Bir Kadının Zarif Olması için — Haftanın Fi lmler Ne Yapması La eĞ Bir gazeteci, beyaz perdenin en zarif — simalarından sayılan (Jean Harlov )a giderek, tabil güzelliğini bir kat daha arttıran bu zarafeti elde ötmek için ne yaptığmı sormuş, — ondan da şu cevabı almıştır: — Bu, herkesin bileceği ktiçük bir kanuna tabidir. Küçük dedim, çünktü bu kanunun topu topu on maddesi vardır, şuraya oturunuz da size birer birer sayayım: 1 — Siylleri birbirine karış- tırmayınız! 2 — Bir kostümün muhtelif kısımlarını herne pahasına olursa olsun birbirine uydurmak, assortl yapmak hevesine kapılmayınız! 3 — Üzerinize çok mücevher takmayınız! 4 — Gözlün alâkasını muhtolif noktalara dağıtmayınız, bir nokta Üzerine toplamaya çalışınız. 5 — Rengi İyi seçmeye asamt önem veriniz! 6 — Kendinize mahsus bir tip İcat ediniz! 7 — Hatta, uzunluğa, ince görünmeye çok ehemmiyet veri- niz ve bu :ııkııllı feda edil- meyecek hiçbir şey olmadığını Iyi biliniz! 8 — İstemediğiniz bir şeyli takmayınız, yahut — giymeyinin, hissinize uygun olmayan mutlaka fenadır, bunu hatırdan çıkarma-» yınız! 9 — Garabetten kaçınız, gü- lünç mevkie düşmekten İhtiraz ediniz! 10 — Zamanına mevsimline, muhitine yakışacak tuvalet bu- lunuz! Yıldızlar Arasında Tahsil Meselesi |Jozefin Bakeri Jean Harlov 10 Satırla Hulâsa Edi- len Faydalı Ders veriyor makasasaa a ada SAA SAA AAA SAA AA SAA ASA AAA AAA AAA Sarı ve kahvo rongi kalın görünen İanse yünden yapılmış bir elbise Öğretmenlikten Beyaz Perdcye Geçen BırKız ! İran Dunme bir göce aahnede Bir müddet evvel yapılan bir lstatistikte, sinema yıldızları şra- ııııdı ilk tahsil görmüş olanlar (100), orta tahalj ylndı 250).) |h|ı:ık hhm filminde yüzde (2) olarak kaydedilmişti., Bu sonuncu kısımın başında İren Dunne - vardır. Zira llk ve orta tahsilini bitirdikten sonra Ünl- yersiteye de girmiş, diplomasını Beyaz Perdede Göreceksiniz ! Tezgâhtar kız: — Matmazel işte bir. (Short) ve İşte bir (Parea), dedi. Short biraz fazla kısalığına rağmen zarif bir mayodur. Pareo da çok çekici — görünmektedir. Germalin Aussey tereddüt - etti, sonra işi kısaya bağlamayı müna- sip gürdü: — İkisini de alıyorum, ve bana dönerek anlatmıya başladı: — Şimdi şimendifere koşaca- ğım. (Kan)a gidiyorum, (Güzel Alem) ismindeki filmin ilk parça- larını çevireceğim, sonra Parise gelerek (Tam Tam) ismindeki filme başlıyacağım. Bu filimde Albert Prejanın karısı rolünü oynayacağım. Kocamı bir mihrace e aldatmıya teşebbüs edeceğim, oda kendi tarafından prenses Tam Tamın arkasına düşecek. Bu son rolü yapan Jozefin Baker- dir. Bütün bunlar bitince de sıra Kermesse — Heroikue — adındaki filme gelecek. Ve genç sanatkâr, hazırlanan paketini — koltuğuna — sıkıştırarak sokağa fırladı. Paris; A, G. almış ve öğretmen olmuştur. Son- raları bu genç kızı meslek - de- giştirmeye sevkeden sesinin gü- zelliği olmuştur. Filhakika evvelâ operâya girmiş, yavaş yavaş şöh- ret kazanmış, nihayet sinemaya fntikal etmiştir. Burada kazandığı muvaffakıyet Bach street filmi lle hiç unatulmıyacaktır. Kendisi şimdi bir doktorun karisıdır. zım? Blr okuyucum geçenlerde yol- ladığı mektupta bana soruyordu: — “ Sinema sayfalarında adı yazılan filmlerin hepsi hakkında da az çok bir methiye görürüm. Kuzum, yapılan filmlerin arasın- da fenası hiç yok mudur? ,, Okuyucumun merakını gidere- ylım: Sinema say- falarında adı ge- çen filimlerin az çok hep methe- dilişleri, bu sayfada anlatmak için hep iyilerinin seçilmekte olma- sından İleri gelir? Okuyucumun, yapılan filmler arasında fenaları olup olmadığı hakkındaki sualine gelince buna : — Hem de pek çok! cümlesi ile cevap veri m. İşte bir tanesi: Bu film Fransada yapıl- mıştır. " İmkânsz itiraf ,, adını Yİ taşır. Bir genç kız vardır kk, babasının katil olduğunu tesadü fen öğrenmiştir. lastırap içindedir, Bu ıstırabı. ziyadeleştiren başkd | bir nokta daha vardır ki, o da bu cinayetten dolayı bir masumun tevkif edilmiş olmasıdır. Bu masum İse kızın nişanlısının ba- basıdır. Filmde bu mevzu fena işlen. miş, sıkıcı bir hale getii fotoğraflar — da sönük çıkmıştır, Ses tertibatı da fenadır, Yukarıya bas tığımız resimler, tesadüfün sinemt da da vol oyna» dığını — gösterir. Bu birincisinde Pol Nlery'yi Bgörlo yorsunuz. Bu genç san'atkâr ilk 1“ mine böyle ıoyıı- nurken, — ikinel filmine İse giy*lnı hıı hıılımuhr. sim İşe ]ohıı Cravford'uz La Pente filmin- den alınmıştır, Berlinde Jean Boyer, Ünlü Yıldız Lilian Harvey İle Bir Film Çeviriyor! JeanBoyer bugünlerde Parls ile Berlin arasında mekik doku- maktadır. Bunun sebebi Alman stüdyolarında, Alman artistlerile birükte yeni bir fillm çevirmekte olmasıdır. Gazetecilere: — Lilian Harvoy'in Lina Pet- rovnd adı altında yaptığı fi'min Fransırca nüshasını çeviriyorum, demiştir. Bu filmin mevzuu, bir Rus sergüzeştidir, sahnoleri de Rusya- da geçmektedir. Her ne olursa olsun tekrar (U. F. A) stüdyola- rında çalışmaktan memnunum, zira gerek teknik, gerek teşkilât ba- kımından orada çok iyi iş çıka- rılmaktadır. Bahsettiğim filmin rejisörü Martindir, kendisini bilir- siniz, sarı rüya filmini çevirmiş, kongre — eyleniyor filminde de (Erlck Şarel) « yardımcılık yap- mıştır. Almanyadan döndükten sonre Lüne Puss'un — hazırladığı — bit revlünün provalarını yaptıracağım, ondan sonra kendi yazdığım h* filmi çevirmeye — başlayacağım, Bu, esirim adını taşıyan bir filmi çevireceğim ve rejisörlüğünü kendim yapacağım ! j — Peki amma, sizin bir ıld operet yazmakta olduğunuzu İşlte miştim, yanlış mıdır ? — Hayır, doğrudur, fazla olarak Moris Sevalier için de birkaç şarkı hazırlayorum! Muharrir diyor ki: Jean Boyer piyes muharriridir. filim san'atkârıdır, piyes aktö- rüdür, şarkıcıdır, bütün bunlardan sonra benden ayrıldığı zaman bir gazete müdürünü görmeye gite ıuıllr. duolıı hlç ııınıml Kt z di İ d l tt Ö Dd öklüü