4 Ş SAD AR M R TT J V . vn»' atbuatında n ÖRDÜKLERİMİZ Sarı Tehlike Gittikçe Büyü- mek İstidadında Japonyanın Habeş işlerine ka- mecelenin içyüzü-ü biler- leri dazla çaşırımadı. Japonlar Ha ttanın diş momleketten fazla Mal alacak kadar zengin olmama- Sma mukabil, Teana gölü civarında | Bamuk ekimine elverişli geniş | 'tpraklara malik olduldarını daha 1930 yılında görmüşler ve aradan Stçen dört yıl içinde bu mem- l 300,000 hektar toprağı | *kilecek hale getirmişlerdir. Bü- fün bunlar hörkesla bildiği şey- ir. Fakat bilinmeyen bir şey Yardir. ki önemlidir. Onu söy- İyetim : Japonların Habeşistana göçme- | leri için Japonya İle Habeşistan Srasında yapılan mukavelede bü- göçmenlerin bekâr erkek Olmaları şart koşulmuştur. Bu kür Japonlar yorli kızlarla ev- ecekler ve çocuklarımı anne- İnin dinine göre müslüman Veya Hiristiyan — yapacaklardır. İşte size Japon tehlikesinin Yeni bir şekli! * Uıh sinema yıldırı Anna Sten kocası ile buluşmak üzere Paristen -Londra- ya gelmiştir. htl- liz güzeteleri bu san'atkârı, heye- | San ve Hla kaynağı olmak bakı- Htindan dalma İçin için kaymıyan volkana benzetirler. Fakat Bremen Hüâdisesi Almanya, Amerikaya Bir Protesto Verdi Vaşington, 31 (A. A.) — Alman hükümeti, Bremen vapurunun Nev- york ilmanından çıklığı sırada nas- yonal sosyalizme karşı yapılan gös teriden ötürü Amerika Dış işleri ba- kanlığında protestoda bulunmuştur. Haber — ulındığına göre, Alınan hükümeti, — dış işleri bakan vokili Vilbür Kar'ın esef beyan etmiş olma- sını kâfi görmemiştlr. Banunla bera- ber, Alman notasının, mütlaka Özür dilemesial istemediği sanılıyor. Nîı,ıılı. şı (A A.) — Nevyork Şııbıyı.Lı Guardiz, Almanyanın dış bakanlığına kargı protestosunu müte- akip, Bremen vapurumun üzerindeki Nazi bayrağımı koparanların adliyece takip edacaklerini bildirmiştir. Madam Kuri'nin Evi Yıkıldi Vargöva, “SE, (A As) — Madağa Curie'nin doğmuş olduğu ev yıkılımış- tır. Şimdiye kadar on bdz. ceset çıka- tar 16 yarah vardır. M-S.:ı Pa(:; Bu kadın meşbur rad- yum kâşifi olan âlimdir. Dağa Koldırılan ingiliz Gazetecisi Pekin, 31 (A.-A.) — Japoayabın Pekin Ataşemiliteri Tılıı!ıı:!.r _Iı:_ı atantımın ı-.* asağlırı! a Ğı n :—h eldıllarını bildirmiştir. Haber verildiğine göre, Pekin Büyük E'çiliği önese Hongolistanda seyahate çık- masını Öuceden blldirmişmiş. Bir Madon Kazası Warşova, 81 (AA) — Silizyada bulunan Şorzov yakinindeki Hilleb- zand kömür madeninde bir. çökme almuş ve dört işçi toprak altında Kurtarma işine — devam edilmektedir. KA MA a A l r aa Snun en büyük şöhreti dil öğren- _;—ı.üı Üç ay sonra maksadını Tekteki İstidadından ilerl gelir. Anna Sien Kiyefte doğmuş, kerre sahneye Moskova'da Sıkmıştır. Yaptığı filimlerden ba- Ziları (Cerila) e gösterildiği za- Man beyenilmiş, Almanyaya çağı- Filmıştır. Fakat Anna Sten Rusca "e Lohce'den başka dil bilmiyor- ç: Almanyada hemen Almanca ğtenmeğe başladı. İlk dersini ; Edebi f Tefrika /) No: 44 1/ 8 / 385 he_'ıer.k, eger esası kabul eder- Btiz işin kukukt tarafım ben Klare edeytm. Sadi Ziya Bey bunu söyle Ükten sonra sastu. Kadehi dok ı—dl Mezo tabakları arasında Yahata - çıktı. k Ânnemle ben birbirimize ba- iyorduk. k’ılval:ı aünem galiba kızının le satılık mal gibi elden ele Beçişini düşünerek Hzülüyor. Sordum: — Sen no diyorsun anne? unu büklü: — Ne diyeyim yavram. Biz te talle insmrız. Eger mea- M Olacağınn aklın yalıyoraa.. M e garip ne saçma kelime... 6'ut almak kolay mı? Saadet 1 eşiğime kadar geliyor. i’::' işlemiyor. Ev, süs pırlanta, bit her şey her şey-. Fakat d“llu bunlar kabuk gibi üzerim- * etrafımda.. İçim ©o kadar 'akir, o kadar Koş, öyle zavallı kil Gözlerim daldı. Ka Uzak, yakın —hayatımın en $ ı,bi'mî çiçeklendiren hâdiselerini ':*'Plıdıııı. Buyol © kadar kurak Bi raç kit.. - Kalbimin - yolunda Yenca bile bitmemiş.. Ne unlatacak kadar Almanca öğren- miş bulunuyordu. Ezberlediği cüm- leleri ise bir Alman şivesile ko- nuşabiliyordu. Orada Karamazof kardeşler, — ve “Bulvar hamımı,, flllmleriıllr ©| ı Sonra l:n:lı; limlerin Fransızcalarının yapı için san'atkârı Purise çağırdılar, orada da yine tiç ay içinde Fran gızca öğrendi. Şimdi İngilizce ile meşgüldür. ğ açılmaz, ne ham bir kalbim var. heyecan daymak için ne bekliyor bilmem Hayalim döne dolaşa adanın yık bir gecesine kadar geldi. Çam, ardıç ve yosun kokulu bir. havanın ciğerlerime tekrar duydum. Parça parça :;ııııwuıkrulçııâı yüzen bir sanda: Tin Heybeliye doğru kayıp gitli- ğgini gördüm. Ve bana tevgi heyecanının Yik ürperişleri-i hişsettiren bir erkek T AĞ '-wh:hiud—hıi duyma- bu korku, bu ses ve bu :igıu;h b:ıılıı heyecan duymuyan kulbimi nasl olup harekele ge- türmişti. Fakat luıılı* ı:::m ti İ ünabez candı. Ka du miydi? Daha — ötesi var miydi, Bu dudaklara kadar bir kokusu, Berinliği ve rengini görmekten duymaktan Heri gitmiyen, ı_ıvk:ııı, lezietine katılmadan geri giden bir saadet miydi? Ne olmuştu. Bu beyaz - gece- nla hatırasına bağlıyan ne e£ Boy mi? Onuula ar- w'"*' a uyçu.n sevgi budu- duna girmiş miydi... Gece ayalk SON POSTA — Bir. Ko | Gelecek Harp Hakkında nferans Alman Harbiye Mektebi Müdürü, Piya- denin Yerini Tan e klar Aldı, Diyor Son İngiliz manevralarında piyadenin rölünü yapan tankların hareketi Münih, 31 (AA) — Münih âüel | okulu direktörü yarbay Slebert, 2000 | Üniversiteli talebenin önünde yunları #öylemişliri * Gelecek snvaş tam bir savaş olacaktır. Harbin — ilânile — beraber muhasemat da derhal başlıyacaktır. Piyadenin yerin! tanklar alacak, Almanyada Yahudi Düşmanlığı Berlin, SI (A. A.) Geçen gece Pöşte sokuğunda bir manifaturacı ya- hudi İle kavgaya tutuşan bir yolcu, basminin Üüzerine ruvelverle dört el mtoğ etmüştir. Ingiliz Tayyareciliği Kuvvetlendiriliyor Londen, 31 (A A.) — hükümeti sahil keşif tayyarelerinin ndedini 200 e çıkarmıya karar vermiş ve Tüzmgelön — tayyareleri — elpariş etmiştir. Almanyada Çeolik Miğferliler Meselesi Dresden, 81 (A.A.) — Saksunya İç Bakanı “ Çelik miğfer , Üyelerinin finiforma ıly_ı.lıdıl ve miting yap- malarını yasak etmiştir. larımın dibinde bütün söyledik- lerini yine işitiyorum. Bu — sesi dinlemek, kelime kelime tekrar dinlemek zevkine kanamıyorum. Bu gönülden gelen seste ne ber- Yâk ve ne uyuşturucu, — hayal yaratıcı bir musikl vardı. “Son kelimeler de ıstıraplı idi: — Sana birleşmeyi teklif et- mek çılginliktir, Üç aylık bir. ge- Hinden bu istenemoz.| Bu. sevgiyi burada bırakalım. ,, Demişti Hayata ne gözü kapalı gir- mişim yarabbi. : Ozun akhna — sığdıramadığı ayrılık yirmi dört saat soura bir hakikat oluverdi. Neredo? O gece hemen döneceğini söylemişti. Daha birkaç ay izni varken dönmek İstemesine içindi? Benim için mi? Benden ümit kea'liği için mi? Onun Adadan çekilip gittiğisi aöylediler. Belki Boğaz içinde bir yerdedir. Neden kaçmak — İstiyordu. — Ayrıldığımı haber almadı. mı?... Kondimi tahlil etmiye yenl yeni başlı- yorum. — Gülseven — karanını — ver- din mi ? Annemin sesi kurak bir çölde iş'tilen bir su şırıltısı gibi içime gerinlik getirdi. — Neye anne? — Ali Sami Beyel — Bilmem kil koğualama ve bombarduman uçaklarile motörlü bataryalar uzun — menzilli toplur, sinır boyla sıralanıp hemen Faaliyeta geçecekler ve bu arada, kuvvetli telsiz istasyonları, düşmanın manevt kuvvetlerini kıracaklardır. Yeni herp tekaiği, Yön adamlarını da geceli gündüzlü çalıştıracaktır. , Ispanyada Tevkifler Madrit, S1 (A. A.) — 1 ağuntos kınl bayram döolayısile çıkabilccek hâdiseleri Önlemek üzere, hükümet gimdiden — birçok — kimseleri tevkif #ettirmektedir. Yeni Felemenk Kabinesi Lahey, 31 (A A.) — Kolijn, yeni kabinenin stesini bugün Krallçe Vilhelmin'e verecektir. Fransız-Alman Ticaret Mukavelesi Berlin, 31 (A. A) — Bir müddet. tenberi Berlin ve Pariste devam eden müzakereler bir neticeye İktiran et- mediğinden Franaz - Alman ticaret mukavelesi ve kliring anlaşması yarın sona — ermektedir. Maamafih — bir Modüs Vivendiye kerar verilmiş olup yeni mukavelenin akdine kadar tioari münasebat yine eskisi gibi devam edecektir. — Sadi Bey düşüncelerini söyledi. Dinledin, anladın. Her şeyde olduğu gibi kararı verecek yine sensin | Şu anda hislerime hâkim ola- miyorum, Biri çıkıp ta benl İste- diği fikre çekse kapılıp gideceğim. Yalnız şimdi şimdi ayırt edebi- - liyorum ki daha bu sabah hayat arkadaşlığı teklif eden adamdan önce bana kalbinden bahseden bir başkası vardı. Bu başkası benim bir karanlık dehlize ben- zeyen gönül evimin taş duvar- larında sesinin aklslerini duya- bildiğim yegâne adamdı. Dün kapadığım Jüks hayatın bir yenisi, belki daha şa'şaalısı Önümde açılırken bana sevgiden başka bir şey vadetmeyen bu adamın bayali birdenbire gözle- timin önünde belirdi. Nasıl oldu bilmem, birdenbire baba dostuna sordum: — Konsül Eçref Beyi tanıyor musunuz? — Barslon konsolosu Eşref Bey mi? 3 — Evet, — Adını işittim, kendini tanı- mam. Ne olacaktı? — Eşzef Bey bir hafta önceye kadar Istanbulda idi. Avrupaya döneceğini söyleyerek Adatdan gitmiş. Onun İspanyaya döntüp | HİŞLERİN Sevdiğim Genç Benimle Evlenecek Mi? “Bir mücesesede çalışıyorum, çir- kin değilim, bir müddettenbon bir Gniversite — merunile — görüşüyorum. Sarfettiği paraya bakılırsa, parası da yok değil, onu annome de tanıtlım, fakat © beni no ailesine, ne de tam- dıldarına tanıtmıyor. Ben dasiluğumu- zun Hilelerimizce bilinecek bir şekll almasını istiyorum. O çekiniyor. Bu tarzda konuşmaya devam edeylm mi? Şükran tanışma ve görüşmeler ender olarak — evlenmeye Bu pek varır. Ekseriyetle genç kızın zefin- dan İstifadeye çülışır. Doyunca bırakır, evleneceği zaman kendi- sline eş olacak bir başkasını arar. Bu bakımdan sizi yanlış vaziş ette görüyorum. Bence bu gence rem- men nişanlanmayı teklif edin, razı olmazsa ayrılmıya ve kurtu- miya çalışın. Çünkü bu münase- bet sizi geri dönmesi mümkün olmıyan bir uçuruma götürebilir. x “Dostlarımdan bir kiz var.. Her gün işine gider. Bana kocamın ton günlerde güzel bir kıı yanına kâtip olarak aldığını haber — verdi. No ya- payım * Celile Bir gün güya bir Iş için ko- canızım İdarehanesine gider ve kızı gözünüzle görürsünüz. Ondan sonra da kocanıza onu yanından uzaklaştırması İçin israr edersiniz. Kocanız o vakit İtiraz edemez. Mesele, tehlike başlamadan hülle- dilmiş olur. * İzmitte Yusut ; Bu kızdan artık size hayır gelmez. Madem ki muhtelif erkek- lerle dütüp kalkmağa başlamıştır. artık -onu eve bağlayıp sedaka- tini temin edemezsiniz. Size ge- se bile başınıza belâ olmaktan başka bir netice vermez. Onun için ondan vaz geçmeğe çalışınız. TEYZE nim bu, birdenbire ortaya attığım sorgunun saçmalığndan mı nedir biraz şaşaladı, sonra başını salladı: — Anlamak mümkün. Vize dairesinden sormak yeter. — Çok rica ederim. Bana rım akşama kadar Eşref Beyin rııtıııbuldı olup olmadığını, eğer mümkünse — İstanbulda — nerede oturduğunu telefonla haber veri- niz, Bu mesele bence on sekiz bin Hrahk iratlın Ali Sami HFeoy teklifinden daha çok değerlidir. Arnem bundan bir şey anla- mamıştı. Yüzüme baktı. Ona dedim ki: — Yarın alacağı cevaba göre anlatacaklarım var. Anne, hattâ Ali Sami Beye vereceğim cevap da buna bağlı. Annem tabiatimi bildiği için israr etmedi; baba dostuna: — Siz şu irat messlesini de bitirebilirsiniz. Dedim. Ben — elmaslarımı hazırım. " * vermeye * Bugün baba dostumuzan tele- fonla vereceği haberleri heyecanla bekledim. Bilmem neden, düne kadar içinde gömülüp kalan o taplare bambaşka duygular - bir- de)bire parlamış, yayılmış ve kafamı, kâlbimi iki koldan sar- mıştı, Annem telâş içinde. soramıyor. Nihayet anat Uçü geçiyordu ki Birşey dönmediğini anlamak mümkün mü? | acı acı öten telefonun sesine Sadi Ziya Bey üstüste yuvar- dadığı kadeblerden mi, yoksa be-