SON POSTA OSMANLI SALTANATI GÜÇERKEN (Mütareke devrinin tarihi ) » Her bakkı malıfuzdur. Yazan: Ziya Şakir No. 18 W/5/35 Her Iş Karışıktı. Matbuatta Da Bir Anarşi Bir hayli âlim geçinen bir ka- lemin mahsulü olan şu yazıların birçk cümleleri, müraiyane bir şaklabanlık telâkki edilir ve, üze- rinde fazla durulmıyarak — geçile- bilirdi. Fakat son cümle, böyle değildi. Bilhassa, ağır bir tehdit manası ihtiva etmekte İdi. (Paci- şah taraftarı) olmıyanlar, en açık ve en sarih bir lisan ile, ( yarın öbür gün, Selimiye kışlasına mi- safir gelecek olan İngiliz asker- leri ile tehdit edilmekte idi, Halbuki o tarihte, İngiliz ae- kerlerinin Selimiye kışlasına mi- safir gelip gelmiyecekleri, henlz belli değildi. Acaba bu muharrir, bangi kuvvetin — ilhamiledir. ki; kendi vatandaşlarını, kendi mik- lettaşlarını, - henüz dostluğu bile ahden tekarrür etmemiş olan - bir düşman Aaskerile tehdit ede- cek kadar vicdan ve kaleminde cüret görebilmişti. İngiliz asker- lerinin Istanbula girecekleri, ab- valin aldığı cereyandan - istidlâl edilse bile; bunu vaktinden çok evvel ilân etmek ve bahusus bir tehdit mahiyetinde ileri sürmek; veri Avatön aşkı) hisseden bir='ııı alabileceği bir şey değildi. * Gîllllyo: ki, Osmanlı impara- q—u yaşatan hayat şirarzesi, artık parçalanmak Üzere idi. Mik . letin — yeğâne — istinatgâhı ( Mecliil Meb'usan ) berl sinesinde sinsi sinsi yanan nteşleri püskürmeye — başlamış, değil içinde, hattâ muhitinde bile barınılmaz bir volkan haline gel- mişti. Kabine, etrahını saran cere- yanlara mukavemet edemeyerek istifa etmişti. Efkârıumumiyeye — tercüman olması l(âzımgelen matbuatta da, anarşi başgöstermiş, hakikaten memleket kaygusile çalışan birkaç güzeteden maada diğerleri, mes- lek ve meşreplerini yukarıdaki satırlarla bunlara benzeyen neşri- yata hasretmişlerdi. Bu hal ve vaziyette şayet mütareke uzar ve sulh meselesi de sarpa sararsa, ne yapabileceti?. Yeniden harbe devama ihtimal verilemezdi. Çünkü Suriye ve lrak orduları, bitkin bir hale gel- miş, ancak kumandanları sinde büsbütün #inden kurtulabilmişlerdi. Bun- lardan maada hükümet elindeki silâhlı kuvvetin mecmuu; üçü e- tanbulda, üçü Trakya hududunda, on ikisi d& Akdeniz boğazında o mak Üzere on sekiz tabur yedi sekiz bin ıl?îek ve bir miktar da topçudan ibaretti. Mondros - limanında olan enelerden- bulunan İngiüz ve Fransız donanmaları, | Çanakkale önüne gelmişi son torpil şebekesinin de kaldırı masını beklemektelerdi. Onlarda bugün yarın kalkacak ve bu zırhlılar Is- tanbula geleceklerdi. Çanakkalede mütarekenin ah- | kâmının — tatbikatına — başlanmış, muhte'if mıntakalara itilâf askeri gakarılmıştı. Mamafih, p: zikâne hareket edilm'ş, istihkâm- lar doğrudan doğruya işgal edil- Miyerek çıkarılan kuvvet'er, Türk Âyni zaman- da torpil tarlaları arasından yol bu- larak geçebilen yandan — çarklı Aryan — Fransz vapuru da İstan- bula gelmişti. Bu vapurun süvarisi olan binbaşı ile bir. Fransız Ge- neralı hükümete Müracaat etmiİş- ler, — rıhtimda, Fransız — beylik gemilerinin — ya- naşabilecegi ka- dar mahdut bir saha İstemişlerdi. ik gün vuku- bulan bu müre- ©© enat, pek mute- vazımne idi. Hat- tâ ba mutevanı- ane talep, itilâf devletlerinin le- tanbulu cebren işgal — fikrinde olmadıklarına bü- yük bir kanaat vermişti. Yine o gün İstanbula gelen İngiliz generalı Vilson He miralay Murfi bükümet — ricalile temas etmişler : — Mütareke tatbikatı, büyük bir sükünetle — devam ediyor. Boğarzdan geçerken bizzat gördük. Ingiliz ve Türk askerleri, birer kardeş gibi bir arada yaşıyorlar. Hükümetimizden — emir — aldık. Türklerin kalbinde hiçbir ceriha ve inkisar bırakmıyacak — suürette hareket edeceğiz. Demişlerdi. Bu #sözler de, Fransızların mutevazıane - taleple- rinden hasıl olan kanaati takviye etmişti. Lâkin.. Fransız generalı ertesi gün, yine hükümete müracaat etmiş şunları istemişti : 1 — Sefaret malyetinde bu- hlanmak Üzere karaya birtakım kuvvetinde asker ihracı. 2 — Telsiz telgraf istasyon- larının kendilerine teslimi. İstanbul B Ka Atikalipaşa mah. 35 nci adada arsa, Çırçır yangın yer'nde 59 ncu yüzsüz arsa, diyesi Başgöstermişti.. dTatanbulun üçüncü Fetihl Gazl Mustaja Kamâl 3 — Alman zabitanı elinde bulunan otomobillerin toplattırı- larak, kendi emirlerine verilmesi... Babaâli, bu teklifleri dinleye- cek vaziyette değildi. Çünkü istifa meselesinin aldığı şekil, artık en hâd bir devreye gelmişti. Buna binaen — Fransızların bu teklifi, sudan cevaplarla - geçiştirilmişti. Fakat ortada, büyük ve acı bir hakikat vardı. Nihayet, Ingiliz ve Fransız — kuvvetierinin — piştarları Istanbul topraklarına ayak bas- mışlar, artık - haklı veyahut hak- sız - taleplere başlamışlardı. 6 İşte.. — saltanatın, hükümetin, paytahtın ahva'i bu — merkezde iken ( Tevfik paşa kabinesi ) ikti- dar mevkiine geçm'ş, bu sırada da sabık ( Yıldırım orduları gurupu | Kumandanı Mustafa Kemal Paşa ) Istanbula gelmişti. ( Arkası var ) İlânları Sahası metre mur&bbar Hiymeti Müvukkat teminat Kıymeti mrükte yangın yerinde Kariye: yüzsüz a 25,97 29,75 Çırçır yangın yerinde 33 ncü adada yüz- BÜZz arsa. 11,25 Samatyada Ağahamamında Akarca S. 31 No.lu evin arkasındaki arsası. kuleizemin 21,50 Falih yangın yerinde Kadıçeşmesi mah. 49 ncu adada bir yüzü 26,05 diğer yü- zü 16,17 metre olan arsa, Chazgir Yangı — yerinde 36 1cı adada yüz Üüz arsa, 70,8 Cihangir C 10,43 Aksaray yangın yer.inde Koska mah. Şair Haşmet S. 18 xci adada yi z arsa. 3,90 Yukarıda s hası, semti, teminatı ve beher metrosunun kıymeti yazılı arsalar satılmak üzer İhale müddeti 11/5/935 gi ale gönünde ne uzalı mıştır. A âkalı olanlara talibi çıkmadığından satın almak isteye ler Şşeraiti anlamak üzere hergün Levazım Müdürlü- ğüne müracaat etmeli, arttırmaya girmek için de hizalarında güös- terilen muvakkat teminat makbuz olan 11/5/935 Cumartesi günü aekerleri arasına yerleştirilmiş'L. l bulunmalıdırlar. (B) veya mektubile saat 15 de Daimi ihale günü Encümende *“2404,, ( Baştarafı 1 incl yüzde ) beraber götürdüm. Fakat konyada, bütün ailece hep güvercinlerimden bilinen fe- syanı patlak verdi.. Ve... Hemşirem öldürüldü... Bu facia, annemi, babamı, hulâsa bütün ailemi, güvercinleri- min uğursuzluğuna epeyce İman ettirmişti. El ve dil birliğile beni güver- cinlerimden vaz geçmeğe mecbur ettiler! Anketimin İlk ve sevimli mu- hatabı doktor bayan Pakize, ilk sualime verdiği bu cevabı taman- ladıktan sonra iİlâve etti: — Sualinize doğrudan doğruya cevap vermeden evvel, aklıma bir hikâyeciği daha anlatı- — Konyada ölen hemşirem, cumartesi gününün uğursuzluğuna kanidi. Musevi vatandaşlarımızın fıstık yeyip bayram yaptıkları bugün, hemşirem için bir kara matem olurdu. Cumartesi günleri zavallının ağzını bıçak açmazdı. Ve asıl İşin garip tarafı, birçok ufak tefek akallikler, onun başına hep bu meş'umiyete inandığı gün- de gelmiştir. Hattâ nitekim, cu- martesi, onun genç ve talisiz baharının son günü oldu... Onu, bu cumartesi günü öldürdüler. Bu hatırayı anmak, genç dok- torun zeki gözlerinde, dibi gazla- nan bir meş'ale gibi mütemadiyen parlayan neş'eyi karartmıştı. Fa- kat o, iradesi kıt kimseler gibi, acı duygulara kapılmaktan çabuk kurtuldu ve : — Tabi, dedi, — şimdi, bütün bu olmuşların bende uyandırdığı hissi tahmin edersiniz. Ben ne güvercinlerden soğudum, ne de cumartesi gününün uğursuzluğuna inandım. Fakat bütün isteğime rağmen elim, yeniden çvncln beslemiye varmıyor ve bir işe başlıyacağım zaman, güzüm ğayri ihtiyari takvime kayıyor. Eğer bugün cumartesi ise, ertesi sabahı, beklemeyi tercih ediyorum. Bu neden, niçin böyle oluyor? Bilmiyorum... Bu biraz, çok kim- selerden — dinlenilen — yalanlara inanmıya da benziyor. — Sevilen kimselerin —inandıkları — zararsız şeylere zahiren olann hürmetkâr davranmak mecburiyetinden doğ- muş bir itiyada da benziyor.. Meselâ ben kendi hesabıma, bunlardan hiç birisine inanmış, ve buna. rağmen de, bu kabil itikatlardan birçoklarına, . içten inanmışçasına tâbi — olmaktan kurtulamıyorum. Muhatabım, bu husustaki ka- naatini, çok daha şümullü, çok duha özlü, çok daha esası bir cümlecikle hulâsa etmek gibi düşün ü: Sonra, bu mevzu — etrafında | daha fazla zihin yormıya İüzum görmedi ve dudaklarında aydın'ık bir gülüş belirdi : — Ve nihayet ben, hastalıkları mütehass sıyım, koloji mütetebbii değil... bahiste daha fazla konuşursam salâhiyet min dışına taşmış olu- rum. Kendisine ayrılırken : — Yalnız dedi, bu itikatlar- dan birçoklarını da, iliyat edini- lemiyecek kadar gülünç bulduğu- | mu söylemek islerim, Meselâ, bazı kadınlar, yemek sofrasının köşesine olurmazlar... l Zira oturdukları takdirde, yedi teşekkür — ederek in en büyüğile karşılaştık: l ister | kadın | psis | Bu | | den: Yeni Anketimiz Bâtıl Itikatlara Inanır Mısınız? yıl kocasız. kalacaklarına — kani- dirler. Meselâ geçenlerde, ağırbaşlı kelli, felli, mevki sahibi bir aile dostile yolda yürüyorduk. Bir aralık, efendi efendi konu- şurken, yanımdan bir canbaz gibi fırladı. Bir de baktım, kalabalık — caddenin kenarındaki dükkân de- — mirlerinden birinde, çiğer gibi — sallanıyor. ğ Onun ağzımı açık bırakan bü halini görünce çıldırdığıma hük- mettim. Fakat az sonra, o, asıl- dığı demirden atladı, ve yine her zamanki uslu akıllı, kelli folli, ve biraz mağrurca edasını takınarak yanıma geldi. Meğer, o ande ya- numızdan bir papaz geçmiş. Ve papaz geçince, bir madene sarıf- mıyanlar, kırk gün içinde ölür- lermiş! Bazı kimselere göre de, Cu- martesi günü elbise ısmarlıyanlara, giymek kısmet ok ğ ne güler, ve böyle düşünenlere acırım tabil... Kıymetli doktor, gülerek ilâve etti: İ — Aman bu sonuncuyu yazın. zira bu satırları okuyacaklar için- ” de böyle şeylere Inanan erkek- lerde bulunacaktır. Tabit onların arasinda — karılarından — bıkimış — olanlar da vardır. Cumartesi günü elbise ısmarlıyanların öldüklerini okur okumaz, — karılarını terziye götürmek için ilk cumartesiyi iple — çekeceklercir. Bu sayede de birçok kadınca- ğızlar, uzun kavgalara, münaka- şalara girişmeden — birer elbise kazanacaklardı Selim Tevfik To , Senfanik Konser Şişli Halkevi orkestra — şefi Prol. Mühendisyan'ın idaresinde — talebeleri taralından 60 kişilik — bir arkestra ile yörın sabah esxt 11 de Saray sinema- sında bir senfonik konser verilecektir. Bu akşam da saat — ön sekiz buçukta Fransız tiyatrosunda Seyfettin Asafın idaresinde bir konser verilecek ve Mo- zart, Volkman ve Griegden parçalar çalmacaktır. Halkevinin Konseri İstunbul — Halkevi C. H. P. sinin 4 üncü büyük kurultayının açılışı mü- betile bugün sanb 15 de Tepebaşın- ehir Hiyatrosunda bir toplantı yapa- çak ve bhir konser verecektir. Cerrahtarın Toplantısı Türk Cerrahi Cemiyeti uylık toplan- tsnı geçen Pazar günü Haseki hasta- inde yapmış, Bay Ahmet — Kemal, ropigeaci Bıy Küâzım Nadir, Bay Ad- nan ve operatör. Küzim İsmail tarafın — dan birçok cerrahi vakalar gösterilmiş, münakaşalar yapılmıştır. lerini Çağırma Eminönli Askerlik şubesin- Şubemiz e k yıtlı ma'ül zabi- * n ve efrattan yala z vaziyetleri az- keri ma'â! ol rak tesbit edilmiş olan- | tarın yanlarında bulunan bütün vesi- | katırl'e ve müfus cüzdonlarile birlikte 16 mey.s perşembe günü kacar acele şubeye gelmeleri olunur. akşamına ilân