'SON POSTA Habeş - ifalya Savaşı Başladı Demektir Hudutta Çarpışmalar Çoğalıyor " İtalya Askerleri Arasında Malarya Hastalığı Başgösterdi Habeş - İtalya kavgası — İngilizleri endişeye| düşürdü. Iagiltereye — göre, Ktalya yakında sa- vaşa — geçecektir. Çünküğ — Musolini, Afrikadaki — İtalya kuvvetlerini — daha fazla bekletemiye- cek ve Habeş üze- rine — saldıracaktır. Bir İtalyan gaze- teni ise, İngiltere bükümetini, Habe- gistanı ele geçir mek için dalavereli işler çevirmekle lk.. ham ediyor. Habeş tayyareleri, Adisababada tayyare meydanı ve bir Habeş tayyareolsi havada resim alırken.. Roma, 4 (A.LA.) — 31 mayısta Italya-Habeş sınırı boyunda çıkan hâdisede İtalyan ve Eritrelilerden 30 kişi ölmüştür. Yine © gün Somalı sınırlarında müstabilde çıkan başka bir önemli hâdise de, Italyan hatlarına sal- diran Habeşlerden 10 kadarı öldürülmüştür. İtalya Harp Kararı Vermek Mecburiyetindedir Londra, 4 (A. A.) — Habe- şistanın İtalyaya karşı bir salgın yaptığı hakkında Romadan gelen haber'er, büyük bir kaygu uyan- dırmıştır. İtalyan hükümetinin, bu hâdiseyi Cenevredeki hakem ko- mitesinin yetkesinden dışarı say- masından ve süel bir müdahaleye girişmekte kendi kendini haklı görmesinden korkuluyor. Sıyasal çevre, dün akşam, bu yeni — hâdisenin * kotarı'masını (balledilmesini) ya ulusal - komis- yonuna, ya sınırları tahdit edecek olan komiteye veyahut başka bir yeni kuruma yüklemek imkânla- rını görüşüyorlardı. Ancak bu çevrelerin, bu husus- taki umudları zayıftır. Zira orduyu Kızıldeniz kıyılarında, bütün yax tutmanın B. Müsolini — için güç olacağını düşünüyor ve Romanın biran evvel süel harekâta geçmek kararını vermek — istemesinden korkuyorlar. İtalyan askerleri arasında hastalık başladı Roma, 4(A. A.) — Doğu Afrikasından dönen 329 hasta işçi, dün Mesina ve — Napoliye gelmişlerdir. Stefanl ajansı, malar- yadan hasta olan> bu işçilerin iyileşmekte olduğunu, ve 20 sinin hastaneye kaldırıldığını bildirmek- tedir. Şimdi de İngiliz-İtalyan rekabeti Roma, 4 (A. A.) — Ingiliz - Italyan “ basın aytışmasına ,, de- vam eden Giornale d'ltalia gaze- tesi, İtalyan süel tedbirlerini doğru bulmakta ve Habeşistandaki İngi- liz işçimenliğini tenkit etmektedir. Bu gazeteye göre, Habeşistanda bulunan İngiliz asalbayı Klifford, Habeş hükümetinin 25 yıl için İngilterenin himayesini istediğini söylemiştir. Kliffordun bu sözü, Londra ile Adisababa arasındaki sıkı bağla- rın yeni bir delili olarak görül- müştür. Habeş hükümeti, gerçe bu sözü tekzip etmiştir. Fakat İngiliz asalbayının sözleri, ağızdan ağıza dolaşmaktadır. Giornale d'italla, ilk Habeş ğırılılınııı bir Ingilix doktorunun aktığını ve Habeşistanda dolaşan Ingiliz ajan ve — memurlarının Ualual hadisesinden sonra artmış olduğunu — yazmaktadır. — İtalyan gazetesi, bundan sonra Kenya ile önemli gereç (malzeme) geldiğini, bu özgür gelişin “kapalı kapı iç rejimi ile,, karşıtlık yaptığını ve Cibutideki Fransız memurlarının Adisababa trenlerinin kalkması sırasında — gösterdikleri — dikkati yazmaktadır. Giornale di'italia gazetesi, bu hadiselerin Habeşistana İngiltere- nin - kendisine yardım etmekte olduğu — duygusu u — vereceğini yazmakta —ve yazılarını — şöyle bitirmektedir: Işte bütün bunlar içindir ki, uzlaşmaya inanç gitgide azalmak- tadır. Italyada Bir Takım Mem- nuniyetsizlik Hareketleri ( Baştarafı 1 inel yüzde ) arasında — tanınmış — iktisatçılar, musikişinaslar, meşhur ressamlar ve Ünivers'te profesörleri — vardır. Venedikte teşekkül eden hu- sust bir mahkeme faşizm aleyh- darlığı ile ittiham edilerek tevkif edilen (87) kişiyi gayet ağır hapis cezalarına mahküm etmiştir. Hat- ta rivayet edildiğine göre bunla- rın hepis müddetlerinin yekünu (678) seneye balig oluyormış. Eski Tirol ve yeni ismile Alto Adige mıntakasında. —Üzerinde “Sarda yaptıkları gibi yapınız,, serlavhası bulunan bir beyanna- meyi dağıtlıkları İçin on beş, yirmi kişi tevkif edilmiştir. Arkdsür di aa * V, ÇAü Habeşlstan bududuna gönde- rilen kıtaat arasında salgın has- ta'ıklar çıktığı ve askerlerden bir çoğunun îıı yüzden telef ol- duğu haber alınmış ve yavaş yavaş ortalığa yayılan bu haber- ler asker ailelerini büyük bir en- dişeye düşürmüştür. Hatta Ceno- vada asker annelerinden mürek- kep bir kafile zorla kışlaya gir- miş ve — oğullarının Afrikaya gönderilmemeleri için nümaylş yapmışlardır. Bunların da çoğu tevkif edilerek hapse atılmıştır. Savig'lano da bulunan İataat arasında da bir kıyam çıkmış, güçlikle bastırılaki miştir. Eskişehirde Gördüklerim (Baştarafı 1 inel yüzde) Şimdilik Eskişehirde bulunan temyiz mahkemesi yakında An- karaya güçecek. Bu havadis, Eskt- şehirlilerden bir çoklarına sevinç veriyor. Zira iki yüz elliyi aşan ailenin memleketten çıkişı, ov kiralarının ağırlığını epey gidere- bilecekmiş. Hele bozı avukatların sevinçleri şeddeli... Çünkü onlar, yenl mahkemede, binasından baş- ka yenilikler, yerinden başka değişiklikler de umuyorlar... Eskişehirin en büyük derdini anlamak için bir Eskişehirliyi sorguya çekmeğe hiç lüzum yok. Zira bu, hakikatan ve her iki manada Eskişehirin derdi, itirazı çok bariz bir illet kadar meydan- da. Okadar ki, orada altmış sani- ye kalan bir yabancı, hattâ kör ve sağır bile olsa, bu derdi sezer. Bu dert, insanların sade gözlerine, kulaklarına değil, ta ciğerlerine, iliklerine kadar giriyor. Size bu derdi, bir. oralının ağrından ve hoş bir nüktesile beraber anlatayım: — Geçenlerde, diyor, Fransa- dan getirtilmiş bir tayyare mu- allimi bir uçuşa çıkmış ve dört bin metreden fazla yükseldikten sonra, karaya ayak bâsar basmaz talebelerine: — Hayret, demiş, hayret... Dört bin metre yukarıda bile toz Var... Hakikatan Eskişehirin tozu, Fransız tayyarecinin sözünü mü- balâğalı saydırmıyacak kadar müt- hiş. Toz dalgası, güneşi bile örte- rek koptuğu zaman, ikl metre önlünüzdeki dostu kaybediyorsunuz. Orada bu — vaziyet devam ederse, günün birinde, Eskişehir- den alınmış şöyle bir telgrah, şaşmadan eseflenerek okuyacağız: *— Dün şehrimizde — çıkan fırtınanın akibeti, geçenki Kara- deniz fırtınasının sonundan da fecl olmuştur. Çünkü tox dalga- lari'e karada boğulanların yekü- nü, o kazada yok olanların ade- dini aşmıştır. ,, İ Bütün bunları görüp dinledik- ten Gsonra İnsan — gayrlihtiyarl, Eskişehirde, toz dalgalarının her- şeyden evvel belediyeyi sürükle- yip götürdüğünü sanıyor. Fakat yine dostumun söyledi- gine nazaran, belediye böyle bir kazaya uğramamış, hattâ asıl garip tarafı, bağlı olduğu ma- kamın takdirine de mazharmış. dostum : — Buna hiç şaşma! Diyor. Ve gülerek ilâve ediyor1 — Belediyeain takdir. görme- sindeki sebebi, hareketsizliğinde aramak lâzımdır. Hayır ve sevap gibi, hata ve günah ta fanliyetten doğar, b Eskişehirde, karada boğulma- nn İstanbuldaki, şekli yok. Bey- oğlu gazinolarında bir gecede sarfodeceğiniz parayla, Porsuk babçesinde bir hafta sarhoş ola- bilirsiniz. Istanbulda bir bardak Terkos suyuna verdiğiniz kuruşla Eskişehirde bir tas âyran iİçebi- lirsiniz. Hulâsa misal sıralamak- tan vazgeçerek kısaca diyeyim ki, Istanbulda bir ayda doyabilece- ğginiz parayla, Eskişehirde iki ra- hat ay geçirebilirsiniz. Size Eskişehirin gıpta edebi- leceğiniz. bir hususiyetini, blr mazhariyetini daha anlatayım. Beni gezdiren dost, ismini yaza- mıyacağım mevki sehibi bir zati göstererekı — Bu adam, dedi, filândır. Aylık kazancı yüzelli lirayı bulur. Ve kendisi, besabını iyice bilir | Adresı Galata posta kutusu takımdan olduğu halde, her af başını borca girmeden getiremet Tabil merakla sordum: — Benim bildiğim, hesabıti bilir kimseler, içki, kadın, kumaf hatta, sinema ve sigara gibi zevl” leri bile lüks ve günah sayarlaf Binaenaleyh bu zatın da bunlar? tüvbouâylmnı lâzım. — Öyleder de! — O halde parayı ne yıplfr — O, Eskişehirin en — fazlk vergli veren adamıdır. Yani j memur maaşile İstanbuldaki me$” j hur doktorlar kadar vergi vaerir: Dostum, hayretimden doğef sualimi sormama vakit bırakml” dan merakımı giderdi: — Fakat onun verdiği, bizlti bildiğimiz — vergilerden - değildir O traş vergisi verir. Bu, Eskişt” hirde taammüm etmiş ve ihtimâl akla gelmediği için resimileştiril" memiş bir vergidir. Ve buralılafı aralarında fazla traş edenleri ceza olarak, muayyen birşey !" marlatırlar. Faraza beş dakikadan — fazli tıraş edenler, dinleyenlere birtf ayran ısmarlamaya mecbur edill/” ler. Ve işte bu zatı yıkan da bt vergidir. Zira biçare, dilini t0f masını bir türlü beceremedili için, Allahın günü elini cüzdü” nından kurtaramarz. Güldüm : — Desenize bizim Nurulleb Ataç buraya düşseymiş, açlıktâf ölecekmiş ! * Kısaca Eskişehir görüşmelerim? son vermeden evvel, dönüşünde duyduğum taptaze bi havmdisi de sunmak İsterim : Doğru bir ağızdan işittiğle! göre, Üniversitenin yvıj enstitüsü — talebeleri, — tatilleri haşerat tetkikatile geçirecekle” miş. Uzun müzakerelerden souff bu tetkiklerini, Eskişehirle Ankt” ra arasındaki trenlerde yapi larmış. Onları, bu kararla! gösterdikleri isabetlerden tebrik etmekten kendimi yacağım, Uykusuz geçen son ynk# bu tetkikattan çok hayif/ neticeler çıkabileceğine İna! Zira vagonlarda, bizden | Z lardan ve tahtakurusu, pire Tef ire gibi bildiklerimizden uö; tetkike değer meçhul haşaratâ tesadüf ettim. INaci sı_gğ’/' Ademi Iktidar ve belgevşekliğini, sini” Her eczanade bulunür Kutusu 150 k M*";'”g