1 Ağustos 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

l Hüi aei | Piri Reis- Murat*Reis - Hadım Süleyman M. Turhan Son Posta $ İstanbul gelir ve para BORSASI * Süleyman Paşanın Gözleri, Dinlediği I, i.';jv’lıi İ .;' Vi D » Ü? J n y Lı Üü L W Kâhya : Sözlerle Kamaşıvermişti... — Yahu, dedi; bu, ne iştir? Namaza buyürun desek ardımızda beş kişi bulamayız. Savaşa gelin deyince on bin kişi toplondığını görürüz. Hadıiım vezir, gözlerini hızlı hızlı kırpti, yanına aldığı tüysüz babayiğiti bir iki saniye süzdü ve yüzünu yine gönüllülere çevirirken kendi kendine mırıldandı. — Bu da bir hazine değer, işimiz iyi gldiyor. Geçit alayı bitmek Üzere idi, vakit de hayli jlerlemişti. Fakat kalabalıktan kimse tepelerindö kümelenen sıcağın alevlerini duymuyordu, karınlarında beliren açlığı sezmiyordu. benliklerinl saran bir İç serinliğile, ruhlarındakl sevinç tokluğila yerlerini bırakmıyor- du. Son kafilenin geçişi başlayınca bütün o sihre tutulmuş gibi görünen kalabalığın yüzüne bir hoşnutsuzluk yayıldı, tatlı bir rüyaniın kapanmak üzere —bu'unmasından sanki — eza duyuyorlardı ve bu rüyanın sürüp gitmesini ister gibi görünüyorlardı. Son gönüllü, hadım Veziri selâm- layıp geçerken Kaygusuz Yaşarın sesi yükseldir — Devletll vezir, bu geçene iyl bak ! Emreder gibi konuşan gönüllünün pervasız. sesi Süleyman — Paşanın gözlörini ilerl sürdü ve bu gözler birden kamaştı. Son gönüllü, gönülleri altüst edecek kadar güzel bir deli- kanlı idi. Her kadın başını topuklas rına bağlayabilecek bir yapıda olan bu genç, orada toplanan bütün seyircilere de parmak — isirtiyorduü, lâhavle dedirtiyordu. Biraz yorulduğu için geçlt alayının sonunu can gözile seyretmeyen Hadım vezir, yersiz. bir dalgınlık gösterdi- ğini anlayarak âdeta üzüldü, hemen emir verdi: — Şu babayeğiti çevirin, yanıma getirin. Ve kaygusuz — Yaşara — dönerek sordu: — Bunu tanıyor musun? — Hayır! — Ne deye beni ona ilgilendirdin? — Size yarar bir yeğit deye| — Bana ne deyae yarar ? — Eli temiz, yüzü temiz, böylele- rin yüreği de temiz olur. — İyi konuşuyorsun Yaşar Kendi- ni bana çabuk sevdireceksin, O sırada bağlı bulunduğu küme- den alınan genç gönüllü de gelmişti. Hadım vazirin karşısında kollarını kavuşturup durmuştu. Süleyman Paşa erkekten ziyade kiza — benzeyen bu çok yakışıklı — delikanlıyı uzun uzun süzdükten sonra sordu, — ÂAdın ne evlât? — Toraman! — Yaşın kaç? — Yirmi! — Bu yaşta buralarda yorsun ? — Ben Anadolluyum, babamı Mu- haçta kaybetlim, anamı hiç görme- ne gezl- dim. Köyde çift sürmektense savaş peşinde gezmeği doğru buldum. Bu- ralara geldim. — Macar sınırına gitmek kolaydı, Mısıra niçin geldin! — Oralarda akıncılar var, yeniçe- riler var, sipahiler var, bizim gibiler kendilerini kolay kolay gösteremez. — Demek ki sen kendini göster- meyi kurdun. Ağzın henüz süt koku- yor. Ne hünerin olabilir senin? — Orasını Ulu Tanrı bilir. — Biz dö bilsek olmaz mı? — Orası sizin bilecöğiniz bir şey! Hadım Vezir, yine Kaygusuz Yaşara döndü: — Şununla biraz elleş. O değilden bir el ense et. Halk, şimdi hararetli bir güreşe şahit oluyordu. En İri atların belke« miğini kıran Süleyman Paşa gibi ağır bir adamı eyerden sallasırt etmekte güçlük çekmeyen Kaygusuz Yaşar, bu kız yapılı delikanlının bileğini bükemiyor, çelikten bir direğe çarpan bir çınar gibi boş hamlelerle kıvranıp duruyordu. Rüzgârdan nem kapmakla şöhret almış olan Hadım vazir, bu umulmaz sahneden gizli — bir oyun, saklı bir uzlaşma bulunmasını mümkün gördü, biraz kızdı. . — Bre kaygusurz, — diye bağırdı, düzenbazlığı bırak, şunu sırtüstü yık. Kaygusuz bu emir üzerine deli- kanlıyı bıraktı, geri döndü, Hadım vezire şŞu sözleri söyledi : — Ben onu yıkamıyorum, Kulları: nin içinde benim yapamadığımı yapa- daha cak bir varsa emret, er meydanına çıksın! Süleyman Paşanın yüzü ekşidi, gözleri adamlarımın üzerinde dolaştı ve içlerinden biri üstünde durdu. — Gel beri Ayiboğan, deli, umu- düm sende. ÂAyıları boğduğun gibi şu ayıyı da yere düşürürsen yüz altın alacaksın. Ve kaygusuz Yaşara döndü; — Sen de gününe hazırlan, Ayıbo- ğan bu delikanlıyı yenerse yanımdan kövulacaksın, tomruğa konulacaksın. - Kaygğusuz yaşar, omuzlarını silker- | ken Ayıboğan, kiz yapılı dellkanlının üzerine alılmıştı, yaman bir boğuş- maya girişmişti, İkisi de, bir sınama göreşi yapar gibi görünmüyorlardı, k.yasıya tutuşuyorlardı. Fakat Ayıba- ğan iri bir bulut gibi ağıyorsa delikanlı bir şimşek gibi süzülüp kayıyordu ve ele avuca sığmıyordu. güzel şimşek çelik bir — çember oluverdi. Ayıboğanı yakaladı, sıkıştır« maya başladı. Şimdi başta hadım vezir olduğu helde bütün oradakiler, zarif bir sar- maşığın koca bir çınarı İnim inim inlettiğine Şşahit — oluyorlardı. Genç gönüllü gerçekten bir sarmaşığa bön- ziyordu. Bir aralık o | 47,5 T.B. 128,07,8 7,6 T.B. H 20,35 *7,$ T.B. N 26,80 — | [w 5 Hazine B. 57,50 31 - 7 - 1935 Türk Devlet Borçları Lira Lira | || Dahilt Istikraxz 94,00 S | Devlet Demiryolları Borçları Lira Lira ı Erganl 95,00 || Anadolu Mü, 46,25 | | SıvasErzurum 95,50 (| AL HL O6 60 2600 | l'hıııdolulvoll 4540 || ,, H ©6 100 42,50 | | Sosyeteler Eshamı Lira Lira | | İş. B. Mü, 90 lat. Tramvay — 26,50 | » » HA 9,50 || Bomonti 8,00 | 'e w Nama 9,50 || Terkos 15,60 | / MerkezB. D 58,00 ll A. Çimento — 10440 | Çekler | Krş. IT.L. içini " İsterlin 622,50 Lirat 9,7041 F. Frangı — 12,035 “ Dolar 0,7970 Naklit Krş. Krş. 20 F.Frangı — 169,00 | 1 Mark 40 I Dolar 126,00 20 Drahml 24,00 I İsterlin 620 20 Leva 24 |20 Liret 198 20 Ley 15 Borsa Dışında L. K. L. K. | Kredi Fansiy2 Mübadil Bon. 74 | (1886 senesi 126;50 ] Gayri, » TM,75* 1908 4, 85;50 (| Altın 9,33 1911 4, 8250 || Mecidiye — 52,50 | Paris Borsası W F. Fr. F. Fr. 9497,5T. borcu 310 Do'ar 1$,12 W | İsterlin 74,95 | Os. Bankası 2717 — | Paris Borsası Paris, 31 (A.A.) — 30 tarihli borsa durumu ; Hâlâ bazı noktalarda düzensizlik' bulunmakla berabar, Esham borsasi bugün genel surette daha iİyi bir du- rum göstermektedir. Fransız rantları üzerindeki muamelelerin bissolunur derecede artması yerli eshama iyl bir tesir yapmışsa da İşlerin azlığı, bu istidadın genişlemes'ne engel olmak- tadır. Zahire Borsasında Buğday fiatları düşmektedir. Pazartesi günü narh behemahal indirilecektir. Dün Borsaya 590- ton buğday 135 ton un gelmiştir. Yumuşak buğdaylar 6 kuruş 30 para ile 4 kuruş 35 para arasın- da, sert buğdaylar da 4 kuruş 15 para ile5 kuruş arasında satıl- mıştır. Un üzerine hiç muamele olmamış, 217 ton yumuşak 178 ton sert buğday satılmiştır. ( Toplantılar, Davetler ) Kumkapı İdman Yurdunun Kongresi Kumkapı İdman Yurdundan: 10 Ağustos cumartesi akşamı saat 21 dâ Yuzt merkezinde fevkalâde kongre yapılacağından — azanın — toplantıda bulunmaları rica olunur. |—Türkiye Başpehlivanlık Müsabakaları Çocuk Esirgeme Kurumu Gönel merkezi — terafından tertip — edilen Türk'ye beşpehlivan'ık müsabakaları 1 ikinci teşrinde Ankara'da yeni Stadyomda yapılacaktır. Bu müsaba- kalara bütün Türkiye peh ivanları işt'rak edecek'erdir. Marka| Müsla.!'ızanlı h HUBUBATUNLARI SIHHAT VE Kuvver Menbaıdır L L ' ! h üÇ Ağus'os İ ( Baştarafı 1 inci yüzed) — Bu da başlık parasıdır! ce- vabını vermiş. Ve: Delikanlı bu başlığı giydiremi- / yeceğini bildirince de, kızinı ver- mekten vazgeçmiş. Son Postada çıkan bu haber Üzerinede, bize Ankara — ilbay vekili imzasile şu tezkere geliyor: “İimizin Polatlı ilçesine bağlı Şeyh Ahmetli köyünden Mehmet kızının Cihanbeyliden birine nişan- lanmak için ayrı ve nikâh için de altından kalkılamıyacak derecede ağır para istenildiğine dair gaze- tenizin 16/6/935 gün ve 1748 S, nüshasında neşriyat görülmüştür. Bu yazının hilâfı hakikaj olduğu ve Mehmedin, kızının 4-5 aydan beri hasta olup elyövm Istanbul Erenköy sanatoryomunda tedavi edilmekte bulunduğu Polatlı ilçe- baylığı tarafından bildirilmektedir. Matbuat Kanununun 48 inci maddesine tevfikan bu neşriyatı- nızin doğru — olmadığının — aynı sütunda yazılarak tekzip edilme- sini bildiririm.,, İlbay vekili (imza okunamamıştır ) Bu tezkere, bir yanlışlığı düzeltmek isterken bir başka yanlışlığa düşmüştür. Bunu da, size, sanatoryomdan — yaptıgımız tahkikat İ'e ispat edeceğiz. Söz, şimdi, bu tahkikatı yapan yazı- cımızındır : “ Bu tekzibin neşrinden önce yapılacak tahkikatı üzerime aldım. Ve basit bir araştırma (Fidan) n hâlâ Erenköy sanatoryomunda bulunduğunu öğretti “ve oraya yaptığım kısa bir yolculuk bana, yazılan satırların hakikatten ha- kikaten uzak kaldığını ispat etti. Çünkü ben, bu hâdisenin gizlediği faciamn yazıldığı kadar basit olmadığını anladım. İzahatıma göz — gezdirdikten sozra buna gazeteye tekzip gön- deren makam bile iştirak ede- cektir, kanaatindeyim. * “Fidanla,, görüşmek istediğimi öğrenen başhekim muavini, ev- velâ: —Olamaz, dedi, çünkü babası onu buraya teslim ederken bize onu hiç kimse ile görüştürmeme- | mizi tenbih etti. Kendine hâdiseyi anlattım. Ve hastanenin bu tenbihe itaat et- “mekle, Şeyho Mehmedin sadece keyfine hizmet etmiş - olacağını” #öyledim. . Başhekim yardımcısı bu sefer- de, hastanın ağırlığını ileri sürdü: — Sizin isticvabınızdan doğa- cak heyecan hayatına ma'olabilir! Bu mukabele Fidanla görüş- mek ümidimi kırdı. Eğer oradan çıkarken tesadüf beni taburcu edilen bildik bir kadınla (1)| — karşılaştırmasaydı, zavallı fidanın gün geçtikçe sö- nen ömründeki hazin sırrı öğre- nemiyecektim. İnanın bana ki, o, bu bahse, benim sorgümdan evvel temas etti, ve: — Bu hastane çok iyi, de- di, fakat içerde dinlenen öyle müthiş dertler var ki, açık hava- nın, “İyl gıdanın, — ve İnzivanın hastalara — kazandırdığı - kiloları, gemi ocağına atılmış buz parçası gipi eritiyor. Sordum: — Meselâ? < ÂAnlattı: — ; — Meselâ, geçenlerde, Po- Bir. Anane Ve — H latlıdan Fidan âadında bir kızca- ğız getirdiler. Kız, nişanlandığı delikanlıyı deli gibi seviyormuş. Fakat babasısın damattan çok fazla para İstemesi yüzünden ev- lenememişler. Ve bu ayrı'ışın azabı, biçare yavrunun zayıf cl- | gerlerini kalbura çevirmiş. Şimdi o, babasının hırsı yüzlün- den kavuşamadığı Hasanı ana ana eriyor. Muhatabım, yanımdan uzak:- laşmadan o gece, bu facianın sonunu da anlattı : — Delikanlı, kızı almak İçin zaten hayli para vermişmiş, Şimdi evlenmek Üümitlerini kaybedince boşuna verdiklerini geri almak istemiş babası: — Olmaz! demiş, çünkü ben kızı vermeyeceğimi söylemedim. Çocuk verem olup da yataklara düşerse kabahat bende mi? Kan kusan yavrumu kaldırıp da zifaf yatağına sokacak halim yok a? Hem bunu ben yapsam, kanunlar doktorlar mani olur! Bu tevili de öğrendikten sonra merakla düşünüyorum. Acaba Fidanı kurtaracak ve onun yerine kimbilir nice kurban- lar veren bu fena ananeyi kuru- tacak kuvvet yok mudur? — X4 Spor Türkiye Futbol Birincilikleri Türkiye futbol birincilik mü- sabakalarının 18 ağustosta beş muhtelif mıntakada birden baş- lamak Üzere bütün hazırlıkları bitmiştir. Türkiye şampiyonası Aydın, Balıkesir, Trabzon, Adana ve Eskişehirde yapılacaktır. Grup birincilikleri 23 ağustosta bitecektir. 28 ağustosta beş grup birincisi İzmirde oyunlara devam edecek, 2 eylülda nihat müsaba- kalar yapılacaktır. Karnera Bokstan Çekilmiyor Napoli 31 Temmuz (A.A.) — Italyan boksörü Karnera buraya gelmiş ve kendisile görüşen ga- zetecilere, ortaya çıkarılan ha- berlere rağmen yine boksörlüğe devam edeceğini söylemiştir. Karneranın birkaç ay sonra Alman ağır siklet şampiyonu Mensel ile dövüşmesi muhtemeldir. Ujpest Takımı Geliyor Haber aldığımıza göre Maca- ristanın eski şampiyonu ve 932 senesi merkezi Avrupa kupası galibi meşhur Ujpest takımı bu- gün Istanbulda bulunacaktır. Bu takım Ankara kuülüpleri tarafın- dan 5 maç yapmak üzere angaje edilmişti. Yine haber aldığımıza göre Üjpest ilk oyununu önümüzdeki cumartesi günü Beşiktaş kulübü ile ve ikincl oyununu pazar günü Galatasarayla oynıyacaktır. Moskovada Spartakyatlar Moskova, 31 (A.A.) — Dün sendikaların Spartakyat oyunları başlamış ve genç kadın — sporcu Bikova 500 metreyi bir dakika i6.8 saniyede alarak yeni — bir dünya rekoru kırmıştır. Pamuk Mahsulümüz Ankara, 1 (Özel) — Bu yıl |Sakarya ve Ege mıntakalarında pamuk mahsulümüz yüzde otuz

Bu sayıdan diğer sayfalar: