İttihat Seyrisefain Şirketine Dair Bir okuyucumuz yazıyor: Bal kan harbinden evvel Türk vapur: tuluğunu inkişaf ettirmek içla İttihat ve Terakki Cemiyetinin himayesi altında bir Ittihad Sey» risefain Vapur Şirketi teşekktil etmişti. Birçokları gibi altın para olarak bu şirketin hisso senetle- rinden bir kısmını ben de almış- fim. Şirket Balkan harbinden Sonra ve Harbı Umumi içinde başka ticari işlere de girişmiş, tpeyce de kazanç temin etmişti. arada hissedarlarına hatırı Sayılır derecede temetttü vermişti. Aradan seneler geçti. Bu şir- ket birdenbire ortadan kayboldu. Hisse senetleri de — azledilmiş Muhtar mühürleri gibi elimizde kaldı? Bunlar ne olacak?. Artik hükümleri kalmadı mı?. Kime Ş vuralım 7?. Okuyucularınızdan: M. Ş. Son Posta: Bu hususta ve de- faatle mülga Ticaret Mıntaka Mlldnılllğllıuıı beyanatı çıkmıştır. Görülüyor ki bu —okuyucumuz Büzeteleri takip etmemiştir. Küçük Esnafların Bir Dileği Ben ufak bir sermaye ile ke- te kâğıtçılığı yapıyorum. Memle- kette kâğıtçıların cemiyeti yok- tur. Belediye bütün eanafı tescil tttiği ve cemiyetlere yazdığı şu fırada bizim cemiyetimiz olmadığı İçin biz Ticaret ve Sanayi Odası Ük san'atkârlara mahsus şu- beye kaydedildik. Bu meyanda ben de kaydımı | Yaptırdım ve 24536 numarayı aldım. Hılbukl Belediyo tescil bizi ıımııııdlyıı sık ştırıyor. ada kaydımız. olduğu — için Yeniden tescile Jlüzum yoktur, diyoruz, bir türlü anlatamıyorur. ağımı şaşırdım. Bu hu- aret ve Sanayi Odasın- dileğimiz şudur: Oda bizim * küçük ssnafın — tesciline yoktur ,, diye bir tebliğ kurtulmuş olacağız. Kese kâğıtçı Ekrem Ankara Tahtakalelilerinin Bir Dileği Aıkırıdı ':ıh!;ılııhdı san vardır. Maazallah Pislikten, ğıküftoıı ııçilıııyıcx ede fena kokar. Esnaf ve bu sandığa akla gelmedik Yeyler atarlar: okmuş yemekler, fareler, çürümüş etler, balıklar, ef sular, gübreler vesnire, âire.. Hele ortalığı bir de sıcak 5'llırılı mı bu sandıktan yüz e ilerisine kadar fena, daya- az bir koku yayılır. Çöpçüler Çöpleri ancak 24 saatte bir ltırlar. Tahtakaledeyiz C a Ne ya dan kin bir e boşale "'uılıkuıı çıkalım mı? Belediye- buna bir çare bulmaktan halde Aciz değildir !. Ankara Tahtakalode okuyu- cularınızdan : | : Enver Özalp H ge ) Adapazarı, Yahyalar mahallesinde Hacere: hıg memurların size yaptığı ha- Mnı ise iki cihetten ker dava ediniz. Vazifesini yap- :'—k!ıı ve medeni bir erkeğin wlııl terbiyesi olan kadına hör- tet göstermemekten ve haka- tlmekten... b x _ılx-uım;mı. heyeti ihtiyariye aza- #a Bay Mehmet Mustafaya: Mtklı.bu'mı çok — karışıktır. e ittediğ iğinizi anlıyamadık. Daha yazı nveşredelim '—. SON POSTA ——— YTarihi uısahabe Şehnameci Seyyit Lokman / Ve Minyatürcü Osman Bu müsahabeyi, iki güzel Türk minyatürü önünde duyduğum tad ve derin heyecan dolayısile yazı- yorum. Saygı değer - okuyucula- rıma da şu sütunlarda — sunulan o resimler, Türk minyatürcülerinin en İleri gelenlerinden olan Osma- nın sülün tüyünden yapılma fır- çasından çıkmışlır ve şehnameci Seyit Lokmanin — “Hünername,, adlı eseri için yapılmıştır. Lokman ile Hünernameyi an- latmadan evvel şehnamecilik ve şehnameciler hakkında bir iki söz çiziktirmek isterim: Şehname- cilik, tarihi vak'aları edebiyat bakımından sıralıyarak şlir kılı- gına sokmak demektir. Bu işi yapanlara şehnameci denirdi. Şehnameler tarih olmak- tan ziyade şiirdir, şehnameciler de müverrih değil, — şairdir. Fatih Sultan Mehmat, kendi ailesi ta- rihinin çehn tarzında kaleme alınmasını — şairlerden — Şehdiye emretmiş, İkinci Beyazıt ayni şeyi mensur olarak Bitlisli Idrise yap- tırmış ve Yavuz — Selim, edebi kudretlerine güven beslediği Talil ile Sücudiye İran harplerini yaz- dırmiş ise de onların — hiçbirine şehnamecl adı verilmemişti. Bu | ağaç, hayvan ve çiçek resimleri İyıpıLııç, yer yer altın tozu serpilmiştir. Yazılar talik denilen | | çeşittedir, siyah mürekkepledir. | Şiirler muhtelif boyalarla yazıl- | mıştır. Kim olduğu henüiz lâyıkile | bilinmeyen “ Üstad Osman,, adlı yüksek minyatürcü, altmış beş resimle hünernameyi değer biçil- | mez bir yüksekliğe çıkarmıştır. Hünernamenin bu resimleri taşı- mıyan herhangi bir nüshası ni- hayet bir tarihçedir. Fakat bu nlsha bir san'at harikasıdır. Oradan bu sütunlara geçirdi- ğimiz iki resimden biri Kanunt Süleymanın oğulları için yaptığı sünnet düğününü gösteriyor. Bu düğün (27 Haziran: 1530) da Atmeydanında yapılmıya başladı, üç hafta sürdü ve Kâğıthanede yapılan büyük bir at koşusile bitti. Büyük — san'atkâr Osman, bu resimlerde yalnız minyatürcü- lük bakımından pek yüksek bir kuüdret — göstermekle — kalmıyor, bize Atmeydanının — o tarihtekl şekli hakkında da canlı bir ve- sika vermiş oluyor. Resmin birine dikkat olununca görülüyor ki meydandaki yılanlı sütun bugünkü gibi değildir. Sü- tunu üstünde yılanların başları ve yanlarında da iki direk vardır. Demek ki üstat Osman, yılanlı direğin tam şeklini — görmüş ve onu resmine öylece geçirmiştir. Istanbuldaki anıtların (âbide) en eskisl olan bu taş, milâttan 497 yıl kadar önce yapılmıştı. Altın bir ayak üzerinde — duruyordu, Üç metre kutrunda bir altın vazo taşıyordu ve “Delf,teki Apollon mabedine armağan edilmişti. Biri- birine sarılı olan yılanların kafa- ları deve boynu biçlminde bökü'- dükten sonra — yanları biribirine eşit bir müsellesin üç — başını vücude getiriyordu. Altın vazo, işte bu Üç baş Üzerine konulmuştu ve anıt daha Istanbula getirilmeden önce vazo, kaybolmuştu. Türkler Istanbulu ele goçlrdlkhn sonra, — bütün vazifeyi resni işler arnsına sokan | Kanuni Sultan Süleymandır ve ilk şehnameci Arif mahlasını kullanan | Fethullah Çelebidir. Lokman, bu şair — memurların Üçüncüsüdür, | Şirvan Türkmenlerinden olup ayni | işi yapmış olan Eflâtunun yerine | şehnameci — tayin — olunmuştur. (1568) Lokmana otuz dört bin akçe geliri olan bir zinmet verilmişti. İki yardımcısı, birkaç ressamı, tezhipcisisi ve hattatlari vardı, bu kuruluşa göre — şehnameci, kalabalıkça bir — kalemin — şefi demekti. Lokman, — Kanuninin tercümcihalini yazarak adını Hü- anername koydu. İkinci Selim için bir. Zafername, Üçüncü Murat için bir Şehinşahname kuleme aldı, Üçüncü Mehmetle Eğri ve- ferine gitti, dönüşte - eski eser- lerini yeni diye yutturmaya çalış- mak suçile - azlolundu. (1506) Hünernamenin şimdi Üniversite kitaphanesinde bulusan nüshası 29X43 boy ve eninde Üüç yüz varaktan — ibaretlir. — Kâğıtlar, renklidir, — sayfaların üzerine * yazıyı bozmiyacak - biçimde - kutusu: 7681 İstanbul 'elgraf 1Sooposta 'Teleton : 03 İ l (EERTERAA A L I LöDeamnan Haraamemeaağ, anıtlar gibi, yılanlı sütunu da korudular. Nitekim üstat Osman da, san'ata gösterilen bu saygıyı kendi fırçaslle tevsik ediyor. Bu yılan başlarının ne vakit düştüğü belli değilse de ya bir sarsıntıdan veya Budinden getri- lip at meydanına dikilmiş olan heykellerin kaldırılması sırasında yüz gösteren bir galeyandan dolayı kaybolduğu tahmin olunur. O haşlardan birinin Üst — çencsl bugün müzede görünlüiyor. Resimlerden birinde de Ibra- him paşanın Budinden kaldırarak Atmeydanındaki konağı önüne diktirdiği heykel görünüyor. Bun- lar (1526 ) da Macar payitahtın- dan İstanbula yollanmıştı. Tarihte, Ibrahim Paşanın Büdinden üç tunç heykel kaldırttığı yazılıdır ve bunların Hergül ile Diyana ve Apllona alt oldukları da kayde- dilmektedir. Ustat Osmanın res- minde yalnız bir heykel görün- mekte ve fakat heykelin iki Insan temsil ettiği anlaşılmaktadır. Bu heykelierin Osmanlı edebiyat tarihinde de yeri vardır. Figani adlı bir şair, padişahlık kudreti üstünde bir varlık taşıyan Ibrahim Paşayı — hicvetmek, — müteassıp halk önünde küçük düşürmek için o heykellerden İstifadeye kalkış- mış ve alık bir yiğitlik taslayarak: * Bir Halili evvel gelip esnamı etmişti şikest - Sen Halilim şimdi geldin, balkı ettin putperest ,, beytini söylemişti. Gerçi bu söz, aslında onun değildi, Acemcesi yardı. Fakat Figani tarafından Türkçeye çevrildiği için Ibrahim Paşa son derece sinirlendi, geveze şaire dilinin cezasını çektirmek istedi ve onu uyuz bir eşek tetüne bindirip İstanbul sokakla- rında — dolaştırarak — çocukların yuhalarile bir iyi maskara ettikten sonra astırdı. Işte iki minyatüirden doğan iki uzun sütunluk yazı. Hünerna- menin bence ne edebi, ne tarihi değeri vardır. Lâkin Ustat Or- manın minyatürleri, birer şahe- serdir. Bundan — dolayı Kültür Bakanlığının onlara ilgi göster- mesini ve minyatürleri kitaphane köşesinde saklı kalmaktan kur- tarmasını diler,m. Onları — sayfaları — arasında taşıyan bir kol'eksyon, her salonda sevgi uyandıran ve ulusal gururu okşayan bir süs teşkil edecektir. M. T. Tan Sayla 7 Hangi Mektebo Gireceksiniz ? üksek Mühendis lMektebı Mektep meccani leyli ve ne- | hari olarak iki kasımdır. Kayıtla- ra her sene eylül başlangıcında başlamır, 22 eylülde bitirilir. Ka- bul edilecek talebenin şu şeralti haiz olması lâzımdırı Türk vatandaşı olmak, hüsnü- hal sahibi bulunmak, ilel ve em- r x. sariye ile malül bulunmamak, hâl ve sıhhati tahsile müsait ol- mak, lise tahsilini bitirmiş olmak, | yaşı birinci sınıfa girecekler İçin | 25 den yukarı bulunmamak. Ayrıca mektebe kayıt olmak isteyenlerin şu evrakla birlikte mü- racaat etmeleri lâzımdır: İstida, nüfus kâğıdı veya su- reti (musaddak), lise şehadtena- mesl veya sureti (musaddak), altı fotograf, aşı kâğıdı. Bu kevrak uzak — yerlerde bulunanlar tarafından posta İle de gönderilebilir. Ancak meccani leyli olmak isteyen taşralılar kay- dın sonuncu gününden evvel tali- bin mektepte bulunması ve veri-» lecek dubul kâğıdını doldurarak mektep doktoru tarafından muas yene olması lâzımdır. Bu müra- caatı yapmayanlar müsabaka İm- tihanına giremezler. Nehari de- yam etmek İsteyenler tedrisatın başlangıç gününe kadar mektep doktoruna müracaatla muayene olunmaları icabeder. Meccani leyli olmağa talip o« lanlar fazla olduğu taktirde mü- sabaka imtihanı yapılır. İlk sene ilk sınıfta muvaffak olamıyanlar leylilik haklarını kay- bederler, Üniversite Fen Fakültelerin- den mezun olanlar, yalnız fakül- tede gösterilmeyen — derslerden imtihan edilirler. Sorgulara Cevaplarım Aksarayda Bay K. Şen Ere: — Yaşınız müsaittir. Nafıa Fen Mektebine girebilirsiniz. Bu mektep aynı zamanda leylidir. Daha fazla tafsilât almak ister- seniz 2 Haziran tarihli gazetemiz- deçikan — bu mektebin kayıt ve kabul şartlarını okuyunuz. * Akşehirde Bay Nazml Kemaler — Hava mektebine girebilir- siniz. Bu hususta 3 Haziran ta- rihli gazetemizde mufassal malü- mat vardır, okuyunuz. * Erzarumda Ahmet oğlu Bay Rah- miyet: — Darlüşşafakaya anasız ba- basız veya yalnız babasız çocuk- ları alırlar. Bu çocukların 13 ya- şından büyük, 9 yaşından küçük olmaması lâzımdır. Darüşşafaka- nin kayıt ve kabul şartlarını 1 Haz'ran tarihli gazetemizde bulabilirsiniz. Mektepçi GaverceveREERASRLer ee LeRCEDESECENETEEERERRASe e cArKESerEeNA POYÇE ORİENT BANK Dresdner Bank Şubesi Merkezi: Berlin Türkiyedeki şubeleri: Galata - istanbul - izmir Deposu: İst. 1ütün Gümrüğü * Her türlü banka işi *