20 Haziran 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

20 Haziran 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

j .___10 Harxlran | Siyaset Âlemi İtalya Da Uluslar Kurumundan Çekilecekmiş Ulus'ar Kurumundan çekilen büyük devletlerin cüsünü galiba İtalya feşkil . Tlk evvel bu kurumdan İaponya uyrıldı. Sonra Almanya onu Takip etti. Rin istediği şekilde bir hi yolu fakip etmedi. O da ayrıldı. Almanya, İhlsavi şartlarla içine girdiği bu ku- Tümdan müsavi muamele görmediği Vküyeti ile kapıdan dışarı çıktı. Bu kurumun yürümesin! faydalı görenlir, ikdi büyük boşluğu, Sovyet Rusya- Tin varlığı ile doldurmak İstediler. Derken İtalyan - Habeş ihtilâfı Meydana çıktı. Bu — işte, — İtalyan vasını destekleyen Fransa, onum Stada serbest bırakılmasını ister gö- Tünür. Fakat İngiltere bazı müşkilât Pkarmak İster gibidir. Bu vaziyette oturmayacağını, yacak öylüyor. Bunu bir İtzetinefis ve ha iyet meselesi yapı- Yor, Şu halde Uluslar kurumu azalığı İr laftan ibarettir. İsteyen — istediği Timan bunun misakına riayet — eder, htoyan etmez. Böyle bir şey olamaz. İmamak lâzımgelir. — Süreyya Amerikanın Franga Yardımı K Vaşington, 19 ( A.A) — Amerika Tİnesinin franga yardım için yap- Tiş olduğu hareket, Amerika tarafın- ihtimalki düşürecekti. Bu da bir. değerdan ve bu harp ika, arsıulusal kaybedecekti. üyelerinden ve Diş - İşleri Bühleyenu Başkanı Piltmana>. hazi- n hareketini “ Arsıulusal kambi- Poların durlüğuna doğru atılmış bir Nüm , olrak karşılamaktadır. Tejrika No: 2 Dünkü Kısmın Huülasası: Biri"doktor; diğerl “mühartir iki yurkadaş bir gece, bir poker pat- “tisinden — dönerlerken — bir. evin önünde duruyorlar. Doktor bura- da Gülseven isminde bir kadıntın oturduğunu söylüyor ve teklifsiz ahpabı olan bu kadını ziyarete karar veriyorlar, Kapıyı bizzat, bu, uzun boylu dalgalı sarı saçlı iri mavi gözlü kadın açıyor. Ve gelen mlsafirleri yukarı aalona alıyor. Birdenbire dönünce gözgöze verdik: — Arkada kaldınız. Va bir yarım hareketle benl u"Yl alarak bir koltuk gösterdi. — Şöyle buyurun efendimi! '_EÇİ. benzeri çok maceralı ka- lardan ayrı bir. tip olduğunu makta gecikmedim. Rahat rahat| konuşuyor. Söy- Vhüi can kulağı İle dinliyor. ıı;ı:."p değil mi? Halinde, ba- Tında — hiç te macaralı bir hdln revgi ve hareketi yok. “.:)oklorlı kouşurlarken salonu ©2 geçirdim. İ '“.?'Mıkıl rengi, eski biçim M ! koltuklar.. Boj rengi mavl muzı, çiçekli ı£-.d.ı SAÇT SUŞ ÇN ZO Italyan Yugoslav Yakınlaşması ! Roma, 19 (A. A.) — Havas ajanıı aytarı (muhabiri) bildiriyor ? Yugoslavya — diş İşleri Bakâsı Yevtiçin yakında İtalyam bükümetinin bir oruntakı -mümesslli- ile ve belki g. Musolini İle buluşması muhtemel- lr. Dinlenmek üzere İtalyâanın Romag- nt iliade bulunan Musol Yugor- lavya Başbakanı ile burada buluşması ihtimali vardır. Yevtiçin İtalyan —dış Işlüri müste- şarı Suviç ile 19 Mayısta Venedikte buluşması evvelce kararlaştırılmıştı. Fakat bu görüşmeden, Yugoslavyanın iç sıyasasına ilişik bazı sebeplerden dolayı vazgeçilmişti. Bu ilgi ile söylendiğine Ba; Yevtiç F Hulıı: ıırııdı'a':lçlı antlaşmanın başkanlığını Üstüne ala- cağından, Musolini ile yapacağı gö- rüşmede, yalnız kendi Glkesini değil fakat Üç Üülkeyi birden oruntamış -tomsil etmiş- olacaktır. Bulgaristanda Kral Aleyhtarlığı Sofya, 19 (Hususi) — Son zaman- larda kral aleyhinde dağıtılan beyan- nameleri yazan ve dağıtanlar headı zabıta tarafından — yakalanmamıştır. ihtiyat — zabitlerinin — organı — olan (Oteçestve-Vatan) gazetesi bu beyan- nameler hakkında şiddetl bir makale yazmış, İhtiyat — zabitleri — birliğinin Özerine sürülmek istenen lekeyi şid- detle reddetmiştir. ' İtalyada Tedavlilden Kaldı- Roma, 19 (AA.) — Gümüş pa- raların piyasadan kaldırılması kararı yalmız on ve yirmi İiretlik paralar içindir. Beş İiretlikler kalacaktır, Ortada dolüşan gümüş paraların tu- tarı 1635 —milyondu. Kaldırılacak olan para 808 milyon tutmaktadır. Fransız Akademisinin 300 Üncü Yılı Parla 19 (A.A.) — Fransmz Aka- demisi, kuruluşunun 300 üncü yılımı Luvr sarayında büyük tören ile kut- lulamıştır. Yabaneı — akademilerden — gelen delegeler, kendi. Aködemileri adına Franaz Akademisini tebrik etmiş- lerdir. 90/ 6 / öu GLA< ıi.*ı-“ )x halısı. Bir köşe — penceresinin önünde küçük bir kadin yazıha- neşinin “Üzerinde yine portakal rengi bir abajur ve lâmba yaniyor. Anlaşılıyor kl biz gelmeden önce orada imiş. Salonun havasında yumuşak fakat ne olduğu belirsiz. bir güözel koku var. Gül seven doktora biraz daha yakın bir markize oturmuş konu: şuyor. Oturuşunda bir kıvraklık var. Salonların en rahatsız bir eşyası olduğuna şüphe olmıyan bu biçim- siz İskemlede okadar rahat otu- ruyor kil Ayak ayak Üstüne attığı İçin çaprazlanmış uzun bacakları daha biçimli görünüyor. Ayakla- rında mavi atlâs ev iskarpinleri var, Kadın yaşları poek göstermez ama ne vücudünde hantallık, ne yüzünde geçkinlik izi göze çarpmı- yan bu kadın bol bol otuz beşle kırk arası var. Bu yaştaki maceralı kadınlar daha harap görünürler. Bu, her- halde kendini iyi saklamış. Sağ dirseğini dizine - koyup Buarhan Cahit b N, SON POSTA | Siyaset Alanında... Birinin Ayağı Tokezirse Yerini Ötekine Bırakır İngilterede, muhafazakâr fırka Başbakanı Baldv geçmesi münasebetile intişar eden bu resim gö Makdonaldın yerine riyor ki birinin başı dönerse yerine öbürü geçer ve bu, böylece devam eder gider. Yani bu iş, para ile değil sıra iledir Makedonya Komitesinin İpliği Pazarda Sofya, 20 (Hususi) — Dağıtılgn Makedonya ihtilâl komitesinde Mihai- lovist ve Portegerevist kanlı müca- delelerden doğan davaların ağır ceza mahkemesinde görülmesine — devam edilmekt mlar arasında en olan Sofyamın Asparuh enddesinde yapılan cinayettir. Kanlı hâdisenin — kurbanları Protogerevist içinde bulmuşlardır. sonra — kaldırıldıkları hastanede - öl- müşlerdir. Ülk yapılan muhakemede parmaklarını da çenesine - iliştir- miş anlatıyordu: — Bilmezsin doktor. Okadar özüldüm ki. Mektepten — biraz neş'esiz geldi. İşitmiştim, akşam- ları çocukların mektep dönüşle- rine dikkat etmek lâzımdır. Çocuk * hastalıkları bu zamanlarda mey- dana çıkar, Derlerdi. Sordum. bir şey söylemedi, fakat belli ki bir şey var. Migren mi, yoksa Allah göstermesin tifo mu.. Size telcfon ettim. Hastaya gittiğinizi söylediler bekleyemedim. Şurada doktor - Façelli var. Çağırdım. Baktı. Mühim birşey bulmadı. Mevsim hastalığı, perhiz ettirin, dedi. Iki gün mektebe gönderme- dim, çok şüklür geçirdi. Titiz bir ana sevgisi ile anla- tıyordu. Bu bahisle bizi Fazla meşgul etmiş gibi birdenbire : — Rica ederim. Affediniz, dedi. Gelir gelmez sizi.. Doktor sözünü kesti : — Yok, bizi mahcup etmeyin. Bu saaite gelişimizden — zaten Hikmet utanıp duruyor. Mahcup olacak çocuk. Gülseven ayağa kalktı, karşıkl oymalı, Üzerinde Rönessana dev- rine ait resimler görünen bir konsola doğru yürürken : — Birşey değil, hizmetçiyl de yatırdım. Size sıcak birşey Ikram edemiyeceğim, Birer likör İçersiniz değil mi? suçlulardan dördü beraet etmiş, yalaız İyan G. Vasilof Idama mahküm edil- mişti. İvan kararı temyiz etmiştir. İvan asıl katillerin Mihailovist taraf- tarlarından — Minof ile — Sokolof'un olduğunu Iddla etmöktedir. Cinayette Türkiyede mülteci sıfatile bulunmakta olan Mihailofun da parmağı olduğu iddia edilmektedir. Evvelce idama mahküm edilen diğer S0 komitecinin usule alt mua- meleleri bitirilmek üÜzeredir. Yakında hüküm tatbik edilecaktir. Ingiliz - Alman Deniz Anlaşması Londra, 19 (AA.) — İngillz - iz anlaşması bir. “Beyaz meşredilmi Artık dayanı : — Çok rica ederiz üzülmeyi- niz. Dedim. Doktorun... Doktor Enver atıldı : — Canim efendim, ben bura- sını yabancı bilmem. Alle dok- toruyum, istediğim zaman gele- a“mez Mmiyim ? Gülseven, dolaptan çıkardığı ufak şık-bir likör takımını — orta: daki masanın üstüne koymuştu : — Ona şüphe yok. Hattâ doktor bunu yapmazsa gücenirim. — Fakat insaf edin dedim. Saat biri geçti. Bu saatta en samimi — dostlar ancak — ta'ciz etmek için ziyaret edilir. Ben kendi hesabıma... Gülseven kadehlere — kırmızı bir likör boşaltıyordu. Güldü: — Ne yaparsınız? — Uyanık ta olsam kapıyı açmam. Doktor Enver bir kahkaha attı: — Egolst Gülseven dedi ki: — Garip — değil mi; kapinın çalınışından siz olduğunuzu anla- dim. Doktor: — Belki konuşuyorduk, sesi- mizden.. — Hayır. Hayır, Bu, bir his.. yalnız bu saatte sizden başka kapımızı çalan olamaz. Ondan Sayfa 5 —. Gönül İşleri İki Kızdan Hangisini Tercih Edeyim? “22 yaşındayım. — Şimdiye kadar tabhsilden başımı kaldırpta — kızlara bakmıya vaktim o'madı. Şimdi üni- versiteyi bitiriyorum ve iki kıza birden vurulmuş bulunuyorum. Bunların biri eanlı, ruhlu, hareketli kıvrak — bir mer, fakat sözüne inan olmaz. saf, sade, samimi ve sözüne gü: bir kız. Ancak birincisi kıdar değil. Eemer 0'an zaman ra: şiddetle çekiyor, fakat bazı zamanlar on; soğuduğumu — hissediyorum. Halbuki diğeri ile olduğum — zaman rahat ve mts'udum. ,, Naci Bu kızlardan — biri sevmek, diğerl yaşamak için iyidir. Fakat ben size bir şey söyleyeyim mi? Sevgi içinde tercih falan olmaz. Siz hangisini seviyorsanız — onu beğenirsiniz. » Balıkesirde H. Sabri'ye Evvelce muvafakat cevabı ver- diğiniz kızı günahı olmadan ne diye bırakıyorsunuz? Zaten sizi sevdiğini söyleyen kız meslekinizi beğenmemekle, iİleride size iyi bir hayat arkadaşı olamıyacağını gös- termiştir. Bence birinciyi tercih ediniz. x» İstanbulda M. &. Evlenmekten neden korkuyor-« sunuz. Kızın annesi evde - bir yardımcı olur, Kazandığınızla gül gibi geçinir ve mesut olursunuz. * İstanbul Z. F. A. Bu işlerde beş on kuruşa ba- kılmaz. Erkeğin parası yoksa, siz de ondan bir şey istemeyin. Eli- nizdeki para ile ne yapabilirseniz yaparsınız. Zaten alacağınız eşya, yapacağınız masraf nihayet müş- terek olacak değil midir? Birkaç kuruş için önünüze çıkan kısşme- tinizi reddetmeyiniz. TEYZE Parlis-Tokyo Telsiz Servisi « 19 (AA.) — Fransz posta igraf Bakanı ile Japonyanın büyük elçisi Parle ile Tokyo arasnda bir telsiz telefon servisi kurmağı — kararlaştırmışlardır. — Bu servis gelecek ay başında işlemeğe başlaya bu taraflara sık sık pokere geldiğinizi -söylüyorlardı. Hattâ bir kere kendiniz de bahset- miştiniz sanırım. Belki bu kulak dolgunluğu beni yanıltmadı. Doktor gülümsedi: — Zekânızdan hiçbir- zaman şüphe etmemiştim. Fakat bu saata kadar diz n çin yatmadınız, ba- kalım, — ö Gülseven köşede, — Üzerinde portakal renkli abajuru bâlâ ışıl- dayan masaya doğru baktı. Ve gülümsedi! — Önce küçüğün vazifelerinl kontrol ettim. Sonra, — Evet. — Sonra kendi vazifemi göz- den geçirdim. Birbirlmize bakıştık. Doktor güldü: - — Hayrola.. Mektebe ml başladınız. İzahat — vermek — mecburiyeti onu bir az sıkmış gibiydi. İsrar etmemesi için doktora İşaret ede- cektim. Oralı değli. Bilakis yazı- haneye doğru yürüdü: — Eğer bizler için de bir mektep varsa, v Gül Seven söylemeğe mecbur oldu: — Mektep vaz'fesi değil dok- tor, kendime göre şeyler. — Ne gibi? n (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: