» Her hakkı mâhtfuzdür. « j 4 OSMANLI SALTANATI GÖCERKEN (Mütareke devrinin tarihi ) » Yazan: Ziya Şakir No. 47 h 7/6/35 Ittihat Ve Terakki Fırkasının Metrük Servetini Paylaşmak İstiyenler Vardı En ziyade ikinci maddenin Üzerinde — duranlar, bu —mesele hakkındaki iddialarını şu suretle tespit ediyorlardı: — Bir firka, bir şahsı manevidir. Bu şahsı manevl ölünce veyahat dağılınca bunun metrukâtı hükümete ait olmak İlâzimgelir. Ittihat - Te- Fakki rüecsası, kaçmışlar ve dağık mışlardır. Şimdi nasıl oluyor da bir takım zevat ortaya çıkıyorlar.. (Bu servoti metrüke, bizimdir ) diyorlar. Ne gibi zulümler ve maksatlarla Idhar edilmiş olduğu malüm olan İttihat ve Terakki (servetl metrükesi ) hakkında mi- lete izabat verilmeli; hükümet te bu servete vazıyed etmelidir. Teceddüt fırkası, ne bu vek veleli taleplerin aksini Iddia ede- cek; ve ne de, bu bücumlara mukavemet gösterecek vaziyelte değildi. Hettâ, siyasect sahnesim de mühim bir rol oynamak isti- dadından — bile — mahrumiyetini göstermekte idi. Çünkü eleman- ları arasında, İttihat ve Terakkl- nin cüret'kâr ve zikudret- şahs- yetlerinden hiçbiri mevcut değildi. Netekim; aradan birkaç gün ge- çer geçmerz, bu zayıf kütle - ar- kasında iyi veyahut fena - hiçbir z birakmadan erimiş, ortadan silinivermişti. (İttihat ve Terakkinin milyon- ları ) meselesine gelince: Bu da Mmübalâğalı bir efsaneden Ibaretti. Hükümete vukübulan mütcaddit İhbarlara nazaran, (İttihat ve Te- takki Cemiyet ve fırkası ) nın Berveti, (kırk milyon lira ) radde- sinde idi. Ve yine rivayet ediliyor- du ki, İttihatçılar kurnaz dav- ranmışlar, bu parayı küml'en Avrupa bankalarına yatırmışlardı.. Halbuki Ittihat - Terakki rüesası latanbuldan firar ederlerken Mer- keziumum! kasasından on para bile almamışlar; ancak Sapancalı Baki Beyin verdiği iki bin liradan Ibaret pek uz bir para İle savuş- muşlar; gittikleri yerlerde de pek sıkıntılı. bir hayat içiade yaşa- mışlardı. Rüesanın — firarını müteakip ( merkeziumumi ) binası hükümet tarafından basılmış ve taharri edil- Mmişti. Elimizde bulunan vesaike Bazaran (1) merkezlumumi kasa- sında, (yüz kırk bin Kralık muh- telif tahvilât ) tan- başka hiçbir Şey zuhur etmemişti. Cemiyetin başlıca servetini teşkil eden ( on bin lira) ise, fırkanın infisahı gü- Bü, ( Teceddüt fırkası ) na — veri- Mmiş ve bu para da teşkilâta sar- fedilmişti. İşte birkaç gün, mat buat ve efkârıumumiyeyi heyecan ,*e dedikoduya sevkeden ( Teced- “düt fırkası) İle (İttihat - Torakki- Bin milyonları) meselesinin İçyüzü, bundan ibaretti. Yine mütarekenin ilk günle- Tinde eski Sadrazam Prens Sait m Paşa tarafından ( Muhafa- Zakâran fırkası ) namile bir fırka teşkil edilmişti. Bu fırkanın prog- Tamının esası, - ayaen - gu iki Maddede gösterilmekte idi: 1 — Devleti Aliyei, Ozmani- Yenin saadeti hazıra ve müstak- b=|ıııi, ancak ahkâm ve hakayiki (î]îiıllyı “Nazıri — Abdurrahman Beyin bazı notları. I islâmiyenin hüsnütatbiki ile hasıl olabileceğinden, esasatı mezküre- nia ihtiyucatı zamana göre tatbiki; ve bu suretle devlet ve milletin sandet ve selâmetini temin eyle- mek çaresinin istikmali. 2 — Kanunu Esasinin; Mileti Osmaniyenin ihtiyacatı hakikiye, esasatı İçtimsiye —ve — âan'anatı (müstahsene) sine daha ziyade tevafuk edce>k bir surette tadill esbabının tehiyyesi, Görülüyor ki, bu program tam bir (medrese) lisan ve zihniyeti ile yazılmış basit ve basmakalıp bir. tekerlemeden - ibaretti. Ne asrın — siyasetini okşayacak ve ne de o günlerin felâketine karşı koyacak — hiçbir. ciddiyet — ve hakikatı ihtiva etmemekte idi. Daha gariptir ki, fiırkayı bizzat teşkil eden -koca Oksfort mezanu- Salit Halim Paşa kendisine müra- caat eden bazı hırıstiyanlara ; — Fırkamızın esas - umdesi, (Adalet) tir. Tabisdir ki hırıstiyan- lar da buma taraftardırlar. Biz adaletir (ahkâmı islâmiyeye teves- sül) de görüyoruz.. Bu fikrimizi kabul eden hıristiyanların, bize Hiltihak etmeleri tabiidir. Demişti... Bu sözler, bir nevi (din propagandamı) mahiyetinde idi. !hassa ©o esnada böyle bir fikri ortaya atmak, hem gülünç ve hem de çok büyük bir tetbir- sizlikti. Ayni zamanda Türk mil- letini izmihlâl ve felâköte sürük- Jeyen esbap ve avamile karşı, en küçük bir fayda bile temin ede- mezdi ve edemedi. Bu fırka da - teceddüt fırkası gibi - ciddi bir şekktil ve siyasi bir mevcudiyet gösteremeden sönüp gitti. Mütareke devrinin doğurduğu teşekküllerden biri de, Ahmet Rıza Beyin vücuda — getirdiği ( Vahdeti Milliye Cemiyeti ) İdi, ve bu cemiyetin siyaset sahasında görünmesi de şu suretle * husule gelmişti.. Ahmet Rıza Bey, padi- şahın arzusunu yerine — getirmek için var kuvvetini — sarfederek Izzet Paşa kabinesini devirdikten sonra, (sadaret makamı) nın kenr disine bahşedileceğini Ümit et- mişti. Fakat dimağında — tasarla- dığı işleri büyük bir - sinsilikle saklamıya muvaffak olan padişah, © makama Yevfik Paşayı geçiri- vermişti. Ahmet Rıza Bey, hiç ümit etmediği bu hâdiseden do- layı padişaha gücenmişti. Lâkin bu iğbirarını hissettirmekten içti- nap eylemişti. Tevfik Paşa kabi- nesinin de uzun müddet İIktidar mevkiünde kalamıyacağını tahmin ediyor, (makamı sadaret)in, nasıl olsa kendis'ine mukadder olduğu zannına kapılıyordu. Taliin bu mes'ut cilvesini bek- leyen Ahmet Rıza Bey, şimdilik Ayan reisliği ile iktifa eyliyor; padişah ile hasıl ettiği sıkı ra- bıtayı koparmak İstemiyordu. Yi- me bermulat saraya devam edi- yor; devlet umuru hakkında pa- dişahla görüşüyo; kendisini derin bir alâka ile dinleyen Vahddettin üzerindeki tesir ve — nüfuzuna emin bulunuyordu. Fakat Ahmet Riza Beyin bütün Ümit ve emniyetleri bir- denbire — sarsılmış.. — Padişahın kendisine bir harf bile söyleme- den Meb'usan — meçlisini dağr tivermesi, Âyan reisinin padişah nezdinde hiçbir kıymet ve ehem- yeti halz olmadığını pek açık bir surette anlattmıştı. Ahmet | Rıza Bey, bu darbe karşısında, gşaşırmıştı. Çünkü, Meb'usan mec- Hsinin feshi üzerine mefluç bir halde — düşen Âyan meclisi riyasetinin de, artık hiçbir hüküm ve nüfuzu kalmamıştı. ( Arkası var ) ( ToEIınhlır; Davetler ) Mimarlar Yine toplanmak Teşebbüsündedirler Türk Güzel Sanatlar Birliği Mimari Şubesi Rels- liğinden : 31/5/935 Cuma gün- kü idare heyeti seçimi ekseriyet olmadığı için yapılamamıştır. Bu defa 8/6/935 Cumartesi günü saat 15 de kat'i kongre toplanacağından merkez binası olan Alayköşküne bütün âzanın mutlaka gelmeleri ilân olunur. Son Posta: Birkaç defadır top- Tanamıyan Mimarların bu defa toplanmaları İoşazllah müyesser olur diye bu yazıyı basıyoruz. Bugün için — fikir terbiyesile vücut terbiyesinin atbaşı beraber gittiği bir hakikattir. Medeniyet sahasında İlerleyen her ulus, bun- lardan yalnız birine değil, ikisine birden ve ayni derecede ehemmi- yet ve kıymet vermek — mecburi- yetladedir. Bazı memleketlerde bu vazifeyi görmek için tesis edilmiş husust mektepler dahi — vardır. Resmini gördüğünüz bu — grup, Pariste, madam Simon Jak Mor- tanın tesis etmiş olduğu enstitü talebelerini göstermektedir. Bu mektepte, talebe, Üç safhadan geçmektedir. Tik safhada, muntazam bir Yeni Neşriyat: Kadın Ve Sosyalizm Armulusal içtimaiyatçı August Bebel'in bü değerli kitabı Sabiha Zekeriyanın kalemile — Türkçeye çevrilmiş ve “Dün ve Yarınğ,, tercü- mef külfiyatının 33 üncü kayısı olarak çıkmıştır. feye çıkan. bu kitabın bilhassa kadınlarımızı alâkadar eden pek | Kitapta | çok bahisleri — vardır. “Kadmın,, birçok yerlerde aldığı vazifeler psikolojik bir dikkatle tebarüz ettirilmiştir. Ezcümle ip- tidai cemiyette kadının mevkli ile başlıyan birinci fasıldan son- ra kadının ana ve babâ arasın- daki mücadelesi, din tesirleri, saray hayatındaki rolü, yaradılışı. cinst insiyakı, evlen- mesi, Hile yuvasında boşanma, bozuşmada yaptığı — tesir gibi mevzular okunmıya, düşünülmeye değer şeylerdir. Bundan sonraki fasıllarda — “Fuhuş ve Cemiyet,, “Sanayide Kadın,,, “Ev hayatın- da, inkılâp,, vesair bahisler kita- bin canlı kısımlarıdır.. Kadının bütün hareketlerini, — Sosyalizm Üzerindeki — tesirlerini, — cemiyet içinde toprak, —sanayi, ekmek kavgalarını August Bebel'in bu kitabında alâka ile okuyacak- Sınız. Ülkü: — Ankara Halkevleri merkezi tarafından ayda bir çı- karılan bu fikir, san'at ve ülkü mecmuasının 28 İncl sayısı çık- mıştır. İçinde Atatürkün, İsmet Inönünün ver. Pek erin söylevleri, Zeki Mesut, —Hüseyin Namık, Malik Aksel ve diğer yazıcıların alâkalı yazıları vardır. Fikirler: — Izmirde çıkan bu kültür mecmuasının 129 uncu sayısı İntişar etmiştir. Hafta * Hafta ,, mecmuasının bu sa- vücut terbiyesi ile beraber fenni surette top oymamak, İp atlamak ve ciğerlerle — mkı alâkam olan nefes talimleri yapılmaktadır. Bu safha bittiği zaman, vücut kendisine verilmek istenllen — ter- 400 kösur sahi- | üzerindeki | Bi j Dünyanın Benzerleri Arasında En Başta Gelen Fikir Terbiye r Vücut Ve 'Mektebi TIRAŞ BIÇAĞI Dünyanın en mükemmel Tıraş bıçağıdır Şimdiyo kadar icat olunan bütün tıraş bıçakları arasında en mükem- mel ve en fevkalâde olduğu ta- hakkuk etmiştir. Piyasada mevcut tıraş bıçaklarını şaşırtınıştır. Hasan tıraş biçağının 1 - £ - 3- 4 numa- ralı gayet köskin ve hassas taral- ları vardır ki her bir tarafile lâakal on defa tıraş olmak kabildir. Bu hesapla 6 kuruşluk bir adet Hasan tıraş bıçağile 40 delfa ve islak bardak ile bilendikte yüz dela tıraş yapılmak mümkündür ki dünyanın hiçbir. bıçağında bu meziyet yoktur. Hasan bıçağı iste- diğiniz halde başka marka verir- lerte aldanmayınız. T den sakınınız. Fiatı: 1 adedi 6 kuruştur. 10 adedi 45 kuruştur. Hasan deposu: Ankara, Istanbul, Beyoğlu yısı ilâveli ve çok dolgun çık- mıştır. Bu sayıda İstanbulun dört köşesinden bahseden çeşite yazı- lar, resinidler ve tablolar vardır, Galatasarayın tarihine ait te canlı bir yazı “ Hafta ,, nn bu sayısını süslemektedir. biyeyi kabule müstalt — bir hala gelmiş olur ve talim terbiye saf- hası buradan başlar, ağızla veya bir aletle çıkarılan — ahenkli bir sesi, vücut, alacağı şekille ifade eder. Üçüncü safha ise, bu yolda ilerleme ve kaldelerden kurtula- rak yaratma — safhasına girme vaziyeti ve devresidir. Mektebin gayesi musiki vası- tasile doğurulan ha-eket sayesinde bütün vücudü ahengin icaplarına riayete alıştırmak, — bu suretle vücude öyle bir çeviklik vermek- tir ki dımağ da vücudün azası üzerinde mutlak — bir hakimiyet temin etsin. b B BC BAD OA G el .. ga zakel. ADi lll Te 4 5 x j :