Men Dakka Dukka Bir zamanlar çakalla deve gaytt İyl arkadaş oluyorlar. O kadar ki yalnız içtikleri su ayrı gid.yor. Bir gün çakal deveye: * — Arkadaş, diyor, şu nehrin öteki tarafında güzel bir şeker kamışı tarlası var. Eğer beni sırtına alır karşıya geçirirsen sana tarlayı gösteririm. Sen şeker kamışlarımın tadına bakarken ben de derenin kıyısında — yengeç, bahk kılçığı, kemik falan bulur yerim dedi. Bu plân devenin hoşuna gitti. Yüzmek bilmeyen arkadaşı çakalı isırtına aldı, nehrin öteki tarafına geçirdi. Deve hemen tarlaya da'dı. Çakal da nehrin kenarında bir aşağı bir yukarı koşarak ne buldise yutuyordu. Deveye göre çok küçük olduğu için hemence- cik doyuyerdi. Halbuki deve da- ha yediğinden hiçbir şey anlama- mıiş'ı. Çakal karnı doyar doymaz hemen bağıra, haykıra aşagı yu- karı koşmağa başladı. Köylüler: “Eyvah, kamış tarlasına bir çakal girmiş galiba, şimdi orasını delik deşik eder, köstebek yuvar Sına çevirir. Gidip şunu kovalım,, dediler. Fakat tarlaya gelip de içeride bir de deve görünce Ffena halde kızarlar. Çakal hemen kaçar bunlar doveyi yakalarlar. Ve bir güzel ıslatırlar. Yanl döverler. Zazallı devenin canını çıkarırlar. Tarladan dışarı atarlar, giderler. Onun Üzerine deve çakalın yanına yaklaşır “haydi biz de gidelim bari, sırtıma bin de senl karşıya geçireyim dor. Çakal hemen devenin sırtına atlar. Tam yolun ortasına gelince deve “ niye böyle yaptın, çakal kardeş. Bak gördün mü senin yüzünzden başıma neler geldi? Niye öyle bağırıp çağırdın, sesini köylülere duyardun? diye sorunca çakal da: — Ben ne bileyim böyle ola- cağım. Benim âdetimdir. Yemek- ten sonra keyfim gelir. Şarkı söylerim. Deve hiç sesini çıkar» madı. Nehrin en derin yerine gelincer — Çakal kardeş ben Şöyle bir yuvarlanmak - İstiyorum. dedi. Çakal da. — Aman yapma kuzum. Sonra ben ne olurum. Sırtından başaşağı yuvarlanırım. Yüzmek de bilmem. Niye yuvarlanacaksın sanki. —Ne bileyim, âdetimdir. Yemekten sonra benim de keyfim gelir, şöyle bir — yuvarlanayım demesile suyun içinde dönmesi bir oldu. Tabil çakal da suyun İçine yuvarlandı ve boğuldu gitti. Deve de rahat rahat yüzüp karaya Bütün modeli ince bir mukav- yanın Üzerine yapıştırın.. Mukav- vayı nereden bulayım diye hiç düşünmeyin. Evde bir sürü ayak- kabı kutusu, şeker, pasta kutuları vardır. İşte onlardan daha - iyi muükavvamı olur. Annenizrden bu kutulardan bir tane İsteyin. On- dan çıkaracağınız mukavvaya bu resmi zamklayın. Kuruduktan sonra etraftaki! kalın siyah çiz- gilerin üstünden giderek modeli kesip çıkarın. Ortada kesilecek diye yazılı parçayı da etrafını oyup çıkarın. Arabanın yanlarını, önü- nü, arkasını, noktalı çızgilerden aşağı doğru katlayın A. B. C. D işaretli parçaları da yine noktalı çizgilerden içeri doğru katlayın bu parçaları arabanın yanlarına zamklayın. Resmin ortasında da iki tane noktalı çizgi var değik mi? Hani o keslip çıkardığınız par- çaların yanında, Ha İşte burası oturulacak yer olacak. Onun İçin moktalı çizgilerden bunu da kana- pe gibi katlayın. Şimdi yine annenizden iki ta- me boş makara İsteyin. Bunlar otomobilla — tekerlikleri — olacak, Bir tanesi Iki ön tekerlek, öteki- ler arka tekelekler. Makaraların içladen ince tahta çubuklar ge- çirin. Bu çubukları bir ağaçtan koparabilirsiniz. Makaraların için- den geçen bu çubukların uçları- Ufacık Tefecik — A, A., Şunun yakaladığı ba» bğa da bak onu doyar?, Ben kocaman bir tane yakaladım. yağlk gl Dü ça miştı. n 'bu deniz gerintisi de hiç ho; gitmedi ,, diye söyleniyordu. .'mf SON POSTA Biraz Da S .-. . Gülelim Birinci mevki tirende iki yolcu birbirlerile — arkadaş — olurlar. Hava da çok sıcak olduğu için pencereleri açarlar. Bunun üzerine temiz havadan filân kozuşmiya başlarlar. Ve birl ötekine der ki: — Ben herkese bütün sene açık pencere ile yatmalarını söy- lerim. Öteki: — Galiba -doktorsunuz. Heor- kesi temiz havaya alıştırmak İsti- yorsunuz. — Kim, ben mi ne miünasebet, Size doğrusunu söyliyeyim “ hır- gızim ,,da ondan.., Eylâl - 20 Yarışlı Bir Oyun Birbirinden epeyce yani altı yedi metre kadar aralıklı, karşı- lıklı İki çizgi çizilecek. Oynamak isteyen çocuklar ellerine birer kese kâğıdı alıp bu çizgilerden bir tanesinin Üstüne sıralanacak- lar, birisi de oyunu iİdare ede- cek. Oyunu idare eden “ çık ,, diye saslenince oynayanların hep ellerindekl kese kâğıtlarını önle- rine yetişebildikleri kadar uzağa bırakacaklar/ Yalnız ayakları hiç kımıldamiyacak, Sonra bir adımda bu kâğıdın ilerisine basacaklar, Ayaklarını verden kımıldatmadan yine eyilip kâğıdı alacaklar, önle- rine koyacaklar, Kâğıdın ilerisine basacaklar, eğilip yine kâğıdı ala- caklar böyle, böyle karşısındakl çizgiye İlk varan çocuk oyunu kazanır. Kâğıdı ahırkek ayaklarımı yer- den kaldırırsa — veyahut kâğitla yürürse ©o çocuk geri döner ve oyuna yeniden başlar. ni da resimdeki tekerleklerin or- tosındaki yuvarlaklardan çıkarın. Işte size her şeyi tamam bir oto- mobil, Eğer siz oyuncakla oynama- yacak kadar büyükseniz karde- Şiniz İçin yapabilirsiniz. Karikatür : — Sana iki kuruş borç nasıl vereyim. Yalnız bir kuruşum var, — Zarar yok, Filipopo şimdi bir kuruş ver. Bir kuruş da bor- cun olsun. n SĞ İ ynERALA ” Her HafıaşBi;rHaftanm Bilmecesi VOyuncak | Su Güver- Bilmecemizde Kazananlar 14 eylül te- rihli bimecemiz- de birinci İkra- miyemiz olan bir mektep çantasını İstanbul 15 inci okul 5 inci sınıftan Kâmran Bin- gÖL — kazammnış- bıe. Talihli okuü. yucumuzla — İs- tanbulda — bulu: nön diğer ka- zananların — pa> gartesi, oumar teni öğleden sonra hediyele. 7 Eylül tarihli bilmecemizde bi. Finci ikramiyemiz bir yazı takımını kozacan 21 inci mektepten — Altaa Fini İdarehanes Güzey. e mizden almaları lâzımdır. Taşra okurlarımızın hediye- lezi posta ile gönderilir. Cağaloğ'u Şaref sokak No, 3 te ee 4 Nerlman, hqlr Katanti- ne — atepe sokak No. 16 da Feriha Yontus, Biylerbeyi Yalılar caddeai No. 57 de albay kızi Nuütiye Ezdan, Ayvalk gümrük ocaddesi tatlıcı Ali oğlu Recal, Hayriye lisesi 6 ıncı sınıf Muallâ Cevdet, Ankara Uluçan- lJarda topgu sokak No, 7 de Subiha, — İstanbul Alemdar mahallesi — Çatalçoşme 10 kek No. 50 de Sermet Ulusoy, Bursa Müradiye çifte çınar Azapcamil biti. #iğinde No. 5 te Doğan. Emlirgân orta okulu A/3 te 'Tur- Mürek- | gut Bedri, Konya Erey- lisl şube 8 muhasibi Cermal oğlu Tovlik Sa. yar, Burgaz ada mozarlık' sokak No, & to Zaki kızi Sevim, Çorlu tapa memüuru merhum Nibat Bey oğlu Nu- ei Güngör. Beyoğlu 81 Inol mektep 10 Necdet Şengör, — Yeninesil livosi 7 Salih Necati, İktanbul $ Inol mek- cinleriBulu- nuzlğa_kalım Nur, denizden daha güvercinleri Yukarı çıkmadan hemen gidip gunların yemlerini vereyim, za- valklar kimbilir. ne kadar acık- mışlardır ,, dedi. Eline yem ça- nağını aldı. Doğra güvercinlerin yanına gittl. Yem atmıya başladı. Fakat tuhaf şey, ortada yalnız bir güvercin vardı. Ötekilerin kendisine oyun yapmak için sak- landıklarını anladı. Merak etmeye başladi. Fakat güvercinler Nurun daha fazla üzülmesine dayana- madılar. Hepal saklandıkları yor- den birer birer çıktı, Bu yaramaz sekiz güvercini saklandıkları yerlerde — bulabilir misiniz? Bulunca yerlerini İşaret edin, Bilmeceyi kesip bize yok layın. Biz de size güzel güzel hediyeler vereceğiz. Şekerleri Bir Külahın Altında Toplamak Küğıttan üç tane külâh yapın. Üç tane de şeker a'ın. Kü'âhları masanın üstüne başaşağı koyun. Her birinin nitına da bir şeker kapatın. Şimdi arkadaşınıza söy- leyeceğiniz şey şu: —Bak. Şu şekerleri, — şu külâhları görüyorsun değil mi ? Şimdi bu şekerlerin hepsi bir külâhın altına toplanacak. Arkadaşınız ne demek - iste- diğinizi — anlamıyacak, — şaşkın şaşkın yüzünüze bakacak. O xzaman siz iki külâhı devirirsiniz. Bir tanesini ahp başınıza giyer- siniz. Şekerleri de alır ağzınıza atarsınız. Ondan sonra da: — İşte gördün mü? Şekerlerin hepsini bir külâhn altına topla- dım, dersiniz. Arkadaşınız bu İşte kendisine pay çıkmadığına, sizin gibi onun —— da ağzı tatlılanmadığına elbette Üzül ğ ' rüsüi Z gelince “ax unutuyordum.