Müthiş bir gürültü e şehrin Üzerinde uçtukları halde, şehirde hiç bir telâş eseri görülmedi. Ne bir tek batarya ateş açmış, ne de takip için bir ta, yükselmişti. Yalnız bir arı ir projektör ziyası Alman semasında uçan bu yabancı tayyareyi aramak için yükselmiş fakat bu sırada da tayyare bulutların arasına girmiş bulunuyordu. Bu surelle salimen esrarengiz köyün, Leuna fabrikalarının üze- rine geldiler. Burası Stecle'in evvelce da gördüğü gibi baştan aşağı tenvir edilmiş ve etrafı da çelikten bir | duvar ile çevrilmişli. Burada, dört senedenberi, — tecrübeler makta, ilk harpte kullanılmak üzere yeni yeni kimyevi silâhlar icat ve imal olunmakta idi. Lennada oturanlar, işleri ve vazifeleri — dolayısile, dışarı ile alâkalarını tamamen kesmişler, kendi başlarına yaşıyorlardı. Fabrikaların ve seksen evden ibaret olan amele köyünün etrafını çeviran üç metre yüksekliğindeki çelik duvarın Üstünden dikenli teller çekilmiş ve bu tellere kuv- vetli bir elektrik cereyanı veri- mişti. Ne içerden dışarıya ve ne de dışardan içeriye girmek ka- bil değildi. Köyün muhtelif noktalarında yedi tâne kale vardı. Bunların en yükseğine ©o kadar kuvvetli bir Reflektör konmuştu ki, geceleyin köyün etrafındaki arziyi göndüz gibi aydınlatıyordu. Duvarların dışında, büyük bir saha tamami- edilmiş ve temizlen- i. Bu ziya altında, bu arazide yerde sürüklenen bir solucanın bile görülmeden ilerlemesine imkân yoktu. Fabrikalar Burada kurulan ve sırf sana- yide ve ticarette kullanılan boya vesaire gibi kimyevi maddeler imal edildiği Iddla ediler fabri- kalar muhtelif gruplara ayrılmıştı. Bunların bazılarında hakikaten Iddia edilen maddeler yapılıyordu. Fa- kat diğerlerinde fen adamlarının şimdiye kadar bulup kendi ken- dini mahvetmek için beşeriyete hediye ettikleri patlayıcı madde- lerden daha müthiş, yıkıcı ve öldürücü kudreti çok dada fazla maddeler araştırılıyor ve bir ta- rafdan da harıl harıl imal olunu- yordu. Bilhassa tuhaf tuhaf şekil- lerde yapılmış binalardan mürek- kep ve tertibatı heps'nden ziyade gizli olan F kısmında içecek sula- ra karıştırılmak için zebhirler ya- pılmakta, yine — su — vasıtasile hastalık yapacak mikroplar ye- tişliriliyordu. Binbaşı Klima bu aydınlık köyü | daha çok uzaktayken görmüştü. | Şimdi fırtına bhalini elan rüzgârın önüne kattığı bulutlar alçalmak'a olduğundan, o da etrafını görec- bilmek için oldukça alçaklan uçuyordu. Ay bulutların arasında kay- bolmuştu. Yaklaştıkça gözlerini kamaştıran Leuna fabrikalarını 1 zlyası, tenvir ettiği muhitin öte ini daha zifiri karanlık gösteri; orcu. Klima, Steele'i dürterek önün- deki bloknota t — “Ay aşığı olmadığırdan artık sizi yere indiremiyeceğim. Allayacak mısınız, yoksa kalacek mısınız? ,, Diye yazdı ve elile de arkada asılı olan paraşlitü gösterdi. S Stecle aşağıya bakıyor, inme- ye mecbur kalacığı karan'ık sahanın — darlığım — ve — yüklü bomba — tayyaresinin — ağırlığını düşünüyor ve Klima'aın yere in- yapık | meye cesaret edememesini haklı buluyordu. Ay ışığı olmadığından inmeyl — evvelce — kararlaştırdığı tarlayı bulmak — kabil değildi. Diğer taraftan her geçen saniye tayyareyi tehlikeli bir vaziyete koymakta idi, Arkadaşının — dizine doğru eğildi ve bloknolun Üzerine: — “Paraşütle atlayacağım, fa- kat bir az daha yükseliniz,, diye yazdı. Klima başile tastik etti ve tayyare birdenbire dikine yük- *eltmeye başladı. Steele — paraşütli — vöcuduna bağladı ve arkadaşının elinl s- karak tayyareden atladı. - 46 — Sür'atle — düşmeye — başladı. Üzerindeki paraşüt henüöz açılma- mıştı. — Bir lâhza bunun bozuk olduğu, açılmıyacağını ve muhak- kak bir ölüme doğru yuvarlandı- ğını zannederek korktu. Fakat çok geçmeden sür'atinin azaldığını — ve göremediği halde paraşlitün açılmış olduğunu hisse- derek derin bir nefes aldı. Şiddetle —esen — rüzgâr onu havada oradan oraya savuruyor, yüzünü kırbaçlıyorda. Biraz sonra bulutların arasın- dan çıktı ve aşağıdakl karanlık arazinin — adeta — yavaş — yavaş kaendine doğru yükselmekte oldu- ğunu gördü. Nihayet ayakları suya değdi ve dizlerine kadar köçük bir de- renin İçine gömüldü. Fakat para- şütün sarsıntısı ile muvazenesini bulamadı ve bir müddet suyun içinde sürüklenip durdu. Paraşülü çözüp Üstünden at- tıktan sonra derenin kenarına tırmandı ve nerede İse cereyan edecek olan faciayı seyretmeğe hazırlandı. Halbukl bu Faclanın birinci SON POSTA KN e) 20 -6- 1935 perdesi oynanmıştı bile... Karanlıklar içinde inerken ve sonra da derenin İçinde uğraşır- ken bir bombanın patladığını ve bunu üç fafilâkın daha takip et- tiğini duymamıştı. Fakat şimdi köyün etrafındaki —havayı ay- dınlatan ve beyaz keskin ziya- nın — içinde tayyareyi — iyice görüyordu. Fakat onda bir gara- bet ve gayritabillik vardı. Per- vanenin çıkardığı gürütüden ma- kineler.din son süratle işlediğini anlıyordu. Fakat buna rağmen tayyare, kanat üstünde duran bir kuş gibi yerinden kıpırdamıyor. Havada olduğu yerde, hareketsiz duruyordu. Stee'e atladıktan sonra tayyare havada bir daire çizerek sür'atini artlırmış ve avının Üzerine inen bir. gahin gibi bombardıman edeceği köyün üÜzerine — doğru inmişti. Top Ateşi Fakat tam iyi nişan alınmış llk bombayı savurduktan sonra, tayyaredekiler, ilerleyemedikleri- ni, karşılarına adeta göze görüm meyen bir duvar çıkmış gibi bir- denbire durduklarını hissetmişlerdi. Sanki mukavemet edilmez — bir mıknatıs kuvveti tayyareyi yuka- rıya doğru İtiyordu. Bu meçhul kuvvetin biran gevşediğini hisse- der etmez tayyare biribiri arka- sına Üç bomba daha atınıştı. Steele şimdi tayyare ile köy arasındaki bu — düelloyu seyredi- yordu. Birdenbire kendisine en yakın olan kalenin damından bir batar- ya, top ateşi etmeye başladı. Tay- yare bir iki saniye kendi toplarile beyhude yere mukabele etti. Ba-« taryadan atılan mermilerin hiçbiri boşa gitmemişti. Çünkü tayyareyi yukarıya doğru iten aynı mıknatıs kuvveti topların ağzını da otoma- tik bir surette tayyareye — doğru tevcih etmişti. (Arkası var) T. İ. C. İ. amamm EŞYA PiYANGOSU BU PAZARA Taksim Stadında saat tam i4de Macar-Türk Güreşinde Hükümet Murakıpları kontrolunda ÇEKiLiYOR Piyangoda hediye kazanmıyan'ar, tevelli mükâfatı olarak hafta içerisindeki bir seri mill güreşlere parasız gireceklerdir. Ankara Yüksek Tirant Enstitüsü Rektörlüğünden: Yüke>-k Zirant Enetitüsü kalöriferleri binalarının kalöriferle ve kalöri'er te:isatı olmıyan diğer binalarının kok kömürü sobasile 1 Teşrinisani 935 den 15 Nisan 936 tarihine kadar 165 gün için teshini eksi'tmeye konulmuştur. Şartnamesini görmek isteyenlerin Yüksek Ziraat Enstitüsü İdare Müdürlüğüne ve 8B/7/935 tarihine müsadif Pazartesi günü saat 15 de ihalesi yapılmak üÜzere 2025 liralık tem'natlarinı Enstitü veznesine yatırarak Idare ve Ihale ko- misyonuna müracaatları. “2432,, Haziran 20 Ingilteredeki Deh şetli Kaza 24 Kişi Kadar Ölü Ve Yaralı Facla sahnesine umum! bir bakış Bir gece yarısı yolcularla dolu olup Newkastle doğru bütün hızlle ilerleyen ekspres, bir marşandiz trenile çarpıştı. Bu marşandiz ötekl- nin arkasından ilerliyordu. Çarpan trenin lokomotifi yolcu vagonla» rının tepesine çıkmıştı. Gecenin karanlığı içinde, bu, dehşetli birşey oldu. Iki düzüne insan öldü ve yaralandı. Yeni Neşriyat: Yeni Adam — Bu haftalık mecmuanın 77 incl sayısı çıkmıştır. Bu sayıda İsmail Hakkının, Cami- nin, Adil Badurun, heykeltraş Zühtünün, Vahdet — Gültekinin, Tahir Sıtkının alâkalı yazıları, makale ve hikâyeleri vardır. Muallimler Mecmuası — Istanbul muallimler birliği tarafından ayda bir çıkarılan bu terbiye ve meslek macımuasının 40 inci sayısı Mİ. İstanbul asliye 6 ıncı hukuk — mehkemesinden; Nuri tarafın ea karısı Beyizit Koska caddesi 152 #ayılı Sü'eymanın evinde oturan Asiye Zekiye aleyhine açı'an Loşuma dr- vasında müddel aleyhin ikametkâhı meçhul olduğundan arzuhalin 15 gün müddetle i'ânen tebliğine —karar verilmiş — olduğundan bir — nüshası mahkeme divahanesine a: dava #erzuhaline tarihi — ilândan — itibaren on gün içinde cevap vermesi İüzumu tebliğ makam aa kaim omak üzere ilâa olunur. (12525)