N Ni — Eylâl 28 Altın Fışkıran Memleket : 11 HABEŞİSTAN Bir Deline Var Yazan; Hatice Hatip —s1 — 25-9- 0935 Bir Amerikalının Üzerinde Toplamıya Çalışıyordu Itihatçılar zamanında bir iki şeh- benderlikte bulunmuş... Seneler- denberi çalışmıyor... (o Herhalde eshabı emlâkten bir zat olacak... — Evet.. Eshabı emlâkten bir | zat... / İ Peki öteki kızkardeşleri ne- rede ?... — Avrupada... — Avrupada mı?... Avrupada ne yapar orada ?. — Tarih ve arkeoloji tahsiline gitmiş. Turgut: — Tarih ve arkeoloji mi dedi tarih ve arkeoloji öyle ml 7.. — Evet.,. — Emin misiniz 2... — Tabil eminim dedi. — Sen o genç kızı tanırmısın? — Hayır... Evet yani hem ta- nırım... Hem tanımam... Üç sene evvel İki kız kardeşi dalma be- raber görürdüm.. Fakat dedim ya o zaman tanışmazdık.. Bu defa Modada kendisiyle beraber tanış- tığımız zaman... — Evet — Kendisiyle tanıştığımız zw- man kız kardeşi burada yoktu.. — Bana bu kaçırma veyahut kaçma hâdisesini baştan bir kere daha anlatır mısın. Bütün hâdr seyi amma... Osman düşündü.. Ve sonra anlatmağa başladı. Evvelâ genç kızla olan münasebetinden bahsetti. Sonra onu nasıl tanıdığını, onun kotrasına (gelişini, aralarındaki muaşakayı ve şimdi bunları anla” trken birdenbire (o nazarıdikketi bir hâdise Üzerinde tevakkuf etti; —Şimdi sana anlatırken aklıma! geldi... O gece en son danseden adam şu Amerikalı zengin herifti, Niçin Önce kotraya İltica ettiği gün arkasından gelen de o idi... Din gece onun sandalında kendisini gördüğümü zannettim. — Evet, Turgut kendi fikirlerini izah etmiyor ve dinliyordu: Nihayet delikanlı dün nişan- lısının ağabeyile kendi arasında geçen (o hâdiseyi ve ondan evvel de Ömerden merkezde dinlediği hikâyeyi anlattı... — Bu wzun boylu zayıf, kısa boylu şişman adam hikâye- sini onlar işitince polise (müra- eaat ederek bu vak'ayı anlatmayı muvafık görmüşler. — Peki bukadar mühim bir hâdiseyl neden daha evvel polise bildirmemişler. , Çünkü bu bâdisenin hakika- ten yaşanmış bir hâdise olduğu- na İnanmıyorlarmış. — Neden?. Genç kızın Moda çayırında baygın bulunmuş oldu- ğunu siz söylüyorsunuz, — Evet fakat genç kızın id- diası çok saçma (o ve gülünç bir iddia imiş, (o Çünkü Kâmran o gece kız kardeşinin sesini işittiği- ni kız. kardeşinin “imdat diye bağırdığını duyduğunu anlatmış. — Olur al., — Olâmazl.; — Nasıl olamaz?.." — Basbayağı olamaz... Çün- kü gece yarısı modada kımılda yan bir çuval içinde bağıran kız kardeşi. o Almavyada Kolberg | plâjında bulunmakta imiş. — Bunu nereden biliyorlar. — Allah... o Allah birader... Nereden bilmesinler, daha ertesi gün kız kardeşlerin Kolberg'den bir mektup gelmiş ve hâlâ mek- tuplar muntazamen gelmektedir. Turgut biçbir gey söylemedi... Bir müddet düşündü. Sonra gar- sona seslendi: — Iki kadeh daha. — Peki pasam. — Amma mezeler daha İyi olsun. İçtiler, hep susuyorlardı. Or man muannit bir bakışla yata bakıyordu ve Turgut masanın üzerindeki tabakta bulunan leb- lebileri teker, teker ağzına atıyor ve dalgın, dalgın çiğneyordu. Nihayet bu sükütu Osman iblâl etti: — Bütün bu mesele hakkında ne düşünüyorsun?.. Bana yardım edebilecek misin... Bu genç kız istediği bir Insana kendi arzusile mi kaçmıştır.. Ne zannediyorsun söylesene... Öteki hep dalgındı konuştu, — Evet senin nişanlın kendi arzu ve ihtiyarile baloyu terket- miştir.. Fakat ona gelen mektupta ne yazılı idi... Bunu bilmek lâzım. BÜYÜK HAFTALIK RESİMLİ — Bir aşk. Kahkahalarla güldü: — Aşk mektubu, balonun or- tasında bu şekilde yollanılmaz ve Aşıkını takip edecek genç kız ise bir rezalet şeklinde balodan çıkıp sıvışıp gitmez... Bu mektup şüp- hesiz bir tehdit mektubu idi. eğer iki sevgili böyle beraber kaçmıya karar verecek kadar biribirlerine merbut iseler.. elbet- te bir gün kimsenin haberi olma- dan gözden kaybolmak kolayını bulabilir... Bir gün kız Istanbula alış veriş etmiye İner bir daha dönmez. Neden, neden gece yarısı kaç» mıya bir mecburiyet hissetsin, — Demek oaşıkını takibet- memiştir öyle mi? O mektup?. — O mektup bir tehdit mek- tubudur. Diyorum sana. Ve im san kaçırmak için bu en basit bir çaredir. Hiç te orijinal bir şey de- ğildir. . Bu mektup bir tehdit mektubudur. — Peki amma bu genç kızı ne ile tehdit edebilirler. Bu genç kızın kendisini tehdit eden bir sırrı olmalı ki... O da hiç tered- düt etmeden onları takip etsin, (Arkasi var) HERSEY© Bugün Çıktı Bu sayıda okuyacağınız. yazılar : MEŞRU FUHUŞ, GAYRIMEŞRU FUHUŞ. . ORHAN SELİME MEKTUP AKLA KARA . KESATLIK ELEOPATRA YENİ HAYAT HAREKETLERİ GÖLGEDE KAHRAMAN....-... Osmanlı Sarayının en çirkin padişahı vo en güzel halayığı MEŞHUR ENTARİLİLEP... Oamanlı devrinde Demiryolları... Kayzer Vilhelm'in GİZLİ HAYATI . Fiyatı 10 kuruştur. .. SABİHA ZEKERİYA .. NÂZIM HİKMET .. CEMAL NADİR .« REŞAT NURİ .« NİZAMETTİN NAZİF . M. ZEKERİYA MAHMUT YESARI M. TURHAN .. HİKMET FERİDUN » HÜSEYİN AVNİ meey is şs« İİ ARMAGAN j Akay İşletmesi Direktörlüğünden : ,1 — Köprüden Kınalı ve Burgaz Z — Köprüden Heybeli ve Büyükada 3 — Büyükada ve Heybeliden Köprüye 4 — Burgaz ve Kınalından Köprüye — Gidiş geliş Üinci Mevki 27,50 30 30 217,50 Tam bilet U inci Mevki 20 20 2 20 Ekonomi Bakanlığınca iki ay için tatbiki tastik edilen tenzilât lı adalar ücret tarifesi ve ilgili iskeleler yukarıda yazılıdır. Tenzllât yalnız gidiş ve dönüş tam biletlere münhasırdır, Bu tarifenin 1ilkteşrin/935 tarihinden itibaren tatbikine baş- lanacakür. (5984) İstanbul Gümrükleri Satış . Komisyonu Reisliğinden : MK.N. Ağırlığı K.G. 680 34 342 1253 1254 1252 Yukarıda yuzdı eşya 30/9/935 günü saat 14 de ile satılacaktır. İsteklilerin yüzde yedibuçuk teminat Kıymeti Cinsi eşya LK. 81,64 Şişede maden suyu 3,60 ” A 42,55 ” " “ açık artırma akçelerini bu saatta kadar yatırıp makbuzların Kanunen muayyen zamanda ko misyon başkanlığına vererek arlırmıya girmeleri ilân olunur. (5832) Beyaz Adamların Başına Türlü Felâketler Gelir 1919da terhis edilerek Ak manyaya avdet etmiş. Bütün öm“ rünü Afrikanın kızgın güneşi allın- da geçiren, Berlinin soğuk kışları na ve şehrin harpten sonraki feci hayatına dayanamıyan bu adama, bir gün arkadaşlarından biri, Ha- beşistanın| bir Arzımevut olduğu" nu, fısıldamış ve: — Orada dilenciler bile at üstünde geziyormuş, düşün bir kere! Demiş. Bütün tecrübelerine rağmen, bu cazip masal, Wider'in zihnin- de yer etmiş ve hayatın dönemeç- lerinde ekseriya olduğu gibi der- hal Habeşistana gitmiye karar vermiş, Yaşama Şartları Çok Ağırdır Nihayet (o birkaç © arkadaşile birlikte (o Almanyadan (hareket etmişler ve Babriahmer, Aden ve Cibuti tarikile Habeşistana gelmişler. Yolda hiçbir kârlı iş yapamamışlar, bir müddet sonra yaylalara çıkmışlar ve burada, hayatlarını kazanmak için her rastgeldikleri işe sarılmışlar. Ya- gama şeralti çok ağır olduğun- dan, arkadaşlarından bazıları, yol paralanmı biriktirir e biriktirmez Almanyaya dönmüşler. Banlar da kalmış ve her nasılsa ölmiyecek kadar hayatlarını temine muvaf- fak olabilmişler. Wider de kalmiş. Maden İş lerinden, mimarlıktan, mobilya cılıktan ve her türlü müteahhit lik işlerinden anladığı Için burada tutunabilmiş. Yaylalardaki diğer Avrupalılar gibi oda büyük bir servet yapamamış. Maamafih di- ğerlerine nazaran yine mürefeh bir hayat temin edebilmiş. Iyi bir evi, iki atı ve bir kaç tane de hizmetçisi vardı. Bu hiz“ metçileri, bir maden şirketi he- İ sabma dahilde dolaştığı ve ok dukca paralı bulunduğ zaman danberi kendisini (o terketmemiş-- lerdi. Wider ile oğlu bu seya- İ hatler esnasında sıtmaya tutul müşlar ve hiç bir İş göremeden İ parasız ve pulsuz avdet etmişler- di. O zaman, ölürse bile biç ol mazsa doğduğu yerde gömüle- bilsin diye oğlunu (Almanyaya göndermişti. Aylıksız hizmetçiler Habeşiştanda (© hizmetçilerin çoğu, dar zamanlarda, aylık ala- madıkları halde bile efendilerini terketmezler. * Bu, o ofendilerine karşı olan sadakatlerinden ziyade kendi kendilerine itimat edeme- diklerinden ileri gelmektedir. Onun için boğazı tokluğuna oturmıya, efendilerinin tekrar iyi ve mü- reffeh günlere kavuşmasını bek- lemiya razı olurlar. Esaretin mem- lekette hâlâ devam etmesinin sebeplerini, yerlilerin işte bu hâ- m mm Yazan: L, M. Nesbitt | leti rubiyesinde oaramak icap | eder, İler ne kadar Habeşistan- da esaret resmen İlga edilmişse de, yaylalarda bu gibi gönüllü esaret adeta umumidir. (Hele Danakil ülkesinde eski usul esa- ret bütün çıplaklığile devam et- mektedir. Beyazların Felâketi Habeşistanda beyaz adamların talihi çabuk ve çok acıklı bir surette alt Üst oluverir, onun için felâketli zamanlarda, hizmetçilerin aylık elmadan ve efendilerinin vaziyetleri (o düzelinceye okadar bizmetlerine devam etmeleri in- san için büyük bir tesellidir. Ben de Widr'e kısaca kendi hayatımı ve sergüzeştlerimi anlat- tim, Rand'da bir maden İdare etmiş olduğumu öğrenince dost- luğumuz büsbütün kuvvet buldu. O şu sırada bazı İnşant teahhüt etmiş, bununla uğraşıyormuş; fa- kat yakında memlekette yine maden aramıya çıkmak niyetinde imiş. Sıtma Nöbetleri Ben de Habeşistandan ayrık mazdan evvel memleketin bazı meçhul kalmış yerlerinde bir keşif seyahati yapmak istediğimi, fakat sıtma nöbetlerini geçirme- den yola çıkamıyacağımı söyledim. Hastalığımı işidir İşitmez, bu büyük kalpli adam derhal kendi evine nakletmekliğimi teklif etti, Bu davetini memnuniyetle kabul ettim. Birkaç gün sonra otelden çıkıp onun evine yerleşmemi ka- rarlaştırdık. Bu, beni tekrar neş”- elendirdi. Çünkü bu sırada Fer- mor, Ras Tofari'nin muhafız kıtaatmda bir vazifeye tayin edil- mişti ve bütün gününü sarayda geçirmeye mecbur bulunuyordu. (Arkası var) Heyecan... Korku ve sergüzeşt filmleri sevenlere... ALKAZAR Sinemasında 3 gündenberi 5000 kişi tara- fından görülüp takdir edilen ŞANDU SiHiRLi ADADA 2 devre 14 kısim birden, Tepebaşı Şehir Tiyatrosunda 1 - 10 - 985 Salı akşamı 20 de ÖLÇÜYE ÖLÇÜ ktoabu! Belediye Şehir Tiyateoso pp Tu Beyoğlu 3 üncü sulh hukuk hakimliğinden: 935/871 Sayılı dosya ile Emlâk Eytam Bankasının boğaziçinde Balta limanında set mahallesinde Çayır civarındaki sebze bahçesin- deki oda da mukim iken halen ihametgâhı meçhul bulunan Andon zimmetinde kiradan 160 lira alacak davasının duruşmasında : kira mukavelesindeki İmzasını inkârı halinde istiktab yapılacağın- dan bahsile yirmi gün fasıla ile miuameleli gıyab kararının ilânen tebliğine karar verilmiş olduğundan muhakemesi olan 26/10/9835 sant 10 da itirazla mahkemeye gelmediği takdirde istiktabdan kas çılmış ve vakısları kabul etmiş sayılacağından muameleli gıyab kararı tebliğ makamına kayım olmak üzere ilân olunur. 631)