1 Temmuz 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

1 Temmuz 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ERTTURAP Y Ç3 ! | TT C ı Şehir Içinde Haydutlak yer intihap edilir. edilmez. Öte taraftan da yer altındaa lâğımlar kazılmaya başlanmıştı. Infilâkın tahribatı çok müthişti. Şehir hak kının kasını azamı bu saha dahi- linde ve top'u bir halde bulun- duğu için binlerce insan enkaz altında kalmış, feci bir surette can vermişti. Sığnağa yetişmek için geride kalanlar gerçi şimdilik canlarımı kurtarabilmişlerdi. Fakat onların da sığınacak yerleri kalmamıştı. Ya evlerine dönüp kendi mahzem- lerinde iyi kötü barınmaya çalışa- caklar, yahut da bu soğuk ve dondurucu havada şehirden çıkıp civardaki — kırlara iltica etmek mecburiyetinde kalacaklardı. Herr Neidelmann biraz evvel çarptığı cesede dayanarak ayağa kalkarken ölünün yüzüne baktı yüzünde halâ gaz maskesi duru- yor, — parçalanmış — boynundan hâlâ kan akıyordu. Korku ve istikrah Hle birdenbire elini çekti. Doğruldu, ve başını kaldırarak yukarıya baktı. tam tepesinde infilakten müteesir olan Fakat hâlâ yerinde yüksek, bir dıvar vardı, Buna bakarken, bu siyah gölgenin kendine doğru İnmekte olduğunu gürür gibi oldu. Sıç- ramak, kaçmak istedi. Fakat ayağını yerden kaldırmağa vakit bulamadan müthiş bir gürültü ile üzerine yıkılan dıvarın taşları altında kaldı. -3 Eski Prağ şehrine nazır, eski şatonun büyük salonu bu gece renk, ziya, neş'e ve musiki ile dolu Idi. Salonu süsleyen renk renk tüvaletteki - kadınların mü- cevberatı, muhteşem — elektrik avizelerinin — pırıltısı ile âdeta rekabet — ediyordu. Salonun küöşesindeki orkestra oynak, kıvrak dans havaları ça- lıyor, ortada yüzlerce çift dönü- yordu. Avusturya « Macaristan idaresi altında harap olmağa yüz tutan bu şato müstakil Çekos'ovakya devletinin kuruluşu Gzerine tamir edilerek modern bir hale getirik: mişli. Salon o kadar genişti ki ancak şehrin bütün zenginlerinin ve kibarlarının iştirak ettiği me- rasim ve balolar için kullanılabi- liyordu. Her sene verilen Salibiah- mer balosu, işte bu balolardan biri, hatta en mühimmi idi. Zovk ile hayırperverliğin birleştiği bu balo şehrin bütün münevverlerini güzellerini, zenginlerini, ve ileri gelenlerini bir araya toplamakta idi. Gerçi bu gece, her seneki kadar kalaxbalık yoktu. Fakat müthiş bir harbin patlamak üzere olduğu şu sırada bu kadar kim- senin gelmiş olması bile bu ba- loya verilen ehemmiyeti gösteri- yordu. Caresse, harp — düşüncesini tıpkı beğenmediği bir - eldiven gibi tamamile aklından çıkarip atmış bütün varlığile eğlenmeğe hazır'anmıştı. Perdita baloya — ge'memişti, yarın da kocası Gerald gelecekti. best kalacağı bu kısa müddetten | azami — suürette İstifade — etmek £ istiyordu. -S - y Caressele Lav- sine çekilmiş dans edenleri seyredi- yorlardı. Oynak bir vals havası çalmakta olan orkestra birden- bire durdu. Danseden çift- ler, — yapmakta ğ oldukları figürle- 'Y.:;nı;:n:î rin tam ortasında bir tekme va» kalmış ve gaşkın rarak parçae şaşkın — örkes- ladı traya bakıyor ve itiraz ediyorlardı. Fakat bu sırada cumhur reisinin odasında ayağa kalkarak davet- Hlere bir şey söylemeğe hazırlan- dığını görünce her taraftan yük- selmiye başlıyan itiraz sesleri ke- sildi. Birkaç saniye evvel orkes- tranın neşeli nağmelerile çınlayan salonda derin bir süküt hasıl o- muşlu. Cumhur reis heyecandan titre- yen bir sesle sözüne başladı: “Maalesef şu sırada Almanya ile haliharpte bulunduğumuzu siz- lere haber vermek mecburiyetin- deyim. Hiçbir sunu taksirimiz ol- madığı halde bizden çok kuvvetli bir devletin taarruzuna maruz bulunuyoruz. Ben şimdi sizlere hi- tap ederken belki de hava kuv- vetlerimiz muharebeye tutuşmuş- ladır bile, Bu alçak taarruzu bütün mil- Tetler nezdindo şiddetle protesto ettiğimiz gibi, ne sözlerimizle, ne de hareketlerimizle böyle bir ta- aarruzu davet etmediğimiz! bütün dünyaya ilân ettik. Biz büyük fedakârlıklara katlanarak, daha henüz elde ettiğimiz İstiklâlimizi ölünciye kadar müdafaa etmeğe azmetmiş bir milletiz,, dedi. Salonda — bulunanların hepsi başlarını kaldırmış, cumhur reisinin sözlerini dinliyorlardı. Her çehre- de ayrı ayrı his'erin ifadesi görlü- lebiliyordu. Hattâ bazıları, cum- hur reisinin ilk cümlesinden sonra kadınları Şaşırmış, yanlarındakl kapıya doğru sürüklemeğe bile başlamışlardı. Fakat hazır bulunanların ek- serisl Özerinde reisin nutku bü- yük bir tesir yapmış ve “yaşa,, seslerile karşılanmıştı. Şimdi de reisin bir işareti Üzerine orkesira Çekoslovakya — Istiklâl — marşını çalmıya başladı ve yöz'erce İnsan sesi hep bir ağızdan buna İşti- rak etti. Canavar Duduüğü Caresse, kendisisi şahsen alâ- kadar etmeyen bu sahneye dal- mış, adeta kendinden geçmişti. Bu sırada Lavrence onu ko- hundan tuttu ve: — “Bunu sonuna kadar din- lemeye lüzum yok. Bir an evvel buradan — çıkalım. Nerede ise horkes vertiyere Üşüşeceki,, dedi. Coresse, kolunun fazlaca sıkıl- dığını hissedince sinirlendi: — “Ne kaba muamele yapı« yorsun öyle Lavrencel dikkat et, yoksa Perdita gibi benim kolum- da da mı mcsmor çürük izleri bıra- kacaksın,, dedi. Sözünü bitirir bitirmez cana- var, düdüğü acı acı ötmeye ve salondakilerin — hepsi de kırlara doğru hücum etmeye başladı, Lavrence derhal Cerosseyi de beraber sürükleyerek ileri atıldı ve iri vücudile genç kadını kucak- layarak kalabalığın arasından bir yol açmaya başladı. ü (Arkası vör) YA İA Gi ea el Si A TC ÇRkaniali) Yunanistandan Kamal Atatürke Ve İs- met İnönüne Telgrafla Bir Müracaat (Baştarafı 1 incl yüzde) Hükümet taraftarı Katimerini dahi, bu hususta bazı neşriyat yapmakta, Cümhur'yetin muhafa- zasına taraftar görünmektedir. Buna mukabil gerek General Metaksas, gerek kabine azasın- dan Ziraat Bakanı Teotokis kra- liyetia behemehal iadesinde ısrar ediyorlar. * Cümhuriyete — taraftar parti liderleri. kâmlen dışardadırlar. Venizelce firaridir. ve Paristedir. Kafandaris Romaya, Papanastasyu Amerikaya, M halâkopolos Al- manyaya — gitmişlerdir.. Onların e e ti bulunmayışı, durumun kararsızlı- ğını arttırmaktadır. * Burada müstakil olarak çıkan Aneksartitos gazetesinin müdürü Dimitri Purnaras - evvelki gün küçük antant ve Balkan antantı Hariciye Bakanlarına uzun bir telgraf göndererek Yunanistanda krallığın tesis edilmesinin doğru olam:yacağını şahsı namına iblâğ etmiştir, bu telgrafının bir sure- tini de Kamal Atatürk ile lsmet nmönüne ve bütün - küçük — itilâf fırka liderlerine göndermiştir. A, V. ( Baştarafı 1 imcl yüzde ) — Seni Rami karakoluna gö- Hüreceğiz dedi ve aynı zamanda da şoföre çek sur haricine em- rini verdi. Otomobil uçmaya baş- larken sivil adam gırtlağıma ca- rildi. Resmi elbiselisi kafama, Suratıma — yamruklar, — tokatlar indirmeye başladı. Sivilin elinde de kocaman bir binlik rakı vardı. Ötomobil sur haricine çıkınca jandarma elbiselisi ağzıma binliği dayadı. — Çaok kerata diyor ve zorla bana rakı İçiriyordu. Böylece bana yarım binlik rakı içirdler. Otomobil, Rami taraflarına geli- yordu. Ağrıma yine şişeyi daya» dılar. Çek bakalım diyorjardı, ben içmiyordum. Birisi zorla çeremi açıyor öteki de huni gibi ağrzıma rakı döküyordu. Ben sarhoşlamış ve sersemlemiştim. Bir — aralık resmi elbiselisi elini ceketimin İç cebine soktu ve cebimdeki on bir tane beşer liralıkla dört tek li- ralığımı aldı. Ben soyguna uğra- diğımı anladım. Yeleğimin — iç cebinde de (11) tane onar İira- hk para vardi. Bunları yavaşca çıkardım ve belimden pantalonu- mun içine soktum. — Sivil adam bunun farkına varmış: — Paraları donunun içine kaydırdı dedi ve yumruk - faslı tekrar başladı. Gırtlağıma - sarıl- dılar. Artık Ramjde idik lâmba- İar görünmeye başladı. Can acısile : Can kurtaran yok mu? Fer- yadmı bastım. Bu sırada bekçi oralarda dolaşıyormuş. Otomobi- lin önüne geçti ve dur emrini verdi. Yanımdakiadam : Ona bir on liralık uzattı ve şunu boz dedi. Bekçi otomobili aerbest bıraktı. Biz bir az daha ilerledik. Sorra otomobilin kapısı açıldı. Arkama bir tekme vurdu- lar. Ben yere cüştüğümü billyorum, ondan sonrasını hatırlamıyorum, Şimdi ayıldım, buraya geldim. * Polis tahkikata başlamış ve bekçiyi aratmışlır. Bekçinin Rami de cuma mahalesnde İbrahim efendi sokağında ( 67 ) numaralı evde oturan Osman oğlu maha lcel bekçisi Ahmet olduğu an!laşılmış- tır. kekçi kendisine on liralık veresi teşhis — elmektedir. İsmi Remzidir ve aranmakladır. Fatih jandarma kumandanı Bay demir tahkikatla bizzat meşgul olmuş ve davacı Alişi evelki gün adiye doktorlarına muayene et- tirmiştir. Alinin kulağının zarı patlam ştır. Ayrıca şoför de aran- maktadır, Bu Remzin'n geçenlerde Karagümrükte Sarmaşık sokağın- da (23) numarada oturan arabacı Süleyman oğlu Ibrahimi ayni şe- kilde soyduğu hakkında kuman- danlıkta bir şikâyet daha vardır. Remzi yine bir sivil arkadaş'le Ibrahimin arabasına binmiş ve onu Kâğıthaneye götürmüşler, yolda da kendisine zorla rakı içirmişlerdir. Dönüşte Pzahimi arabadan yere atmışlar ve atının gemini de aya- ğina bağladıktan sonra kaçmış- lardır. * Yenli emniyet müdürü Bay Saifh Kılıcın da bu umumi emniyet işini kısa zamanda — düzelteceğinden eminiz. - Körler *Iğin YeniBir Ümit Ufku Açılıyor İzmirden; Arstulusal beşinci tıp kongresine giden körler ki, orkestrala- rile 'Tüs ajansının haber verdiğine göre, Rusyada Ukrayna — Fen Akademisinin fizik enstitüsünde körlerin alelâde basılmış kitapları okuyabilmelerini temin eden bir Alet yapılmıştır. Kitap, bususi surette yapılmış, motörle müteharrik bir levbanın üzerinde bulunan ve böylece satırların Üzerinde gidip gelen bir mikroskobun altına konmak- tadır. İki aydınlaticı lâmbası mik- roskobun altından geçmekte olan harfi kuvvetli bir elektrik ziyasile aydınlatmakta ve mikroskop da, bu harfin büyültülmüş şekli, bu büyültücü — lâmbalara — merbut kutu - elektrik barı maddelerin Özerine aksettirmektedir. Harf mikroskobun altından geçerken foto - elektrik maddedeki ziya çok alkışlanmışlardır hafiflemekte, büyültücü lâmbanın sakarasındaki — elektrik cereyanı şiddetlenmekte ve bu suretle de âlet üzerindeki gayet ince levha- ları, ihtizaz ettirmektedir. Bu ih- tzazlar da okuyan kimsenin par- mağını — dokundurmakta — olduğu bir âlete nakledilmektenir. Bir satır tamamile mikrosko- bun altından geçtikten sonra makine kitabı bu sefer - ikinci satır mikroskobun altına gelmek üzere otomatik bir surette eski vaziyetine getirmektedir. Bu makina ile ilk okuyan kör, aynı zamanda hem sağır, hem de dilsizdir. Her tarafın geçişini İyice hissedebilmesi için kitap ve mik- roskop gayet yavaş bhareket etil-

Bu sayıdan diğer sayfalar: