ihtimalin pek de «gayri mevcut»| olmadığı anlaşılıyordu! Selim Tevfik ( Toplantılar, Davetler ) Ankaralıların Danslı Çayı Ankara liselerinden — yetişenler birliği tarafından önümüzdeki cumartesi — günü öğleden sonra Park otel* salonlarında bir danslı çay verilecektir. Galatasaraylıların Kongresi Galatasaraylılar cemiyetinden: 9 şu - batta yapılması kararlaştırılan cemiyeti - miz köngresi, o günkü maç dolayısile 16 şubat pazar günü saat (2) de birlik mer - kezinde yapılacaktır. Azanm — toplantıda hazır bulunmalarını dileriz. Halkevi Orkestrası Kuruluyor Eminönü Halkevinden: Evimiz gösterit şubesinde verilmekte olan koro derslerin- den başka bir de orkestra kurulmuştur. Orkestrada çalışmak istiyenler salı günleri saat (18) den sonra ve koroda çalışmak istiyenler pazartesi günleri saat (17) den sonra Gülhane parkı içinde Alayköşkün - deki gösterit şubemiszde idare işyarlığına bış vurarak kıyıtlırını yaptıra'bılırler Tekildikdlkdükdi Son Posta Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi Üü Bu da gösterir ki, halk bandrolların | sakaları bu w Eski Zabtiye, Çatalçeşme sokağı, 25 İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin bütün — hakları mahfuz ve gazetemize aittir. ABONE FİATLARİ ——— gaa &3 | * Sene Ay | Ay Ay K" Kr Kr Kr. TÜRKİYE 1400 750 | 400 | 150 YUNANİSTAN (|2340| 1220| 710 | 270 ECNEBİ 27001 1400/ 800 | 300 —| ' le kurtarılmıştır. Spor. Eşsiz Bir Kayak- çılık Sahası Garmiş - Partentirhen, 6 (A.A.) — Propaganda bakanlığı müşaviri, ga- zeteciler için yapılan bir kabul res- minde, dünya matbuatı mümessillerini selâmladıktan sonra Garmiş - Parten- tirhen de kış olimpiyat oyunları için yapılan tesisat hakkında izahat ver- miş ve bu arada demiştir ki: &— Sun'i buz sahası için yarım milyon marka malolan tamamen yeni bir stadyom ile dünyada eşi olmayan bir kayak stadyomu kayakla atlamak için çok güzel bir stad yaptık.. Bu stad için 800 bin mark sarfettik. Ga - zetecilerin bürodan büroya girerek vakit kaybetmemeleri için bir olimpi- yat merkez bürosu tesis ettik.» Berlin Olimpiyatlarında Hitler De Bulunacak Garmiş, 6 (A. A.) — Hitler, bu sabah Garmiş'e gitmek — üzere Münih'ten hareket etmiştir. Ken - disi orada olimpiyat oyunlarının açılma merasiminde hazır buluna - caktır. Führer'e Goebbels ile Fon Epp ve diğer bir çok zevat refakat etmektedir. İngiltere - Gal Maçı Uolver Hampton, 6 (A.A.) — İn- giltere ile Gal memleketi arasındaki futbol — Assosiyeyşinin — beynelmilel maçını, bire karşı 2 sayı ile Gal takı- mı kazanmıştır. . S. K — İstanbul su sporları klübü atletizm kaptanlığından: 28 şubatta yapmağı — düşündüğümüz büyük yürüyüş müsabakasına hazırlık ol- mak üzere yaptığımız hazırlık yürüyüşlerin 7; ncisi 8/1/936 pazar günü yapılacak - tir. Yürüyüş sahası: I — Yedikuleden hareketle Kazlıçeş - me, Zeytinburnu, Bakırköye gidip gelme takriben 13 kilometrodur. 2 — 23/1/936 mıntaka Veliefendi (koşusuna iştirak edecekler de yürüyücü - lerle beraber gelerek Veliefendide mania- h arazide çalışabileceklerdir. 3 — Yedikuüleden hareket saat 12 de olup her arzu edenin bir yere yazılmadan yürüyüşe önderlik edecek Kâmil Toraza baş vurmaları bıldın[ır Tıp Fakültesinde Birinci Doktora İmtihan - nın Neticesi Parlak Değil Tıp fakültesi, birinci doktora im- tihanları dün bitmiştir. İmtihanla - rın neticesi, evvelce de tahmin et - tiğimiz şekilde olmak üzere çok a - cıklı ve düşündürücüdür. Bundan evvel de bildirdiğimiz gibi imtiha - na girmesi icap eden üç yüzü müte- caviz talebenin ancak yarısı imti - hanlara girebilmiştir ki bunun da sebebi Tıp Fakültesinde yeni tat - bik olunan imtihan talimatnamesi - dir. İmtihana girebilen 180 talebe - nin de yarısından fazlası muvaffak olamamış ve eylülde yapılacak ik - mal imtihanına kalmışlardır. Bir Hamal, Amirini Gırtlakladı Hamal başı Hakkı tarafından işinden çıkarıldığını iddia eden ha- hal Hüseyin evvelki gün Hakkının yolunu beklemiş, köprü üstünde gırtlağına sarılmış, elinden güçlük- Yeni Neşriyat: Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. İlânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kurusluk pul ilâvesi Tâzımdır. Posta kutusu: 741 İstanbul 'Telgraf : Son Posta Telefon : 20203 | yısımı gördük. Zengin münderecatı havi - Uroloji Kliniği — İki ayda bir neşredi- len bu tibbi mecmuanın 3 üncü sayısı çık- maştır. Odontoloji Bülteni — Diş hekimleri ta- ve ilmi bir İlk sa- rafından bu isimde —mesleki mecmua çıkarılmağa başlanmıştır. dir. Yeni Adam — Terbiyeci İsmail Hakkı tarafından çıkarılan bu haftahk mecmua- nın 110 uncu sayısı her vakitki gibi dol - gün bir münderecatla çıkmıştır. İ da tamu'at yapmıştı Bu tamirat| İman kalmadı, HİKÂYE — E. Ekrem-Talu YUVA Cevdet, Bayan Nebahatin yanına sokuldu. Öbür davetliler, salonun di- ger bir köşesinde bir yandan çay içiyor, bir yandan da çene yarıştırıyorlardı. Nebahatin kocası da onların ara- sında hararetli hararetli bir şeyler an- latıyordu. Cevdet her zamanki nakaratı tut- turdu: — Sizi seviyorum.. — Anladık.. Sonra? — Nasıl sonra?! — Öyle ya: Sevdiğinizi- anladım. Sonra, diyorum.. — BSonrası bu.. Çildiractağim. Ge- ce, gündüz, her an, her yerde, kanım- |da, canımda sizin hayalinizi - taşıyo- rum. — Allah kuvvet versin! — Alay-ediyorsunuz. Fakat ben de tecennün etmek üzereyim. Ahl! Ne zaman benim olacaksınız?! Kalbini- zaman duyacağım? | Nebahat cevap vermiyordu. Gözle- ri, yerde, halının çiçeklerini saymak- la meşgüldü. Cevdet, daha ziyade sı- kıştırmağa başlayınca, nihayet, kadın: — Biliyorum! dedi. Siz erkekler hep böylesiniz. Size hiç yüz vermeğe gelmez. Biraz samimi davrandım.. Su- itefsir ettiniz. Hoppa tavırlarımdan ümide düştünüz.. Boyuna, evinize davet ediyorsunuz. Düşününüz bir ke- re: Ben bir bekâr evine nasıl gide- rim ? — Bekâr evi mi? Değil.. Hâşâ! Ben sizi kendi evime davet etmiyorum. Si- zi ne kadar sevdiğimi söyledim, değil mi? Seven fedakâr olur. Ben sizi, şeyip, dayayacağınız, kendi zevkinize göre döşeyeceğiniz bir eve, bir yuva- 'ya çağrıyorum. Benim size karşı o ka- var ki bütün ömrümü yanınızda ge- çirmek isterim. Heyhat ki evlisiniz! Onun için size ancak gizli bir yuva, fakat büsbütün size ait bir yuva, siz- den önce hiç bir kadının ayak basma- dığı bir yuva takdim edebilirim. Ağ- zınızdan yalnız bir tek kelime işite- yim, yeter. İki gün sonra yuvanız ha- zırdır. — Maşallah! Böyle bir kaç yuva bi- liyorsunuz, galiba?. — Hayır!. Fakat bulacağım. Siz bu teferrüata karışmayınız. — Kaarışırım, çünkü.. gim gibi bir apartıman.. Bayan Nebahat durdu.. Hülümsedi.. Ve ilâve etti: — Bulabilirseniz, aşkolsun! Cevdet heyecanlanmıştı: — Şayet bulursam.. Evet mi? — Bilmem. Siz hele bir kere bulun da, Bu sözler bir vaad ifade ediyordu . Bunları çerçeveleyen tebessüm ise da- ha sarihti. Cevdet bu muvaffakiyete sevindi. Orada daha fazla duramadı; hemen fırladı. Ertesi sabahtan itibaren, Taksim, Ayazpaşa, Gümüşsuyu, Cihangir.. Ma- halle mahalle dolaşmağa, bekçileri, | * tellalları sorguya çekip sıkıştırmağa, böylece, Nebahatin istediği gibi bir a- partıman aramağa koyuldu. Fakat imkânı yok, bulamıyordu. Kime baş vurursa, aşağı yukarı hep şu mealde cevap alıyordu: — Vallah!. Buralarda boş apartı- efendim! Malüm ya, şimdi buraları moda oldu. Bir yandan yapılıyor, bir yandan tutuluyor. Şişli- de, Maçkada ararsanız, bakın, oralar- da bulmak kabil. Hem de buradakile- rin yarı fiyatına. Gelgelelim, onlar da hep eski, konforsuz.. Benim istedi- hep başı havada yürüyor, gözleriyle, kurtarıcı bir (kiralık) levhasi araştırı- yordu. zin göğsümün üzerinde çarptığını ne dar hürmetim, öyle derin bir sevgim | Zavallı Cevdet, me'yus, dönerken, | di ki: mak, Nebahati baştan çıkarmak kadar kolay olsaydı!. * O geceden sonra, sevgilisini bir da- ha görmüştü. O: — Nasıl, buldunuz mu? diye - sor- muştu. — Buldum gibi amma.. Daha iyi bir şey arıyorum.. Yalanını savuran Cevdet, faaliye- tini daha da arttırmış, işinie sücünü ar- tık büsbütün terkedip günlerini sokak sokak sürtmeğe hasretmişti. Bu iş, şimdi onun için bir izzeti ne- fis meselesi olmuştu. Ne misafirlik, ne çay ziyafetleri, ne briçler, ne danslı toplantılar.. Gözünde hiç bir şey yok- tu. Ah! Bayan Nebahat halden anlasa da, merhamet etsel, Bir aralık: — Ruhum! Sana lâyık bir yer bul- mak imkânı yok.. Şimdilik, muvakkat bir zaman için biz de.. Diyecek olmuş, fakat kat'i bir red cevabına maruz kalmıştı. Bir sabah, Cevdet koşa koşa geldi ve haykırdı: — Buldum! — Yuvayı mi? — Zahir!. Beş oda, mutfak, kalori- fer, sıcak su, asansör, bahçel. Bir manzara ki, Boğaziçi, Adalar, na böy- le tabak gibi!. Hem de Gümüşsuyuna doğru inerken, orada! — Sahi mi? Aferin benim güzel Cevdetim! Bilsen, ne kadar memnun oldum! Gel, seni öpeyim! Ve Bayan Nebahat, Cevdetin ya- _ 'naklarına iki samimi puse kondurdu. bizzat seçeceğiniz, kendi elinizle dö-| Cevdet o günlük bu alelhesaba da razı idi. Sevincinden yılıştı. Bayan Ne- bahat: — Apartımanı ne zaman görece — Dur bakalım.. Döşensin hele! — Zararı yok. Yarın akşam dörtte buluşalım da götür beni, olmaz mı? Bu ne mes'ut tehalüktül Cevdet, şimdi düşünüyor, kiralayacağı yuva- nın içinde geçecek tatlı dakikaları, sa- atleri, günleri tahayyül ederek sevini- yordu. pıda bekledi. Kanı kaynıyor, fena hal- de sabırsızlanıyordu. Uzaktan Bayan Nebahat göründü. Fakat yalnız değildi; yanında bir de erkek vardı: Kocasıl' yan Nebahatin kocası, elini uzatıp, de- — Cidden Beyefendi! Beş aydan beridir aradığı- miz yuvayı bize bulmak zahmetini ih- tiyar ettiğinizden dolayı size ebedi * yen minnettarım. Ne kadar uğraştık.. Aradık.. Bilmezsiniz! Bu büyük dost- luk eserinizi Nebahat tebşir ettiği za” man, hüda bilir, sizi takdis ettim. A- te büyurmanızı rica edersem, dost * luğunuzu sujistimal etmiş olur mıyun?' Son Posta İLÂN FİATLARI | — Gazetenin esas yazısile bir sütünün iki satırı bir (santim) sayılır. 2 — Sayfasına göre bir san - tim ilân fiatı şunlardır: sayfa | nayfa || sayfa isayfa nDiâer Son 5 |İyerleri sayfa 400 250 200 100 60 |30 Kış, | Keşı || Krş. || Krş || Kra | K 3 — Bir santimde vasati (8) kelime vardır. 4 — İnce ve kalın yazılar tutacakları yere göre santimle ölçülür. İ «K h y bel aait he Bün ae Ha gim ben? diye sordu. vİl Ertesi akşam, muayyen saatte, ka- — Cevdetin yanına yaklaştılar ve Ba- : lutufkârsınız, Cevdet S caba, konturatların tanzimini de deruh- —— uhte buyurmanızı rica edersem, dost- — ; ' ',.ı | vi * -- —e F K