27 Eylül — m SON POSTA OSMANLI SALTANATI GÖÇERKEN N.0158 m 27 79735 Jttihatçıların Ortadan Çekilmesi, Hürri-| g4 yetVeltilâfçılara YeniBir Saha Açmıştı| 8 | (Mütareke devrinin tarihi) map» Her hakkı mahfuzdur. « Türk milleti; namus, şeref ve hayatım korumak için tam dört- buçuk sene İngiliz ( süngülerinin karşısına göğüs gererken, bu zat Mısırda İngilizlere dua İle vakit geçirmiş ve kalbinde, İngiliz min- nettarlığı beslemişti. Sadık Bey mütarekeyi müteakıp (Mısır) dan | (İstanbul - Harbiye Nezareti ) ne | gönderdiği ( 4 şubat 1334 ) tarihli mektubunda, (İngilizlere (o karşı olan hislerini şu kelimelerle ifade etmişti: (Ingiltere devleti fahimesi, altı senedenberi biri ziri livâyi hima- yesinde muhafaza ve bilhassa dört senedenberi, altı nüfustan müteşekkil heyeti (o allemi iaşe ederek hayatımızı muhafaza ey- ledi. Devleti müşarünileyhanın bu muavenetinin devamı, sulhun akti tarihine kadar olmakla meşrut idi. Şimdi katolunması pek tabli- dir. Ve bu hususta da bize res- "men tebliğ eyledi. Ve bir zami- mel lutuf olmak zere, arzu et tiğimiz (o takdirde, bizi (masile Istanbula kadar da sevkedebile- ceğini beyan eyledi.| Aslı elimizde bulunan ve ar- kası pek uzun olan bu mektup, Sadık Beyin Harbiye Nezaretinde şahsi haklarının talebine ait ok duğu için diğer kısımlarını derce Mizum görmüyoruz ve tekrar Sadık Beyin harekâtına rucu ediyoruz: Işte, İngilizlere bu suretle minnet ve şükran besleyen Sadık Bey de mütarekeyi - ve Ittihatçı- ların ortadan çekilmesini - müte- akip Istanbula gelmiş; yine siyasi hayata girerek kendisine bir mevki temin etmek için işe giriş- mişti, Evvelce de arzetmiştik Oki; (Ittihatcılar)ın ortadan çekilmesini müteakip, Istanbulda bir (fırka teşkil etmek salgını) başgöster- mişti. Bu meyanda da » yerinde arzettiğimiz vechile » (Hürriyet ve İtilâf fırkası) yeniden teşekkül etmişti, (o Miralay Sadık Bey, bu yeni teşekkülün omüessisleri arasında görülmemişti, Fakat, kıy- metli ve zeki muavini ( Şaban ağa) nın çevirdiği manevralar sayesinde tekrar fırkaya girmiş ve birdenbire bir haylı sivrilmişti. Fakat umduğu mevki ve maka mı, bir türlü elde edememişti, Fakat şurası pek gariptir ki, mubarrir Ali Kemal ve filezof Rıza Tevfik beylerin bir hamlede nazır ve şürayı devlet reisi ok dukları bir devirde, Sadık bey bir köşede sönük ve silik bir vaziyette kalmayı nefsine yedire- medi, Ve hattâ, (Nazırlık) mevki ve makamını da atlıyarak bir sıç- rayışta sadarat sandalyesine otur- mak istedi. Ancak şu var k!, Sadık beyin kuvveti, buna kâfi değildi. Çün kü padişah ( Hürriyet ve İtilâf fırkası) na ve onun mümessili ta- nıman Damat Ferit paşaya istinat etmekte İdi. Padişah nazarında bir kiymet kazanarak sadarat sandalyesine siçrayabilmek için bir manevra çevirmek elzemdi. Sadık bey bu emeline muvaf- » Yazan; Ziya Şakir 4 iz öz M7) Ur ÖD örn gündeme wa . ise >. ”, N ER e) MSN Miralay Sadık Beyin . zaman Harbiye Nazırına yazdığı mektuptan bir parça ve İmzası fak olmak için, şöyle bir program tanzim etti: 1 — Fırkayı tamamen ele ge- girmek. 2 — Damat Ferit paşanın ayağına bir çelme takarak yere devirmek. Tali, yavaş yavaş Sadık beyin yüzüne gölmeğe başlamıştı, Da mat Ferit paşanın takip ettiği sakim siyaset, her tarafta bir vaveyla uyandırmıştı. Ve nihayet sulh konferansındaki hezimet, Ferit Paşanın vaziyetini büsbütün sarsmış; ve ona her taraftan şiddetli bir hücum baş- lamıştı. Bu sırada, Hürriyet ve Itilâf fırkasına mensup olanların için- de de, Damat Ferit Paşa aley- binde bir zümre türemişti. Bunlar da, Ferit Paşanın memleketi bir felâkete ( sürüklediğine (Okanaat gelirmişlerdi. İşte Sadık Bey derhal bu fırsattan istifade et- Bu (akşam iPEK Sinemasında miş, çarçabuk bu zümrenin başt , na geçmiş, Padişaha gönderdiği arizalarla (Oo hükümeti (şiddetle tenkide girişmişti. Hoşa gitmeyen (hadiselerin birbirini takip etmesinden endişe içinde bulunan padişah; Sadık Beyin, vaziyeti büsbün bulandır masından çekinmişti. Onun, ma- lâm olan hırsını teskin ve sü- kütunu (Otemin için o (meclisi hassı vükelâya memur) etmişti, Artık Miralay Sadık Bey de; sabık sadrazamlarla, İzzet ve Tevfik Paşalarla yanyana olura- cak, - alafranga tabiri ile - (çan- tasız nâzır) olacaktı. Fakat; (zümrüdüanka) kuşuna benzeyen bu memuriyet, Sadık Beye pek hafif gelmişti. Çünkü o, me yapıp yaparak sadaret kok tuğuna geçip oturmayı kat'i bir gaye edinmiş; ve bu hususta, her türlü mücadeleye girişmeye karar vermişti. ( Arkası var ) Siğemanın en büyük bl BRİGİTTE HELM tarafından temsil edilen büyük filim: MONTE KRiSTO KONTE s Ayrıca Paramount dürya (haberleri WiLLY FORST- PAULA VESSELY BiR AŞK BÖYLE BiTTi filminde Keşif bedeli 963 lira 70 kuruş olan Gülhane parkının Saray- burnu tarafındaki duvarlarile diğer tarafta buluüan duvarlarının tamiri açık eksiltmeye konulmuştur. Şartnamesi “levazım müdürlü- ğünde görülür bu işi almıya girenlerin fen İşlerinden ehliyet vesi- kas almak ve 72 lira 28 kuruşluk muvakkat teminat makbuz ve ya mektubile beraber 7/10/935 pazartesi günü saat 15 te daimi encümende bulunmalıdır. (B.) Satım (5766) Türk Hava Kurumu Alım ve Komisyonundan : 1936 Yılbaşı Piyangosu için (150) bin el ve ve (10)bin dıvar plânı (10) bin resimli afiş bastırılacaktır. Açık ekelitme ile 30/9/1935 Pazartesi günü saat (15) de mi- nakasa ve İhalesi yapılacaktır. İstekli olanlar lüğü Muhasebesinde şartnamesini hergün görebilirler. Piyango Direktör “5909, Eminönü Halkevinde dil bayramı kutlulanırken (köşede söylev veren Ev Başkanı Âgâh Sırrı) Dil Bayramı Her Yanda Gökeikakler Ki Kutlulandı Atatürkün Yüksek Bulu Buluşu Bize Öz Dilimizi De Kazandırmıştır Ulusal devrimimizi bütünleyen dil devrimimizin yıldönümü, dün, bütün yurtda büyük bir bayram halinde sevinçle kutlulandı. Dün ilk olarak, Üniversitede yapılan bir toplantıda, töreni açan profesör Ibrahim hakkı, lengünis- tik profesöri Ragıp Hulüsiyi ta- nıştırdı Ragıp Hulüsi de, dilde verimimizin temellerini, geçirdiği safhaları ve son dil hareketlerinin önemini anlatan İlmi bir konfe- rans verdi. Bunun arkasından edebiyat talebesinden Vahit de bir söylev vererek, dünkü bayra- mın önemini canlandırdı, Bundan sonra, Eminönü Helk- evinde, saat İ7de büyük bir yurtdaş kütlesi önünde doktor Celâl Tahsin töreni açtı ve Halk- evi başkanı Âgâh Sırrı, bundan Üç yıl evvel başlayan dil savaşının hakikatte bir kurtuluş savaşı oldu” ğunu ve dilimizin yabancı sözler- den kurtulmasile, ulusun erginli- ğiein Ootamamlandığını anlattı. Bundan sonra Orhan Seyfi iki balk şiri okudu ve Sevim Âgâh Sırı da Falih | Rifkı Meşa ( klavuzdaki © kelimeleri nasıl kullanmalıyız?) Adl kitabı- nın başlangıcını okudu. Törende bulunanlara konserler verilerek tören bitirildi ve radyo açılarak dil araştırına kurumunun neşriyatı ve bu arada genel sekreter Ibra- him Necmi Dilmenin çok ömemli söylevi dinlendi. Akşam, araştır. ma kurumunun yayımının dinle- nilmesi için İstanbul ve Ankara radyosu birleştirilmiştir. Beyoğlu Halkevinde Dün akşam Beyoğlu Halkevin- de Hıfzı Tevfik bir konferans vermiş ve dil meseleleri üzerinde incelemeler o yapmıştır. Bundan sonra balk şiirleri ve türküleri okunarak, sonunda, Reşat Nurinin > İsimli piyesi oynanmıştır. andan başka Beşiktaş, Kadıköy, Şebremini, oŞişli ve Üsküdar Halkevlerinde de büyük törenler yapılarak, dil bayramı büyük bir sevinç içinde kutlulanmıştır. İbrahim Necmi Dikmen'in £öylevi Türk Dil Araştırma Kurumu genel sekreteri o İbrahlm Necmi Dilmen'in dün akşam radyoda bütün yurtdaşlara verdiği söylev çok önemli bildiriklerle doludur. Ibrahim Necmi, söylevine şöyle başlamıştır. “Sayın yurtdaşlar, Üç yıl önceydi: & Atatürk'ün yüksek buluş ve yaratış kayna- ğında yeni bir şimşek çakmıştı. Türke varlığını, erginliğini, ege- menliğini, soysallığını bağışlıyan Yüce Önder, . Türk dilini de aydın görünün (o Önüne almıştı. Bu bakışın ilk verimi, 26 Eylül 1932 de yurdun her yerinden ge bin kadar dilcinin Dolma» ahçe Sarayında toplanması oldu Birinci Türk Dili Kurultayı adile Türk devrim tarihinde yer elan bu toplantının bugün üçüncü yıl dönümünü kutluyoruz. Bayrami nız mutlu olsun. Türk dili işini bu durağa ge tirmezden önce, önder, 9 ağustos 1928 de Türk alfabesini yarattı. Bu alfaba dilimize sosysal dünyar da hakkı olan yeri vermişti. Bu alfabeye (yaraşır yolda lügat, gramer, terim yaratma işine de el konmuştu. Ancak bu yoldaki ilk çalışmaların verimi, Atatükün karanlıkları yaran, güçlükleri yes nen, en kısa yoldan en umulmas dık yüksek buluşlara varan de- hasına göre yeter değildi. En küçük bir izden ulu bir anayol bulan önder, bu yetmezlin neden ileri geldiğini hemen gördü. Dil devrimine doğru yürüyen yo“ lun tarih kaynağına dayanması gerekliğini duydu ve yaltrık saçan gözlerini oray çevirdi. Dünya Kültür Işıklarını Türkler Yapmıştır Türk dili Kurumuna öz bir kardeş olarak kutsal elile kurdu- ğu Türk Tarih Kurumu, yer yüzü tarihinin ilk költür ışıklarının orta Asyadaki Türk anayurdunda par- ladığını, oradan türlü geçme yok larile Ural - İdil boyuna, Hint illerine, İran yaylasına, Mezepo- tamya ovalarına, Ön Asyaya, Ege ve Akdeniz kıyılarına, Afrikaya, Atlas Okyanosu yakalarına, Vis- t&l, Rayn, Tuna havzalarına, Çine, Amerikaya ve bötün Okesna ya- yıldığını ortaya çıkardı. Soysal yaşamanın, o bilginin, ber türlü kültürtinün kaynağı böylece belli edildikten sonra, yeniden dil üze- rine dönülebilirdi, Tarihin verdiği yeni aydınlığa göre, yer yüzü dik leri Gzerinde Türk dilinin bir kaynalı gibi gözden geçirilmesine başlamak, bunun için de bir yandan Türk- çenin en eski varlıklarına kadar derinleşmek, bir yandan da başka dillerin etimolojilerini araştırarak bunlarla dilimiz arasında tarihin, belki de tarihten öncenin karan- lıkları içinde untulmuş olan bağ- lıkları bulmağa çalışmak. İşe yeni dil atılışının başlıca amaçları bunlardır. Ibrahim Necmi Dilmen bun- dan sonra dil araştırmalarından bugüne kadar elde edilen sonuç- ları ayrı ayrı anlatmış ve söyler vini şöyle bitirmiştir; “Yurtdaşlarım, Dil Bayramınızı içten kutlar, bepinize mutluluklar diler, bütün bu sevinçleri yaratan Büyük Ata- türk'e uzun ve daima işıklı ömür ler dilerim.,,