— muiyacaklar. 28-9-935 TPT M üDN > No 26 YN Zindan Köşelerinden Yıldız Sar Üa Yazanı Z. Ş. Doktor, Yaldızlı,Şatafatlı Arabadaki Ka- ayına Her hakkı mahfuzdur dınlara Yaklaşmıya Muvaffak Olmuştu Fakat yarın birdenbire bir, dok- tor Ali Sadat Bey; doktor Ali Sedai Boyefendi; Ali Sedat Paşa olu- vermek, İşten bile doğil. Ah talil. Neredesin?.. : Acı bir ses: — Durl, Diye bağırmış; v anda iki yağız katana şahlanmıştı. Doktor Ali Sedat şaşırm; ba- şını arahadan - tarafa çevirdiği zaman, dona kalmıştı. Arabacı, birdenbire yan sokaktan çıkan bir bisikletli çocuğa bağırıyor; bütün kuvvetile dizginlere asıla- rak şahlanan hayvanları zaptet- miye çalışıyordu. 'Fıîıl:f ,l'ııyvın!ır fena halde ürkmüşlerdi. —Arka ayaklarinın Üzerine kalkarak Gön ayaklarım havada sallıyorlar, acı acı kişni- yorlardı. Vaziyet, çok feci ve tehlikeli Idk Arabanın içinden gelen - kadin - çığlıklar, doktor Ali Sedadın tüylerini Ürpertmişti. Bir anda, hayvanların önüne atıl- mak ve arabanın okuna yapışa- rak bir felâketin önünlü almak istemişti. Fakat daha flk adımını alar atmaz, kudurmuş hayvanlar arabayı şiddetle ileri doğru sü- rüklemişti. Artık — felâket muhakkaktı. Araba şimdi caddeye fırlayacak; birkaç kişi, bu çılgın hayvanların ayakları altında kalacak, araba da bir yere çarparak parça parça olacaktı. Bereket versin) ki, arabacının mehareti bu felâketin önüne geç- mişti. Bir taraftan tekerleklerin firenini bütün kuvvetile basan arabacı diğer taraftan da mahi- rane bir manevra — çevirmiş; hayvanları, oradakl — bir tahta- perdenin — Üzerine — sevketmişti. Bu meonia karşısında kalan hay- van'ar da, o anda duruvermişlerdi. Arabanın durduğu yerle, Ali Sedadın bulunduğu yerin arası, elli altmış adımdan ibaretti. Ara- badan daha hâlâ kadım çığlıkları işitilmekte Idi. Genç doktor, ka- dınların Imdadına koşmak- mec- buriyetini hissetmişti. — Nitekim, tesadüfen orada bulunanlar da koşuşmuşlar, arabanın — etrafını çevirmişlerdi. Fakat arkadan süratle gelen bir araba derhal tevakkuf etmiş; kırbaç sesine karışan sert bir emir sadası yükselmişti: — Hadi bakalım.. Çekilin.. Daâğılın.. Yallah.. Arabadan atlıyan iki adam, pervâsızca ellerindekl kırbaçları savuruyorlar, o= Ioıılııııııl;ııIı dağıtiyorlardı. doktor Sedat birdenbire geri çekilmesey- di, o da başına bir kırbaç yiyecek- ti. Fakat böylece bu kırbaç dar- besini geçiştirdikten sonra, mü- lâyim bir sesle: — Ben, doktorum. Hanme- fendiler, çok korktular. — Belki Ihtiyaçları vardır. Dedi. Ve 6 anda arabadan, telâşlı bir kadın sesi Işitildi: — Doktor.. Doktor. O iki adamın arasında sür'atle Şu muhavere geçti: — Doktoru bırakalım — mi, baksın?.. — Olmaz. Kimse ile konuş- Fakat.. Ya kadınlara birşey l — O da var ya.. Öyle ise, baksın. Adamlardan bliri doktora İşa- ret elti — Geç arabanın yanına, Ded,, Arabacı ile Tapir, derhal hay- vanları sökmüş'ler, arabayı teh- likesiz bir hale getirmişlerdi. Doktor Sedat Ali, bir adıme da arabanın yanına atlamış, der- hal arabanin kapısını açmıştı. O zaman, hazin bir manzare İle karşılaşmıştı. — Vüzündeki — siyah peçesi bir tarafa kaymış olan genç bir kadın yan'ndaki yaşlıca kadının göğsüne başısı dayamış ve gözlerini kapamıştı. Yaşlı kadın, Sedat Aliyi gö- rür görmez telâş ile: — Doktor... Doktor.. Diye bağırmıştı. Sedat Ali, | bu kadının bir ecnebi olduğunu anlamış; temiz ve fasih — bir fransızca ile: — Ben doktorum, madam.. Hiç telâş etmeyiniz. Tehlike ka'- madı. Müsaade ediniz de, arkada- şınızi muayene edeyim. Derken, © genç kadının bi'e- gini kavramıştı. Genç kadın, heyecandan ba- yılmıştı. Her halde, itinalı bir tedavi lâzımdı. Ali Sedat geri çeki'miş; omuz başında duran iki arnavut tü- | fenkçiye: — Bu hanımı derhal eczaneye nakletmek lâzım. Kalbi çok zayıf. Eğer bu baygınlık uzun devam ederse, bir tehlike başgösterir. Demişti. Bu iki —Arnavut tüfekçi, bütün bu sözler içinde yalnız (tehlike ) Jkelimesine ehem- miyet — vermişlerdi. — Aralarında Arnavutça kısa bir konuşmadan sonra, kendi bindikleri arabayı oraya — çektirmişler; — kadınları epeyce güçlükle bu arabaya bindirmişler; hemen oracıkta olan eczaneye nakletmişlerdi, Eczacı Sokrat, bu hâdiseden birdenbire Şaşırmış: — Amma da uğurlu ayağın Manasını ihtiva eden müte- bessim bir mazarla doktor Ali Sedadım yüzüne bakmıştı. Doktor Ali Sedat, şimdi vazi- yete hükmeden ciddi bir tavır almışlı, Sandalyeleri yanyana koymuş; baygın kadını, yaşlı kadının dizi- ne yatırmıştı. Ondan sonra da: — Biraz eter ver. |Çabuk bir kordiyal yap. Diye, eczacı Sokrata emirler vermiye başlamıştı. Genç kadın biraz sonra göz- lerini açmış ; dalgın dalğın etra- fına bakmıştı. O anda gözleri, dokterun gözlerile karşılaşmıştı. Yaşlı kadın, birdenbire sevin- mişti. Çok fasih ve işlek bir Fran- sızca ile hlasiyatım — bildirmek istemiş : — Ah, doktor.. Bilmem ki; size mi, yoksa talie mi teşekküir edeyim. Bazan felâketle sandet bir anda gelir, derler, Işte, bu, hakikaten öyle oldu. Zaten sinir- lerinden rahatsız olan. hanımım, hayvanların daha İlk şahlandığı zaman bayılıyerdi. Eğer tesadüfen siz orada bulunup ta buraya nakil ettirmese idiniz, bu baygınlık bif netice vermiyecekti. Ka ——— uzun sürecek ve şiiphesiz ki iyi | Müsabakası Altıncı Balkan oyunlarının yas rın son müsabakaları yapılacaktır, Balkan oyunları müsabakalar.nda Türk takımının Üçüncü vazi; ette yer alacak gibi ümit verici dere- celer yapması ihtimalinden bah- setmiştik. Atlelik sporlarda millet!lerin biribirlerine yakım olan vaziyetle- ri mevsim zarfında elde ettikleri derecelerle ölçülür. Balkan oyun- larından evvel bu müsabakalara iştirak edecek millet'erin atletleri urasında yapılan müsabakalar bi- ze hakikaten büyük Ümitler ver- miş ve takımımızın kendi toprak- | larında —Romanyalılardan üstün derece almaları fikirleri bu işin fşınalarınca tahmin edilmişti.. 100 Metrede Semihin hiç bek- lenmiyen çok bozuk yarışı bize birinci işaret gibi bir ihtardı. Bi- rincilik yerl üzerinde münakaşa ve tahbminler yürütülen bir atle- | tin altıncı gelişi şöyle bir talisiz- | liğe atfedimiyecek kadar ehem- miyetliydi. | Yugoslav Mikiçin 1.75 gibi | bir yükseklikten aştıktan sonra “-BİR TURAN m mülüvar. SAMSUN'da “GIERTRK &, İstanbulun ea meşhur açık ve kapalı FLORYA KOLONYALARI Samsunda Avni Paker'in #anat mağazasında mutlaka arayınız. Yeni ve hususi esanslarla yapılan bu ko'oryaları bir defa tocrüba etmeğe kâfi''lr. Eşsiz esanslar geldi. (Eski Müftü Zad- HL Avni Hayatın neşesi Dinç olmaktır. HORMOBİN TABLETLER Ü Fa'kan birincisi olması, aynı me- Yorgun vücutları | safeyi aşan Polyosun ikinci olu: c'in_çleıtirir. y şa da bizim hakiki derecelerimiz Üzerine fena tesir yapan bir ne- IKTIDARSIZLIĞİ | tco idi. O mesafeyi sıra ile Hay- dar ve Cıhat mevsim içinde ko- W laylıkla aşmış ve aşabiliyorlardı. Uzun atlamada 6.88 gibi bir dereces'ni ölçtüğümlüz, ber fırsat- | ça 6.75 üzerinde dolaşan diğer -- — BEL GEV"ŞEKLIĞlNI giderir, yaşamak neşesini iade eder. Eezanelerde — bulunur. — İstanbulda fiyatı 150 kuruş. Tafsilât için Galata Posta kutusu 1255 [ Geceleri sık sık abdeste kalkanlar rahat stmek is KATRAN HAKKI kullanmalıdırlar. — Zira Katran idrar yollarının — nezle — ve — iltihaplarını Itfaiyesinla Yıldönümü Töreninin havanın yağmurlu olmasından iyileştirir. dolayı tehirine mecburiyet haml olmuştur. Dr. ibrahim Zati Belediye karş'sın la Piyorloti eaddesinde No, 21 n Hergün öğeden soaca — hastalarını kabul eder. Cağalojlu Ozhan B. aparlımamı Tek.203) —— _Z—-— iraat Bankarı Altıncı Balkan Oyunları Yarın Kapanıyor En Son 400 Metrelik Bayrak Yarışı İtfaiye Töreninin Başka Güne BIRAKILDIĞINA DAİR: 28 Eylül 935 Cumartesi günü kutlulanacak olan İstanbul Ayrıca tören günü gazetelerle ilân edilecektir. Dr. ETEM vnssnrhm:ı:ı':ı ';ıfn'.'.._ Sayfa 15 Yapılacaktır atletlerimizia uzun atlamada mlü- sabaka harict kalmaları ne şekil- de tevil edilirse edilsin — bizim hesabımıza ve aleyhimize kayde- dilen aksiliklerdir. yi Bu ve buna benzer hiç ümit —edilmek — şöyle — dursun beklenmiyen bozuk dereceleriz inadeder gibi birbirini tenkit et- mesi bize Balkan dördüncülüğün- deki bu yeri mutlak ve muhak- kak belâ etmişti. Nihayet 19 puvanla bizim ü« zerimizde yer alan Romanya buns dan dört ay evvel yapılan Mara- ton koşusunda kazandığı 11 sa- yıdan dolayıdır ki bizi müşkül “vaziyete soktu. Yarın yapılacak müsabakalar: da bize derece kazandıracak mü- sabakalardan birl Üüç adım atla- madır. Polyosun on dört metro üze- rindeki derecesi ona lâyik olduğu mevkii vermeğe kâfidir. Iki Yugoslavın 14 metrodan fazla gülle atması bizi Yunanlılar la Üçüncülükte başbaşa bıraka- caklır. Altıncı Balkan oyunlarının en son müsabakası 400 — metroluk bayrak yarışı olacaktır. 1931 de birinci gelen Türle takımının bugün de ayni şansı vardır. Balkan oyunlarını bir bi- rincilikle kapayabilmek zevkinin bize kalması ayrı bir zevktir !.. Bosim Koşalay *6001,, Ev. Kadıköy Behır yekeri sokak Tal 3079