Ilıı bılh mefuıduı W A ” SA RE A OSMANLI SALTANATI GÖCERKEN (Mütareke devrinin tarihi ) Yazan' Zigye Şakir SON POSTA Ne. 68 Fransızlar Türklerin Hissiyatını Ehem- miyetle Gozomınde Bulunduruyorlardı Fakat bu fırka, yurt kaygu- sundan ve Mület düşüncesinden evvel, İpgilizlerle padişahın nüfu- zu altına girmişti. (Ulema) namı- ni taşıyan birçok sarıklı cahiller- le, saraylarda uşaklıktan yetişmiş vezir ve müşirlerden; ve nihayot saka ve bekçilerden teşekkül eden bu fırkansın biraz olur yas zarı olan (Şaban Ağa) ile (Ada- nalı Zeynelâbidin Bey), Padişahla fırka arasında irtibat vazifesini deruhte — etmişlerdi. Bunlar, sık sık saraya gidiyorlar; busust ben- degândan Refik Bey, tütüncü başı Şükrü Bey, Musahip Maxhar Ağa vasıtasile Padişahtan emir ve ta- HHmat alıyorlardı. Padişab, bu fırkayı elde tut makla avamın ruhuna hâkim ola- cağını ve bir İşaretle istediğini yaptıracağını xzannediyor, - fırka erkânının — Padişaha — verdikleri teminat da bu zannı takviye ey- liyordu. * Fransızlar, zeki — ve anlayışlı davranıyorlar; Türklerin hlasiyatımı büyük bir dikkatle gözönünde tutuyorlardı. Vakia Türkiye hak- kında besledikleri emel ve hissi- yattan, istilâ esasına — dayanan programdan, henüiz hiç bir şey feda — etmemişlerdi. Fakat bu programı tatbik için daha ağır başlı hareket — etmek İlüzumunu hişsetmişlerdi. ( Kilikya ) nn Fransızlar » ve bilhassa Fransız ordusuna giren Ermenilerden mürekkep taburlar- tarafından İşgali şaylası, Adana Ye civarı halkını heyocana getir- Adana ve mülhakatının maruf imralarile Saraya, Babıâliye, Âyan Riyasetine ve diğer resmi maka- mata telgraflar çekilmişti. Padk #aha çekilen tolgrafta : (Ana vatanın, bizi Aguşu rah- mü şefkatinden — ayırmamasını, hukuk ve hayatımızın her nevi vesait ile temin ve müdafaa olunmasını, himemi seniyelerinden lstirham eyleriz. | Denilmişti. Fakat bu İstirham; Yıldız sarayının duvar ve tavan- larında, en küçük bir akis bile husule getirmemişti. Aynı zamanda Rum komiteck- lerinin İzmir civarında pusular kurması, — İzmirin — Yunanistana Ubak edileceğine dalir bu komi- tecilerin mahfellerinden sızan şa- ylaların çoğalması ve nihayet tehlikenin günden güne artması Üzerine İzmirden İIstanbula bir heyet gelmiş, Padişaha müracaat etmişti. Adliye Nazırı Sıtkı Beyin delâletik. bu heyeti buzuruna kabul eden Padişah, beyetin Şikâyetlerini — dinledikten — sonra bütün — bunların — dedikodudan ibaret olduğunu — söylemiş; — ve tözlerini, aynen gu cümlelerle bitirmişti: — İzmirin, Osmanlı vatanım- dan ayrılacağını katiyyon aklınıza getirmeyiniz. Sizin gibi, vatan hisalle mütehassis olanların arzu: ları, hiçbir zaman ihmal edilemez. loşaallah, ilk fırsatta bizzat Izmire geleceğim — ve İzmirin çalışkan halkı ile temas edeceğim. pek boş Halbuki bu sözler, Acı hatıralardan: Asker! bir “İülâf,, kitam Beyoğlu caddesinden geçiyor bir valtten ibaretti. Çünkü İzmir heyetine bu sözleri söyleyan pa- dişah, husust bendegânından sa- bık evkaf nazırı (kambur) Izzet beyi Izmir valiliğine tayin etmiş ve verdiği şifahi tallmatta da : — Göreyim, seni, Ecanibin hoşünutsuzluğuna zerre kadar mey- dan verme, Demişti. Tabiidir ki bu talimat, İzzet beye kâfi gelmişti. Çünkü, Vah- dettin sarayının sayılı bendegi- nından olan bu adam, bu sözlerle padişahın ne demek İstediğini pek âlâ anlamıştı. * Padişah; bir taraftan İzmir halkına teminat ve diğer taraf- tan da İzmire vali tayin ettiği Izzet Beye şifahen talimat ve- rirken, Istanbulda gizli bir kuv- vet, baş döndürücü bir faaliyetle mübim işlere hazırlanıyordu. Galatada Meineroa hanının üçüneü ve dördüncü katları, (Ma- nol Tozokasi) isminde bir şahıs tarafından Isticar edilmiş, burada (Rum Muhacirleri Merkex Ko- Şehnamenin Türkçesi Kazan Üniversitesinde Ele Geçti Moskova 22 (A.A.) — Kazan Üniversitesi kitap evinde Şehna- menin Türkçeye çevrimi bulun- muştur. Bu çevrim, ikinci Beyazıt adı- na yapılmıştır. Bu çevrimin 161ncı asırda * Firdevsli Tavil ,, adını ta- kınarak esarler yazmış olan Bur- salı bir Türk şalrisin olduğu sa- nılmaktadır. Not : Edebiyat tarihimizde yak mız adı bilinen bu şairin ş$imdiye- kadar hiç bir eseri ele geçme- mişti. Şair, ikinci Bıyııı:ı 380 cüz Üzerine büyük bir dizge-man- zume - vermiş. Beyazıt bu dizge- yi uzun bulmuş, en eyileri seçi- lerek bunun seksene İndirilmesini lstemiş. Bundan gücenen şair de Firdevsi benzetlemesi - taklidi - hleviyeler yazdıkdan sonra Ho- rasan taraflarına kaçmış ve ora- da ölmüştür. Hallde ve arkadaşları 28 Haziran Pazar günü akşamı 9,15 te Boşiktaş Suat Park tiyat- rosunda “Bir Şenlik Gecesi,, misyonu) mamile bir mücasesâ vücude getirilmişti. Bu müessese- nİn vazifesi; umum! harp içinde Yunabistana firar veyahut hicret eden rumları, eskl yerlerine iade etmekti. Ayni zamanda; Beyoğlunda, Parmakkapıda - bugün (Fukara- perver Cemiyeti Hayriyesi) ismini taşıyan bir hayır cemiyetinin işgal ettiği binada - (Yuran Salibiah- mer) | İsminde bir teşekktil zubur etmişti. Bu teşekkülü de, Yuna- nistandan gelen Salibiahmer he- yetinin sertabibi, (Canentos)fismin- de bir doktor İdare etmekte idi. Halbukf bu İkl — müessesc, Venizelos tarafından gizlice ve sivil olarak Istanbula gönderilen (Vasilyadi Emanoelidi) isminde bir Yunan Miralayı tarafından idare edilmekte Idi. Zahiren en hayırlı işlerle meş- gul olan bu İki mücssesenin esasına gelince: Bunlar, merkezi atinada bulunan (Kordos) ismindeki ihti- âl komitesi — tarafından tesis edilmişti. ( Arkam ver )| Balkan Kupası Yugoslavya (2), Yunanisz- tan (1) Sofya 22 (A.A) — Balkan kupası, fotbol tarnuvasının dör- düncü günü yapılan Yugoslavya- Yunanistan futbol maçını 2-1 Yugoslav takımı kazanmıştır. Spor İşleri De Keyfe Tâbi Mıntaka Futbol heyeti Başkan- lığından: Macar güreş takımı gele- miyeceğini ton dakikada bildirdiğin- den mücbir sebep ortadan kalkmış ve evvelce 22 haziran cumartesi ya- pılacağı İlân — edilen Fenerbahçe - Beşiktaş şild maçı 23 haziran 935 pazar gününe alınmışlır. Bu — maç pazar günü saat — 17,30 da Taksim alanında hakem Kemal Halimin ida- resinde yapılacaktır. Yan hbakemleri Talkı Özışık ve Feridundur. Bir Boğa, Bir Adamın Karnını Deşti Menemen (Hususi) — Mene- men ilçesinde Ahmet oğlu Bay Hasanın tarlasına giren bir buğa adamın Üzerine bücum etmiş; boynuzlarile karnını deşmek su- retile öldürülmüştür. Katil buğa yakalanmıştır. Iııyou edile- cektir. Müstahsili Sıyfa 9 Nasıl Öldürüyorlar ? ( Baştarafı 1 inici sayfada ) cılık tefecilik — hâdisesine Üzerine hak yerine hesap vermiye çağırıldı. Hâdise, üzerinde uzun boylu durulacak kadar önemlidir. Cw- maovasının varlıklı Üretmenlerin- den Zoynelâbidin adında bir za- tın yılda 50,000 kilo üzüm veren 20,000 lira değerinde bir bağile birçok emlâki vardır. Cumaova- sında yüzlerce çapacı her yıl bu bağda çalışarak allelerinin yıllık geçimini temin etmektedir. Bu zat iş zarureti dolayısile Bayan Sıdıka adında bir kadına 7900 lira borçlanmış; borcunu gününde ödeyemeyince icra taki- batı başlamıştı. Bu namuslu üret- men borcunu Öödeme çarelerini araştırdığı bir sırada İzmirde bü- yük işler yapan A müescsesesi direktörü Cumaovasına geliyor. Zeynelâbidinle tanışıyor. Borcun- dan dolayı uğradığı felâketi ba- ber ıl&iııı, kendisine — icap eden — parayı dört yıllık mah-» sul gelirile ödemek üzere faizsiz olarak vereceğini söylüyor. Saf üretmen memnun, yanında Galip Saffet! adında bir arkada- şile İzmire gelerek “A,, mücr- sesesine gidiyor. Orada yapılan görüşmelerde dört yıllık bağ mahsulile borcun ödenmesi karar- laştırıliıyor. Öte taraftan Bayan Sıdıka da 7900 İiralık alacağını peşin almak şartile 6000 Hrayafj kabul ediyor. Bu müessese artık açıkça faa- liyete geçmiştir. Müessese direk- törü Zeynelâbidinin Cumaovasında bulunmadığı bir gün Cumaovasına gidiyor. Bayan Sıdıka ile görüşü- yor. 7900 İlrayı aldığına dalr Bayan Sıdıkadan bir senet alıyor ve 6000 lirayı tamamen ödiyor. Saf kadının bu aldanışı kendisini alâkadar etmiyeceği için © müs- terihdir. Ancak falzci müessese daha llk hamlede 1900 liralık bir para farkını Zeynelâbidine yüklemiş oluyor. Iş bununla kalmıyor. Faiz- ci müessese, Bayan Sıdıkanın icra dairesinde açtığı satış mua- melesinin kat'i ihalesini gizlice takip ediyor. Ve ihaleyi üzerine pçhyıı. ZıyıelAHdlı kat'i ihale | I şartnamesine iİmza koymazdan evvel bu müesseseden borcunu dört senede ödeyeceğine ve ba- ğın bu müddetten evvel satılm- yacağına dair bir teminat mek- tubu istiyor. Müessesenin direl- törü vergi miktarı muayyen ol- madığı için böyle bir vesikayı bilâhare vereceğini söyliyor. Bu sözlere Kanan Zeynelâbidin ihale şartnamesini imza ediyor. * Aradan uzun bir müddet geç- tiği halde müessese direktörü is- tenen vesikayı vermiyor. Hac'z koydurduğu bağı özerine geçire- rek Zeynelâbidini bağından çıka- rıyor. Bayan Sıdıkanın bagışladı- gı 1900 liralık senet farkını da ta- nımıyarak — faizlerile birlikte ta- hakkuk — ettiriyor. 6000 liralık borç, 20000 Hirahk bağla öden- mediği gibi ayrıca 12000 Jiralık yeni bir borç tahakkuk ettirili- yor. Zeynelâbidinin diğer emvali üzerinde de lcral takibat başlıyor.. Içine düştüğü dolaplı muzme- lenin çok geç farkına varan Zeynelâbidin, Cumaovası halkının ısrarile Adliyeye müracaat ediyor bu müessese aleyhinde bir taraf« tan dolandırıcılık davası açarken öte taraftan Hukuk mahkemesinc de başka bir dava ikame ediyor. Bu mücssesenin Alaşehir ve lspartada bu kabil dosyaları de bulunduğu iddla edildiğinden iç bu iki mıntakadan da sorulmuştur. Davacı Zeynelâbidinin müdafaa- sını eski İzmir Müddelumumlsi avukat Bay Kâmil izerine âak mıştır. 934 yılında başlayan 6000 lizalık borcun 20,000 liralık bir bağın devrinden sonra 935 yılında| 12000 1lliraya çıkması önemle dikkati üzerine çekmiştir. Ad. Bil, Bir Cehalet Faciası ( Baştaralı 1 inci yüzde ) miş ve bir yere kımıldamamasi için ayağına, resimde gördüğünüz hayvan bukagısını vurup - zincirle bağlamıştır. Adamın evde bulan- madığı bir sırada kız. komşuların yardımile xzincirden kurtulmuş ve babasını emniyet — müdürlüğüne şikâyet etmiştir. Mesele, adliye tahkikat safhasındadır. — * İmtıhan Anketimiz (Hıılınlı inol yüzde) Hulâsa, tayyare — piyangosu gibi bir şey.. Bazılarına büyük Ikramiye — çarpıyor, — bazılarına amorti bile Üyor | Sual bahsi Tevfik Sadu'lahı da coşturmuştu : — Sualler, başka bakımdan da sakat.. Dedi ve anlattı : — Bütün sorgular ; imtihandan çıktıktan sonra, ölünceye kadar işimize yaramıyacak bilgilerden seçilmiş. Meselâ Tabilye imtihanında karıncanın ciğerlerini, barsaklarını ve ciğerlerini soruyorlar da, insan kalbinin, insan elğerinin, İnsan barsağının adını bile anmıyorlar, Ve yine meselâ, denizin 't& dört bin metre dibinde yaşayan otların — silsllesini — saydırıyorlar amma, buğdaydan, yulaftan baha bile etmiyorlar. Bu kadarını kâfi bularak ayrılırken Süavi güldü : — Yani sizin anlayacağınız, yeryüzünde, bizim tabilye İmti- hanın sorguları kadar gayritabli hiçbir şey yolıhır. Bir diğeri ilâve etti : — Eksik söyledin... Bir dp bizim imtihan talimatnamesi var | Selim Tevtfik Bir Eşek Beykozda Bir Sucuyu İsırdı Son zamanlarda eşekler de azmıya başladı. iki gün evvel bir eşek Aksarayda bir çocuğu ya- ralamıştı. Dün de Beykoz çayı» rında azgın bir uzun kulaklı sucu Aliyi altına alarak kalçalarından isirmiştir. Bu eşek müşahede altına alınmıştır. Ali de tedavi ettk