Kurtlu Kirazlar Ve Kuruyan Hıyarlar Bu yıl piyasaya gelen kirazlar rın çoğu kurtlu irazlar ne- çıktı. Birçok kim- den kürtla-| veer bunu havas mır? nn — uygunsuzlü- gundan bilirler. Halbuki kirazla- ran kurtlanması; meyvaların he- nüz olmıya başladığı sırada bir sinek — tarafından gezilme- sinden — ileri gelir. Bu si- nek fen dilinde Spilografa Seraz! adını taşır. Türkçe kiraz sineği derler. Kışı toprak altında geçi- ren kozasından tam kirazlar ola- cagı sırada sinek halinde çıkıp meyvaların sapı dibine yumurt- lar. Bu yumurtalardan kıçı başı belirsiz, bildiğimiz beyaz kurtlar çıkarak meyvanın içine girer. Bir taraftan kurt içini yerken bir taraftan da meyva çürümeye baş- lar. Ve nihayet ya kirazları top- layıp küfe ile pazara çıkarırız yabhut da ağacın dibine düşerek toprağa karışır. Toprağa karışan tanelerde kurtlar büyümelerine devam ederek gelecek yılın kiraz zamanına kadar saklanırlar. Tam ©o mevsimde yine sinekler — çıkıp işe başlarlar. Bunun önüne geçmek Için her şeyden Öönce elbirliği lâzımdır. Yapılacak tedbiri bahçıvanların mevsiminde hep beraber yapması şarttır. Çaresine gelince: Kışın başlangıcında ve llkba- kara çıkarken ağaçların dibini iki defa bellemelidir. Bu sayede top- rakta gizlenen hkurtlar ölürler, Ayni zamada dibe dökülen kiraz- ları birer birer toplamalı ve de- rince gömmelidir ki sineklerin kökü kazınsın! * Bu yıl Pendik - Kartal ve ciyarındaki — bos- tanlarda hıyarlara bir hasta'ık vurdu. Hemen hiç birisi kurtulmadan kurudular. Bu haş- talık pek basit bir himmet İle savuşturulabilirdi amma ne yazık bahçevanlar geç kaldılar. Hıyar- ları kurutan birinci sebeb mum- darlıktır. Mundarlık önce de söylediğim gibi Aphis denilen yaprak bitle- rinden ileri gelir, Bunlar yaprağın altında yaşayıp suyunu emerler. Ve birdenbire çoğalıp hıyarları kuruturlar. Bunlara karşı ya tütün suyu, ya *b bir buçuk lizol mah- Kölü, yahut ta (Afisalfa) denilen hazır ilâcı, bir tulumba ile pis- kürmek kâfidir. Bu ilâçlar bitleri öldüreceğinden yapraklar serbest kalınca yine sürer, yaşar. Her- halde bahçıvanlara öğüdüm olsun ki böyle bir hal olduğunda hemen ziraat memuruna başvur- sunlar, * Kırklarelinde Adnan Soykal; Fennt sebze yetlş- tirme — usullerini öğreten yeul harf- lerle basılmış bir kitap istiyorsunuz. Böyle tek bir kitap vardır. (Muallimlerin ziraat kitapları) serisi içinde ve Kültür Bakanlığınca çıkarılmıştır. Küçük ve basitlir. Bulunduğunuz yerin manrif idaresinden ve monsupla- rından — bu kitabı — bulursunuz. Fenni seb- zecilik ki- tabı ü SON POSTA nuılyada OIup_ Bl_teı_ıler Fransanın En İleri Şehirlerinden Bi- rinde Garip Bir Sihirbazlık Hikâyes Tavuklara rîrle İneklere Avuç Avuç İğne Yutturmak Suretile Komşusundan İntikam Alan Bir Adam | Arasıra bir yurt polisinin bir — sihirbaz- hk veya üfü- rükcülük — işi- ne el attığını Işitiriz: — Bu asır- yaz- ması yeni çoğalmıya başlamış bir çevrede olmuştur, ya Ingilte- re Fransa gibl baştan başa okur yazarlarla dolu bir Ülkede olan- lara ne demeli?. İşte size bir İş ki, hem eihir- bazlığın, hem de Ufürükçülüğü nef- sinde toplamıştır, ve Fransanın Vişi gibi en bayındır. bir ilinde olmuştur. Vişi'nin banliyosunda oturan Griffet yıllarca demiryolu bekçi- liği yaptıktan sonra tekaültt olmuş ve vakit geçirmek için de bir küçük bakkal dükkânı açmıştır. Bu dükkân alelâde bir bakkal dükkânıdır. Fakat bir de hususl- yeti vardır. Bu hususiyet, daima taze elit ve taze yumurta bulun- durmasındadır. Zira Griffet tavuk meraklısıdır. Evinde düzinelerce tavuk, şehir dışında — edindiği barakada da birkaç tane inek besler. İşte anlatacağımız - sihirbazlık hikâyesinin kurbanı ve kahramanı bu zavallı adamdır, * Hâdise bir sabah bir tavuğun Müşküllerinizi de bana yazarsanız fena olmaz. * Bigada eczacı Bây İbrahimı Çileklere — bir - türlü meyva tutturamıyorsunuz dL verdin | Sle ü? “Bunun için ilk göze ba- tan tedbir çiçek zamanı fazla uzayan sürgünleri koparmaktır. İleride yine etraflıca yazarım amma şimdiden şunu haber vereyim: Eger bulabilirseniz 31 birinci kânun 934 ve 4 ikinci kânun 935 tarihli gazetelerde bu yolda fazla izahat vardır. Çiftçi Kadıköyde Nurl Akbal, Eskişebirde A. Akın, Nazillide Rıza Özt Mektuplarınızı yeni — aldım. Cevap vereceğim, — Ç. (* Ziraat busuzundakli müşküllerinizi serunuz. Son — Posta'am : ( Çiftşi ) el Alze cevap verecektir, mek ölmesi ile başlar, bu ölümde bir fevkalüdelik yoktur, her vakit elabilecek — şeylerdendir. Yalnız maalesef ertesi gün bir başka tavuk daha ölür, ve derken ölüm bâdiseleri günde ikiye, üçe beşe çıkar, o zaman da (Griffet) 1 telâş alır, hemen bir baytar çağırır, hay- vanları gözden geçirtir. Hiç birindı hiçbir. hastalık — bulunmadığını öğrenerek rahatlar, amma ertesi gün yine üç beş tavuğun öldüğünü görür. Komşuları etrafını alırlar! — Bu işte mutlaka bir sihir- bazlık vardır.. Hiç durmadan Krözier köyüne git, — orada bir adam vardır ki, bu gibi sihirleri bozabilecek kudrettedir. Onu getir, seni dertten kurtarsın | Dikkat ediyormusunuz, Vişi şehrinin kenaarında sihire inanan halk vardır ve bir de sihir boz- duğu söylenen adam! her ne ise Griffet gidip bu adamı bulur, evine getirir, adam tavuklara baktıktan sonra: — Ben bu İşin Üstesinden gelemem, papaz efendiyi bana çağırmalısın! Der, Papax geliri- lir. Ve usülen de bir. duadan sonra: 8 — Oğlum der, ben yapacağı- mı yaptlım, şimdi iş — senindir, ölen tavukları kes, bağırsaklarına bak, ölümün neden geldiğini an- lımıâı çılı:i, ıvlııîııI köşe buca- nı da güzden ir £ Gviffît nııilıı':lçdinlıyırk ölen tavukları keser ve görür ki, hep- sinin de kursakları iğne ile do- ludur. keenen erere eee sere ee eesenen ea N EEnSLrERDE SA nne ee eeeecnE SacerLERELEREALEDEE. DELEEASELASAS. Bir Bakkal Kâğıdı Üzerine Yapılmış İğneli Bir Haç Resmi O zaman papazın ikincl nasi- hatini dinleyerek evinin içinde bir araştırma yapar, bir de âdi bir klğıdı: ıı’Bnrlııo mp ortasından bir iğne geçirilmiş bir haç resmi bulur ve hükmünü verir: — Bu iİşte mutlâka bir tılısım vardır. “Anlaşılan papaz bana nasihati boş yere vermemiş ! Griffet bunun Üzerine araştır- maları ziyadeleştirir. Bu defa da ;vhi :ır_ lçıılı yerlerinde — böyle açlı ıt ve a avuç - bulur, lşşıı tam ;'ı:ç ıırıîıd= mesele de zabitaya akşeder. İşin içyüzünün ne olduğunu tabmin edebilirsiniz: Griffetin bir komşusu vardır ki, ondan kim bilir hangi kinin intikamını almıya çalışmaktadır. ve bu İşi tertiple- miştir. Zabita bu komşuyu henüz bulamamıştır. — Fakat — ipuçları Üzerinde yürümektedir. Yukarda Griffeti, karıtını ve şehir dışında beslediği ineklerini göstermekte- dir ki, bu İneklerden biri de iğne yuttuğu için tavuk gibi ölmüştür. Hayvanlarla Birlikte Geçirilen Bir. Siyasal Bu orijinal toplantıyı tertip eden Ame- rikan elçisi Mister Buillik Toplantı Moskovanın Birleşik Amerika hükümetleri elçisi Buillit geçen lerde elçilik binasinda bir toplantı tertip etmiş ve bu tolantıya da “Animal Party,, isminl vermiştir. Bir takım hayvanları davetli- lerine göstermekle yeni bir buluş zahabile elçilik salonlari âdeta bir hayvanat mlüxesine çevrilmiş, | sefir cenapları bunların arasına iki takım da caz koydurmuştu. Dört tarafı kaplayan güzel kaçi- ler ve koyunlar arasında en neşeli havalar çalınırken — ayı yavruları biribirlerile boğuşmağa, bazı hayvanlar foks parçalarında ayaklarını tempoya uydurarak dönmeğe, — yürümeğe — başlamış- lardır. Bütün bu hayvan sesleri arasında davetliler, iddiaya göre, çok eğlenmişlerdir. . Evvelce Gemisini 1 |Kurtarana Kaptan Derlerdi Bir zamanlar Akdenizin rakipe tiz. efendisi sayılan Kemal rele ölünce yerini yeğeni Piri reis ale dı. Bu büyük kaptan otuz. gemle Hik bir filoyu Süveyşten Acem köre fezine götürdü, bir çok savaşlar yaptı ve fırtınalarla dolu haygse tını kapayıp bu dünyadan göçere ken Bahriye adlı bir de kitap bi raktı. Orada Akdenizle Ege denle zinin pek mükemmel çizilmiş b rer atlasları vardır. Koca Piri rele eserinde her iki denizin enle ni boyunu, yer yer dulnllği:z akıntıların yerlerile kuvvetlerii demir atılacak noktaları, koyları, körfezleri, boğazları, limanları birer birer gösteriyor. Biz onun atlaslarını ve kene dinden sonra yine Süveyşten kale karak Hint denizine filoiar götüs ren Seydi Ali reisin bıraktığı Mus hit adlı eseri görünce denizciliğin henüz ilmi bir şekil alamadıği devirlerde ve denizlerin korkund dalgalarla örtülü bir tılsıma bene zediği 'da Türk kaptanlarının büyücek kayıklara yelken koyup ta o koca denizleri nasıl aştıklas rını kolayca anlıyoruz. Onlar, & Pirl relsler ancak gemisini kurs taran adama kaptan deneceği biliyorlardı ve gemiyi kurtare mak için de — denizleri ölçüp biçiyorlardı, en küçük bir kazayg uğramamak kaygusunu kendilerine pusla yapıyorlardı. Işte Kemal reislerin, Burak relslerin, Murat relslerin, Barbas rosların, Turgutların, Piyalelerin yıllarca üzerinde dolaştıkları engin denizlerde — kayaya çırptırırıi karaya oturtarak, sislere gömerel tek bir tekne bile kaybetmemele,; rinin sebebi budur, denizleri adım adım tanımalarıdır. Bundan dolayt da kendilerine kaptan derlerdi. Geçen gün Fener burnunuş önünde cılız bir kayaya yaslanae rak cansız bir ceset gibi uzanmıp yatan Akay idaresinin Maltepe vapurunu görünce gözümün önüne hep o devirler, Süveyşten kalkıp ta Hint denizine giden o yelken- liler geldi ve içim sızladı. Onlar kayaya — çarpmadan — tayfunları yenerek — dünyaları — aşıyorlardı. Bugünün gemileri Istanbul sula« rında karaya oturuyorlar, Acaba devir Ceyşti de bugün gemilerini kurtaramıyanlara mı kaptan diyorlar. Son osta — Gelen evrak geri verilmez. fHânlardan ıı:ı'ııı:lxvoı alınmaz. | ia greklu, 10 kur SO O Raşap a y Lstanbul kutusu