w7 Hariran İsvi çre Sosyalizmi İstemedi Dünyada iktısadi srkinti çeken slardan biri de İsviçredir. Bu sıkın- tin derecesini anlatmış olmak İçin Büu kaydetmek lâzımdır ki 1929 dan Hüne kadar İaviçrenin ihracatı, » 437 franktan 167 franga sizlik nisbeti de, her ay liyen artan bir hızla baş dürecek bir hal almıştır. Sebep Salümdür: — Kontenjanlar, — gümrük AöYarları. buna çare olmak Üüzere İçtede İki şekil düşünüldü: 1 — Bugünki ökonomik - vaziyeti Üsün ihtiyaçlarınna uydurmak, bu 'tde hayatı ucuzlatmak ve ökono- faaliyete hız vermek 2 — Bir nevi sosyalizme giderek bükümetçe — iş Sehtaç — kimselerin Malal sür tmek etile bakimtnı temii Bu ik n bizini tercih ’.':: ulusun kendine ait bir haktır. ı__d-. dolayıdır ki bu. İki şeklin İ de genel oya ( ârayıumumiyeye) *dildi. Bunu yapmak İçin de sos- Nitlerle komünistler ve radikallar, —rınduııı gitmek için lâzım olan M den çok fazla rey topladılar. Tam bin rey elde edebildilör. Bu sayı, ğ.ı—ı Aranın Üçte biri demekti. Bu j " reyin bu mevzu —Üzerinde ::'ııın.ı. da, ökonomik sıkıntının 'detini gösterir. bçter bu istek kabul olunsa İdi, ,."“ı Hcari ve sinat teşebbüsler “'-n. kontrolu altına konmuş ola- ,_ıh Fakat İsviçre ulusu, 426 bim ..' karşı 556 bin reyle bu lsteği _:"mı ve bu suratla İsviçre, çok y ._"'luı bir sosyalistleşme teşebbüsünü tepmiş oldu. A , Eski Paral | , Banyada Tarihsel (Ta- W ) Bir Define Bulundu ç Herlim, 6 (A.A.) — Pomeranyadaki Pancar tarlasında iki bin gümüş ,.ıbuıuııııu.ıuı. 1754 ve 1714 yılla- N3 basılan bu paralar, bir çoraba "uı.." ve eski bir kaba yerleştiril. listanda Yeni Mahkümlar Kulkütta, 6 (AA.) — Bir elek- K'.Mh"'" makinelerini bormuş İit kişilik bir çetenin Üyeleri üç ile N İ Ğ iki sene arasında hapls ceza. çarptırılmıştır. Edebi Tefrikamız SON POSTA HARİCİ TELGRAFLAR Almanya Bir Filo Kazanıyo Beş Zırhlı, 6 Moskovadaki Fransı Elçisi Sovyetlerin İKaradeniz Donanma sını Tetkik Etti Motkova, 6 (ALA) — Alman haber alma bürosunun Tas ajansın- dan alarak verdiği bir habere göre, Fransız Büyük Elçisi Alfand, Sivas- topola giderek orada Sovyetlerin Karadeniz filosu komutanı ile uzun bir. görüşme yapmıştır. Elçi, deniz filosunu tanımak isi göstermiştir. Büyük Harp Kııııııııdııılıı-ııı-ıı dan Bir! Daha Öldü İ Hanovre, 6 (ALA .) — Genel har4 : bin en simalarından olan General F singen bugün 85 yas gonda ölmüşt Amerikada Nân Edilecek Y arım'Minon İşçi Greve Hazır ! Vaşington, 6 (A. A.) — Kömür endüstrisinin — durluğu İçin verilen lâyıhalar — kongrede — onaylanmazsa Cumur relsl Ruzvelt, grevleri yatıştır mak için Örfi idare iİlân edecektir. 450,000 kömür İşçisi ayın 17 siade grev yapmak hötleminde (tebdidinde) bulunmaktadırlar. Toledo, ( Amerika ) 6 — Elektrik fabrikası işçileri, grev yapmışlar ve gşehria bütün endüstrisini folce uğrat- mışlardır. Fakat İşçi gündeliklerinin yüzde yirmi arttırılması için konuşmalara başlandığı için şimdilik — greveller işe başlamıştır. Vaşington, 6 (A.A.) — Bir tahmi- No Yazan: Mahmut Yosarl Çam Tırtılları pencere kenarındaki oturdu, sokağı seyre baş- Buraya ilk geldiği günleri dı., kadar sıkılmış, Üzülmüştü? iki şimdi ne otel, ne de *donı. yabancı, soğuk gel- u. | H'Cır. Huriye kadının getir- Ek.h' ü içti. Ve sokağa ba- N& bekledi. Dakikalar uzuyor, N!lçmok bilmiyordu. Iş*: kadar beklemişti, bilmi- İan Sofada ayak sesleri oldu; k"'hk kahkahaları duyuldu. (a" bunların arasından, genç h —in sesini ve gevrek kah- h'l tanır gibi oldu. 'ş.ld'll sonra, odanın kapısına x“' Huriye kadın girdi: Aa , Zabitin — misafirleri - gitti; B'kllycn—. yerinden — fırlamıştı; hd tindeki — odanın * dürdü. Kapıyı tıkirdattı. _.î')'l tıkırdatır. tıkırdatmaz, Ççevrilmişti. Cevat Bey, bakıyordu: mjur Hacer Hanım! — Bonjur Cevat Beyciğim! Jandarma mülâziminin güler, şen yüzü, Hacerin sıkıntısını — gi- dermiş, — bir güneş — gibl içini forahlatmıştı; o da gülüyordu: — Misafirleriniz, canınızı sık- mamışa benziyor! Cevat Bey genç kadına yer göstermişti: — Tahmininizde, yanılmadınız, Hacer Hanım.. —Mehmet Beyin terbiyesi verilmek Üzere... Şimdi nerede ise, Demir — Ağa gelir... Zihni Efendi, Demir Ağayı ara- mıya gitti.. Hacer, başını salladı: — Tevekkeli, onun için orta- larda yok.. Genç zabit 'de Hacerin karşı- sına oturmuştu? — Doğrusu Zihnl Efendi, bu işte çok Aaçıkgözlük — gösterdi. Mehmet Beyi de — adamlarını da öyle bir atlalış atlattı ki şaştım. Demin müddelumumi bey de bu- rada İdi; Zihali Efendinin maha- retini, o da tasdik etti. Mehmet Bey, pek fena gafil avlandı. Hacer merakla dinliyordur 66 Kruvazör Moskovada Fraasiz vlçisi Allmsu Örfi Idare Koca Bir Şehir Bomboş Kaldı! Şimdi Oradan, Dayanılmaz Bir Ceset Kokusu Yükseliyor Simla, 6 (A.A.) — Zelzeleden sonra binlerce cesedin gömülü bulunduğu indan yükselen dayanıl- dolayı Kuettadaki yer- durmüştür. — Artık hir, süel (askeri) bir kordonla çevrilmiştir. Hindistan Ve İngiltere Londra, 6 — Avam — Kamarası Hindistan temel yasasındaki wlahat kanununu onaylamıştır. me göre Ruzvelt gelecek yıl ulusü, kendisi ile yüce divan arasında bir tercih yapmıya çağıracaktır. Ve Torpito Fakat, İnğizlerin - De Karşılıklı Şartları Var Londra, 6 (A.A.) — Alman delege- leri, Almanyanın savaş — gemileri tonilâto — tutarının — İngiltereninkinin yüzde otuz beşi derecesinde olma; İstemişlerdir. Bu, beş zırhlı 16 kruva- zördür ve 50 torpitoluk bir filodur. Resmi olmayan deniz çevrenlerinde söylendiğine göre, İngilir delegeleri Alman savaş gemileri için şu nisbot- leri isteyeceklerdir: * Büyük kruvazörler 35.000 tondan aşağı olacak ve toplari 12 pusu aşmıyacaktır. — Hafif — kruvazörler 10.000 ton olacak ve topları 6 pusu aşmıyacaktır. Londra, 6 (A. A.) — Evvelce bu sabah toplanmağa karar vermiş olan İngiliz ve Alman delegeleri, akçam Ostü Deniz Bakanlığında toplanacak- lardır. Bazı — çevenler, programda yapılan bu değişikliğin Alman dole- gelerinin Berlin üe konuşmaları lüzu- mundan doğduğunu söylemektedirler. Japonyanın Çinden Bir Isteği Nankin, 6 (A.A.) — Japonya hükümeti, B. Yuşu-Sungun Şihli ilbaylığından kaldırılmasını iste- mişti. Çin hükümeti B. Yuşuyu Kansi ve Şansi ilbaylıkları — müdafaa komiserliğine atadığından bu 80- rum kapanmış bulunmaktadır. Yunan Donanmasının Akde- niz Manevrası Başlıyor Atina, 6 ( Hususi ) — Yunan donanmasının ayın on beşinde Akdenizde yazlık manevralarına başlıyacağını Atina — gazeteleri yazıyorlar. Gönül İşleri Mevki Farkı r! Evlenmiye . . J. Mani Midir ? İyl tahsil görmüş, fakat fakir bir aileye mensup bir genç kız, bana ictimat mevkli kendisinden yüksek bir gençle seviştiğini ya- zıyor. Bu genç, kızla evlenmeğe taliptir. Fakat kız aralarındakl mevki farkından dolayı korkuyor. Kız güzeldir, sevimlidir. Tahsil ve terbiyesi de yerindedir. Fakat bir gün fakri yüzüne vurulur di- ye Üürküyor. Bu kızın telaş etmesine sebeb yoktur. Çünkü bizde aristokrasi yoktur. Bizde keskin hatlarla ay- rılmış sınıflar teşekkül etmemiştir. Hiç kimse bizde diğerine nisbetle mevki yüksekliği Iddia edemez. Karı ile kocayı ayıran en bü- yük fark tahsil ve terbiye farlıdı?. İyi bir mevkil olan adam, yalnız tahsil ve terbiyesi geri bir kızla evlenmekten korkabilir. — Fakat siz neden korkuyorsunuz ? * *“10 aydanberi bir gençle tanışıyor ve sevişiyorum. Genç vaziyeti iyileşti- Bi zaman evleneceğimizi söyliyor. kat şimdilik nişanlanmıya bile y miyor. Bu gencin evlenmek niyetinde olduğunu zannoder misimiz? Muamma Onu bir iki imtihana tâbi tu- tun, vaziyetin ne suretle, ne va- kit düzeleceğini Ümit ettiğinl an- lamıya çalışın. O vakit sözüne İaanılıp — inanılamıyacağını — anla- makta güçlük çekmezsiniz, x Bir kız nerelerde ve ne vakit şapkasız gezebilir? Bu hususta beni tevir eder misiniz? Piraye Şehir. içinde, düğünde, lokan- tada şapkasız bulunulamaz. Fakat kırda, gayri resmi yerlerde şapka- sız gezilebilir. Balo ve opera gibi tiyatrolara da resmi kıyafetle gidi- lir ve kadın suvare elbisesile şap- kasız bulunur. TEYZE ——— ———————— — — Zihni Efendi neler yaptı? Jandarma mülâzimi, kollarını açarak bir kahkaha attı: — Neler yapmadı ki?., Hacer, birden hatırlamış gibi göz kırptır — Bir dedikoducu vardı. O, ne oldu ? Cevat Bey, kahkahalarla gül- mekte idi: — Şumnulu Adem ağa, bu sefer işimize yaradı. Dedikoduların nereden, kimlerden çıktığını, de- dikoduların asıl nerelerde kayna- tıldığını, Adem ağadan iyi, kimse bilemezdi. Zihni Efendi, Adem ağayı elde etti. Adem ağa, bizim tarafımızdan olunca, İşimiz ko- laylaştı. Genç — zabitin — kahkahaları, Hacere de sirayet etmişti; o da, gevrek gevrek, çıngir — çıngır kabkahalar atıyordu: — Zihni Efendi de çok kur- nazmış.. Halbuki halinden de hiç umulmaz, değil mi? — Evet. Ummadık taş baş yararmış | — Hakikaten öyle.. Birdenbire oda kapısına şid- detle vurulmuştu: — Ceyvat Baey.. Cevat Bay.. Jandarma — zabiti, — yerinden fırladı : — Kim 07 Ne var? Oda kapısı açıldı nalbant ve otel sahibi Muharrem Bey göründü; vesi kesik kesik titriyordu : — Covat Bey, koşunuz... Fe- lâket... Ötel sahibinin yüzü bembe- yazdı, sesi gibi, elleri, omuz başları da sakır sakır titriyordu. Hacer de korkarak — ayağa kalkmıştı; birşey — söylemiyordu. Cevat bey, otel sahibine — doğru koşmuş, onu, elinden tutmuştu: — Ne var? Muharrem Beyin nefesleri ke- silmişti: — Felâket... — Peki, ne var ? Ne oldu. — Mehmaet Beyle Demir Ağa, otelin az ilerisindeki sarı kona- ğın önünde karşılaşmışlar. Meh- met Bey, Demir Ağaya lâf ata- cak olmuş, — kapışmışlar. — Zihnl efendi, koştu, geldi haber verdi. Kavga büyür de silâha sarılırlar diye korkuyorum. Zihni efendiyi, tekrar onların yanına gönderdim. Siz, bir görününlüz Cevat Bey ! Hacer, gözleri korku ile açıl- mış dizleri bükülecekmiş — gibi karıncalanarak ayakta duruyordu. Genç — mülâzim, —Muharrem beyi kapının — önünden yanına çekti, (sofaya fırlıyacağı zaman, Hacer yaralı bir ceylân gibi atıldı: — Nereye gidiyorsunuz ? Onun bir çığlığa benziyen 'gesi, genç zabiti şaşırtmıştı : — Gitmiyeyim mi? Vazifem... Genç kadın, mülâzimin kolun: dan tutmuştur — Hayır... Şimdi iş başında değilsiniz... Jandarma — zabiti, kolunu kurtardı: — Hayır... Bir zabit, her za- man vazife başındadır. Öyle olmasa bile Insanlık vazifem... Cavat bey, sofaya fırlamıştı; Hacer, arkasından koştu: — Daha hastasınız... nİzi yormayınız... Jandarma — mülüzimi, cevap vermedi; merdivenleri ikişer Ikişer atlayarak İndi. Hacer de, merdi- vene doğru koşuyordu. Muharrem bey de sofaya çıkmıştı, genç kadının arkasından segirtti: — Ya, siz, nereye gidiyorsu- nuz ? Hacer, lstedi: sllkindi, Kendi- silkinip — kurtulmak Bırakınız, beni... Nereye gideceksiniz? Göreceğim. Neyi göreceksiniz? Genç kadın, çırpınıyordur — Bırakınız. beni, Muharrem mıştı: Bırakmıyacağım... y z, sokak le- tündeki odadan bakınız... (Arkası var )