M Sayfa lspanyadâ Güzellik Ğeç— me Sarhoşluğu Barslon Şehrinin Sağır Ve Dilsizleri De Kendilerine Bir Kraliçe Seçtiler Süküt kraliçesi ve dam donnörleri Bundan dört sena kadar ev- , vel, güzellik müsabakalarının gü- rültüsü dünyayı sarmıştı. Bu arada bu merak bize de intikal etmiş, bir takım gürültüler, münakaşalar çıkmıştı. Işte halkın büyük bir rağbe- tine mazhar olan bu müsabaka- İar son seneler içinde her yerde birdenbire tavsamıştır. Meraklılar azalmış, istek kalmamış, halk bu eski eğlenceye karşı dirsek çe- virmiştir. Bu rağbetsizliğe uğra- miyan ortada yalnız — İspanya kalmıştır. Bugün Ispanyanın her kasabasında, her köyünde büyük çılgınlıklar, eğlenceler, gece şen- likleri arasında sürü sürü güzellik müsabakaları tertip edilmektedir. Son zamanlarda Barslonda da yeni ve enteresan bir müsabaka yapılmıştır. — Dilsizler bir araya gelmişler, kendilerine bir kraliçe seçmişlerdeir. İsmli Huanita Soler olan bu sağır ve dilsiz kraliçe 20 yaşında, güzel, sevimli bir kızca- ğızdır. Dilsiz olması iilbarile ken- disine — “süküt,, kraliçesi —ismi verilmiştir. İzmir Geçmiş ( Baştarafı 1 inci yürde ) bayılıyor. Bu iktaci adamın çehre şekli kaybolmuştur. Vapurdan bir ses Fransızca: — Yangın yangınldiye bağırıyor. * Karanlıkta, denizden sahile dağru gelen dumanla Bayraklı halkmı — korkuya — sevkederken gşebir itfalyesi Bayraklı yolu üze- rinde koşuşuyor. Vapur, Bayraklı iskelesinin yanıbaşında durduğu Için derhal önleme tertibatı alı- niyor. İtfalye memurları tam - bir saal ateşin içinde çalışarak haki- katen büyük bir fedakârlıkla vapuru kurtarıyorlar. Bu sırada müddeinmumi muavini Bay Or- han, zabıta âmirleri hâdise yerine yetişerek — tahkikata — başlamış yor. * Hıdlıo nasıl oldu?. Bunu va- ve —müstahdeminin lfadelırı adliye ve zabıtadan ak dığım malümatı ekleyerek yazı« yorum : Köstenceden Izmire benrzin ve motörin getiren “Site Daten,, vapuru Üç gün evvel İzmir lima- mına gelmiş ve hamulesini bo- şaltmıya başlamıştı. Bu akşama kadar hamulenin en mühim kır- mı sahildeki gaz bombalarına bir motopomp vasıtasile boşaltık mış, dolan gaz bombaları da ora- dan kaldırılmıştı. Hâdisenin sabahı vapur hare- ket edeceği için hamulesini de gece vakti çıkarıyordu. Saat 12.45 sularında makine dalresinde, ağzında sıgarası oldu- gu halde ikinci makinist Yugos- lav tebasından Belis - Albeptem Bayraklısına Olsun ile işçilerden Italyan Bossiç bulu- nuyordu. İşte bu sırada sahildeki bommbalara mal veren motopom- pun benzini tükenmişti. Makinist muavini motopompa benrzin verir- ken külliyetli bir mıktar benzin de makine dalresine dökülmüştü... Hâdiseyi hazırlayan kötü tesa- düf te İşte yerlere dökülen bu benzinlerden çıkmış; bir Iddiaya göre elektrik cihazından çıkan bir kıvılerm benzinleri — tutuştur- muş ve korkunç infilâk olmuştur. Bir başka iddiaya göre de hâdise makinist muavininin sıgarasından meydana gelmiştir.. Bu — cihet karanlıktır. Infilâk okadar ant olmuştur ki makinist muavini, infilâkın şidde- tile beşametre geriye fırlayarak kafası demir levhalara çarpmış, kafatası parçalanarak beyni da- gılmıştır. Diğer amele Bossiç İse çok ağır yaralıdır.. Memleket hasta- nesinde tedavi altına alınmıştır. Ikinci makinist Yugoslavyalı Belis, dalma taliimin kötülüğü ile tanınımış bir. adammış.. Kendisi bundan önce iki defa ölüm teh- likesi geçirmiş ve bundan dört ay önce Yugoslavyada bir kızla nişanlanmış.. Bu seferden döni- şünde evlenecekmiş.. Fakat ölüm onun bu arzusunu yerine getir- mekten menetmiştir. Hâdise gecesi Bayraklı halkı büyük bir tehlike — geçirmiştir. Maarallah vapurdak! — benzinler ve motorinler tahliye edilmemiş olsaydı, bötün bir Bayraklının uçması imkân dahiline girerdi. Ad. Bu. SON POSTA Yunanistanda Yeni Meclis ( Baştaralı 1 inci yüzde ) Hükümetin bir tebliğine göre, seçime girmeyen muhalif seçici- lerin nisbeti yüzde yirmi beştir. Hükümet tarafı gazeteler de bunu teyit ediyorlar. Fakat mu- halif gazetelerden Elefteron Vima gazetesi, seçime — girmeyenlerin yüzde otuz beş nisbetinde oldu- gonu, beyaz pusula kullanmak suretile müstenkif kalanlar da hesaplanırsa hükümete karşı gös- terilmiş olan muhalifetin yüzde elli beşi bulduğunu yazıyor. Mubalif partiler liderleri de, seçimde Metaksas partisinin mw- vaffakiyet kazanması suretile kra- hk ceryamının boğulmuş olduğunu söylemişlerdir. Metaksasa — gelince; seçimde kazanamamasının sebebini, hükü- met tarafından yapılan tazyika atfetmektedir. General Pangalos namzetliğini koyduğu Dramada kazanamamıştır. Florinada komü- nistler saylavlık kazanmışlardır. Atina vilâyetinde — hükümet namzetleri (37,150). Metaksasçılar (13,175) ve komünistler (10) bin rey kazanmışlardır. Halbuki bun- dan evvelki saylav — seçiminde Atinada (100) bin kişi rey kul- lanmıştı. Cumur relsi, kazandıği muvaf- fakiyetten dolayı hükümeti tebrik etmiştir. Başbakan Çaldaris de ulusun hükümete karşı gösterdiği bu güven Üzerine artık hüküme- tin, #sas programını metanetle tatbika geçeceğini söylemiştir. Son Vaziyet Yeni Meclis Atina, 11 ( Husust muhabiri- mizden telefonla) — Seçim esna- sında Yunanistanın hiçbir tarafında hâdise olmamıştır. Kat'l netice anlaşılmıştır. Motaksas taraftarları yedi mebus, Dragomi 6 mebus gıkarmışlardır. Rejim meselesi çimdilik mev- zubahs değildir. Yeni meclisin isteğine bağlı bir meseledir. Mec- lis isterse rejim İşinli ortaya ata- caktır. Bazı mahalilde bu mesele- nin birinci teşrin ve yahut gelecek sene — görüşülmesi — ihtimalinden bahsedilmektedir. Yenl meclis İik — toplantımm Temmuzun — birinde yapacaktır. Kabinede değişiklik - yapılacağı muhakkaktır. Gazeteler ne diyorlar Atina, 10 (A.A.) — Bu sabah çıkan gazetelerden her biri bu sonucu kendi görüşlerine göre incelemekle beraber hükümetin kazandığı böyük başarımı gizle- miyorlar, birçok gazeteler, ulusun mart azısında (isyanında) olduğu gibi seçimde de iş başında bulu- nanlareı arkalamak olduğunu kay- dediyorlar. Kadınlar Mı Daha Unutkan, Erkekler Mi ( Bağtarafı 13 Üncü yüzde ) tulan eşyalardan birkaçının adını daha öğrenmek istedim. Usman: — Vallahi azizim, dedi, bas- tondan, gemsiyeden, paketten, valizden tutun da, sandığa, yatağa kadar unutuyorlar. İçlerinde, va- purda kaybolan kanlarını — bile bizden arayanlar var! Kısa bir süküttan sonra İlâve etti . — Hattâ bazıları, kafayı çekip kendilerini bile unutuyorlar. Naci Sadallah Adı Kö Kotuye Çıkan Bır Zavallı | Başından Geçen Felâket- ler Yetmiyormuş Gibi.. Şimdi De Babasız Ve İsimsiz Yavrusil Istanbulda Tek Başına Kaldı Kadınların fena yola sapışla- rının — sebebini, bu — gibilerin kendi yaradılışlarındaki kötülük istidadında ararız. Aşağıda okur yacağınız olmuş vak'a, bu haksız hükümde ne kadar - yanıldığımızı bir defa daha, ve çok acı bir şekilde ıspat ediyor. * Marmara adası, zeytinlikleri- le de meşhurdur. Marmara adasım daki zeytin ağaçlarından birçoğuna sahip olan bir adam vardır. Bu adam, her sene olduğu gibi geçen zeytin toplama mev- siminde de adaya gidiyor. Fakat mahsul fazla olduğu için işler uzuyor ve bu sırada kimsesiz bir kızı nikâhlıyor. Medeni nikâhın adını bile duymadığı - için, imam önünde dünya evine giren bu kızcağı- zın yaşı on altıdır, Tüccarin keyfine uzunca zaman bilmeyerek — alet olan <xzavallı; günün birinde, karnınd üç aylık bir. çocukla — ortada — kalıyor. Çünkü imam nikâğile kendisine koca olan adam kendisini terket- miştir. Çok geçmeden, Marmara adası titrek garson eline düşmüş bir tepal —gibl sallanmıya başlıyor. Evler iskambil kâğıtları gibl yık- hyor, toprak yer yer çatlıyor. Çatısız kalanlar, sahillere kur- dukları çadırlarda barınıyorlar ve dokuz aylık gebeyken bile, günde dokuz saat çalışan kimsesiz kız- cağız, daha doğmadan babasız kalan çocuğunu, bir çadırda kendi başına kıvrana kıvrana doğuruyor. Fırtamalı bir gece yarısı, çocur ğunu emziren çocuk yaşındaki dulun kaşık kadar ufalmış yüzü, zelzelenin bile vermediği bir deh getle kınşıyor. Zira başını ayak sesine çevirdiği zaman, tam sekiz çocuklu ada kasabının fırlamış gözlerile karşılaşıyor. Kasap ilerliyor. Kız geriliyor. Ve nihayet sırtı çadır bezine dayanan kız, arzına — saldira- nn korkusu, ve körpe bileklerini kıskaç gibi sıkan iri, sert avuç- ların acısile bağırıyor : — Imdat.. Imdat... Bitişik çadırlardan yetişip kur- taranlar, onunla alay ediyorlar : — Kasap ba tabii, elbette etin tazesini arayacak... Aradan çok geçmeden, genç kızın yüreği yine aymı — kor- kuyle — titreyom — Bu — seferki ziyaretci, genç — bir. — işçidir. Genç kız, karanlıkta, İşçinin et kokusu almış, azgın kurt gözleri gibi parlayan gözlerindeki ihtira- sın debhşetini seçemiyor. Delikan- hlnın sesi yumuşak ve kandırıcıdır: — Kız, diyar, karkmal Sana elimi bile sürecek değllim. Yalnız- lığına acıdım da can yoldaşlığına geldim. Şefkatin, alâkanın sahtesine bile susayan kimsesiz kızcağız, bu vadin altındaki malum mak- sadı sezebilecek kadar tecrübeli değildir. Fakat o, bu tehlikeyi sezmemekle, beraber: — Gönlümü hoş ettin ya, ye- ter, diyor. Ve ilâve ediyor: — Burada — fazla eğlenme... Adımı kötüye çıkarırsın! Fakat delikanlı onun bu ea zayıf anında, en can alacak dö” marma basıyor: — Kauz, diyor, bağlaşırız. v#” ninle. Benim de kimim, kimself yok. Çocuğunun babası, senin de helâl erkeğin olurum. Bu adam, kadını — tatlı bi ümide düşürüyor. Fakat ondö dertli yüreğine bu ümitle berabef bir kurdda düşliyor: — Ya delikanlı da — yalaf diyorsa? Va bu korkuyla: — Git, diyor... Evvelâ bağ” laşalım da öyle! Delikanlı cebinden çıkardığ! kibritle mumu alevliyor ve koy” nundan, eski harfler devrinde? kalma bir gazete çıkarıyor: — İşte, diyor, adına Kur'af denilen — Allahın kitabından bif parçadır. bu. Ve bükülmüş soluk gazeteyi| dudaklarına götürüp öperek ilâr? ediyor: — Allahın kitabı çarpsın I, bağlaşacağım - seninle! Kız, Allahın adına edilen bi yemine inanıyor. Hem delikanlıni! | istediği kadar. x* | Talihsiz kızın başına art dard? gelen felâketlerin en kötüsü, b geceden Üç gün sonra başgöstt riyor. Çönkü ihtiyatsız Ada çof” kını, mütehassle komşuların |_' lerinden kaçmıyor. Va gece yarısından çok sonff çadır tıpkı namuslu mahalled? işleyeı bir gizli ev gibi buıhıl Mahkemeye verllen kızın k tülüğüne — şehadet etmeyen tf komşu — kalmıyor ve me de bu şehadetleri gö önünde —tutarak kızı mahküf ediyor. * Marmara adasındaki bir yef llden aldığım mektupta, dinlediğim biçare Ayşenin rine tıpatıp uygundur. Bugün “Ayşe,, nin benim vj tıtamla cemiyetten — İstediği ey vardır: : '— Evvelâ, evlâdını oıııl'ı edebileceği bir kapı... Sonrı kötü kadınların yqıdıuın $ kağı tarif edecek hayır sahibi U bir hovardal Selim rnfl*, Dr. ibrahim Zati Belediye karşısında Pi enddesinde No. | Hergün öğleden sonra hastaları” | kabal eder. TÜRK ANONİM ŞİRKETİ TESİS TARİHİ: 1868 Türkiyenin başlıca şehirlerile Paris, Marsilya, Nis,Londra ** Mançester'de, Misir, Kıbria, Irakı İran, Filistin ve Yüunanistan'di Şabeleri, Yugoslavya, Romanyft Suriye ve Yunanistan'da Filyallef vardır. r tüclü banka muamelolefi yapar