Ziraat Bilgisi (*) “Amerikan Çubuk Mu, Yerli Çubuk Mu? Havranda Bay Hüseyin Ruhiye: Memleket haberleri arasında Lüleburgazdan yazılan şu mek- tubu belki siz de okumuşsunuzdır: (-.. Yirmi yıl önce filokse- radan harap olan bağlar şimdi yeniden yapılmıya başlanmıştır. Bu arada bağların Amerika çu- buğu ile mi yoksa yine yerli çu- buğu ile mi yapılması etrafında tereddüde düşülmektedir. Eski bağcılara göre: Amerika çubuğu on senede bir yenilenmek iİster. Halbuki yerli çubuklar - filoksera vurmazsa - yirmi sene dayanırmış! Sonra Amerika çubuğuna aşılanan #zümler ekşi olur. Yerli çubuk- ların mahsulü ise hem tatlı hem vergill olurmuş. Bunun için köy- lüler yerli çubuğu tercih ediyorlar.| Bu mektubu — okuyanlardan Havrandaki Hüseyin Ruhi bana başvurarak diyor ki “bu doğru mudur? ,, € — Doğru değildir. Bu boş fikri hemen değiİştirmek gerektir. VFiloksreadan harap olan bağları yeniden - filokseraya — dayanamı- yan - yerli çubuklarla diriltmek kadar yanlış hareket olur mu? Bu, filokseraya yaldızlı davetname göndermek demektir. Bir defa filoksera'ı yerlerde yerli çubukla bağ yapmak kanunla yasak edik- miştir. Sonra Amerikan çubuğuna atılan kötülükler tamamen haksız- dır. Eğer Amerikan çubukları üzerine kurulan bağlar ekşi Üzüm yapsaydı, eğer bu bağlar kısa ömürlü —olsaydı bugün Türkiye bağlarının yarısından çoğu ölüme yaklaşmış olduğu gibi kalanının da verdiği Üzüm İşe yaramamak gerekti. Halbuki İzmirin eşsiz çekirdeksizleri, Tavşuncının ben- zersiz. çavuşları ve yurdumuzun bütün filokseralı yerlerindeki bağ- lar Amerikan çubuğuna aşılanmış- lardır. Diğer taraftan hergün sayısı çoğalan fidanlıklarımız her yıl binlerce İira masraf ve bir okadar emek harcıyarak köylüye Amerikan deliceleri dağıtmakta- dır. Bu işle uğraşanlar acaba bilgisiz mldirler? Elbette hayır! Böütün bunlar geri kafaların uy- durmalarıdır. Onlara inanmayınız. * Bildiğiniz gibi filoksera böcüsü dünyaya yayıldıktan sonra bağcı- hk yerll çubukları birakmaya mecbur kalmıştır. Çünkü bunların filokseraya karşı dayanıklığı yok- tur. Uzün — yıllar — çalışıldıktan sonra bugün kullandığımız Ame- rika asmaları elde edildi ki bunlar sayesinde bağcılık âlemi filokse- raya sigorta edilmiş o'du. Yalnız — şunü — bilmelidir ki Amerika asmaları, Amerikadaki yurtlarından — toplanıp — dünyaya dağıtılmış bir çeşit asma değildir. Onların her toprağa göre, her Ozüm çeşidine göre, her iklime göre yüzlerce melezi meydana getirildikten sonra kullanılmaya başlanmıştır. Biribirlerile meler- leştirilen bu Amerika çeşitlerinin ber biri ayrı bir vaşıf taşır. Ve bizler bağımızı kurmazdan önce toprağımızın kireç derece- sini, yetiştireceğimiz Üzümün ceşi- dini söyleyerek ona göre en uy- gun bir nevl seçtirmeğe mecbu- ruz. Böylece baştan hesaplı saçi!- miş bir Amerikan çubuğunun Üstüne kurulan bağlar ömürlü, vergili ve filokseraya dayanıklı olur« Bütün Inıll!onyl SON POSTA Morıktı Bırıkın Facla Maznun, Mahkemede Kendı Kendisine Şahitlik Ediyor Kokainin Tesiri Altında Suç Yapan kesz'eal Şğe Adamın Alelâde Farkı | Londra 31 (Mayıs ) — Mistr Rattenbury'i öldüren karısı m- dır, yoksa şoförü mü? Her ikisi de suçu Üzerine — aldığına göre hangisine inanmalı? Jüri heyeti üyeleri dün gece hep bunu düşünmüşlerdi. Fakat bugün bu hususta şüpheleri kalk- miyacaktır. Çünkü beklenmiyen bir hâdise her şeyi birden aydın- latmıştır. Bununla beraber bugün mu- hakemenin — lik celsesinde yeni bir şey öğrenmedik. Misis Rattenbury — kendisine hem şoförlük, hem de — Aşıklık eden genç — Stoner ile birlikte hâdiseden az önce —Londraya gitmişti. Orada genç — Aşıkına birçok eşya almıştı. Üç dört gün kalıp onunla bir karı koca ha- yatı yaşamıştı. Bugün muhakemenin lik cel- sesinde dinlenilen — ilk şahitler kadının bu seyahatı esnasında alış veriş ettiği mağazaların me- murları idi. — Onları dinledik ve onların ağıından — 35 yaşındaki kadının 19 yaşındaki genç âşıkına ne büyük ihtimamlarla baktığını öğrendik. Vakıa bu şahitlerden herbirinin — anlattığı bir roman sayfası kadar meraklıydı. Fakat asıl heyecan verici — safhayı az sonra gördük. * Şahitlerln bu kımm fadeleri bitince Misis Rattenbury'in avu- katı müekkilinin şahit olarak dim lenilmesini istedi, ve o da muva- fakat edince suçlulara mahsus yer- den inerek şahitlere mahsus yere geçti, çok güzel, çok zarif giyin- mişti, yüzünde de ancak hafif bir solgunluk vardı, sakin bir sesle, avukatının sorduğu sua'lere cevap vermiye başladı: — Çocuğumuz Con dünyaya geldikten sonra kocamla aramızda hiçbir münasebet kalmadı, odala- mimızi ayırdık ve iİki lar. Yoksa toprağımız, üzümümüz ve daha bazı şartlar belli olma- dan rastgele alınmış bir Amerikan çubuğuna aşılanan bağlarda türlü aksaklıklar baş gösterir. İşte bazı yerlerde Amerika çubuğuna karşı uluorta söz söylenmesinin hikmeti buradadır. Bilinmelidir ki onlara söz söy- leyenlerin kendilerinde geçmiş bir kusır vardır. Eğer önceden bütün gereken şartları araştırırsalar ve en uygun bir çeşidi fidanlardan alsalar ve bunları kusursuz yetlİş- tirseler hiçbir kötülük görmezler. Bağ yaparken fidanlıklarla, bulunduğunuz yerin ziraat memur- | larile, bu işin İçyözünü bilenlerle konuşmadan hiçbir işe başlama- yınız. Ve uluorta atılan boş lafe lara inanmayınız.— Çiftçi Beylerbeyinde Y. Artun ve Heybeliadada Nihat Cumalıya: Mektubunuza gelecek — sefer cevap vereceğim. — Ç. ©» Ziraat bususündeki müşküllarinlel sorunuz. Sön — Posta'nın ( Çiftçi ) el aize Gevap verecektir. Cinayete sahne olan ev, hâdiseda gerçek noktayı İlk anlatan mürebbiye yaşamıya başladık. Bir müddet sonra ( Stoner ) şoför olarak hizmetimize girdi, gençti, güzeldi, kendisini sevdim ve ona kendim — teklif ederek mestres oldum. Kocam bu münasebetten şüp- helendi, — fakat ihtiyardi, — benl serbest bıraktı. Misis Rattenbury avukatının yeni bir sorgusu Gzerine bâdiseyi anlatmaya başladı: — Stoner ile ( Londra ) dan döndüğüm zaman akşamdı, ko- camı bir. viski şişesinin başında buldum, içiyordu. Birçok para ilgileri ile bağlı bulunduğu aşağı Afrikadan fena baberler almıştı, meraktaydı. Kara düşüncelerini silmek için sayfiyede oturan bir dostumuza birkaç gün — misafir gitmeyli teklif ettim, hoş gördü. Bu dostu telefonla buldum, sonra soyunmak — için odama çıktım. Arkamdan Stoner geldi, telefon Suçlardan Var Mıdır muhaveresini işitmişti, canlı idi: — Misafirliğe giderseu kocanla bir odada yatarsın, ben buna tahammül edemem, diyordu. Ayvukat — Hâdiseyi müteakip polise kocanızı bizzat elinizle öl- dürdüğünüzü — söylemişsiniz; bu ifadeniz hakikate uygun mudur? — Hayır! Ben soyunduktan sonra yemeğe İndim, — kocamı salonda bırakarak tekrar odama döndüm, Stoner tekrar arkamdan geldi. Bu defa büsbütün heye- can içinde İdı: “Artık misafirliğe gidemezsin, zira kocanı yaraladım,, dedi. He- çok heye- Uluslar Ve Vasıfları Alman, İngılız, Amerikan Ve Fransız- 'an Hangısı Tembel Veya Çalışkandır? Muhtelif ulnslara menmmnp maden ameleleri Merak bu yal Bir Fransız fab- h rikatörü — uzun < müddet tetkikat yapmış, araştır- miş, — sorüştür- muş ve dünya üzerinde bulunan başlıca milletler- den dördünün İş- çisinin çalışma- ları ürerinde şu karakteristik ne- içeyi çıkarmıştır: © Amerikalı: mümkün olduğu kadar ax İş ç- karmak için ça- lıişır. Alman : Pek zorlukla - çalışır, Ingiliz: Hiçbir şey — yapmayan bir tembeldir. Fransız: O da tenbeldir. Fakat çok çalışmak kudreti vardır. Fen Bahsi argaların Zekâsı Cenubi Afrikada, Natal şııhf| müzesinin teknik Ernest gür' bir müşahedesi var. Bu zat, bazi memleketlerde göze çarpan kü* çük bir nevi karganın muhafazal mevcudiyet noktasından — şayan" dikkat tedbirine hayret etmi$ Bu kargalar, yuvalarını on, ot beş — metre — yüksekliğindekl demir — elektrik direklerinif Üzerine demirtelleri toplayıp k&” fes haline getirmek suretile yap” makta imişler. Demir direge yt vayı çer ve çöple tutturmak mün” kün olmadığı için bu akıllı kuş: madeni tellerle yuvasını — elektrik teline bağlamakta İmiş. Yuvâ yapmak için bu kuşun çer vt $öÖp yerine madeni toli tercib etmesi bir indlyak hareketi midifı dersiniz|? * Erkeklerde iktidarsızlık hak* i-| kında tetkikat ya” :::"::'Lk:_[' pan doktor M,Iİ Cullag insan hus” visi yelerinin, kandâı belkemiği maylinde ve erkek Idrarında da görülen bir hormof Hraz ettiğini tesbit eylemişti" Bu zat, bir takım iktidarsız «" keklere, işte bu idrarda bulunüü hormonları şırınga etmek suretil! tedaviye çalışmıştır. Bunun vet” cesi, erkek de iktidar artmıştır. x Arjantinli hayatiyat âlimlerin” Ülk insanın | den F. Ameghinsı ilk İnsanın menşe” menşel ini Cenubi Ame rika olarak gösteriyor. Hattdı birçoklarının — yâkın tarihe a olarak kabul ettikleri müstehi” seleri, bu zat, daha eski bir tarihe aitmiş gibi kabul etmek” tedir. Maamafih bu zatın Iddif” larımı kabul edenler pek - azdil" Hattâ onun, pek eski zamanlardi bir adama ait diye gösterdi, bir kafa tasının yeni bir mezaf” lıktan çıktığıda sabit olmuştu!. Bitmenaleyh ilk insanım men$! olarak Cenubi Amerikayı kabil etmek imkânsız oluyor. B moa aşağıya koştum, kocati gerçekten yaralı, kan içinde, bi' koltuğa — yığılmıştı. — Nedimettt refikam ( İren Riggas )1 çağıf” dim, geldi, birlikte tutup kocarti odasına götürdük. Bundan sonf? ne olduğunu bilmiyorum, halı” hyamıyorum ! ,, | * Kdın bunları söylerkan aşıli | Stoner çok — sakin ve birazd/ lâkayt dinliyordu. Kadın sözünü bitirip te şahit yerinden çıkacâi zaman dudaklarının kımıldan' ğını gördüm, fakat birşey söy lemedi. Rels te on dakika İ celseyi tatil etti. (Misis Ratlef” bury)nin sırası henliz geç mişti. Müddelumumi onu tek şabitliğe çağırdı, — mukabil lsticvap yapacaktı, maksadı (Mıı sis — Rattenbury)yi — cinayet!' sonraki hâdiseleri de hatırladı söylemiye sevketmekti, fakat (* vaffak — olamadı, ıııılıl:eın"' bugünkü celsesi bitmek üzere i Stoner'in avukatı söz aldı, g© şoförün alelâde bir cani olm'î: ğını ispat — edeceğini — söyle Herkes tahmin ediyor ki, mak dı delikanlının bu cinayeti kok 4 inin tesirl altında yaptığını İSP etmeklir. nC' Size mahkemenin — sonu kısmını da haber vereceğim.