A TT 1 K SR Z | K DEl İ İ B t ',:ldı.. - T ŞY $ Haziran Sayla 5 1 Siyaset Âlemi ı |Almanyanın Bir Teşebbüsü. Habeş Harbi Yakınlaşıgyor Gibi Almanya, Fransız « Sovyet Rusya Bisakına itiraz — edici bir mota ile mdra, Parls, Roma, Vaşingtona mü- — Fücaat etti. Almanya, bu misakın karno Ulus'ar Kurumu misakları Tuhalif olduğu iddiasındadır. İddi istinat ettiği bir nokta, - bilha misaka ait protokolun bir cümle- ir. Bu cümleyo göre, Fransa veya vyet Rusya bir taarruza uğradıkları kdirde, Ulus'ar Kurumunun bu taar- Tuz hakkında müstacel bir tavsiyede lunması için müşterek — hareket Ndeceklerdir. #Almanyanın itirazı şudur1 “Eğer Uluslar Kurumu, protokolda kaydedildiği gibi müstacel bir surette tavsiyode — bulunumazsa, mizak ı yine cari olacak mı? Olacaksa, h. misak, ne Lokarnoyu, ne de uı'l-lıı Kurumunu — tanımıyor, de- Ür . Almanyanın bu itirazı, daha çim- m dikkate değer bir alâka uyan- Fimiştır. ) * İtalya ile Habeşistan arasındaki lâfın silâhlı bir dövüşe dayanacağını Rüsteren deliller sıklaşıyor. Esasen bu Bevsimde Habeşistanda askeri hare- 'l:"ıpıııl mümkün olmadığı İçin İyanın sonbaharı beklediği söyleni- Yerdu. Her geçen gün, bu iddiayı Yit ediyor. Hele son zamanda İtalya- ;—. kontenjan listelerine bakmıyarak #goslavyadan geniş mikyasta yiye- Sik satın alması, bu savaş tarihinin Yaklaştığına alâmet sayılıyor. Süreyya İmarikadaki Ulusal Kalkın- ma Kurumunun Süresi Bitiyor Vaşington, 4 (A.A.) — Rihberg tılmazsa türesi 16 haziranda bite- :'ı olan ulusal kalkınma kurumunun U tarihte Aarılanması için (tasfiye) hiçbir girgide bulunmamasi Ruzvelt İtafından kendisine bildirilmiş oldu- 4 söylemiştir. Yeni Çek Kabinesi —Pı.._ * (AA.) — Yeni kabine HEP“" tarafından kurulmuş, Benes 'ar Hariciye Bakanlığına geçmiştir. İçeri hademe girmişti: ğ M— Zatınızı bir efendi görmek Yor. — Kim? sen, tanımıyor musun? — Bir iki yol, buraya geldiydi. Çten bir efendi. Jandarma zabiti, düşünüyordu. gt arayan kimdi? Silâh arka- .::'lnndııı biri olsa, kapıyı vü- 'ık- girerdi. Onu, hastahanede iki kere arayan çoktu, kalktı: — Kim acaba? Bir bakayım? İ Ve kapıya doğru gitti, baktı, | .kııı,.. seslendi: N — Ooool. Hoş geldin Zihni Gel, gel.. Yabancı yok, ter Hanım burada.. Z -h_vC kapıyı açtı, ötel kâtibi — Mi Efendiyi içeriye aldı: | —— — Nerelerdesin, yahu? | Na 'acer, gülerek Zihni Efendiye | uzatmıştı : — Hoş geldiniz, Zihni Efendi. Cevat Bey de gülüyordu: . qmî.;'il:femeyo bir — iskemle H.tıı, ayağa kalkmıştı : — Zahmet — etmeyiniz, ben, İ | . ..hıruıı. ni efendi, sitemle baktı: Yeni Alman ordusundan bir müfreze talim yaparken Almanya İki Sınıfı Silâh Altına Çağırdı Bütün Efrat 17 Haziranda Bir Araya Toplanaca Berlin, 4 (A.A.) — Bütün ilân ku- lüplerinin üzerlerine, 1914-15 doğum- luları silâk ultına çağıran kocaman beyax Ilânlar yapıştırılmıştır. Bu doğumlular, 17 Haziranda Ber- lin askerlik bürola yoklanacak« lardır. Polis direktörünün imzasını ta bu ilânları halk m kuma a. mberidir, böyle ilânlar gö- Danzigde Haik Parasını Leh Paraslle Değiştiriyor (ALA.) — Danzig para- rüldüğü —haberi resmen diği halde halk ellerindeki e değiştirmek- 4 (AA, ) — Polis, çen. ele veren Sankovaki'nin suç ortaklarından 21 kişiyi yakala- mıştır. Senkovakl İle İlgisi bulunan Hit- lercl gazeteciler birliğinin mümessill Hertmayer'de yakalanmıştır. Yazan: Mahmut Yaesari &l7 — Ben, geldim, diye mi, ka- çıyorsunuz? Hacer, bir kahkaha attue — Evet, sizden kaçıyorum... Neler söyliyorsunuz? Sizden ka- çarmı yım? Evde biraz işim var. Cevat Beyi de fazla sıkmıyayım. Genç zabit, gücenik gücenik baktı: — Buna Hanım. — Şaka söyliyorum. Fazla du- rursam, belki doktorları kızdırı- rım, Siz, hastahaneden ne gün çıkıyorsunuz? P Cevat Eey, yüzünlü buruşturdu: — Onlara kalsa, daha bir hafta oturtacaklar amma... Ben, hafta içinde çıkmak niyetindeyim. Hacer, merak'a sordu: — Tekrar - kasabaya, başına mı döneceksiniz? — Hayır... Bir ay tebdilihavam darılırm, — Hacer vazife yar. Zihni efendinin gözleri parla- mıştı: — İşte bu mükemmel... Size, Güzelceotelde bir oda hazırlarız. Jandarma mülâzimi, elini alnı- | na vurdu: Göringin Konuşmaları k Almanya İle İtalya Henüz Anlaşamadı Belgrat, 4 (A.A.)— Bugün Dalmaçya kıyılarında bulunan General Göring, bazı ilerl gelenlerlâ görüşmek Üzere 6 Haziranda buraya gelecektir. Roma, 4 (A.A.) — General Göring- in İtalyaya gelişi hakkındaki yabancı Baberler, tekzip edilmektedir. Al- manya büyük elçiliği ile İtalya dış işleri Bakanı arasındaki konuşmalar henliz pozitif bir sonuca varmamıştır. İtalya, Avusturyadaki Alman propa- gandasının durdurulmasını istiyor. Avusturya - italya Viyana, 4 (A.A.) — İtalyan sıyasa» amda Avusturyaya karşı bir değişik- lik olduğu şaylaları tekzip ediliyor. Kaçırılan Alman Almanya Tarafından Çe- koslovakyaya Geri Verildi — Almanya, Çek N haklı bularak — Aklınla yaşa, Zihni Efendi. Ben, bunu düşünmemiştim. Hacerin gözbebekleri tutuş- muştu: — Hep bir aradayız, demek.. Artık sık sık bulüşür, bol — bol konuşuruz. Şimdilik bana müsaade. Cevat Bey, mahzun mahzun baktı: ç 4 a — Oturuyorduk... Hacer, başını ikl yana salladı: — Bugünlük kâfi... Ve söyliyeceği sözün ehemmi- yetini karşısındakilere de duyur- mak iİster gibi birden ciddileşti: — Cevat Bey, Zihni Efendi, yabancı değildir.. Onun yanında da konuşabiliriz. Güzelce otelde oturmanız İyi.. Mehmet Bey için söyledikleri, Zihnl Efendiye de söylersiniz. Ben, Mehmet Beyle karşılaşmak istiyorum. Otelde bir gün, — buluşuruz. Onunla — açık açık konuşuruz. Sizler do şahit olursunuz. t Zihni Efendi, göz ucuyle bir jandarma zabitine, — bir Hacere bakıyordu. Mehmet Bey işmini duyunca başını kaldırdı: — Bunu, çok iyi düşündünüz, Hacer Hanım.. Çünkü Mehmet Bey, Bekir Efenin, — hapisaneye nakledilmesinden cesaret — aldi, yine ağız dağıtmaya başladı! Hacer, merakla irkildi: -— Yine ne diyor? Fransada Altın Ticareti Durakladı Yeni Kabine Kamutayın Karşısına Çıktı Paris, 4 (Hususi) — Yeni Buison kabinesi Kamutayın karşımına çıktı Başbakan, (stizah takrirlerinin geri bırakılmasını öne sürdü, Kamutayın yeni başkanlığı için beş aday (nam- zet) vardır. Sağ partiler Franklen Buyyon'u Öne sürüyorlar. Altın Ticareti Paris, 4 — Finans Bakanı Kayyo, bütçe açığını kapamak ve frangın değerini korumak için uğraşacağını söylemiştir. Bu sözler İyi tesirler bırakmış, fransız raatları yükselmiş, altın satışı azalmıştır. Evvelce 500 milyondan bir milyara kadar yükselen altın çekişi dün 50 milyondan yukarı çıkmamıştır. giltere, 170 milyon franklık bir satın alma emrini gerl almıştır, Almanya İle İngil- tere Arasında Londra, 4(A.A.) — Bay Fon Rippentrop dün Bay Makdonald ile Sir Com Sâymen ve deniz Bakanıni görmüştür. ( Bu zat Hitlerin — mahremidir. Şimdi Londrada Almanya - İngiltere deniz konuşmaları için bulunuyor. ) Amerikada Sonu Gelmiyen Haydutluk Vaşington, 4 (A. A.) — Bir numa- ralı halk düşmanı Alvin Karpis çete- sinin haydutlarından Velney Duvla Şikagoda sıkı bir ateşten sonra ya- kalanmıştır. Bu adam iki milyonerin oğlunu kaçırmıştı. Romanyada Ticaretin Ge- nişlemesi için Yeni Tedbirler Bükreş, 4 (AA) — 11 Hazlran- dan sonra Romanya'nın diş ticarati için yenl tedbirler uygutlanacaktır. ( Yatbik edilecektir. ) Dışarıya yollanan malların kam- biyo olarak karşılığı, kambiyoların kanun! değeri üzerine, Romanya ulusal bankasının emrine verilecektir. Mal çıkmasını ilerletmek için banka, Ihracatçılara bir prim verecektir. Jandarma zabitine gözile işa- ret etti: — Görlüyor musunuz? Hiç boş durmayor. Cavat Bey, sordu: — Neler söylüyor? Zihni efendi, başımı salladı: — Ak taşdaki vakayı çıkaran, göya Demir ağa imiş! Hacer, bir çığlık' koparır gibi bağırdı: Y — Yalan! Otel kâtibi, kollarını açmıştı: — Elbette yalan... Vakada vurulan Veli dayımın hiç suçu yokmış... Jandarma Hamit onba- şının ona garezl varmış, tahkikatı yanlış yoldan yürütmüş ! Jandarma zabiti, hiddetle to- puklarını yere vurdı: — Halt etmiş... Hamit onbaşı, namuslu askerdir... Hatır, gönül gözetmez; babası olsa tanımaz! Hem, Veli dayıya, ne diye garezi varmış? Vell dayı kim oluyor? Ben, maiyetimdeki adamları bili- rim. Hepsi, vazifelerini yaparlar. Hamit onbaşıya, emniyetim var- dır. Zihni efendi, gülümsüyordu * — Niye telâş ediyorsunuz, Cavat bey? Herkes bilmiyor mu ? Hamit onbaşıyı köyde de, kasa- bada da, şehirde de herkes tanır... Haydi, Hamit onbaşının garezi vardı, diyelim, pık! müddeiumu- l Karilerin Sorgularına Cevaplarım “20 yaşındayım. Tahsilim — orta. Küçük bir memurun kızını seviyorum. Ailemi göndererek nişanlanmak iste- dim. Kızın başkasım sevdiğini öğren- dik, Ailesi de kızlarını bana vermiye razı olmadı. Aylarca peşinde gezdim. Gözleri beni reddetmiyor, fakat ümit te vermiyor. Bu tereddüt içinde bu- nahyorum. Aklımdan fena fikirler ge- çiyor.,, Aşk mukabelesiz kalınca ölür,, nazatiyesi neden hükmünü — yürüt- müyor?,, İskilip'de Hıçkıran Gönül Siz aşkın ölmesine İmkân bı- rakmıyorsunuz ki! bir defa arada geçen zaman gayet kısa, bir müddet daha sabret, kızla alâ- kadar olma. Peşine düşme. O vakit bu sözün nasıl hükmünü yürüttüğünü göreceksin. “Vaktile düşmüş bir kadını, düştü- Hü çirkelten kurtardım. Onu bulunduğu kötü muhitten çıkardım — ve resmen evlendim. Altı sene beraber yaşadık, çocuğumuz olmadı. Fakat ben kendi- sine mahrumiyet hissettirmemek için elimden geleni yaptım, — Nihayet altı senenin sonunda eski huyunun nük- settiğini ve bir başkasını — sevdiğini öğrendim ve ayrıldım. Fakat resmea boşanıncaya — kadar — onu başkasının kolları arasında görmeye — tahammül edemiyorum, Ne yapabilirim?, Boyoğlu Süleyman Kurtumuşsunuzr.'! Teşekkür ediniz, o, bu hareketile kendine fenalık etmiştir. 'Ayrıldıktan son- ra da artık başka birisile yaşa- masına Ügöz yummak| ve lâkayt kalmak kadar tabli bir şey ola- maz. Aldırmayınırz. ve bir an evvel resmen ayrılmıya çalışınız. Arkadaşını çok sevdiğini söyliyen kıza : Anlattığın hikâye çok çocuk- ça yavrum. Ne Üzülüyorsun, sarkadaşın ergeç hakikatı anlıya- cak ve seul affedecektir. * Beşiktaşta Serçe: Anlaşılan karınıza çok - sert muamele ediyor ve onu isyana sürüklüyorsunuz. Siz biraz nazik ve kibar olmağa çalışınız. Onun muamelesinde — değişiklik göre- ceksiniz. TEYZE minin de mi garezi var? Müddel- umuminin tahkikatı da, karakol kumandanının raporunun aynı... Fakat Mehmet beyle, adamlarına sorarsa, müddelumumi, karakol kumandanının raporuna göre tah- kikat yapmış! Genç mülâzım, sağ yumruğunu havada salladı : — Demek, bu soysuz paşa torunu, - zayıf, Aciz- bir kadınla uğraştığı gibi hükümetle, devlet- le do uğraşmak İstiyor. Hükümete, devlet kuvvetlerine karşı da dil uzatıyor, Öyle mi?|Bu kuvveti ne- reden bulabiliyor ? Şimdiye kadar yalan'arının, iftiralarının cezasız kalmasından şımardı, öyle mi ? Otel — kâtibinin — yakasından tutmuştu : — Bugün, sizi buraya allah gönderdi... Hacer hanımın buraya gelmesinden dedikodu — çıkarır- lardı. Zihanl efendi, kurnaz kurnaz güldü : — Ben, buraya bilhassa onun için geldim. Jandarma — zabitinin — elleri sarkıvermişti : — Ne diyorsun, Zihni efendi ? Hacer: — Gördünüz mü? Der gibi, Cevat Beye bakı- yordu. ÇArkası var)